Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
(Bu Yahudilerin durumu ve sonu;) Kendilerinden yakın zaman önce, işlerinin vebalini tatmış (küfür ve zulümlerinin akıbetine uğramış) olan, (ve şimdi ahirette de) kendileri için acı bir azap bulunan kimselerin (Bedir’de cezalarını bulan putperestlerin) durumu gibidir. |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Onlar, kendilerinden az önce gelip de yaptıkları işin vebalini tatmış olanlara benzerler ve onlara elemli bir azap var. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Ey mü'minler! Bu düşmanlarınızın durumu, kendilerinden önce yakın geçmişte olan, müslümanlarla savaşanların durumu gibidir. Onlar yaptıklarının cezasını tattılar, öteki dünyada da şiddetli bir azap vardır onlara. |
Ahmet Tekin Meali |
Müşriklerin ve müslüman görünerek İslâm'a karşı gizli eylem planları ve eylem yapan münâfıkların durumu, kendilerinden bir müddet önce geçmiş ve mü'minlere karşı yaptıkları kötülük planlarının cezasını tatmış olanların durumu gibidir. Onlara can yakıp inleten, müthiş bir de azap vardır. |
Ahmet Varol Meali |
Tıpkı kendilerinden kısa süre önce yaptıklarının cezasını tatmış olanlar gibi. Onlar için acıklı bir azap vardır. |
Ali Bulaç Meali |
Kendilerinden önce yakın geçmişte olanların durumu gibi; onlar, yaptıklarının sonucunu tadmışlardır. Onlara acı bir azab vardır. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Onların hali, kendilerinden az önce geçenlerin hali gibidir ki, yaptıklarının cezasını (dünyada) taddılar. Onlara (ahirette) acıklı bir azab da var. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
İşte bunların durumu, kendilerinden öncekilerin durumu gibidir. Yaptıklarının cezasını tattılar. (Ahirette de) onlar için, elem verici bir azap vardır. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Onların durumu, kendilerinden az önce geçmiş ve yaptıklarının cezasını tatmış olanlara benzemektedir. Onlara acıklı bir azap vardır. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
Onların durumu, kendilerinden az önce geçmiş ve yaptıklarının cezasını (Bedir'de) tatmış olan (Mekkeli müşriklerin) durumu gibidir. Onlara (ahirette de) elem dolu bir azap vardır. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Onların durumu, kendilerinden az zaman önce geçmiş ve işlerinin karşılığını tatmış olanların durumu gibidir. Onlara can yakıcı azap vardır. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Onların durumu, kendilerinden az öncekilerin (Mekkeli müşriklerin) durumu gibidir. Onlar (Bedir’de) yaptıklarının cezasını tatmışlardır. Onlara (Ahirette de) elem dolu bir azap vardır. |
Diyanet Vakfı Meali |
(Onların durumu) kendilerinden az önce geçmiş ve yaptıklarının cezasını tatmış olanların durumu gibidir. Onlara acıklı bir azap vardır. * |
Edip Yüksel Meali |
Kendilerinden kısa bir süre önce geçmiş olanlara benziyorlar. Onlar, işlediklerinin karşılığını tatmışlar ve acı bir azabı haketmişlerdi. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
(Bu yahudilerin durumu) kendilerinden az önce, işlerinin günahını tatmış olan, ahirette de kendileri için acı bir azab bulunan kimselerin (Bedir'de cezalarını bulan putperestlerin) durumu gibidir. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Yakında önlerinden geçenler gibi ki emirlerinin vebalini tattılar, daha da onlara elîm bir azâb var |
Hasan Basri Çantay Meali |
(Onların) haali kendilerinden az öncekiler (in haali) gibidir ki onlar, yapdıklarının kötü aakıbetini (dünyâda) tatmışlardır. Onlar için (âhiretde de) çetin bir azâb vardır. |
Hayrat Neşriyat Meali |
(Onların misâli;) kendilerinden az önce, yaptıklarının vebâlini tatmış olanların(Bedir'de öldürülenlerin) hâli gibidir! Ve onlar için (âhirette de pek) elemli bir azab vardır. |
İlyas Yorulmaz Meali |
Onlar, yakın bir zamanda, yaptıkları yanlış işlerin karşılığını tadan kimseler gibidir. Ayrıca onlar için acıklı bir azap olacak. |
Kadri Çelik Meali |
(İkiyüzlülüklerinin durumu,) Kendilerinden az önce yaptıklarının vebalini tatmış olan, ahirette de kendileri için acı bir azap bulunan kimselerin durumu gibidir. |
Mahmut Kısa Meali |
Bu durumdaki bütün münâfık ve kâfirlerin âkıbeti, tıpkı kendilerinden kısa bir süre önce Bedir savaşında ve Benî Kaynuka Yahudilerinin topluca sürgün edilmesinde ihânetlerinin cezasını çeken ve âhirette can yakıcı bir azâba mahkûm olan inkârcıların uğradığı âkıbet gibi olacaktır. |
Mehmet Türk Meali |
(İşte bunların da sonu,) kendilerinden az önce, yaptıklarının cezâsını tadan ve âhirette kendileri için acı bir azap olanlar1 gibi olacaktır.* |
Muhammed Esed Meali |
[Ey müminler, düşmanlarınızın her ikisinin akibeti de 21 ] onlardan kısa bir süre önce, kendi yaptıklarından doğan felaketi tatmış olanlar(ınki) 22 gibi [olacak]tır, ve onları [öteki dünyada daha şiddetli] bir azap beklemektedir: |
Mustafa İslamoğlu Meali |
(Onların akıbeti de), kendilerinden hemen önce yaptıklarının acısını tadanların akıbetine benzeyecektir;[5025] dahası onların hakkı, elem verici bir azaptır.* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Onlar, kendilerinden biraz zaman evvel işlerinin vebalini tatmış kimseler gibidirler ve kendileri için pek elemli bir azap vardır. |
Suat Yıldırım Meali |
Bu Yahudilerin hali, kendilerinden az önce, yaptıkları işlerin vebalini tatmış olan, âhirette de ayrıca gayet acı bir azap çekecek olan kimselerin durumuna benzer. * |
Süleyman Ateş Meali |
(Onların durumu), kendilerinden az önce, yaptıklarının vebalini tadmış olan, ahirette de kendileri için acı bir azab bulunan kimselerin durumu gibidir. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Bunların davranışı, kendilerinden kısa bir süre önce yaptıklarının cezasını tadanların davranışı gibidir. Bunların da hak ettiği acıklı bir azaptır. |
Şaban Piriş Meali |
Onlar, kendilerinden az önce, yaptıklarının cezasını tadan kimseler gibidir. Onlar için acı bir azap vardır. |
Ümit Şimşek Meali |
Onların durumu, kendilerinden az bir zaman önce, yaptıklarının vebalini tatmış olanların durumu gibidir. Onlar için ayrıca acı bir azap vardır. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Kendilerinden biraz önce günahlarının vebalini tadanlara benziyorlar. Acı bir azap var onlara... |
M. Pickthall (English) |
On the likeness of those (who suffered) a short time before them, they taste the ill effects of their conduct, and theirs is painful punishment. |
Yusuf Ali (English) |
Like those who lately(5392) preceded them, they have tasted the evil result of their conduct; and (in the Hereafter there is) for them a grievous Penalty;-* |