Ra'd Suresi 33. Ayet


Arapça

أَفَمَنْ هُوَ قَآئِمٌ عَلَى كُلِّ نَفْسٍ بِمَا كَسَبَتْ وَجَعَلُواْ لِلّهِ شُرَكَاء قُلْ سَمُّوهُمْ أَمْ تُنَبِّئُونَهُ بِمَا لاَ يَعْلَمُ فِي الأَرْضِ أَم بِظَاهِرٍ مِّنَ الْقَوْلِ بَلْ زُيِّنَ لِلَّذِينَ كَفَرُواْ مَكْرُهُمْ وَصُدُّواْ عَنِ السَّبِيلِ وَمَن يُضْلِلِ اللّهُ فَمَا لَهُ مِنْ هَادٍ


Türkçe Okunuşu

E fe men huve kâimun alâ kulli nefsin bi mâ kesebet, ve cealû lillâhi şurekâ’(şurekâe), kul semmûhum, em tunebbiûnehu bi mâ lâ ya’lemu fîl ardı em bi zâhirin minel kavl(kavli), bel zuyyine lillezîne keferû mekruhum ve suddû anis sebîl(sebîli), ve men yudlilillâhu fe mâ lehu min hâd(hâdin).


Kelimeler

e fe men artık o kimse ... midir
huve o
kâimun ayakta kalan (izleri hâlâ duran)
alâ üzere, üzerinde, ... e
kulli hepsi, her
nefsin nefs, kişi
bi mâ kesebet kazandığı şeyler ile
ve cealû kıldılar
lillâhi (li allâhi) Allah için, Allah'a
şurekâe ortaklar
kul de, söyle
semmû-hum onları isimlendirin (onları isimleri ile davet edin)
em tunebbiûne-hu yoksa ona haber mi veriyorsunuz
bi mâ şeye
lâ ya'lemu bilmiyor
fî el ardı yeryüzünde
em yoksa, veya
bi zâhirin zahir olan
min el kavli sözlerden, sözler
bel hayır, bilâkis
zuyyine süslendi, müzeyyen kılındı
lillezîne (li ellezîne) o kimselere, onlara
keferû inkâr ettiler
mekru-hum onların hileleri, tuzakları
ve suddû ve men edilirler, saptırılırlar
an es sebîli yoldan
ve men yudlili allâhu ve Allah kimi saptırırsa
fe mâ lehu artık onun için yoktur
min hâdin bir hidayet eden, hidayetçi

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali Her nefsin (hayır-şer herkesin) bütün kazandıkları (ve davranışları) üzerinde gözetici olana (Allah’abaş kaldırılır mı? Buna rağmen) Onlar Allah'a ortaklar koştular. De ki: “Bunları (putları ve tağutları uyduruk isim ve sıfatlar takarak) adlandırıp (durun bakalım) . Yoksa siz yeryüzünde (hâşâ Allah’ın) bilmediği bir şeyi mi O'na haber veriyorsunuz? Yoksa sözün zahirine (veya boş ve süslü olanına) mı (kanıyorsunuz) ? Hayır, doğrusu inkâr edenlere kendi hileli-düzenleri süslü-çekici gösterilmiştir ve onlar (şeytanlar ve tağutlar tarafından, doğru) yoldan alıkonulmuşlardır. Allah (müstahak olduğu için) kimi dalâlette bırakırsa, artık onun için hiçbir yol gösterici (hidayet edici) yoktur, bulunmayacaktır.
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Herkesin yaptığı ve elde ettiği şeyi bilip görene ve karşılığını verene benzer mi onlar, tutup Allah'a eş tanıyorlar onları. De ki: Bir ad takın onlara. Yoksa yeryüzünde bilmediği birşeyi mi haber veriyorsunuz ona, yahut da geçici bir boş laf mı ediyorsunuz? Kafir olanlara düzenleri hoş ve sevimli görünmede ancak ve yoldan çıkarılmadalar ve Allah, kimi doğru yoldan saptırırsa onu doğru yola sevkedecek yoktur.
Abdullah Parlıyan Meali Herkesin ne kazandığını görüp gözeten Allah, bunu yapmaktan aciz olan putlar gibi midir? Bununla beraber onlar, Allah'a ortaklar koşuyorlar. De ki, o putlara ve ortak koştuklarınıza istediğiniz ismi verin. Yoksa siz Allah'a yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi haber verdiğinizi sanıyorsunuz? Yoksa boş ve anlamsız sözlerle mi kendinizi avutuyorsunuz? Hayır! Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenlerin sinsi oyun ve düzenleri kendilerine süslü gösterilip sevdirildi de, doğru yoldan alıkonuldular. Zaten sapıklık isteyip de Allah'ın kendisini sapıklıkta bıraktığı kimseye yol gösteren bulunmaz.
Ahmet Tekin Meali Herkesin işlediği ameller, hakettiği mükâfatlar ve cezalar sebebiyle, sorumluluklarının gereğini yapmalarını isteyeni, denetleyeni, üzerlerinde hükümranlığının icabını, hükmünü icra edeni, Allah'ı mı alaya alıyorlar? Bir de tutup ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah'a ortaklar koştular. “- Onlara (düzmece tanrılar olarak) isimler verip durun bakalım. Yoksa siz Allah'a yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi haber vereceksiniz? Yahut boş laf mı ediyorsunuz? Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenlere, hileleri, mü'minlere karşı yaptıkları sinsi planları süslenip güzel gösterildi. Onlar doğru yoldan İslâm'a girmekten, alıkonuldular. Allah kimlerin hak yoldan uzaklaşmasına, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercihine özgürlük tanırsa, onları kimse doğru yola sevkedemez.” de.*
Ahmet Varol Meali Her canın ne kazandığını görüp gözetene (ortak koşulur) mu? (Ama) onlar Allah'a ortaklar koştular. De ki: "Onları adlandırın." O'na yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz? Yoksa kuru sözler mi söylüyorsunuz? Hayır. İnkâr edenlere düzenleri süslü gösterildi ve yoldan alıkonuldular. Allah kimi saptırırsa artık onun için hiçbir yol gösterici yoktur.
Ali Bulaç Meali Her nefsin bütün kazandıkları üzerinde gözetici olana mı (baş kaldırılır?) Onlar Allah'a ortaklar koştular. De ki: 'Bunları adlandırın (bakalım). Yoksa siz yeryüzünde bilmeyeceği bir şeyi O'na haber mi veriyorsunuz? Yoksa sözün zahirine (veya boş ve süslü olanına)mi (kanıyorsunuz)? Hayır, inkâr edenlere kendi hileli-düzenleri süslü-çekici gösterilmiştir ve onlar (doğru) yoldan alıkonulmuşlardır. Allah, kimi saptırırsa, artık onun için hiç bir yol gösterici yoktur.
Ali Fikri Yavuz Meali Böyle herkesin iyi veya kötü bütün yaptığına gözcü olan Allah'a küfredilir, ortak koşulur mu? Bir de tuttular Allah'a ortaklar tanıdılar. (Ey Rasûlüm), de ki: “- O ortakların isimlerini söyleyin bakayım; içlerinde Allah'a ortak olabilecek var mı? Yoksa yeryüzünde Allah'a bilmediği şeyi mi haber vereceksiniz? Yahud gerçeği olmıyan sırf görünüşte bir lâf mı söyliyeceksiniz? Doğrusu küfredenlere hile ve tuzakları allı-pullu gösterildi ve doğru yoldan saptırıldılar. Kimi de Allah saptırırsa, artık onu yola getirecek kimse yoktur.
Bahaeddin Sağlam Meali Her canlının ne yaptığını görüp elinden tutan ile (hiçbir hayat belirtisi olmayan bir olur mu?) Hâlbuki onlar, Allah’a ortaklar koştular. De ki: “O ortakları adlandırın, (tanıtın bakalım, necidirler?) Yoksa Allah’ın yeryüzünde bilmediği şeyleri mi, O’na haber veriyorsunuz? Yoksa anlamsız lafları mı ona söylüyorsunuz?. Hayır, hayır!... Hilebazlıkları onlara güzel gösterilmiş ve yoldan saptırılmışlar. Allah kimi saptırırsa, onun için hiçbir doğru yol gösteren bulunmaz.
Bayraktar Bayraklı Meali Herkesin elde ettiğini gözeten Allah'a kim eşit olabilir? Onlar, Allah'a ortak koştular. De ki: “Onlara bir ad bulun. Yoksa siz Allah'a yeryüzünde bilemeyeceği bir şeyi mi haber veriyorsunuz? Yahut boş laf mı ediyorsunuz?” Doğrusu inkâr edenlere hileleri süslü gösterildi ve onlar doğru yoldan alıkoydular. Allah kimi saptırırsa, artık onu doğru yola iletecek yoktur.
Cemal Külünkoğlu Meali (Hal böyleyken) herkesin ne yaptığını görüp gözeten (Allah), böyle bir gücü olmayan düzmece ilâhlar ile bir olur mu? Onlar, Allah'a birtakım ortaklar koştular. Onlara de ki: “Bunları adlandırın (kim olduklarını belirtin). Yoksa siz Allah'a, yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz? Yahut boş sözlerle mi oyalanıyorsunuz?” Doğrusu inkârcılara entrikaları çekici göründü de doğru yoldan saptırıldılar. Allah, (inadı yüzünden) kimi sapıklıkta bırakırsa artık onu doğru yola iletecek yoktur. *
Diyanet İşleri Meali (Eski) Herkesin yaptığını gözeten Allah, bunu yapamayan putlarla bir olur mu? Onlar Allah'a ortak koştular. De ki: "Onlara bir ad bulun bakalım; yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi Allah'a haber veriyorsunuz? Yoksa kuru sözlere mi aldanıyorsunuz? Fakat inkar edenlere, kurdukları düzenler güzel gösterildi ve doğru yoldan alıkonuldular. Zaten Allah'ın saptırdığına yol gösteren bulunmaz.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Herkesin kazandığını görüp gözeten Allah inkâr edilir mi? Hâlbuki onlar, Allah’a ortaklar koştular. De ki: “Onların isimlerini açıklayın. Yoksa siz (bununla) O’na yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi haber vermiş olacaksınız, yoksa boş söz mü etmiş olacaksınız?” Hayır, inkâr edenlere hileleri güzel gösterildi ve onlar doğru yoldan saptırıldılar. Allah, kimi saptırırsa artık onu doğru yola iletecek yoktur.
Diyanet Vakfı Meali Herkesin kazandığını gözetleyip muhafaza eden, (hiç böyle yapamayan gibi olur mu?). Onlar Allah'a ortaklar koştular. De ki: «Onlara ad verin (onlar necidir?). Yoksa siz Allah'a yeryüzünde bilemeyeceği bir şeyi mi haber veriyorsunuz? Yahut boş laf mı ediyorsunuz?» Doğrusu inkâr edenlere hileleri süslü gösterildi ve onlar doğru yoldan alıkonuldular. Allah kimi saptırırsa artık onu doğru yola iletecek yoktur.
Edip Yüksel Meali Herkesin yaptığını kontrol eden O değil midir? Buna rağmen ALLAH'a ortaklar koştular. De ki: "Onları (dilediğiniz) isimlerle tanımlayın! Siz O'nun yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi O'na haber veriyorsunuz, yoksa boş sözler mi uyduruyorsunuz?" Aslında, inkarcıların hileleri kendilerine süslü gösterilir ve böylece yoldan saparlar. ALLAH kimi saptırırsa ona doğruyu gösterecek yoktur.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Bütün kazandıklarıyla her bir nefsin üzerinde böylesine hükümran olan başka kim vardır? Böyle iken tuttular da Allah'a ortaklar uydurdular. De ki: "Onlara isimler verip durun bakalım. Siz O'na yeryüzünde bilmediği bir şey mi haber vereceksiniz? Yoksa anlamı olmayan kuru bir laf mı? Doğrusu küfre sapanlara kendi oyunları güzel gösterildi de yoldan saptırıldılar. Allah her kimi saptırırsa, artık onu yola getirecek kimse yoktur.
Elmalılı Meali (Orjinal) Böyle her nefsin bütün kazanciyle üzerinde kaim olan zata küfredilirmi? tuttular Allaha şerikler koştular, de ki: Söyleyin bakalım onların isimlerini, ya ona bu Arzda bilmediği bir şeymi haber vereceksiniz? Yoksa ma'nâsı yok sırf zahirî bir lâf mı? Doğrusu küfre saplananlara mekirleri hoş gösterildi ve hak yolundan saptırıldılar, her kimi de Allah saptırırsa artık onu yola getirecek yoktur
Hasan Basri Çantay Meali Her nefsin (hayır ve şer) bütün kazandığına naazır olan (zât-i ecell-ü a'lâ böyle olmayan gibi midir?) Onlar Allaha ortaklar tanıdılar. De ki: «Bunlara ad takın (necidir, ne iş yaparlar bunlar?). Yoksa siz yer yüzünde ona (Allaha) bilmeyeceği bir şey'i mi haber veriyorsunuz? Yahud (gelişi güzel) sözün dış yüzü ile mi (kendinizi aldatıyorsunuz?) Hayır, o kâfirlere (mü'minlerin aleyhindeki) tuzakları süslü (ve hoş) göründü ve onlar doğru yoldan alıkonuldular. Allah kimi şaşırırsa artık onun için hiçbir hidâyet veren yokdur.
Hayrat Neşriyat Meali Öyleyse herkesin (hayır ve şerden) ne yaptığını O görüp gözeten (Allah, hiç böyle olmayan putlarla bir) midir? Hâlbuki (onlar) Allah'a ortaklar koştular. De ki: “Onların isimlerini söyleyin bakalım! (Kimdir onlar?) Yoksa O'na yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz? Yoksa boş lâf ile (kendinizi) mi (aldatıyorsunuz)?” Hayır, inkâr edenlere hîleleri süslü gösterildi ve (hak) yoldan men' edildiler. Hâlbuki Allah, kimi (böy le inkârları yüzünden) dalâlete atarsa, artık onu hidâyete erdirecek kimse yoktur.
İlyas Yorulmaz Meali Peki şimdi, (onlara sorsan) her nefsin yaptığına göre ceza vereni kimmiş? Hala Allah'a ortaklar koşuyorlar. Deki “Onlara (taptıklarınıza) isimler verin. Yoksa yer yüzünde Allah'ın bilmediği bir şey varda veya (duymadığı) açıkça söylenenler varda, bunları O na mı haber veriyorsunuz?” Doğruları inkar edenlerin yaptıkları hileler ve insanları doğru yoldan vazgeçirtip çevirmeleri, kendilerine güzel gösterildi. Allah'ın sapıklık içinde bıraktığını doğru yola iletecek hiçbir kimse yoktur.
Kadri Çelik Meali Her nefsin bütün kazandıkları üzerinde gözetici olana (ortak koşulur mu?). Onlar Allah'a ortaklar koştular. De ki: “Bunları nitelendirin (bakayım)! Yoksa siz yeryüzünde bilmediği bir şeyi (şerikleri) mi O'na haber veriyorsunuz? Yoksa (söylediklerimiz hakikati olmayan salt) zahiri sözler mi (diyorsunuz)? Hayır, küfre sapanlara kendi düzenleri süslendirilmiştir ve onlar (doğru) yoldan alıkonmuşlardır. Allah, kimi saptırırsa, artık onun için hiç bir hidayetçi yoktur.
Mahmut Kısa Meali Öyle ya, her bir canlının yapıp ettiğini görüp gözetleyen Allah, hiçbir şeye güç yetiremeyen yaratılmışlarla bir tutulabilir mi? Elbette tutulamaz! Fakat gel gör ki, bazı câhiller, Allah’ın yarattığı varlıkları mutlak itaat makâmına yücelterek Allah’a ortaklar koşuyorlar. Onlara de ki: “Eğer Allah birtakım varlıkları kendisine ortak edindiyse, onların isimlerini ve özelliklerini bize söyleyin de bunları biz de tanıyalım. Mesela onların arasında, her benlik sahibinin yapıp ettiklerini kontrol eden bir yaratıcı var mı? Böyle birileri var da, Allah’ın bundan haberi mi yok? Yoksa siz, göklerde ve yerde Allah’ın bilmediği bir şeyi mi O’na haber veriyorsunuz; ya da öylesine lâf olsun diye mi bu iddiaları ortaya atıyorsunuz?” Hayır, işin aslı şu ki, şirk düzeninin önderleri, halk üzerinde güçlü bir etki uyandırmak için birtakım sahte ilâhlar, kurtarıcılar icat ettiler. Böylece halkın sırtından büyük bir nüfuz, güç ve servet elde eden küfrün elebaşları, uydurdukları ilâhların adını da kullanarak, bilinçli ve plânlı bir şekilde insanları saptırmaya, Allah’ın mutlak egemenliğine dayalı bir toplum düzeninin kurulmasını engellemek için mücadeleye giriştiler. Bunun sonucunda, Allah’ın koyduğu yaratılış kanunları devreye girdi: Bu kâfirlerin kurdukları sinsi plânları ve hileleri, zamanla kendilerine çekici göründü ve dünyanın cazibesine kapılarak bile bile kötülüğü tercih eden bu insanlar, ilâhî yasalar uyarınca doğru yoldan alıkonuldular. Fakat tövbe etmek için hâlâ fırsatları var. Bunun için tek yapmaları gereken, zulüm ve haksızlıktan vazgeçip samîmî olarak Allah’a yönelmektir. Zira unutmayın ki, Allah kimi sapıklık içinde bırakırsa, O’ndan başka hiç kimse onu doğru yola iletemez! Ve eğer tövbe etmeyecek olurlarsa:
Mehmet Türk Meali (Şimdi de) herkesin yaptıklarına hâkim olan Allah’a, ortaklar koşarak (alay) mı (ediyorlar?) (Ey Muhammed! Onlara): “Söyleyin adlarını (da bilelim kimmiş onlar?) Yahut siz (Allah’a) yeryüzünde bilmeyeceği bir şeyi haber mi veriyorsunuz,1 yoksa saçmalıyor musunuz?” de. Bilakis, kâfirlere kendi kâfirlikleri (nefisleri tarafından) süslü gösterildi ve onlar, hak yoldan alıkonuldular. Allah kimi saptırırsa, artık onun için hiçbir yol gösterici yoktur.*
Muhammed Esed Meali PEKİ, kimdir -elbette O!- yaşayan her varlığı, 58 hak ettiği şeye 59 bakarak görüp gözeten? Yine de Allah'a ortak koşuyorlar (öyle mi?). De ki: “Onlara [istediğiniz] ismi verin: 60 sanki O'na yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi haber verdiğinizi sanıyorsunuz? Yoksa sadece sözcüklerle mi oynuyorsunuz?” 61 Hayır, tersine, hakkı inkara şartlanmış olanların çarpık tasavvurları 62 kendilerine güzel gösteriliyor; ve böylece [doğru] yoldan döndürülüveriyorlar: ve zaten Allah'ın sapıklık içinde bıraktığı kimseye yol gösteren bulunmaz. 63
Mustafa İslamoğlu Meali O DEĞİLSE kimmiş bakayım kazandıkları nedeniyle her canlı varlığın tepesine dikilip duran? Buna rağmen, hâlâ Allah’a ortak koşuyorlar! De ki: “Onları (keyfinize göre) isimlendirin;[1974] yani siz, yeryüzünde bilmediği bir şeyi O’na haber veriyorsunuz, öyle mi? Belki de sözü (hakiki anlamda değil), sırf zahirî anlamda kullanıyorsunuzdur?[1975] Hayır, inkârda ısrar edenlere hileli mantıkları cazip gösterildi ve doğru yoldan engellendiler. Zira Allah kimi engellerse, onu doğru yola iletecek kimse bulunmaz!*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Herbir nefsin kazanmış olduğu ile üzerine nazır olanı mı? (Öyle bir Hâlık-i Alîm'i mi inkâr ediyorlar?) Ve Allah için ortaklar edindiler. De ki: «Adlarını söyleyiniz! Yoksa O'na, o Hâlık-ı Kainat'a yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi haber vereceksiniz. Yoksa sözün zahiri ile mi kendinizi aldatıyorsunuz?» Belki kâfir olanlara kendi desiseleri süslenilmiş oldu ve doğru yoldan alıkonuldular ve her kimi ki, Allah Teâlâ sapıttırırsa artık onun için bir rehber-i hidâyet yoktur.
Suat Yıldırım Meali Tek tek her insanın ne işlediğini görüp gözeten Allah, hiç bunu yapmaktan âciz olan gibi olur mu? Bununla beraber, tutmuşlar Allah'a ortak koşuyorlar. De ki “Haydi tavsif edin, adlandırın bakayım onları! Kimdirler, necidirler, hangi işleri gerçekleştirmişler? Ne o, yoksa Allah'a kendi mülkünde var olup da bilmediği bir şeyi mi bildireceksiniz. Veya hiçbir gerçeğe tekabül etmeksizin sırf boş laf mı edeceksiniz? ” Doğrusu kurdukları tuzaklar o kâfirlere hoş gösterildi, hoşlandılar bundan ve hak yoldan menedildiler. Her kimi de Allah saptırırsa artık onu yola getirecek yoktur. [10, 61; 6, 59; 11, 6; 20, 7; 53;23; 16;37]
Süleyman Ateş Meali Her nefsin yaptığı işin başında duran, (hiçbir şeyden haberi olmayanla bir olur) mu? Onlar Allah'a ortaklar koştular. De ki: "Onları isimlendirin (nitelendirin bakalım tapılmağa değer bir yanları var mı?) Yoksa siz Allah'ın, yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi Kendisine haber veriyorsunuz? Yoksa boş söz mü söylüyorsunuz? Hayır, inkar edenlere tuzakları süslü gösterildi. (Hak) yoldan çıkarıldılar. Allah kimi şaşırtırsa artık ona yol gösteren olmaz!
Süleymaniye Vakfı Meali Ayetleri görmezlikten gelmeyi (kafirliği), herkesin kazancını takip eden Allah’a ortaklar oluşturarak mı yapıyorlar? De ki “Onları yüceltin bakalım. Yoksa siz Allah’a, bu yerde bilmediği bir şeyi haber veriyor ya da içi boş sözler mi söylüyorsunuz? ” Ayetleri görmezlikten gelenlerin oyunları kendilerine güzel görünür de Allah’ın yolundan çıkıverirler. Allah’ın sapık dediğini yola gelmiş sayacak yoktur.
Şaban Piriş Meali Herkesin yaptığını gözeten, bunu yapamayanlarla bir olur mu? Onlar Allah'a ortaklar koştular. De ki:-Onları kutsayın bakalım; yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi Allah'a haber veriyorsunuz? Yoksa boş sözlere mi aldanıyorsunuz? Fakat inkar edenlere, kurdukları düzenler güzel gösterildi ve doğru yoldan alıkonuldular. Allah'ın sapıklıkta bıraktığına yol gösteren bulunmaz.
Ümit Şimşek Meali Herkesin kazandığını görüp gözeten Allah, başkalarıyla bir tutulur mu? Fakat onlar Allah'a ortaklar koştular. De ki: Haydi, onlara isim verin.(13) Siz yeryüzünde bilmediği birşeyi mi Allah'a haber veriyorsunuz? Yoksa boş sözlerle kendinizi mi aldatıyorsunuz? Aslında, kurdukları tuzak o kâfirlerin hoşuna gitti de böylece doğru yoldan alıkondular. Allah kimi saptıracak olsa, artık onu yola getirecek kimse bulunmaz.*
Yaşar Nuri Öztürk Meali Allah'a ortaklar tanıdılar. Peki, her benliğin yaptığı işin başında duranla bunlar bir mi? De ki: "Onları isimlendirin. Yoksa siz Allah'a, yeryüzünde bilmediği bir şey mi haber veriyorsunuz? Yoksa, anlamsız bir laf mı ediyorsunuz?" Hayır, küfre sapanlara, tuzakları süslü gösterildi de yoldan döndürüldüler. Allah'ın şaşırttığına kılavuzluk edecek yok.
M. Pickthall (English) Is He Who is aware of the deserts of every soul (as he who is aware of nothing)? Yet they ascribe unto Allah partners. Say: Name them. Is it that ye would inform Him of something which He knoweth not in the earth? Or is it but a way of speaking? Nay, but their contrivance is made seeming fair for those who disbelieve and they are kept from the right road. He whom Allah sendeth astray, for him there is no guide.
Yusuf Ali (English) Is then He who standeth over every soul (and knoweth) all that it doth, (like any others)? And yet they ascribe partners to Allah. Say: "But name them!(1851) is it that ye will inform Him of something he knoweth not on earth, or is it (just) a show of words?" Nay! to those who believe not, their pretence(1852) seems pleasing, but they are kept back (thereby) from the path. And those whom Allah leaves to stray, no one can guide.*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları