Hadîd Suresi 14. Ayet


Arapça

يُنَادُونَهُمْ أَلَمْ نَكُن مَّعَكُمْ قَالُوا بَلَى وَلَكِنَّكُمْ فَتَنتُمْ أَنفُسَكُمْ وَتَرَبَّصْتُمْ وَارْتَبْتُمْ وَغَرَّتْكُمُ الْأَمَانِيُّ حَتَّى جَاء أَمْرُ اللَّهِ وَغَرَّكُم بِاللَّهِ الْغَرُورُ


Türkçe Okunuşu

Yunâdûnehum e lem nekun meakum, kâlû belâ ve lâkinnekum fe tentum enfusekum ve terebbastum vertebtum ve garret kumul emâniyyu hattâ câe emrullâhi ve garrekum billâhil garûr(garûmu).


Kelimeler

yunâdûne-hum onlara seslenilir (onlara seslenirler)
e
lem nekun biz olmadık
mea-kum sizinle beraber
kâlû dediler
belâ bilâkis, hayır, öyle değil
ve lâkinne-kum ve lâkin siz, fakat siz
fetentum fitneye düşürdünüz
enfuse-kum kendi nefsleriniz, kendiniz
ve terebbastum ve durup beklediniz
ve irtebtum ve şüphe ettiniz
ve garret-kum(u) ve sizi aldattı
el emâniyyu emaniyye, gerçek olmayan, bâtıl şeyler
hattâ olana kadar, olmadıkça
câe geldi
emru allahi Allah'ın emri
ve garre-kum ve sizi aldattı
bi allâhi Allah'a
el garûr aldatanlar, aldatıcılar

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali (Galibiyet döneminde ve ahirette münafıklar, sadık ve salih) Olanlara (yalvarıp) : “Biz de sizlerle birlikte değil miydik? (Niçin şimdi bize yüz vermiyor ve sahip çıkmıyorsunuz?) ” diye seslenince, onlar da derler ki: “Evet, (önceleri bizimle beraberdiniz) ancak siz kendinizi fitneye sürüklediniz. (Bizim yenilmemizi ve zillete düşmemizi) Gözetleyip beklediniz. (Allah’ın va’adine karşı) Kuşkulara kapılıverdiniz. (Nefsi ve dünyevi) Kuruntular sizleri yanıltıp günaha sevk etti. Sonunda Allah'ın emri (olan ölüm) geliverdi; ve o aldatıcı (olan şeytanlar ve şarlatanlar) da sizi Allah ile (Allah'ın adını kullanarak, ve kendilerini sizden birileri gibi tanıtarak) aldatıp (peşinden sürükledi.) ”
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Onlar bağırırlar da derler ki: Biz, sizinle beraber değil miydik? Evet derler ve fakat siz, kendinizi fitnelere saldınız ve iman edenlerin bir felakete uğramasını beklediniz ve şüphe ettiniz ve olmayacak istekler, sizi aldatıp durdu, sonunda Allah'ın emri, gelip çattı ve sizi Şeytan, aldatmıştı.
Abdullah Parlıyan Meali Münafıklar o gün mü'minlere seslenirler: “Biz sizinle beraber değil miydik?” Mü'minler: “Evet beraberdiniz” derler. “Fakat siz kendinizi, kendiniz yaktınız. Hep mü'minlerin felaketini gözlediniz. İslâm dini hakkında şüphe ettiniz, sizi kuruntular aldattı, sizi o çok aldatan şeytan veya dünya Allah'a karşı güvendirerek, sizi Allah ile aldattı da nihayet ölüm veya Allah'ın azabı gelip çattı.”
Ahmet Tekin Meali Münâfıklar onlara: “Biz dünyada sizinle beraber değil miydik?” diye seslenirler. Mü'minler de: “Evet, zâhirde beraberdik, ama siz başınızı büyük belâya soktunuz. Fırsat beklediniz. Şüpheye düştünüz, şüpheye düşürecek konular aradınız, ithamlarda bulundunuz. Allah'ın planı icra edilinceye kadar, boş hayaller sizi aldattı. Üstelik hilekâr insanlar ve şeytan da Allah'ı öne sürerek, Allah adına sizi kandırdı.
Ahmet Varol Meali Onlara: "Biz sizinle beraber değil miydik?" diye seslenirler. Derler ki: "Evet, ama siz kendi kendinizi fitneye soktunuz, (iman edenlerin başlarına felaketler gelmesini) gözlediniz, şüpheye düştünüz, Allah'ın emri (ölüm) gelinceye kadar uzun emeller sizi aldattı ve çok aldatıcı (şeytan) sizi Allah hakkında aldattı.
Ali Bulaç Meali (Münafıklar) Onlara seslenirler: 'Biz sizlerle birlikte değil miydik?' Derler ki: 'Evet, ancak siz kendinizi fitneye düşürdünüz, (müslümanları acıların ve yıkımların sarmasını) gözetip-beklediniz, (Allah'a ve İslam'a karşı) kuşkulara kapıldınız. Sizleri kuruntular yanıltıp-aldattı. Sonunda Allah'ın emri (olan ölüm) geliverdi; ve o aldatıcı da sizi Allah ile (Allah'ın adını kullanarak, hatta masumca sizden görünerek) aldatmış oldu.'
Ali Fikri Yavuz Meali Münafıklar, müminlere şöyle bağırırlar: “- Bizler sizinle beraber (dünyada ibadet eder) değil miydik?” Müminler: “- Evet, bizimle beraberdiniz; fakat siz, kendinizi nifaka düşürüb helâk ettiniz. Müminlere felâket beklediniz, (yahud tevbe için beklediniz), şübhelendiniz ve uzun ömür hülyası, sizi aldattı; tâ Allah'ın emri (ölüm) gelinceye kadar... Bir de, Allah'a karşı, sizi, aldatıcı şeytan aldattı.”
Bahaeddin Sağlam Meali Ehl-i imana biz seninle beraber değil miydik” diye seslenirler. Ehl-i iman: “Evet, fakat kendinizi fitneye attınız. (Müminlerin helak olacağını ) beklediniz. Şüphelendiniz, arzular sizi aldattı. Nihayet Allah’ın emri (ölüm) geldi de, aldatıcı olan şeytan, Allah hakkında sizi tamamıyla aldattı.
Bayraktar Bayraklı Meali Münafıklar müminlere, “Biz sizinle beraber değil miydik?” diye seslenirler. Müminler derler ki: “Evet, ama siz kendi başınızı belâya soktunuz, gözlediniz, şüpheye düştünüz ve kuruntular sizi aldattı. Şeytan, Allah ile sizi aldattı. Nihayet Allah'ın emri geldi çattı.”
Cemal Külünkoğlu Meali (Münafıklar) mü'minlere şöyle seslenirler: “Biz de (dünyada) sizinle beraber değil miydik?” (Mü'minler de) derler ki: “Evet, fakat siz kendinizi yaktınız. Başımıza musibetler gelmesini gözlediniz, şüphe ettiniz. Allah'ın emri (ölüm) gelinceye kadar kuruntular sizi aldattı. O çok aldatıcı (şeytan) Allah hakkında da sizi aldattı.” *
Diyanet İşleri Meali (Eski) İkiyüzlüler, inananlara: "Biz sizinle beraber değil miydik" diye seslenirler. Onlar: "Evet öyle; fakat sizler kendinizi aldattınız, bize pusu kurdunuz, Allah'ın buyruğu gelene kadar dinde şüpheye düştünüz; sizi kuruntular aldattı; sizi şeytanlar Allah'a karşı da ayarttı."
Diyanet İşleri Meali (Yeni) (Münafıklar) mü’minlere şöyle seslenirler: “Biz de (dünyada) sizinle beraber değil miydik?” (Mü’minler de) derler ki: “Evet, fakat siz kendinizi yaktınız. Başımıza musibetler gelmesini gözlediniz, şüphe ettiniz. Allah’ın emri gelinceye kadar kuruntular sizi aldattı. O çok aldatıcı (şeytan) Allah hakkında da sizi aldattı.”
Diyanet Vakfı Meali Münafıklar onlara: Biz sizinle beraber değil miydik? diye seslenirler. (Müminler de) derler ki: Evet ama, siz kendi başınızı belaya soktunuz; fırsat beklediniz; şüpheye düştünüz ve kuruntular sizi aldattı. O çok aldatan (şeytan) sizi, Allah hakkında bile aldattı. Nihayet Allah'ın emri gelip çattı!  *
Edip Yüksel Meali "Biz sizinle birlikte değil miydik?" diye onlara seslenirler. "Evet," derler, "Ancak siz kendinizi kandırdınız, beklediniz, kuşkular beslediniz ve ALLAH'ın kararı gelinceye kadar kuruntularla oyalandınız. Kandırıcı, sizi ALLAH hakkında yanılttı.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali (Münafıklar) onlara: "Biz sizinle beraber değil miydik?" diye seslenirler. (Müminler) de derler ki: "Evet ama, siz kendi canlarınıza kötülük ettiniz, gözlediniz, şüpheye düştünüz ve kuruntular sizi aldattı. O çok aldatan (şeytan) sizi, Allah hakkında bile aldattı. Nihayet Allah'ın emri gelip çattı.
Elmalılı Meali (Orjinal) O gün ki o münafıklar ve münafıkalar o iyman edenlere şöyle diyecek: Bize bakınız nurunuzdan iktibas edelim, denilecek ki dönün gerinize de bir nûr araştırın, derken aralarına bir sur çekilmiştir, bir kapısı vardır: İçi: rahmet onda, dışı ise o cihetten azâb, onlara şöyle bağırışırlar: Bizler sizinle beraber değil miydik? Evet, derler: Ve lâkin sizler kendilerinize fitne yaptınız, gözettiniz, işkillendiniz, o kuruntular sizi aldattı, tâ Allahın emri gelinciye kadar, hem sizi Allaha mağrurlandırdı o aldatıcı mağrur
Hasan Basri Çantay Meali (Münafıklar) onlara bağrışırlar: «Biz sizinle beraber değil miydik»? «Evet, dediler (derler, beraberdik). Fakat kendinizi siz kendiniz yakdınız. (Hep mü'minlerin felâketini) gözetdiniz. (İslâm dîni hakkında) şübhe etdiniz. Sizi kuruntular aldatdı. Sizi o çok aldatan, Allaha karşı bile aldatdı». Nihayet (işte) Allahın emri gelib çatdı.
Hayrat Neşriyat Meali (Münâfıklar) onlara (o Cennet ehline): “Sizinle (dünyada) berâber değil miydik?” diye bağırırlar. (Mü'minler de:) “Evet (berâberdiniz)! Fakat siz, kendinizi (nifakla) fitneye düşürdünüz ve (mü'minlere musîbet gelmesini) beklediniz, hem (hak olan dîninizde) şübhe ettiniz ve boş temennîler sizi aldattı; nihâyet Allah'ın emri (ölüm) geldi; o çok aldatıcı (şeytan)da, sizi Allah hakkında aldattı!” derler.
İlyas Yorulmaz Meali İnananlar azapta olanlara “Biz sizinle beraber olmadık mı?” diye seslenirler. Onlarda “Evet” derler. İnananlar “Ancak siz, kendi nefsinizle denendiniz. Sonra bekleyip seyrettiniz ve hep şüphe içine girdiniz. Sonra, Allah'ın azap emri üzerinize gelinceye kadar, kuruntularınız sizi oyaladı ve gururunuz sizi Allah'a karşı aldattı.
Kadri Çelik Meali Onlara (münafıklar şöyle) seslenirler: “Biz sizlerle birlikte değil miydik?” Onlar, “Evet, ancak siz kendinizi fitneye düşürdünüz, gözetip beklediniz, kuşkulara kapıldınız. Sizleri kuruntular yanıltıp aldattı. Sonunda Allah'ın emri (olan ölüm) geliverdi ve o aldatıcı da sizi Allah ile aldatmış oldu” derler.
Mahmut Kısa Meali Münâfıklar, surun öte yanındaki müminlere seslenerek, “Biz dünyadasizinle birlikte değil miydik? Sizinle aynı hayatı yaşıyorduk. Biz de sizinle birlikte oruç tutup namaz kılıyorduk! O hâlde niçin burada aynı yerde değiliz?” diye onlara seslenecekler. Buna karşılık müminler, “Evet,görünüşte bizimle birlikteydiniz!” diyecekler, “Ne var ki siz, ikiyüzlülük ederek kendinizi felâkete sürüklediniz ve hemen teslim olmadınız, hatta hangi taraf kazanırsa ona katılmak için beklediniz, bekleştiniz; çünkü bu dine hep kuşkuyla baktınız. Başkalarının kalplerine şüphe tohumları ektiniz. Böylece, Allah’ın ölüm emri gelip çatıncaya kadar, boş kuruntularınız sizi oyalayıp durdu ve o Aldatıcışeytan ve dostları, bazen Müslüman görüntüsüyle karşınıza çıkıp hakkı batıl, batılı hak göstererek, bazen de Rabb’inizin şefkat ve merhametine güvendirerek sizi Allah ile aldattı!”
Mehmet Türk Meali (Münâfıklar) onlara: “(dünyada) biz de sizlerle birlikte değil miydik?”1 diye bağrışacaklar. Müslümanlar da onlara: “Evet, (bizlerle birlikte idiniz) fakat siz, kendi kendinizi aldattınız, (inananların helâk olmalarını) beklediniz, (Allah’ın dininden) şüphe ettiniz, (köksüz) idealleriniz sizi hep aldattı ve sonunda da Allah’ın emri (olan ölüm) geliverdi. Ve (bir de) o aldatıcı (şeytan) sizi, Allah’ın affına güvendirerek2 baştan çıkardı.” diyecek.*
Muhammed Esed Meali O[nun dışında kala]nlar, şu [içindeki]lere, “Sizinle değil miydik?” diye seslenecekler. Berikiler, “Evet öyleydi!” diye cevap verecekler, “Ama siz kendi kendinizi ayarttınız, 16 [inancınızda] tereddüt gösterdiniz; 17 [yeniden dirilme konusunda] şüpheye kapıldınız ve Allah'ın buyruğu ulaşıncaya kadar 18 kuruntunuz sizi yoldan çıkardı: çünkü, Allah hakkındaki ayartıcı düşünceler[iniz] sizi yanılgıya sürükledi! 19
Mustafa İslamoğlu Meali (Münafıklar) seslenecekler: “Biz sizinle beraber değil miydik?” (Mü’minler) şöyle cevap verecekler: “Öyleydi! Ama siz birbirinizi ayarttınız. (Başımıza bir bela gelmesini) gözlediniz.[4948] (Hesap Günü’ne dair) kuşkuya kapıldınız. Allah’ın emri gelinceye kadar malum kuruntularla avundunuz.[4949] Dahası, aldatıcı sizi Allah ile aldattı.”*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Onlara bağırırlar ki: «Biz sizinle beraber değil mi idik?» Onlar da derler ki: «Evet.. Velâkin siz nefsinizi fitneye düşürdünüz, ve (mü'minler hakkında fenalık) gözettiniz ve sizi bâtıl şeyler gurura düşürdü. Tâ ki, Allah'ın emri geliverdi. Ve sizi şeytan Allah ile aldattı.»
Suat Yıldırım Meali Münafıklar şöyle seslenirler: “Biz de sizinle beraber değil miydik? ” Müminler cevap verirler: “Evet, beraberdiniz, fakat siz kendi canınızı yaktınız, müminlere hep felaket gelmesini gözleyip durdunuz, şüphelere düştünüz, sizi birtakım kuruntular oyaladı. Bir de baktınız ki emr-i Hak gelmiş. Böylece o dessas, çok aldatıcı şeytan sizi Allah'ın affı ve keremi ile aldattı. ”
Süleyman Ateş Meali (Münafıklar) onlara seslenirler: "Biz de sizinle beraber değil miydik?" (Mü'minler) derler ki: "Evet ama, siz kendi canlarınıza kötülük ettiniz, beklediniz (hemen tevbe etmediniz) kuşkulandınız, kuruntular sizi aldattı. Allah'ın emri (ölüm) gelinceye kadar (böyle hareket ettiniz,) o çok aldatıcı (şeytan,) sizi Allah(ın affı) ile aldattı."
Süleymaniye Vakfı Meali Münafıklar: “Sizinle beraber değil miydik?” diye bağırırlar. Müminler: “Evet ama siz kendinizi yaktınız. Bizi gözlemlediniz, şüpheye düştünüz; kurduğunuz kurgular, Allah’ın (ölmenizle ilgili) emri gelinceye kadar sizi aldattı. O çok aldatan (şeytan) da sizi Allah ile aldattı.”
Şaban Piriş Meali Münafıklar, müminlere:-Sizinle beraber değil miydik? diye seslenecekler.-Evet, ama, siz kendinizi aldattınız. Çekinceli davrandınız, şüphe ettiniz ve Allah'ın emri gelinceye kadar kuruntular sizi aldattı. Aldatıcı da sizi Allah ile aldattı, derler.
Ümit Şimşek Meali Mü'minlere “Biz sizinle beraber değil miydik?” diye seslenirler. Mü'minler “Evet,” der. “Fakat siz kendi kendinizi helâke düşürdünüz. Çünkü bizim başımıza gelecekleri gözetlediniz; şüphe içinde oldunuz; Allah'ın emri gelinceye kadar kuruntularla avunup durdunuz; o çok aldatıcı olan Şeytan da sizi Allah ile aldattı.(13)*
Yaşar Nuri Öztürk Meali Onlara seslenirler: "Biz sizinle değil miydik?" Derler ki: "Evet, bizimleydiniz. Ancak siz kendinizi yaktınız, bekleyip durdunuz, şüphe ettiniz, hayal ve kuruntular/hurafeler/anlamını bilmeden okuyuşlar sizi aldattı; nihayet Allah'ın emri geldi. O yaman aldatıcı, sizi Allah ile aldattı."
M. Pickthall (English) They will cry unto them (saying): Were we not with you? They will say: Yea, verily; but ye tempted one another, and hesitated, and doubted, and vain desires beguiled you till the ordinance of Allah came to pass; and the deceiver deceived you concerning Allah;
Yusuf Ali (English) (Those without) will call out, "Were we not with you?"(5292) (The others) will reply, "True! but ye led yourselves into temptation; ye looked forward (to our ruin); ye doubted ((Allah)´s Promise); and (your false) desires deceived you; until there issued the Command of Allah. And the Deceiver deceived you in respect of Allah.(5293)*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları