Fetih Suresi 12. Ayet


Arapça

بَلْ ظَنَنتُمْ أَن لَّن يَنقَلِبَ الرَّسُولُ وَالْمُؤْمِنُونَ إِلَى أَهْلِيهِمْ أَبَدًا وَزُيِّنَ ذَلِكَ فِي قُلُوبِكُمْ وَظَنَنتُمْ ظَنَّ السَّوْءِ وَكُنتُمْ قَوْمًا بُورًا


Türkçe Okunuşu

Bel zanentum en len yenkaliber resûlu vel mû’minûne ilâ ehlîhim ebeden ve zuyyine zâlike fî kulûbikum ve zanentum zannes sev’i ve kuntum kavmen bûrâ(bûren).


Kelimeler

bel hayır, bilâkis
zanen-tum siz zannettiniz
en len yenkalibe asla dönmeyecekler
er resûlu resûl
ve el mû'minûne ve mü'minler
ilâ ehlî-him ehillerine, ailelerine
ebeden sonsuza kadar, ebediyyen
ve zuyyine ve süslü, güzel, çekici kılındı
zâlike işte bu, bu
içinde, vardır
kulûbi-kum sizin kalpleriniz
ve zanen-tum ve siz zannettiniz
zanne es sevi kötü bir zanla
ve kuntum ve siz idiniz, oldunuz
kavmen kavim, topluluk
bûren helâk olan

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali Belki de aslında siz, (Ey bedeviler ve bedavacılar!Hz.) Peygamberin ve mü’minlerin ailelerine bir daha geri dönmeyeceklerini zannetmiş (ve beklemiştiniz) . Bu (acı duruma düşmeleri) sizin gönüllerinize de cazip gelmişti de kötü zanlar beslemiştiniz ve (böylece) belayı hak eden bir topluluk oluvermiştiniz.
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Hatta siz, sandınız ki Peygamber ve inananlar, artık bir daha çoluklarınaçocuklarına dönemeyecekler ve bu zan, gönüllerinizde bezendi ve kötü bir zanna kapıldınız ve hiçbir hayra yaramaz kötü bir topluluk haline geldiniz.
Abdullah Parlıyan Meali Geri kalıp umre seferine katılmayan bedevi ve münafıklar zannettiler ki, elçi ve mü'minler bir daha, ailelerine ve akrabalarına dönemeyecekler ve bu kalplerinize güzel göründü de, bu tür haince düşüncelere kapıldınız ve böylece hiçbir hayra yaramaz, kötü bir topluluk haline geldiniz.
Ahmet Tekin Meali “Aslında siz, peygamber ve mü'minlerin ailelerine geri dönemeyeceklerini sanmıştınız. Bu sizin gönüllerinize, akıllarınıza süslenip güzel gösterildi de, ortalık bulandıran, fesada sebep olan düşünce ve inançlar taşıdınız. Helâki hak etmiş bir topluluk oldunuz.”
Ahmet Varol Meali Hayır. Siz Peygamber'in ve mü'minlerin ailelerine bir daha asla dönmeyeceklerini sandınız. Bu sizin kalplerinize çekici kılındı ve kötü zanda bulundunuz da helake uğramış bir topluluk oldunuz.
Ali Bulaç Meali Hayır, siz Peygamberin ve mü'minlerin, ailelerine ebedi olarak bir daha dönmeyeceklerini zannettiniz; bu, kalplerinizde çekici kılındı ve kötü bir zan ile zanda bulundunuz da, yıkıma uğramış bir topluluk oldunuz.
Ali Fikri Yavuz Meali Daha doğrusu siz (ey münafıklar), zannettiniz ki, Peygamber ve müminler bir daha ailelerine dönmiyecekler. Bu zan da kalblerinizde yerleşti. (Allah, Peygambere zafer vermez diye), kötü zanda bulundunuz da helâke düşen bir kavim oldunuz.
Bahaeddin Sağlam Meali Hayır, siz (ey bedevi ve münafıklar!) sandınız ki Peygamber ve Müminler, ailelerine asla dönemeyecekler. Bu durum da hoşunuza gitti: (Kalbinize süslü göründü.) Bozgun olacak sandınız. Bozuk kalpli değersiz bir kavim oldunuz.
Bayraktar Bayraklı Meali “Doğrusu siz, Peygamberin ve inananların, ailelerine bir daha asla dönmeyeceklerini sanmıştınız. Bu durum gönüllerinize hoş gösterildi, kötü duygulara kapıldınız. Siz, helâki hak etmiş bir toplum oldunuz.”
Cemal Külünkoğlu Meali Aslında siz, Peygamberin ve inananların bir daha ailelerine geri dönemeyeceklerini sanmıştınız. Bu, sizin gönüllerinize güzel gösterildi de kötü zanda bulundunuz ve helâki hak eden bir topluluk oldunuz.
Diyanet İşleri Meali (Eski) Aslında siz, Peygamberin ve inananların, ailelerine bir daha dönmeyeceklerini sanmıştınız. Bu, gönüllerinize güzel görünmüştü de kötü sanıda bulunmuştunuz. Hayırsız bir topluluk oldunuz.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) (Ey münafıklar!) Siz aslında, Peygamberin ve inananların bir daha ailelerine geri dönmeyeceklerini sanmıştınız. Bu, sizin gönüllerinize güzel gösterildi de kötü zanda bulundunuz ve helâki hak eden bir kavim oldunuz.
Diyanet Vakfı Meali Aslında siz Peygamberin ve müminlerin ailelerine bir daha dönmeyeceklerini sanmıştınız. Bu sizin gönüllerinize güzel göründü de kötü zanda bulundunuz ve helâki hak etmiş bir topluluk oldunuz.
Edip Yüksel Meali Aslında siz, elçinin ve inananların ebedi olarak ailelerine dönmeyeceklerini sandınız ve bu düşünce gönlünüze hoş gelmişti. Kötü hayaller kurup durdunuz ve sonunda bayağı bir topluluk oldunuz.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Aslında siz Peygamber ve müminlerin, ailelerine geri dönmeyeceklerini sanmıştınız. Bu sizin gönüllerinize güzel göründü de kötü zanda bulundunuz ve helâki hak etmiş bir topluluk oldunuz.
Elmalılı Meali (Orjinal) Doğrusu siz, Peygamber ve mü'minler ebeden âilelerine dönemiyecekler zannettiniz, ve bu, kalblerinizde allandı pullandı kötü zanna düştünüz de düşkün bir kavm oldunuz a
Hasan Basri Çantay Meali Daha doğrusu siz peygamberin de, mü'minlerin de ailelerine temelli dönemeyeceklerini sandınız. Bu, sizin kalblerinizde süslen (ib kökleş) di. Kötü zanda bulundunuz. (Bu yüzden Allah indinde) helake mahkûm bir kavm oldunuz.
Hayrat Neşriyat Meali “Hayır! Peygamberin ve mü'minlerin (müşrikler tarafından öldürülüp) ebediyen âilelerine dönmeyeceğini sanmıştınız. Bu, kalblerinizde süslü gösterildi ve (onlar hakkında)kötü zan ile zanda bulundunuz ve helâk(e müstehak) olmuş bir topluluk oldunuz!”
İlyas Yorulmaz Meali (Ey iki yüzlüler) Siz, Allah'ın elçisinin ve inananların (bu savaştan) asla evlerine geri dönemeyeceklerini zannetmiştiniz. (Onlar savaşa çıktıklarında) Siz kalplerinizde hep bunu hayal ettiniz ve hep haklarında kötü düşündünüz. Siz iflah olmaz bir topluluksunuz.
Kadri Çelik Meali Hayır, siz peygamberin ve müminlerin ailelerine ebedi olarak bir daha dönmeyeceklerini zannettiniz. Bu, sizin kalplerinizde süslü göründü ve kötü bir zan ile zanda bulundunuz da yıkıma uğramış bir kavim oldunuz.
Mahmut Kısa Meali “Aslında siz, Elçinin ve diğer müminlerin göz göre göre ölüme gittiklerini ve bir daha asla evlerine dönmeyeceklerini sanıyordunuz. Üstelik bu ihtimal, pek de hoşunuza gitmişti. Böylece, Allah hakkında çirkin düşüncelere kapıldınız ve sonunda, toplumsal ve kültürel plânda yok oluşu hak eden bir toplum hâline geldiniz!”
Mehmet Türk Meali Doğrusu siz, Peygamberin ve Müslümanların ailelerine asla dönmeyeceklerini zannettiniz ve bu, sizin gönüllerinize hoş göründü. Böylece çok kötü bir zanda bulundunuz ve helâki hak eden bir toplum oldunuz.
Muhammed Esed Meali Siz zannettiniz ki Elçi ve müminler bir daha ailelerine ve akrabalarına dönemeyecekler: ve bu, kalplerinize güzel göründü. 12 Siz [bu tür] haince düşüncelere kapıldınız, çünkü her zaman güzelliklerden yoksun bir topluluk oldunuz!”
Mustafa İslamoğlu Meali Aksine sizler, Rasul’ün ve mü’minlerin bir daha asla ailelerine kavuşamayacaklarını zannetmiştiniz; ve böyle düşünmek size pek cazip görünmüştü. İşte böyle suizanna kapıldınız da, sonuçta bitip tükenmiş bir toplum olup çıktınız.”[4600]*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Hayır. Siz sandınız ki, Peygamber ve mü'minler ailelerine asla dönmeyeceklerdir. Bu kalblerinizde süslenmiş idi ve kötü bir zan ile zanda bulunmuştunuz ve siz helâke mahkûm bir kavim oldunuz.
Suat Yıldırım Meali Aslında siz Peygamberin ve müminlerin ailelerine artık geri dönemeyeceklerini düşündünüz. Bu hayal, gönüllerinizde allanıp pullandı ve yerleşti. Kötü zanlara düştünüz ve helâki hak etmiş kimseler oldunuz.
Süleyman Ateş Meali Herhalde siz sandınız ki Elçi ve mü'minler, bir daha ailelerine dönmeyecekler. Bu (düşünce) gönüllerinizde süslendirildi, (size güzel gösterildi,) kötü zanda bulundunuz ve helaki hak etmiş bir topluluk oldunuz.
Süleymaniye Vakfı Meali Aslında siz, bu Elçi’nin ve müminlerin, ailelerinin yanına bir daha dönemeyeceklerini tahmin etmiştiniz. Bu, içinizi sevinçle doldurmuştu. Kötü düşüncelere kapılıp kendini bitirmiş bir topluluk haline geldiniz.
Şaban Piriş Meali Oysa siz, peygamberin ve müminlerin daha ebedi olarak ailelerine dönmeyeceğini sandınız. Bu, kalblerinize çekici kılındı. Siz, kötü bir zanna kapıldınız ve bozguncu bir topluluk oldunuz.
Ümit Şimşek Meali Aslında siz Peygamberin de, mü'minlerin de bir daha asla evlerine geri dönmeyeceklerini sanıyordunuz. Çünkü böylesi gönlünüze hoş gelmiş ve pek kötü bir zanda bulunmuş, böylece helâki hak eden bir topluluk olup çıkmıştınız.
Yaşar Nuri Öztürk Meali Siz sanmıştınız ki, resul de müminler de ailelerine bir daha asla dönmeyecekler. Bu düşünce kalplerinizde süslendi de çirkin bir sanıya saplandınız ve mahvolmuş bir topluluk haline geldiniz.
M. Pickthall (English) Nay, but ye deemed that the messenger and the believers would never return to their own folk, and that was made fair seeming in your hearts, and ye did think an evil thought, and ye were worthless folk.
Yusuf Ali (English) "Nay, ye thought that the Messenger and the Believers would never return to their families; this seemed pleasing in your hearts,(4881) and ye conceived an evil thought, for ye are a people lost (in wickedness)."*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları