أَلَمْ تَرَ كَيْفَ فَعَلَ رَبُّكَ بِأَصْحَابِ الْفِيلِ
E lem tere keyfe feale rabbuke bi ashâbil fîl(fîli).
Fil sahiplerine Rabbinin ne ettiğini görmedin mi?
|
أَلَمْ يَجْعَلْ كَيْدَهُمْ فِي تَضْلِيلٍ
E lem yec’al keydehum fî tadlîl(tadlîlin).
Onların düzenlerini boşa çıkarmadı mı?
|
وَأَرْسَلَ عَلَيْهِمْ طَيْرًا أَبَابِيلَ
Ve ersele aleyhim tayren ebâbîl(ebâbîle).
3,4. Onların üzerine, sert taşlar atan sürülerle kuşlar gönderdi.
|
تَرْمِيهِم بِحِجَارَةٍ مِّن سِجِّيلٍ
Termîhim bi hicâretin min siccîl(siccîlin).
3,4. Onların üzerine, sert taşlar atan sürülerle kuşlar gönderdi.
|
فَجَعَلَهُمْ كَعَصْفٍ مَّأْكُولٍ
Fe cealehum keasfin me’kûl(me’kûlin).
Sonunda onları, yenilmiş ekin gibi yaptı.
|