Fetih Suresi 11. Ayet


Arapça

سَيَقُولُ لَكَ الْمُخَلَّفُونَ مِنَ الْأَعْرَابِ شَغَلَتْنَا أَمْوَالُنَا وَأَهْلُونَا فَاسْتَغْفِرْ لَنَا يَقُولُونَ بِأَلْسِنَتِهِم مَّا لَيْسَ فِي قُلُوبِهِمْ قُلْ فَمَن يَمْلِكُ لَكُم مِّنَ اللَّهِ شَيْئًا إِنْ أَرَادَ بِكُمْ ضَرًّا أَوْ أَرَادَ بِكُمْ نَفْعًا بَلْ كَانَ اللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرًا


Türkçe Okunuşu

Se yekûlu lekel muhallefûne minel a’râbi şegaletnâ emvâlunâ ve ehlûnâ festagfir lenâ, yekûlûne bi elsinetihim mâ leyse fî kulûbihim, kul fe men yemliku lekum minallâhi şey’en in erâde bikum darren ev erâde bikum nef’â(nef’en), bel kânallâhu bi mâ ta’melûne habîrâ(habîren).


Kelimeler

se yekûlule-ke sana diyecekler
muhallefûne arkada kalmış olanlar, geride kalmış olanlar
min el a'râbi bedevî Araplardan, göçebe yaşayan Araplardan
şegalet-nâ bizi meşgul etti
emvâlu-nâ bizim mallarımız
ve ehlû-nâ ve ehlimiz, ailelerimiz
fe istagfir lenâ artık bizim için istiğfar et, mağfiret dile
yekûlûne derler
bi elsineti-him kendi dillerini, dillerini
olmadı
leyse değil
içinde, vardır
kulûbi-him onların kalpleri
kul de, söyle
fe o zaman, böylece
men kimse, kişi
yemliku gücü yeter, sahip olur, melik olur
lekum sizin için, size
min allâhi Allah'tan
şey'en bir şey
in eğer
erâde diledi
bi-kum size, sizin için
darren bir zarar, ziyan
ev veya
erâde diledi
bi-kum size, sizin için
nef'en faydalı
bel hayır, bilâkis
kâne oldu
allâhu Allah
bimâ şey ile
ta'melûne yaptıklarınız şeylerden
habîren haberdar olarak, haberdar olan

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali YakındaBedevilerden (Medine civarındaki köylü Arap kabilelerinden olup basit bahanelerle cihad görevinden ve Hudeybiye seferinden) geri kalmış (ve nasipsiz bırakılmış) olanlar gelip Sana: “Mallarımız (hayvanlarımız ve tarlalarımızın bakımı) ve evladü iyalimizin (korunması ve ihtiyaçlarının karşılanması gibi mazeretler) bizi oyalayıp engelledi. (Yoksa gönlümüz ve duamız sizinle beraberdir. Bu nedenle) Allah’tan bizim için mağfiret dile” diyeceklerdir. (Oysa) Onlar, kalplerinde olmayan şeyi dilleriyle söylemektedir. Onlara de ki: “(Rabbim, kalbinizde gizlediklerinizi ve gerçek niyetlerinizi bilip durduğu için) Eğer Allah size bir zarar gelmesini murat etse veya bir menfaate erişmenizi dilese, O’nun bu kararına karşı kimin bir şeye gücü yetebilir? Kaldı ki Allah bütün yaptıklarınıza (ve kafanızda tasarladıklarınıza) Habîr'dir (her şeyden haberdar olup Bilendir) .”
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Bedevilerden geri kalanlar, diyecekler ki sana: Bizi mallarımız ve çoluğumuz çocuğumuz oyaladı, artık sen, yarlıganma dile bize; gönüllerinde olmayanı dilleriyle söylerler; de ki: Gerçekten de size bir zarar eriştirmek isterse, yahut bir fayda vermek dilerse Allah'tan, herhangi bir suretle ona ait birşeyi kim giderebilir? Hayır; Allah, bütün yaptıklarınızdan haberdardır.
Abdullah Parlıyan Meali Bedevilerden geri kalıp seninle umre yolculuğuna çıkmayanlar, sana karşı: ”Mallarımız, çoluk çocuklarımız bizi meşgul etti. Sen bizim için Allah'tan bağışlanmamızı iste” diyecekler. Böylece onlar kalplerinde olmayan gerçekleri, dilleriyle sahte olarak söylerler. De ki: “Allah size bir zarar vermek veya yarar sağlamak istese, kim Allah'ın istediği birşeyi geri çevirebilir. Hayır, kimse çeviremez. Allah yapmakta olduğunuz herşeyden tamamiyle haberdardır.”
Ahmet Tekin Meali Yakında, savaşa giden orduya katılmayıp cephe gerisinde kalan Bedevî Araplardan bazıları, sana: “Mallarımız ve ailelerimiz bizi alıkoydu, bizi meşgul etti. Allah'tan bizim bağışlanmamızı, koruma kalkanına alınmanızı dile.” diyecekler. Onlar kalplerinde, akıllarında olmayanı, dilleriyle söylüyorlar. “Allah, size bir zarar gelmesini dilerse, veya bir fayda elde etmenizi isterse, O'na karşı kimin birşey yapmaya gücü yetebilir? Kaldı ki, Allah işlediğiniz gizli-açık bütün amellerden haberdardır.” de.
Ahmet Varol Meali Bedevilerden geride bırakılanlar sana diyecekler ki: "Bizi mallarımız ve ailelerimiz alıkoydu. Bundan dolayı bizim için bağışlanma dile!" Onlar kalplerinde olmayanı dilleriyle söylüyorlar. De ki: "Allah eğer size bir zarar dilerse veya bir yarar dilerse O'na karşı sizin için kim ne yapabilir? Hayır. Allah yaptıklarınızdan haberdardır."
Ali Bulaç Meali Bedevilerden geride bırakılanlar, sana diyecekler ki: 'Bizi mallarımız ve ailelerimiz uğraştırdı. Bundan dolayı bizim için mağfiret dile.' Onlar, kalplerinde olmayan şeyi dilleriyle söylüyorlar. De ki: 'Şimdi Allah, size bir zarar isteyecek ya da bir yarar dileyecek olsa, sizin için Allah'a karşı kim herhangi bir şeyle güç yetirebilir? Hayır, Allah yaptıklarınızı haber alandır.'
Ali Fikri Yavuz Meali (Henüz iman kalblerinde yerleşmemiş olduğundan Hudeybiye seferinden) geri kalan bazı Bedevî'ler sana şöyle diyeceklerdir: “- Mallarımız ve ailelerimiz bizi, (seninle Hudeybiye seferine çıkmaktan) alıkoydu. Onun için bize mağfiret dile.” Onlar, kalblerinde olmıyan şeyi ağızlarıyla söyliyecekler. (Ey Rasûlüm, sen onlara) de ki:”- Eğer Allah size bir zarar dilerse, yahud size bir fayda dilerse, artık onun dilemesinden sizi kim koruyabilir? Doğrusu Allah bütün yaptıklarınızdan haberdar bulunuyor.
Bahaeddin Sağlam Meali Savaşa katılmayan bedeviler “mal ve çoluk çocuğumuz bizi savaştan alıkoydu; bizim için Allah’tan mağfiret dile” diyecekler. Bunlar kalplerinde olmayan bir şeyi sadece dilleriyle diyorlar. Sen de ki: Allah size bir zarar veya yarar vermek isterse kim mani (engel) olabilir. (Yalan söylemeyin! Çünkü) Allah yaptığınızdan haberdardır.
Bayraktar Bayraklı Meali Bedevîlerden savaştan geri kalanlar sana, “Mallarımız ve ailelerimiz bizi alıkoydu. Bizim için af dile” diyecekler. Onlar, kalplerinde olmayanı dilleriyle söylerler. De ki: “Allah size bir zarar vermeyi dilerse, yahut bir fayda murat ederse, onun sizin için dilediğine kim engel olabilir? Doğrusu şu ki, Allah sizin yaptıklarınızdan haberdardır.”
Cemal Külünkoğlu Meali (Hudeybiye Seferine katılmayan) bedeviler (göçebe Araplar) yakında sana: “Bizleri mallarımız ve ailelerimiz oyaladı, onun için bize bağışlama dile!” diyecekler. Kalplerinde olmayan şeyi ağızlarıyla söyleyecekler. De ki: “Eğer Allah sizi bir zarara uğratmayı diler veya size bir yarar sağlamayı murad ederse Allah'a karşı kim bir şey yapabilir? (Her şeyden haberdar olan) Allah, sizin yaptıklarınızdan (gazaya katılmayışınızın gerçek sebebinden) de haberdardır.”
Diyanet İşleri Meali (Eski) Bedevilerin savaştan geri kalmış olanları, sana: "Bizi mallarımız ve ailelerimiz alıkoydu. Allah'tan bizim bağışlanmamızı dile" diyecekler. Dilleriyle, gönüllerinde bulunmayanı söylerler; de ki: "Allah size bir zarar gelmesini dilerse, yahut bir fayda elde etmenizi dilerse, O'na karşı kimin gücü bir şeye yeter? Kaldı ki, Allah yaptıklarınızdan haberdardır."
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Bedevîlerin (savaştan) geri bırakılanları sana, “Bizi mallarımız ve ailelerimiz alıkoydu; Allah’tan bizim için af dile” diyecekler. Onlar kalplerinde olmayanı dilleriyle söylerler. De ki: “Allah, sizin bir zarara uğramanızı dilerse, yahut bir yarar elde etmenizi dilerse, O’na karşı kimin bir şeye gücü yeter? Hayır, Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.”
Diyanet Vakfı Meali Bedevîlerden geri kalmış olanlar, sana diyecekler ki: «Mallarımız ve ailelerimiz bizi alıkoydu. Allah'tan bizim bağışlanmamızı dile.» Onlar kalplerinde olmayanı dilleriyle söylerler. De ki: Allah size bir zarar gelmesini dilerse veya bir fayda elde etmenizi isterse O'na karşı kimin bir şeye gücü yetebilir? Kaldı ki, Allah yaptıklarınızdan haberdardır.  *
Edip Yüksel Meali Araplardan geride kalanlar, "Paralarımız ve çoluk çocuğumuz bizi alıkoydu, bizim için bağışlanma dile," diyeceklerdir. Onlar gönüllerindekini değil, dilleriyle söylerler. De ki, "Sizin için bir zarar veya yarar dilerse ALLAH'ın bu dileğine kim engel olabilir?" Oysa ALLAH tüm yaptıklarınızdan haberdardır.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali yakında a'râbilerden geri kalmış olanlar sana diyecekler ki, "Mallarımız ve ailelerimiz bizi alıkoydu. Allah'tan bizim bağışlanmamızı dile." Onlar kalplerinde olmayanı dilleriyle söylerler. De ki: Allah size bir zarar gelmesini dilerse veya bir fayda elde etmenizi isterse O'na karşı kimin bir şeye gücü yetebilir? Hayır! Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
Elmalılı Meali (Orjinal) Yakında diyecek sana o a'rabîlerden geri bırakılanlar ki: «bizleri mallarımız ve âilelerimiz oyaladı, onun için bize istiğfar ediver!» Kalblerinde olmıyan şey'i ağızlariyle söyliyecekler, de ki şimdi hakkınızda Allahdan kim bir şey'e mâlik olabilir eğer size bir zarar irâde buyurur yâhud bir menfeat irâde buyurursa? Doğrusu Allah ne yapıyorduğunuza habir bulunuyor
Hasan Basri Çantay Meali Bedevilerden geri bırakılanlar yakında sana «Mallarımız ve ailelerimiz bizi alıkoydu. Onun için bizim yarlığanmamızı isteyiver» diyecekler. Onlar kalblerinde olmayan şey'i dilleriyle söylerler. Sen de ki: «Allah size bir zarar diler, yahud size bir fâide dilerse Allah (ın meşiyyetinden ve kazaasından) her hangi bir şeyle sizi kim men'edebilir? Hayır, Allah yapmakda olduğunuz her şeyden hakkıyle haberdârdır».
Hayrat Neşriyat Meali Bedevîlerden geri bırakılanlar, sana: “Bizi (bu sefere iştirâk etmekten) mallarımız ve âilelerimiz alıkoydu; bu yüzden bizim için (Allah'dan) mağfiret dile!” diyecektir. (Onlar)dilleriyle, kalblerinde olmayanı söylüyorlar. De ki: “Eğer (Allah) size bir zarar (dokundurmak)ister veya size bir fayda (vermek) dilerse, sizin için Allah'dan (gelecek) bir şeye (karşı, onu def' edecek bir güce) kim mâlik olabilir? Hayır! Allah, yapmakta olduklarınızdan hakkıyla haberdardır.”
İlyas Yorulmaz Meali Araplardan geride kalanlar sana “Mallarımız ve ailemiz bizi oyaladı, bizi bağışla” diyenler var. Onlar kalplerinde olmayan şeyleri sana dilleriyle söylüyorlar. Onlara deki “Allah size bir zarar vermeyi dilerse veya size bir fayda vermeyi dilerse, Allah'ın bu yapacaklarına kim engel olabilir ki?” Hayır, Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır.
Kadri Çelik Meali Bedevilerden geride bırakılanlar sana diyecekler ki: “Bizi mallarımız ve ailelerimiz meşgul etti. Bundan dolayı bizim için mağfiret dile.” Onlar (bu durumda), kalplerinde olmayan şeyi dilleriyle söylerler. De ki: “Şimdi Allah size bir zarar isteyecek ya da bir yarar dileyecek olsa, sizin için Allah'a karşı kim herhangi bir şeyle güç yetirebilir? Hayır, Allah yapmakta olduklarınızdan haberdar olandır.”
Mahmut Kısa Meali Tehlikeli Mekke yolculuğuna çıkmamak için çeşitli bahaneler ileri sürerek köylerinde kalan göçebe kabîleler, Medîne’ye döndüğünüz zaman sana özür beyân ederek diyecekler ki: “Bu sefere katılamadığımız için çok üzgünüz! Fakat ne yapalım, ilgilenmek zorunda olduğumuz mallarımız ve ailelerimiz bizi bu yolculuktan alıkoydu; inan çok pişmanız, lütfen bizim kusurumuz için Rabb’inden bağışlanma dile!” Sakın bu münâfıkların sözlerine inanma! Çünkü onlar, kalplerinde olmayan şeyi dile getiriyorlar. Onlara de ki: “Neden Allah’ın vaadine güvenmediniz? Söyler misiniz, eğer Allah size bir zarar veya fayda vermek istese, Allah’ın bu dileğine kim engel olabilir? Yalan söyleyerek beni kandırsanız bile, cezadan kurtulacağınızı mı sanıyorsunuz? Hayır; Allah, tüm yaptıklarınızdan haberdardır.”
Mehmet Türk Meali Bedevîlerden1 geride bırakılanlar,2 sana: “Bizi mallarımız ve ailelerimiz oyaladı. (Allah’ın) bizi affetmesi için duâ et”3 diyerek, kalplerinde olmayan şeyi, dilleriyle söyleyecekler. (Sen de onlara): “Şimdi Allah, eğer size bir zarar gelmesini dilerse veya bir fayda elde etmenizi isteyecek olsa, sizin için Allah’a karşı kim ne yapabilir? Doğrusu Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.” de.*
Muhammed Esed Meali Geride kalan 9 bedevîler sana: “Mallarımız ve ailelerimiz[e bakma mecburiyeti] bizi (gelmekten) alıkoydu: öyleyse [ey Muhammed,] Allah'tan bizim için mağfiret dile!” diyecekler. [Böylece] onlar kalplerinde olmayan bir şeyi dile getiriyorlar. 10 De ki: “Allah size bir zarar vermek veya yarar sağlamak isterse, kim Allah'ın istediği bir şeyi geri çevirebilir? 11 Hayır, (kimse çeviremez,) ama Allah yaptıklarınızdan tamamiyle haberdardır!
Mustafa İslamoğlu Meali Geride kalan bedeviler, “Mallarımız ve çocuklarımız bizi (sana katılmaktan) alıkoydu; artık Allah’tan bizim için af dileyiver!” diyecekler. Onlar kalplerinde olmayan şeyi dilleriyle söylüyorlar.[4598] De ki: “Peki, şayet Allah size bir zarar vermeyi veya bir yarar sağlamayı dilemiş olsa, O’nun sizin için takdir ettiği şeye kim engel olabilir?[4599] Elbette hiç kimse! Nitekim Allah yaptıklarınızdan ayrıntısıyla haberdardır.*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Bedevilerden geri bırakılmış olanlar, sana diyeceklerdir ki, «Bizi mallarımız ve ailelerimiz oyaladı, artık bizim için mağfiret dile.» Onlar kalblerinde olmayan şeyi dilleriyle söylerler. De ki: «Eğer sizin hakkınızda bir zarar dilerse veya sizin hakkınızda bir menfaat murad ederse artık sizin için Allah'tan bir şeye kim mâlik olabilir? Doğrusu Allah Teâlâ işlediğiniz şeyden bihakkın haberdardır.»
Suat Yıldırım Meali (Hudeybiye seferine katılmayıp) kaçak durumda geri kalan bedevîler sana gelip: “Bizi mallarımız ve ailelerimiz oyaladı da ondan katılamadık. Ne olur bizim için Allah'tan af dile! ” derler. Onlar aslında, dilleriyle, kalplerinde olmayan şeyler söylerler. De ki: Şimdi hakkınızda Allah bir zarar veya fayda vermek isterse, kim O'na karşı koyup engelleyebilir? Hayır! İş sizin iddia ettiğiniz gibi değil. Allah her şeyden haberdar olduğu gibi sizin gazaya katılamayışınızın gerçek sebebinden de haberdardır. *
Süleyman Ateş Meali Göçebe Araplardan geri bırakılanlar, sana diyecekler ki: "Mallarımız ve çocuklarımız bizi, (seninle beraber gelmekten) alıkoydu. Bizim için mağfiret dile." Onlar, dilleriyle kalblerinde olmayan bir şeyi söylüyorlar. De ki: "Allah size bir zarar vermek istemiş, yahut size bir yarar vermek istemiş olsa Allah'ın, sizin için dilediğine kim engel olabilir? Hayır, Allah yaptıklarınızı haber almaktadır."
Süleymaniye Vakfı Meali Çöl araplarından[*] geride bırakılanlar sana şöyle diyeceklerdir: “Mallarımız ve ailemiz bütün vaktimizi aldı; bizim için Allah’tan bağışlanma dileğinde bulun.” İçlerinde olmayanı dilleriyle söylüyorlar. De ki: “Allah size kötülük yapmayı istese ya da onun isteği size iyilik yapmak olsa kim bunun önüne geçebilir?” Hayır; Allah yaptığınız her şeyin içyüzünü bilir.*
Şaban Piriş Meali Geride kalan bedeviler, sana:-Bizi mallarımız ve ailelerimiz meşgul etti. Bizim için bağışlanma dile diyeceklerdir. Kalblerinde olmayanı dilleri ile söylüyorlar. De ki: Eğer Allah, size bir zarar veya fayda vermek isterse kim sizin için bir şeye sahip olabilir? Oysa hayır, Allah yapmakta olduklarınızdan haberdardır.
Ümit Şimşek Meali Bedevîlerden geri kalmış olanlar(2) sana gelip “Mallarımız ve ailelerimiz bizi oyaladı; bizim için Allah'tan af dile” diyecekler. Onlar kalplerinde olmayanı dilleriyle söylüyorlar. De ki: Allah sizin için bir zarar veya bir yarar murad etse, Ondan size gelecek olan şeyi kim engelleyebilir? Doğrusu, Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır.*
Yaşar Nuri Öztürk Meali Bedevilerden, geri bırakılmış olanlar sana şöyle diyecekler: "Bizleri, mallarımız ve ailelerimiz oyaladı. O halde bizim için Allah'tan af dile." Onlar, kalplerinde olmayan şeyi dilleriyle söylüyorlar. De ki: "Allah size bir zarar dilerse, yahut bir yarar murat ederse, O'nun sizin için dilediğine kim engel olabilir?" Doğrusu şu ki, Allah, sizin yaptıklarınızdan haberdardır.
M. Pickthall (English) Those of the wandering Arabs who were left behind will tell thee: Our possessions and our households occupied us, so ask forgiveness for us! They speak with their tongues that which is not in their hearts. Say: Who can avail you aught against Allah, if he intend you hurt or intend you profit? Nay, but Allah is ever Aware of what ye do.
Yusuf Ali (English) The desert Arabs who(4878) lagged behind will say to thee: "We were engaged in (looking after) our flocks and herds, and our families: do thou then ask forgiveness for us.(4879)" They say with their tongues what is not in their hearts. Say: "Who then has any power at all (to intervene) on your behalf with Allah, if His Will is to give you some loss(4880) or to give you some profit? But Allah is well acquainted with all that ye do.*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları