Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Onlar, namazı dosdoğru (ve tastamam, şuurla ve huzurla) yerine getiren, zekâtı veren ve onlar kesin bir bilgi (ve kanaatle) ahirete iman eden kimselerdir. |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Onlar, namaz kılarlar ve zekat verirler ve ahirete de iyice inanmışlardır. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Onlar ki, namazlarında duyarlı ve devamlıdırlar ve karşılıksız yardım olan zekatı verirler ve ahirete de kesin bir inanç besleyerek bağlanmışlardır. |
Ahmet Tekin Meali |
Onlar namazı erkanına, şartlarına, vaktine riayet ederek âşikâre kılanlar, vicdanlarını, servetlerini, sosyal bünyelerini arındıran, berekete vesile olan zekâtı verenler, âhiretin, ebedî yurdun varlığını delilleriyle, gerekçeleriyle bilerek kesinlikle inananlardır. |
Ahmet Varol Meali |
Onlar namazı kılar, zekatı verirler ve onlar ahirete kesin olarak inanırlar. |
Ali Bulaç Meali |
Onlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler. Ve onlar kesin bir bilgiyle ahirete inanırlar. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
(Güzel iş yapanlar muhsinler) o kimselerdir ki, namazı gereği üzre kılarlar, zekâtı verirler ve ahirete de onlar yakinen (şüphesiz) iman ederler. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Onlar ki, namazı doğruca kılarlar, zekâtı verirler. Ve ahiret hayatına gerçekten inanırlar. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Güzeli hayata geçirenler, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler; onlar âhirete de kesin olarak iman ederler. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
O (güzel davrana)nlar; namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler ve onlar ahirete de kesin olarak inanırlar. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
O kimseler namazı kılarlar, zekatı verirler; ahirete de yakinen inanırlar. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Onlar; namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren kimselerdir. Onlar ahirete de kesin olarak inanırlar. |
Diyanet Vakfı Meali |
O kimseler, namazı kılarlar, zekâtı verirler; onlar ahirete de kesin olarak iman ederler. |
Edip Yüksel Meali |
Onlar ki namazı gözetirler, zekatı verirler; ahiret hakkında da kuşkuları yoktur. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Onlar, namazı kılarlar, zekatı verirler, âhirete de kesin olarak inanırlar. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Ki namazı kılarlar ve zekâtı verirler, Âhırete de onlar yakîn edinirler |
Hasan Basri Çantay Meali |
(O ihsan erbabı) ki onlar dosdoğru namazı kılanlar, zekâtı verenlerdir. Onlar âhirete yakıyn (ya'ni katî insan) haasıl edenlerin de ta kendileridir. |
Hayrat Neşriyat Meali |
Onlar ki, namazı hakkıyla edâ ederler ve zekâtı verirler; onlar, âhirete de gerçekten kat'î olarak îmân edenlerdir.(2)* |
İlyas Yorulmaz Meali |
O, iyi ve güzel davrananlar, namazlarını kılarlar, zekatlarını verirler ve ahirete inançları da kesindir. |
Kadri Çelik Meali |
Onlar namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler ve onlar kesin bir bilgiyle ahirete inananlardır. |
Mahmut Kısa Meali |
Onlar ki, Müslümanlığın vazgeçilmez şartı olan namazı ona gereken dikkat ve özeni göstererek dosdoğru ve aksatmadan kılar, böylece Yaratıcıyla aralarındaki gönül bağını —günde en az beş kez huzurunda durarak— sürekli canlı tutarlar. Ayrıca, refah ve zenginliği toplumun tüm katmanlarına yaymak üzere zekâtı verirler ve ilâhî adâletin tam olarak gerçekleşeceği bir öte dünyanın varlığına, tüm kalpleriyle iman eder ve bu inanç doğrultusunda hayatı şekillendirirler. |
Mehmet Türk Meali |
O (Muhsinler,) âhirete gönülden inanarak namazı dosdoğru ve devamlı kılar ve zekâtı verirler.1* |
Muhammed Esed Meali |
onlar ki namazlarında kararlılık gösterir ve karşılıksız yardımda bulunurlar: 3 çünkü onlar içlerinde öteki dünyaya kesin bir inanç besleyenlerdir. |
Mustafa İslamoğlu Meali |
onlar ki namazı hakkını vererek eda ederler,[3631] arınıp yücelmek için ödenmesi gereken bedeli öderler;[3632] zira onlar âhirete inananların ta kendisidirler.* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Onlar ki, namazı ikame ederler ve zekâtı verirler ve onlar, ahirete kat'i surette inanırlar. |
Suat Yıldırım Meali |
Onlar namazı hakkıyla ifa ederler, zekâtı verirler, âhirete de tam olarak iman ederler. |
Süleyman Ateş Meali |
Onlar ki namazı kılarlar, zekatı verirler ve onlar ahirete de kesin olarak inanırlar. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
İyiler namazı kılan, zekatı veren ve Ahirete kesin olarak inanan kimselerdir. |
Şaban Piriş Meali |
Onlar, namazı kılarlar, zekatı verirler ve onlar ahirete yakinen inananlardır. |
Ümit Şimşek Meali |
Onlar namazı dosdoğru kılar, zekâtı verirler; âhirete de onların tam ve kesin bir imanı vardır. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Ki onlar namazı/duayı yerine getirirler, zekâtı verirler. Ve onlar âhirete de gözle görmüşçesine inanırlar. |
M. Pickthall (English) |
Those who establish worship and pay the poor due and have sure faith in the Hereafter. |
Yusuf Ali (English) |
Those who establish regular Prayer, and give regular Charity, and have (in their hearts) the assurance of the Hereafter.(3582)* |