Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
(Ey Resulüm!) Şüphesiz, (evindeki) odaların (kapıları) ardından Sana (uygunsuzca) seslenenler (Elçiye karşı edep ve hürmete riayet etmeyenler), onların çoğu aklını kullanmayan kimselerdir. |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Odaların ardından bağırarak sana seslenenlerin çoğu, akıl etmeyen kişilerdir. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Gerçek şu ki ey peygamber! Sana evinin dışından bağırarak seslenenler var ya onların çoğu, akıllarını kullanamayan kimselerdir. |
Ahmet Tekin Meali |
Hücre-i saadetlerin, evlerinin arkasından sana “Ey Allah'ın rasulü” diyecekleri yerde, bağıra çağıra isminle seslenenlerin çoğu aklı kıt, düşüncesiz kimselerdir. |
Ahmet Varol Meali |
Şüphesiz seni odaların arkasından çağıranların çoğu akıl etmeyenlerdir. |
Ali Bulaç Meali |
Şüphesiz, hücrelerin ardından sana seslenenler de, onların çoğu aklını kullanmıyor. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Hücrelerin (Peygambere ait odaların) önünden seni çağıranlar (var ya), onların çoğu aklı ermiyenlerdir. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Gerçekten odaların arkasından sana seslenenlerin çoğu düşüncesiz insanlardır.(*)* |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Sana odaların arkasından bağıranların çoğu, aklı ermez kimselerdir.[571]* |
Cemal Külünkoğlu Meali |
(Ey Peygamber!) Seni evinin dışından çağıranlar var ya, işte onların çoğu akıllarını kullanmazlar.* |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Sana odaların ötesinden seslenenlerin çoğu akletmeyen kimselerdir. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
(Ey Muhammed!) Odaların arkasından sana bağıranların çoğu aklı ermeyen kimselerdir.[499]* |
Diyanet Vakfı Meali |
(Resûlüm!) Sana odaların arka tarafından bağıranların çoğu aklı ermez kimselerdir. * |
Edip Yüksel Meali |
Odaların/duvarların ardından sana seslenenlerin çoğu düşüncesiz kimselerdir. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
(Resülüm!) Sana odaların arkasından bağıranların çokları, aklı ermez kimselerdir. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Hucrelerin arkasından sana önleyenler, her halde ekserisi aklı irmiyenlerdir |
Hasan Basri Çantay Meali |
Hücrelerin ardından sana ünleyenler (var ya) onların, çoğunun akılları ermez. |
Hayrat Neşriyat Meali |
(Ey Habîbim!) Doğrusu sana hucurât'ın (odaların) arkasından (evinin dışından, edebe muhâlif olarak) seslenen kimseler var ya, onların çoğu (bu âdâba) akıl erdirmiyorlar. |
İlyas Yorulmaz Meali |
Şurası muhakkak ki, Allah'ın elçisi evinde iken, odalarının arkasından elçiye bağırarak seslenenlerin çoğu, Allah'ın ikazlarını akledemeyen kimselerdir. |
Kadri Çelik Meali |
Şüphesiz odaların ardından sana seslenenler de (var ya), onların çoğu aklını kullanmıyorlar. |
Mahmut Kısa Meali |
Ey Peygamber! Seni evinin dışından, ta odaların arkasından görgüsüzce çağıranlar var ya, onların çoğu düşüncesiz kimselerdir. |
Mehmet Türk Meali |
Şüphesiz odaların1 ardından sana bağıranların çoğu, düşüncesiz kimselerdir.2* |
Muhammed Esed Meali |
Gerçek şu ki [ey Peygamber,] seni evinin dışından çağıranlar var ya, 4 işte onların çoğu akıllarını kullanmazlar: |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Ne var ki sana hanelerin berisinden[4632] seslenenler de var; onların çoğu, akıllarını kullanmıyorlar.[4633]* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Muhakkak o kimseler ki, sana hücrelerin arkasından nidâ ediverirler. Onların çoğu âkilâne düşünmezler. |
Suat Yıldırım Meali |
Ama sana evinin dışından seslenenlerin ise ekserisi düşüncesiz, mâkul davranmayan kimselerdir. * |
Süleyman Ateş Meali |
Odaların arkasından sana bağıranların çoğu, düşüncesiz kimselerdir.* |
Süleymaniye Vakfı Meali |
(Ya Muhammed!) Sen içerdeyken odaların dışından sana seslenenlerin çoğu aklını kullanmayan kişilerdir. |
Şaban Piriş Meali |
Sana odaların arkasından bağıranların çoğu aklını kullanmıyorlar. |
Ümit Şimşek Meali |
Sana odaların gerisinden seslenenlerin çoğu aklı ermez kimselerdir. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Odalarının arkasından sana seslenenlere gelince, onların çoğu aklını çalıştırmamaktadır. |
M. Pickthall (English) |
Lo! those who call thee from behind the private apartment, most of them have no sense. |
Yusuf Ali (English) |
Those who shout out(4923) to thee from without the Inner Apartments -(4923-A) most of them lack understanding.* |