تَبَّتْ يَدَا أَبِي لَهَبٍ وَتَبَّ
Tebbet yedâ ebî lehebin ve tebb(tebbe).
Ebu Leheb'in elleri kurusun; kurudu da!
|
مَا أَغْنَى عَنْهُ مَالُهُ وَمَا كَسَبَ
Mâ agnâ anhu mâluhu ve mâ keseb(kesebe).
Malı ve kazandığı kendisine fayda vermedi.
|
سَيَصْلَى نَارًا ذَاتَ لَهَبٍ
Se yaslâ nâren zâte leheb(lehebin).
Alevli ateşe yaslanacaktır.
|
وَامْرَأَتُهُ حَمَّالَةَ الْحَطَبِ
Vemreetuh(vemreetuhu), hammâletel hatab(hatabi).
4,5. Karısı da, boynunda bir ip olduğu halde ona odun taşıyacaktır.
|
فِي جِيدِهَا حَبْلٌ مِّن مَّسَدٍ
Fî cîdihâ hablun min mesed(mesedin).
4,5. Karısı da, boynunda bir ip olduğu halde ona odun taşıyacaktır.
|