Munâfikûn Suresi 4. Ayet


Arapça

وَإِذَا رَأَيْتَهُمْ تُعْجِبُكَ أَجْسَامُهُمْ وَإِن يَقُولُوا تَسْمَعْ لِقَوْلِهِمْ كَأَنَّهُمْ خُشُبٌ مُّسَنَّدَةٌ يَحْسَبُونَ كُلَّ صَيْحَةٍ عَلَيْهِمْ هُمُ الْعَدُوُّ فَاحْذَرْهُمْ قَاتَلَهُمُ اللَّهُ أَنَّى يُؤْفَكُونَ


Türkçe Okunuşu

Ve izâ reeytehum tu’cibuke ecsâmuhum, ve in yekûlû tesma’, li kavlihim, ke ennehum huşubun musennedeh(musennedetun), yahsebûne kulle sayhatin aleyhim, humul aduvvu fahzerhum, kâtelehumullâhu ennâ yû’fekûn(yû’fekûne).


Kelimeler

ve izâ ve o zaman, olunca
raeyte-hum onları gördün
tu'cibu-ke seni hayran bırakır, senin hoşuna gider, beğenirsin
ecsâmu-hum onların cisimleri, bedenleri, vücut yapıları
ve in ve ise, sadece, doğrusu
yekûlû derler
tesma' dinlersin
li kavli-him onların sözlerini
keenne-hum sanki onlar gibi
huşubun kütükler
musennedetun bir tarafa dayalı, yaslanmış
yahsebûne zannediyorlar
kulle bütünüyle,hepsi, tamamen
sayhatin sayha, yüksek ses, gürültü
aleyhim onlara, onların üzerine
hum(u) onlar
el aduvvu düşman
fe ahzer-hum artık onlardan sakının
kâtele-hum(u) onları öldürsün, helâk etsin, kahretsin
allâhu Allah
ennâ nasıl
yû'fekûne çevriliyorlar, döndürülüyorlar

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali (Ey Nebim!) Sen onları (münafıkları) gördüğün zaman cüsseli yapıları (zahiri kalıpları ve tavırları) Senin hoşuna gidip beğenini kazanmaktadır. Konuştukları zaman da onları dinlemeye (değer sanırsın. Oysa bunlar sözlerine, kıyafetlerine ve zahir görünüşlerine aşırı dikkat gösterip, suni ve sahte davranışlarla takva ve tarafsızlık numarası yapmakta ustalaşmıştır. Aslında) Onlar sanki (sütun misali) dayandırılmış düzgün ahşap-kütükler gibi (şuursuz ve vicdansızdırlar. Bu kofluklarından ve korkularından dolayı da) Her çıkışı ve çağrıyı (her yaygarayı ve konuşulanı) kendileri aleyhlerine sanırlar. Onlar (sinsi ve tehlikeli) düşmandırlar, bu yüzden onlardan kaçınıp-sakının (münafıkları tanımaya çalışın ve onlara karşı tedbirli ve dikkatli olun) . Allah onları kahretsin; nasıl da (Hakk’tan) çevriliyorlar ve dönekleşip duruyorlar.
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Ve onları gördün mü, bedenleri hoşuna gider; ve konuşurlarsa sözlerini dinlersin; sanki onlar, dayanmış kerestelerdir; her bağrışı, kendi aleyhlerine sanırlar; onlar düşmandır, artık sakın onlardan, Allah gebertsin onları, nelere de kapılıyorlar.*
Abdullah Parlıyan Meali Şimdi sen onları gördüğünde dış görüntüleri hoşuna gider. Söz söylerlerse, sözleri yaldızlı ve etkileyici oluşundan söylediklerini dinlemek istersin. Sanki onlar ruhsuz kalıplar, akılsız bedenler gibi duvara dayandırılmış kütüklere benzerler, korkaklık ve içlerindeki hainlikleri sebebiyle duydukları her haykırışı, sesi, gürültüyü kendilerine yönelik sanırlar. Onlar müslüman görünseler de, hem sana hem mü'minlere tam anlamıyla düşmandırlar. Onlardan sakın, Allah onların belalarını versin, doğru yoldan sapıklığa nasıl da döndürülüyorlar.
Ahmet Tekin Meali Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider. Konuşurlarsa sözlerine kulak verirsin. Onlar sanki çizgili Yemen kumaşından mamul elbiseler giydirilmiş kütükler gibidirler. Her gürültüyü kendi aleyhlerine yönelik bir hareket sanırlar. Onlar katıksız hak düşmanıdırlar. Onlara karşı ihtiyatlı ol, onlardan kendini koru. Allah onları kahretsin. Nasıl da haktan ayrılıp, küfre döndürülüyorlar?*
Ahmet Varol Meali Onları gördüğünde cüsseleri hoşuna gider. Konuştuklarında sözlerini dinlersin. Onlar adeta sıralanmış kütükler gibidirler. Her bağırtıyı aleyhlerine sanarlar. Onlar düşmandır, onlardan sakın. Allah onları kahretsin! Nasıl da (haktan) uzaklaştırılıyorlar!
Ali Bulaç Meali Onları gördüğün zaman cüsseli yapıları beğenini kazanmaktadır. Konuştukları zaman da onları dinlersin. (Oysa) Sanki onlar (sütun gibi) dayandırılmış ahşap-kütük gibidirler. (Bu dayanıksızlıklarından dolayı da) Her çağrıyı kendileri aleyhinde sanırlar. Onlar düşmandırlar, bu yüzden onlardan kaçınıp-sakının. Allah onları kahretsin; nasıl da çevriliyorlar.
Ali Fikri Yavuz Meali Sen o münâfıkları gördüğün zaman, kalıpları hoşuna gider ve söylerlerse, dediklerine kulak verirsin. Sanki onlar, direk olmuş keresteler gibidirler. (Asker arasında çıkan) her gürültüyü, (korkularından) kendi aleyhlerinde sanırlar. Onlar düşmandırlar; onun için (kendilerine emniyet etme), onlardan sakın. Allah kahretsin onları!... Hakdan nasıl çevriliyorlar?
Bahaeddin Sağlam Meali Onları gördüğün zaman, cisimleri hoşuna gider. (Çok yakışıklıdırlar.) Bir şey söylerlerse, onları dinlersin. (Çok güzel konuşurlar. Fakat içleri koftur.) Onlar sanki duvara dayatılmış ahşaptırlar. Her sesi kendi aleyhlerine sanırlar. Düşmandırlar, onlardan sakın. Allah onların canını alsın! Nasıl da (haktan) döndürülüyorlar.
Bayraktar Bayraklı Meali Onları gördüğünde, bedenleri hoşuna gider. Konuşsalar sözlerini dinlersin. Onlar sanki elbise giydirilmiş kütükler gibidir. Her sesi kendi aleyhlerine sayarlar. Onlar gerçek düşmanlardır. Onlardan sakının; Allah, onları kahretsin, nasıl da haktan döndürülüyorlar!
Cemal Külünkoğlu Meali Onları gördüğün zaman kalıpları (görünüşleri) senin hoşuna gider, onları beğenirsin. Konuştuklarında sözlerine kulak verir (onları adam zanneder)sin. Gerçekte ise onlar, âdeta duvara dayatılan, ruhsuz kütüklere benzerler. (Bu dayanıksızlıklarından dolayı da) her çağrıyı kendileri aleyhinde sanırlar. Onlar (İslam'a ve Müslümanlara) düşmandırlar. Bu yüzden onlardan sakının! Allah onları kahretsin! Nasıl da (hakikatten) döndürülüyorlar! *
Diyanet İşleri Meali (Eski) Onlara baktığın zaman cüsseleri hoşuna gider; konuşurlarsa sözlerini dinlersin; tıpkı, sıralanmış kof kütük gibidirler; her çığlığı kendi aleyhlerine sayarlar; onlar düşmandır, onlardan çekin; Allah canlarını alsın, nasıl da aldatılıp döndürülüyorlar.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider. Konuşurlarsa sözlerine kulak verirsin. Onlar sanki elbise giydirilmiş kereste gibidirler. Her kuvvetli sesi kendi aleyhlerine sanırlar. Onlar düşmandır, onlardan sakın! Allah onları kahretsin! Nasıl da (haktan) çevriliyorlar!
Diyanet Vakfı Meali Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider, konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Onlar sanki duvara dayanmış kütükler gibidir. Her gürültüyü kendi aleyhlerine sanırlar. Düşman onlardır. Onlardan sakın. Allah onların canlarını alsın. Nasıl bu hale geliyorlar?  *
Edip Yüksel Meali Onları gördüğün zaman, görünüşleri hoşuna gider. Konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Onlar, dikilip dayanmış kütükler gibidir. Her gürültüyü kendi aleyhlerine sanarlar; onlar gerçek düşmandır; onlardan sakın. ALLAH onları kahretsin; nasıl da çevriliyorlar!
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider, konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Onlar sanki dayanmış keresteler gibidirler. Her gürültüyü kendi aleyhlerine sanırlar. Onlar düşmandır, onlardan sakın. Allah onları kahretsin! Nasıl olup da döndürülüyorlar?
Elmalılı Meali (Orjinal) Sen onları gördüğün vakıt cisimleri tuhafına gider ve söylerlerse dediklerine kulak verirsin, sanki «Huşubi müsennede» dayanmış keresteler gibidirler, her sayhayı sanırlar ki aleyhlerindedir, onlar düşmandırlar, onun için onlardan sakın, onları Allah gebertsin nereden çevriliyorlar
Hasan Basri Çantay Meali Onları gördüğün zaman gövdeleri (kalıpları, kıyafetleri belki) hoşuna gider. Eğer söylerlerse sözlerini dinlersin. (Halbuki) onlar (çubuklu Yemen kumaşı) giydirilmiş (kocaman) odunlar gibidir. Her gürültüyü kendi aleyhlerinde sanırlar. (Asıl) düşman onlardır. O halde onlardan sakın. Allah gebertsin onları. Nasıl olub da (Hakdan) döndürülüyorlar?
Hayrat Neşriyat Meali Onları gördüğünde cüsseleri hoşuna gider. Ve konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Sanki onlar (duvara) dayanmış keresteler gibidirler! Her (kuvvetli) sesi (nifaklarından dolayı)aleyhlerinde sanırlar. Onlar düşmandır; artık onlardan sakın! Allah onları kahretsin! (Haktan)nasıl çevriliyorlar?
İlyas Yorulmaz Meali Sen onları gördüğünde, dış görünüşleri hoşuna gider ve (bir konu için) konuştuklarında, konuşmalarını dinlersin. Onlar yan yana konmuş kütüklere benzerler. Kendilerine gelen her sesi, (seslenenleri) onlara düşman zannediyorlar. Onlardan korun. Allah canlarını alsın. Nasıl da döndürülüyorlar?
Kadri Çelik Meali Sen onları gördüğün zaman cüsseli yapıları beğenini kazanmaktadır. Konuştukları zaman da onları dinlersin. (Oysa) Sanki onlar, dayandırılmış ahşap kütük gibidirler. Her çağrıyı kendileri aleyhinde sanırlar. Onlar düşmandırlar, bu yüzden onlardan kaçınıp sakın. Allah onları kahretsin, nereye çevriliyorlar?
Mahmut Kısa Meali Onları gördüğünde, dış görünüşleri hoşuna gider,konuştukları zaman da kendilerini dinletirler, sen onların sözlerine kulak verirsin. Fakat ne yüreklerinde —o gösterişli bedenlerine uygun— cesâret, ne de yaldızlı sözlerinde samîmiyet vardır! O kadar duygusuz, o kadar ruhsuzlardır ki,tıpkı duvara dayanmış kütüklere benzer onlar. Herkesi kendileri gibi hâin zannettiklerinden, herkesten ve her şeyden şüphe duyar, işittikleri her seslenişi kendi aleyhlerinde sanırlar. Ey Müslüman, onlar en azılı düşmandır; onlara karşı dikkatli ol! Allah kahretsin onları; nasıl dagöz göre göre haktan, hakikatten çevriliyorlar!
Mehmet Türk Meali Sen, onları görünce onların kalıpları hoşuna gider ve konuştukları zaman da söylediklerini dinlemek istersin. Hâlbuki onlar, yontulmuş kereste gibidirler.1 İşte bu hak düşmanları, her söylenileni kendilerinin aleyhine sanırlar. Onun için onlardan sakın. Allah, onları kahretsin. Onlar (dünyada haktan) işte böyle çevriliyorlar.*
Muhammed Esed Meali Şimdi sen onları gördüğünde dış görünüşleri hoşuna gider; ve konuştuklarında ne söylediklerine kulak vermek istersin. 4 Onlar, yere [sağlam şekilde] dikilmiş kütükler gibi [olduklarına emin görünseler de] her çığlığı kendilerine [yönelik] sanırlar. Onlar [bütün inançlara] düşmandırlar, öyleyse onlara karşı dikkatli ol. [Ve bedduayı hak ederler:] “Allah onları kahretsin!” 5 Akılları nasıl da (hakikatten) sapıyor! 6
Mustafa İslamoğlu Meali Onları gördüğünde kalıpları hoşuna gider; konuşacak olsalar sözlerine kulak verirsin: elbise giydirilmiş[5115] kalas gibidir onlar.[5116] Her çığlığı kendi aleyhlerine sanırlar; onlar kökten düşmandırlar: artık onlara karşı dikkatli ol! Allah kahretsin onları: Nasıl da savruluyorlar![5117]*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Ve onları gördüğün vakit onların cisimleri seni taaccübe düşürür ve söyleyecek olurlarsa onların lâkırdılarını dinlersin, onlar sanki dayatılmış odunlardır. Onlar her gürültüyü kendi aleyhlerinde zannederler. Düşman olan onlardır, artık onlardan sakın. Allah, onları helâk etsin, nasıl oluyor da (Hak'tan) çevriliyorlar?
Suat Yıldırım Meali Onları gördüğünde kalıpları kıyafetleri senin hoşuna gider, onları beğenirsin. Konuştuklarında sözlerine kulak verirsin. Gerçekte ise onlar, âdeta duvara dayatılan, ruhsuz kütüklere benzerler. İçleri boş, ödlek olduklarından çıkan her sesten pirelenir, her yeni haberi kendi aleyhlerinde sanırlar. Onlar düşmandır, onlardan sakın! Allah belalarını versin onların! Nasıl da hakikatten vazgeçiriliyorlar. [9, 30; 33, 19]*
Süleyman Ateş Meali Onları gördüğün zaman cisimleri hoşuna gider (çünkü gösterişli adamlardır,) konuşsalar sözlerini dinlersin, onlar dayatılmış odunlar gibidirler. Her bağırtıyı kendi aleyhlerinde sanırlar. Onlar düşmandır, onlardan sakın. Allah onları kahretsin, nasıl da (haktan) döndürülüyorlar?*
Süleymaniye Vakfı Meali Onları gördüğünde kılık kıyafetleri hoşuna gider. Konuşurlarsa sözlerine kulak verirsin. Oysa duvara dayalı kalas gibidirler[*]. Her gürültüyü aleyhlerine sanırlar. Asıl düşman onlardır; onlara karşı dikkatli ol. Allah canlarını alsın, nasıl da yalana sürükleniyorlar!*
Şaban Piriş Meali Onları gördüğünde dıştan hoşuna gider. Konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Onlar elbise giydirilmiş kereste gibidir. Her çığlığı kendi aleyhlerine sanırlar. Onlar, düşmandır, onlardan uzak dur. Allah onları kahretsin, nasıl da yalan söylüyorlar.
Ümit Şimşek Meali Onları gördüğünde kalıpları hoşuna gider. Konuştuklarında sözlerine kulak verirsin. Onlar elbise giydirilmiş keresteler gibidir. Her gürültüyü aleyhlerinde sanırlar. Onlar düşmandır; onlardan sakın. Allah kahretsin onları, nasıl da dönüveriyorlar!
Yaşar Nuri Öztürk Meali Onları gördüğünde gövdeleri hoşuna gider. Bir şey konuşsalar sözlerine kulak verirsin. Onlar birbirine dayandırılmış keresteler/Hint kumaşı giydirilmiş kütük parçaları gibidirler. Her bağırtıyı aleyhlerinde zannederler. Düşmandır onlar; sakın onlardan! Allah onları kahretsin! Nasıl da aldatılıp döndürülüyorlar!
M. Pickthall (English) And when thou seest them their figures please thee; and if they speak thou givest ear unto their speech. (They are) as though they were blocks of wood in striped cloaks. They deem every shout to be against them. They are the enemy, so beware of them. Allah confound them! How they are perverted!
Yusuf Ali (English) When thou lookest at them, their exteriors(5469) please thee; and when they speak, thou listenest to their words. They are as (worthless as hollow) pieces of timber propped up,(5470) (unable to stand on their own). They think that every cry is against them.(5471) They are the enemies; so beware of them. The curse of Allah be on them! How are they deluded (away from the Truth)!*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları