إِذَا زُلْزِلَتِ الْأَرْضُ زِلْزَالَهَا
İzâ zulziletil ardu zilzâlehâ.
1,2,3. Yer dehşetle sarsıldıkça sarsıldığı, yeryüzü ağırlıklarını dışarıya çıkardığı ve insanın: "Buna ne oluyor?" dediği zaman;
|
وَأَخْرَجَتِ الْأَرْضُ أَثْقَالَهَا
Ve ahrecetil ardu eskâlehâ.
1,2,3. Yer dehşetle sarsıldıkça sarsıldığı, yeryüzü ağırlıklarını dışarıya çıkardığı ve insanın: "Buna ne oluyor?" dediği zaman;
|
وَقَالَ الْإِنسَانُ مَا لَهَا
Ve kâlel insânu mâ lehâ.
1,2,3. Yer dehşetle sarsıldıkça sarsıldığı, yeryüzü ağırlıklarını dışarıya çıkardığı ve insanın: "Buna ne oluyor?" dediği zaman;
|
يَوْمَئِذٍ تُحَدِّثُ أَخْبَارَهَا
Yevme izin tuhaddisu ahbârehâ.
4,5. İşte o gün, yer, Rabbinin ona vahyetmesiyle kendi haberlerini anlatır.
|
بِأَنَّ رَبَّكَ أَوْحَى لَهَا
Bi enne rabbeke ehvâ lehâ.
4,5. İşte o gün, yer, Rabbinin ona vahyetmesiyle kendi haberlerini anlatır.
|
يَوْمَئِذٍ يَصْدُرُ النَّاسُ أَشْتَاتًا لِّيُرَوْا أَعْمَالَهُمْ
Yevme izin yasdurun nâsu eştâten li yurev a’mâlehum.
O gün insanlar işlerinin kendilerine gösterilmesi için bölük bölük dönerler.
|
فَمَن يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْرًا يَرَهُ
Fe men ya’mel miskâle zerretin hayren yereh(yerehu).
Kim zerre kadar iyilik yapmışsa onu görür.
|
وَمَن يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ شَرًّا يَرَهُ
Ve men ya’mel miskâle zerretin şerren yereh(yerehu).
Kim de zerre kadar kötülük yapmışsa onu görür.
|