Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
(Ayrıca) Onlardan (Muhacir ve Ensar’dan) sonra gelen (mü’min) ler de şöyle derler: Rabbimiz, bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla ve kalplerimizde iman edenlere karşı bir kin bırakma. Rabbimiz, gerçekten Sen, çok şefkatlisin, çok esirgeyicisin. * |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Ve onlardan sonra gelenler de Rabbimiz derler, suçlarımızı ört bizim ve bizden önce inanan kardeşlerimize ve inananlara karşı gönlümüze bir kin, bir haset verme; Rabbimiz, şüphe yok ki sen esirgeyicisin, rahimsin. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Bunlardan sonra gelenler: “Ey Rabbimiz!” diye yalvarırlar. “Bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla ve iman etmiş kardeşlerimizden hiç birine karşı, kalplerimizde yersiz ve uygunsuz düşüncelere yer bırakma. Şüphesiz sen, çok merhametli ve çok şefkatlisin.” |
Ahmet Tekin Meali |
Bu ganimet malları, bunların ardından gelen:
“Rabbimiz, bizi ve bizden önce iman ile öne geçmiş kardeşlerimizi koruma kalkanına al, bağışla. Kalplerimizde iman edenlere karşı hiçbir kin bırakma. Rabbimiz, sen çok şefkatli, engin merhamet sahibisin.” diyen nesillerindir.* |
Ahmet Varol Meali |
Onlardan sonra gelenler de derler ki: "Rabbimiz! Bizi ve imanda bizi geçen kardeşlerimizi bağışla. İman edenlere karşı kalplerimize bir kin koyma. Rabbimiz! Şüphesiz sen şefkatlisin, merhametlisin." |
Ali Bulaç Meali |
Bir de onlardan sonra gelenler, derler ki: 'Rabbimiz, bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla ve kalplerimizde iman edenlere karşı bir kin bırakma. Rabbimiz, gerçekten sen çok şefkatlisin, çok esirgeyicisin.' |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Onlardan (Muhacirlerle Ensar'dan) sonra gelenler şöyle derler: “- Ey Rabbimiz! Bizi ve iman ile bizden evvel geçmiş olan kardeşlerimizi bağışla; iman etmiş olanlar için kalblerimizde bir kin bırakma. Ey Rabbimiz! Muhakkak ki sen, Raûf'sun= çok şefkatlisin, Rahîm'sin= çok merhametlisin.” |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Onlardan sonra gelenler derler ki: “Ey Rabbimiz! Bizi ve bizden önce inanan kardeşlerimizi bağışla. Ey Rabbimiz! İnananlara karşı kalbimize bir kin koyma. Şüphesiz Sen, çok şefkat eden ve çok acıyansın. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Onlardan sonra gelenler şöyle derler: “Ey Rabbimiz! Bizi ve bizden önce inanan kardeşlerimizi bağışla. Kalplerimizde, inananlara karşı hiçbir kin bırakma! Ey Rabbimiz! Şüphesiz sen çok şefkatlisin; çok merhametlisin. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
Onlardan (Muhacirlerle Ensar'dan) sonra gelenler şöyle derler: “Ey Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla! Kalplerimizde, iman edenlere karşı kin bırakma! Ey Rabbimiz! Şüphesiz ki sen çok şefkatli, çok merhametlisin!”* |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Onlardan sonra gelenler: "Rabbimiz! Bizi ve bizden önce inanmış olan kardeşlerimizi bağışla; kalbimizde müminlere karşı kin bırakma; Rabbimiz! Şüphesiz Sen şefkatlisin, merhametlisin" derler.* |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Onlardan sonra gelenler ise şöyle derler: “Ey Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla. Kalplerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin tutturma! Ey Rabbimiz! Şüphesiz sen çok esirgeyicisin, çok merhametlisin.”[534]* |
Diyanet Vakfı Meali |
Bunların arkasından gelenler şöyle derler: Rabbimiz! Bizi ve bizden önce gelip geçmiş imanlı kardeşlerimizi bağışla; kalplerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin bırakma! Rabbimiz! Şüphesiz ki sen çok şefkatli, çok merhametlisin! * |
Edip Yüksel Meali |
Onlardan sonra gelenler, "Rabbimiz, bizi ve bizden önce inanmış olan kardeşlerimizi bağışla; kalbimizi inananlara karşı kin beslemekten koru. Rabbimiz, sen şefkatlisin, Rahimsin," derler. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Onlardan sonra gelenler derler ki: "Rabbimiz, bizi ve bizden önce inanan kardeşlerimizi bağışla, kalplerimizde inananlara karşı bir kin bırakma! Rabbimiz! Sen çok şefkatli, çok merhametlisin!" |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Ve şunlar ki arkalarından gelmişlerdir, Şöyle derler: ya Rabbena bizlere ve önden iyman ile bizi geçmiş olan kardeşlerimize mağfiret buyur ve gönüllerimizde iyman etmiş olanlara karşı kin tutturma ya Rabbena şübhe yokki sen raufsun rahîmsin |
Hasan Basri Çantay Meali |
Bunların arkasından gelenler (şöyle) derler: «Ey Rabbimiz, bizi ve îman ile daha önden bizi geçmiş olan (dîn) kardeşlerimizi yarlığa îman etmiş olanlar için kalblerinizde bir kîn bırakma. Ey Rabbimiz, şübhesiz ki sen çok esirgeyicisin, çok merhametlisin». |
Hayrat Neşriyat Meali |
Onlardan (Muhâcirlerle Ensâr'dan) sonra gelenler ise derler ki: “Rabbimiz! Bize ve îmân (ciheti) ile bizi geçmiş olan kardeşlerimize mağfiret eyle! Kalblerimizde îmân edenlere karşı bir kin bırakma!(1) Rabbimiz! Şübhesiz ki sen, Raûf (çok şefkat eden)sin, Rahîm (çok merhamet eden)sin!”* |
İlyas Yorulmaz Meali |
(Medinelilerden) Sonra gelen muhacirler de “Ey Rabbimiz! Bizi ve bizi iman ile geçmiş kardeşlerimizi (ensarı) bağışla, iman edenlere karşı kalplerimizde bir kin bırakma. Rabbimiz sen çok şefkatli ve merhametlisindir” diye dua ederler. |
Kadri Çelik Meali |
Bir de onlardan sonra gelenler derler ki: “Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla ve kalplerimizde iman etmiş olanlara karşı bir kin bırakma. Rabbimiz! Gerçekten sen çok şefkatlisin, çok esirgeyicisin.” |
Mahmut Kısa Meali |
Onlar, ta başından beri iman dâvâsına gönül veren öncü Müslümanlardır. Onlardan sonra gelen ve kıyâmete kadar gelecek olan müminler ise, “Ey Rabb’imiz!” diye yalvarırlar, “Bizi ve bizden önce inanmış olan kardeşlerimizi bağışla; inananlara karşı kalbimizde en ufak bir kırgınlık ve nefret duygusuna yer verme! Duâmızı kabul eyle ey Rabb’imiz, şüphesiz Sen çok şefkatli, çok merhametlisin!” |
Mehmet Türk Meali |
Onlardan sonra gelenler1 de (onlar için): “Ey Rabbimiz! Bizi ve bizden önce îman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla ve îman edenlere karşı gönüllerimizde çekememezlik bırakma. Ey Rabbimiz! Gerçekten Sen çok acıyan ve çok merhamet edensin.” diye duâ ederler.2 * |
Muhammed Esed Meali |
Onlardan sonra gelenler, 15 “Ey Rabbimiz!” diye yalvarırlar, “Bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla ve imana ermiş olan[lardan hiçbiri]ne karşı kalplerimizde yersiz ve uygunsuz düşünce veya duygulara yer bırakma. Ey Rabbimiz! Sen şefkat Sahibisin, rahmet kaynağısın!” |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Onlardan sonra gelenler şöyle yakarırlar: “Rabbimiz! Bizi ve bizden önce imanla göçüp gitmiş olanları bağışla! İman edenlere ilişkin gönlümüzde en küçük bir kin[5018] bırakma! Rabbimiz! Şüphe yok ki Sen çok şefkatli, çok merhametlisin!”* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Ve o kimseler ki bunlardan sonra gelmişlerdir. Derler ki: «Ey Rabbimiz! Bizim için ve imân ile bizi geçmiş olan kardeşlerimiz için mağfiret buyur ve bizim kalblerimizde imân etmiş olanlar için bir kin bulundurma. Ey Rabbimiz! Şüphe yok ki Sen çok esirgeyicisin, çok rahmet sahibisin.» |
Suat Yıldırım Meali |
Onlardan sonra gelenler (başta muhacirler olarak, kıyamete kadar gelecek müminler): “Ey kerim Rabbimiz, derler, bizi ve bizden önceki mümin kardeşlerimizi affeyle! İçimizde müminlere karşı hiçbir kin bırakma! Duamızı kabul buyur ya Rabbenâ, çünkü Sen raufsun, rahîmsin! ” (şefkat ve ihsanın son derece fazladır). [9, 100] |
Süleyman Ateş Meali |
Onlardan sonra gelenler derler ki: "Rabbimiz, bizi ve bizden önce inanmış olan kardeşlerimizi bağışla, kalblerimizde inananlara karşı bir kin bırakma! Rabbimiz, Sen çok şefkatli çok merhametlisin!" |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Sonradan gelecek olanlar şöyle derler: "Sahibimiz (Rabbimiz)! Bizi ve bizden önce inanıp güvenmiş olan kardeşlerimizi bağışla; kalbimizde müminlere karşı bir kin oluşturma; Rabbimiz! Şüphesiz Sen çok şefkatlisin ve ikramın boldur". |
Şaban Piriş Meali |
Onlardan sonra gelenler de:-Rabbimiz, bizi ve bizden önce iman eden kardeşlerimizi bağışla, kalbimizde iman edenlere karşı bir kin bırakma! Rabbimiz, sen çok şefkatli, çok merhametlisin! dediler. |
Ümit Şimşek Meali |
Onlardan sonra gelenler de “Ey Rabbimiz,” derler. “Bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla. Kalplerimizde iman edenlere karşı kin bırakma. Rabbimiz, muhakkak ki Sen çok şefkatli, çok merhametlisin.” |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Onlardan sonra gelenler de şöyle derler: "Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmiş kardeşlerimizi affet; kalplerimizde, inananlara karşı bir düşmanlık bırakma! Rabbimiz, sen çok şefkatli, çok merhametlisin!" |
M. Pickthall (English) |
And those who came (into the faith) after them say: Our Lord Forgive us and our brethren who were before us in the faith, and place not in our hearts any rancor toward those who believe. Our Lord! Thou art Full of Pity, Merciful. |
Yusuf Ali (English) |
And those who came(5384) after them say: "Our Lord! Forgive us, and our brethren who came before us into the Faith, and leave not, in our hearts, rancour (or sense of injury)(5385) against those who have believed. Our Lord! Thou art indeed Full of Kindness, Most Merciful."* |