Beyyine Suresi 5. Ayet


Arapça

وَمَا أُمِرُوا إِلَّا لِيَعْبُدُوا اللَّهَ مُخْلِصِينَ لَهُ الدِّينَ حُنَفَاء وَيُقِيمُوا الصَّلَاةَ وَيُؤْتُوا الزَّكَاةَ وَذَلِكَ دِينُ الْقَيِّمَةِ


Türkçe Okunuşu

Ve mâ umirû illâ li ya’budûllâhe muhlisîne lehud dîne hunefâe ve yukîmûs salâte ve yu’tûz zekâte ve zâlike dînul kayyimeh(kayyimeti).


Kelimeler

ve mâ umirû ve emrolunmadılar
illâ ancak, sadece
li ya'budû allâhe Allah'a kul olmak
muhlisîne muhlisler olarak, halis kılarak
lehu ona ait, onun
ed dîne dîn
hunefâe hanifler
ve yukîmû es salâte ve namazı ikame etmek
ve yu'tû ez zekâte ve zekâtı vermek
ve zâlike ve işte bu, bu
dînu dîn
el kayyimeti kayyum

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali Oysa onlar, Dini sadece O'na halis kılan hanifler (Allah'ı birleyenler) olarak, ancak Allah'a kulluk etmek, namazı dosdoğru ikame (huzur ve şuurla yerine getirmek) ve zekâtı vermek dışında (yanlış ve yararsız şeylerle) emrolunmamışlardı. İşte en doğru (dimdik ve sapasağlam) din bu (İslam) dır.
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Ve ancak özleri halis olarak ve onun gerçek dinine uyarak Allah'a kulluk etmeleri emredildi onlara, doğru olmaları emredildi ve namaz kılmaları ve zekat vermeleri ve işte budur hükümleri sabit doğru kitaplardaki din de.
Abdullah Parlıyan Meali Oysa kendilerine yalnızca Allah'a ibadet etmeleri, bütün içtenlikleriyle yalnız O'na iman ederek batıl olan herşeyden uzak durmaları, namazlarında dikkatli ve devamlı olmaları ve mallarının bencillik kirinden arındırılması için karşılıksız harcamada bulunmaları emrolunmuştu. İşte dosdoğru din de budur.
Ahmet Tekin Meali Halbuki, onların da, yalnız Hakka ve tevhide yönelerek, Allah'ın dinini ve düzenini içtenlikle benimseyerek samimiyetle toplumlarında uygulayıp, Allah'a kulluk ve ibâdet etmeleri, O'nun şeriatına bağlanmaları, O'na boyun eğmeleri, namazı erkanına, şartlarına, vaktine riayet ederek âşikâre kılmaları, vicdanlarını, servetlerini, sosyal bünyelerini arındıran, berekete vesile olan zekâtı vermeleri emredilmişti. İşte sağlıklı bir toplumun dini, insanlığı, insanî değerleri ayakta tutacak hak din, zamanla değişmeyen tabiî hukuk kurallarını içeren şeriat, düzen, medeniyet budur.*
Ahmet Varol Meali Oysa onlar dini yalnız O'na halis kılan hanifler olarak Allah'a kulluk etmek, namazı kılmak ve zekatı vermekten başka bir şeyle emrolunmamışlardı. İşte dosdoğru din de budur.
Ali Bulaç Meali Oysa onlar, dini yalnızca O'na halis kılan hanifler (Allah'ı birleyenler) olarak sadece Allah'a kulluk etmek, namazı dosdoğru kılmak ve zekatı vermekten başka şeyle emrolunmadılar. İşte en doğru (dimdik ve sapasağlam) din budur.
Ali Fikri Yavuz Meali Halbuki onlar, ancak Allah'a, O'nun dininde ihlâs sahibleri olarak, diğer bâtıl dinlerden İslâm'a yönelerek ibadet etsinler, namazı gereği üzre kılsınlar ve zekâtı versinler diye emrolunmuşlardı. İşte bu emredildikleri şey, dosdoğru hak dindir.
Bahaeddin Sağlam Meali Hâlbuki dini Allah’a has kılarak, dosdoğru bir şekilde O’na ibadet etmekle, namaz kılmakla, zekât vermekle emir almışlardı. (Evet, kendilerine yalnızca böyle emredilmişti.) İşte doğru yolda olan bir milletin dini budur!
Bayraktar Bayraklı Meali Oysa kendilerine, dini yalnız Allah'a halis kılıp O'nu birleyerek Allah'a kulluk etmeleri, namazı kılmaları, zekâtı vermeleri emredilmişti. İşte doğru din budur.[788]*
Cemal Külünkoğlu Meali Oysa onlar, doğruya yönelerek, dini yalnız Allah'a has kılmak, O'na kulluk etmek, namazı dosdoğru kılmak ve zekâtı vermekle emrolunmuşlardı. İşte en doğru olan din de budur.
Diyanet İşleri Meali (Eski) Oysa onlar, doğruya yönelerek, dini yalnız Allah'a has kılarak O'na kulluk etmek, namazı kılmak ve zekatı vermekle emrolunmuşlardı. Dosdoğru olan din de budur.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Hâlbuki onlara, ancak dini Allah’a has kılarak, hakka yönelen kimseler olarak O’na kulluk etmeleri, namazı kılmaları ve zekâtı vermeleri emredilmişti. İşte bu dosdoğru dindir.
Diyanet Vakfı Meali Halbuki onlara ancak, dini yalnız O'na has kılarak ve hanifler olarak Allah'a kulluk etmeleri, namaz kılmaları ve zekât vermeleri emrolunmuştu. Sağlam din de budur.*
Edip Yüksel Meali Oysa onlardan, dini sadece ALLAH'a ait kılan tektanrıcılar (monoteist) olarak O'na kulluk etmeleri, namazı gözetmeleri ve zekatı vermeleri istenmişti. İşte dosdoğru din budur.*
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Halbuki onlar, dini sadece Allah'a tahsis ederek, Allah'ı birleyerek, ancak Allah'a ibadet etmekle, namazı kılmakla ve zekatı vermekle emrolunmuşlardır. İşte dosdoğru din budur.
Elmalılı Meali (Orjinal) Halbuki onlar ancak şununla emr olunmuşlardı: hak perest müvahhid (hanîfler) olarak dîni Allah için halis kılarak yalnız Allaha ıbadet etsinler ve namazı dürüst kılsınlar ve zekâtı versinler, ve odur «dîni kayyime»
Hasan Basri Çantay Meali Halbuki onlar Allaha, Onun dîninde ihlâs (ve samîmiyyet) erbabı ve muvahhidler olarak, ibâdet etmelerinden, namazı dosdoğru kılmalarından, zekâtı vermelerinden başkasıyle emr olunmamışlardı. En doğru dîn de bu idi.
Hayrat Neşriyat Meali Hâlbuki (onlara) ancak, dinde ihlâslı (samîmî) kimseler, hakka yönelmişler olarak O'nun (rızâsı) için yalnız Allah'a kulluk etmeleri, namazı hakkıyla edâ etmeleri ve zekât vermeleri emrolunmuştu. İşte bu ise, doğru dindir!
İlyas Yorulmaz Meali Halbuki, Allah'ın dinine hiçbir şey katmadan ve Allah'a ortaklar koşmayarak, O nun belirlediği dinde (kurallar içinde) kulluk etmeleri, namaz kılmaları ve zekatı vermeleri onlara emredilmişti. İşte en doğru din bunları yapmaktır.
Kadri Çelik Meali Oysa onlar, dini yalnızca O'na halis kılanlar olarak sadece Allah'a kulluk etmek, namazı dosdoğru kılmak ve zekâtı vermek dışında bir şeyle emredilmiş değillerdir. İşte sapasağlam din budur.
Mahmut Kısa Meali Oysa onlara, tertemiz bir inançla bir tek Allah’a yönelerek ve her konuda O’nun hükmüne boyun eğerek yalnızca O’na kulluk etmeleri, namazı dosdoğru kılmaları ve zekâtı vermeleri emredilmişti; işte budur,insanı kurtuluşa iletecek dosdoğru din! Öyleyse;
Mehmet Türk Meali Hâlbuki onlar sadece, dini yalnız Allah’a has kılarak,1 Allah’a tam inanarak, namazı dosdoğru ve devamlı kılmakla ve zekât vermekle emrolunmuşlardı. İşte dosdoğru din de buydu.*
Muhammed Esed Meali Oysa kendilerine yalnızca Allah'a ibadet etmeleri, bütün içtenlikleriyle yalnız O'na iman ederek bâtıl olan her şeyden uzak durmaları; 5 namazlarında dikkatli ve devamlı olmaları; ve karşılıksız harcamada bulunmaları 6 emrolunmuştu: çünkü bu, doğruluğu kesin ve açık olan bir ahlakî değerler sistemidir. 7
Mustafa İslamoğlu Meali Oysa kendileri yalnızca Allah’a kulluk etmek, din koyma yetkisinin sadece O’na mahsus olduğuna iman edip bâtıl olan her şeyden uzak durmak, ibadeti hakkıyla eda etmek,[5843] arınmak ve artmak için verilmesi gerekeni vermekle emrolunmuşlardı: İşte insanlığın ebedî değerler sistemi budur.[5844]*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Halbuki, onlar emrolunmadılar, ancak dinde ihlas sahipleri, muvahhidler olarak ibadet etsinler ve namazı dosdoğru kılsınlar ve zekâtı versinler (diye emrolunmuşlardır). Ve işte en doğru din de budur.
Suat Yıldırım Meali Halbuki onlara, şirkten uzak olarak yalnız Allah'a ibadet etmeleri, namazı hakkıyla ifâ etmeleri, zekâtı vermeleri emredilmişti. İşte sağlam, dosdoğru din budur. [21, 25; 16, 36]
Süleyman Ateş Meali Oysa kendilerine, dini yalnız Allah'a halis kılıp O'nu birleyerek Allah'a kulluk etmeleri, namazı kılmaları, zekatı vermeleri emredilmişti. İşte doğru din oydu.
Süleymaniye Vakfı Meali Onlara (resullerimiz tarafından) sadece şu emir verilmiştir: Allah’ın dinine bir şey katıştırmadan yalnız O’na kulluk edin; namazı düzgün ve sürekli kılın, zekâtı da verin. İşte doğru din budur.
Şaban Piriş Meali Onlar, sadece dini/otoriteyi Allah'a has kılan hanifler olarak ona kulluk etmek, namazı kılmak, zekatı vermek ile emrolunmuşlardı. İşte dosdoğru din budur.
Ümit Şimşek Meali Oysa onlar sadece bâtıl dinlerden uzaklaşarak saf bir inançla Allah'a kulluk etmek, namaz kılmak ve zekât vermekle emrolunmuşlardı ki, dosdoğru din de zaten budur.
Yaşar Nuri Öztürk Meali Oysaki onlara, dini yalnız O'na özgüleyerek, dosdoğru yürüyen kişiler halinde sadece Allah'a ibadet etmeleri, namazı/duayı yerine getirmeleri, zekâtı vermeleri emredilmişti. İşte budur doğru, eskimez ve aşınmaz din.
M. Pickthall (English) And they are ordered naught else than to serve Allah, keeping religion pure for Him, as men by nature upright, and to establish worship and to pay the poor due. That is true religion.
Yusuf Ali (English) And they have been commanded no more than this:(6228) To worship Allah, offering Him sincere devotion, being true (in faith);(6229) to establish regular prayer; and to practise regular charity; and that is the Religion Right and Straight.(6230)*

Beyyine Suresi Ayetler

İslam Vakti Mobil Uygulamaları