Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
(Allah) O'dur ki, onlar (insanlar) umutlarını kestikten sonra yağmuru indirir ve rahmetini serip yayıverir. O, Veli'dir (her şeyin ve herkesin sahibi ve yöneticisidir), Hamîd'dir (yerde ve göklerde övülüp şükredilendir). |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Ve öyle bir mabuttur ki onlar, tamamıyla ümitsizliğe düşerler de ondan sonra yağmur yağdırır ve rahmetini yayar ve odur onların işlerini tedbir ve tasarruf eden ve hamde layık olan. |
Abdullah Parlıyan Meali |
O'dur ki, kulları ümitlerini kestikten sonra, yağmuru indirir, rahmetini her tarafa yayar. Gerçek dost ve yardımcı O'dur, eksiksiz övgülere layık olan da O'dur. |
Ahmet Tekin Meali |
O, insanlar ümitlerini kestikten sonra toprağı suya doyuracak yağmuru aralıklarla indiren, rahmetiyle her şeyi canlandırandır. O övülmeye, şükredilmeye lâyık, hakiki hâmi, emirlerine itaat edilecek gerçek otorite, hakiki dosttur. |
Ahmet Varol Meali |
Onlar ümit kestikten sonra yağmuru indiren ve rahmetini yayan O'dur. O velidir (dosttur, kullarının işlerini yürütendir), çokça övülendir. |
Ali Bulaç Meali |
O'dur ki, onlar umutlarını kestikten sonra yağmuru indirir ve rahmetini serip-yayar. O, Veli'dir, Hamid'dir. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Allah O'dur ki, (kullar) ümidi kesmişlerken yağmuru indirir, rahmet ve bereketini (her tarafa) yayar. O, (kendi ihsanı ile kullarına) Velî'dir, Hamîd'dir= hamd edilmeğe lâyıktır. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
İnsanların boynu bükük ümitsiz olmalarından sonra, yağmur ile imdatlarına gelen, rahmetini yayan O’dur. O, çok mükemmel, övgüye layık bir veli ve sahiptir. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
İnsanlar ümitsizliğe düştükten sonra yağmuru yağdıran ve rahmetini yayan O'dur. Kullarının işlerini düzenleyen ve övgüye lâyık olan da O'dur. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
O, (insanlar) umutlarını kestikten sonra yağmuru indiren, rahmetini her tarafa yayandır. Övülmeye layık gerçek dost ve koruyucu yalnız O'dur. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Umutsuzluğa düşmelerinin ardından yağmuru indiren, rahmetini yayan O'dur. O, övülmeğe layık olan dosttur. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
O, insanlar umutlarını kestikten sonra yağmuru indiren, rahmetini her tarafa yayandır. O, dost olandır, övülmeye lâyık olandır. |
Diyanet Vakfı Meali |
O, (insanlar) umutlarını kestikten sonra, yağmuru indiren, rahmetini her tarafa yayandır. O, hakiki dosttur, övülmeye lâyık olandır. |
Edip Yüksel Meali |
Umutlarını kesmelerinden sonra yağmuru indiren ve rahmetini yayandır. O, Övgüye Layık bir Dosttur. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
İnsanlar ümitlerini kestikten sonra yağmuru indiren ve rahmetini her tarafa yayan O'dur. Övülmeye layık olan gerçek dost O'dur. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Ve öyledir ki o, ümidi kesmişlerken feyz indirir ve rahmetini neşr eder, o öyle veliy öyle hamîddir |
Hasan Basri Çantay Meali |
O, (insanlar) ümidlerini kesdikden sonra, yağmuru indirmekde, rahmetini yaymakda olandır. O, hakıykî yâr, her hamde sezâvârdır. |
Hayrat Neşriyat Meali |
Ve O, (insanlar) ümidlerini kestikten sonra yağmuru indiren ve rahmetini yayandır. Çünki O, Velî (hakiki dost ve yardımcı olan)dır, Hamîd (hamd edilmeye çok lâyık)tır. |
İlyas Yorulmaz Meali |
O, yağmuru kullarının ümitlerini kesmesinden sonra indirir ve rahmetini yeryüzüne yayar. Kullarını koruyan, sahip çıkan ve övülmesi gerekli olan yalnızca O dur. |
Kadri Çelik Meali |
İnsanlar ümitlerini kestikten sonra yağmuru indiren ve rahmetini her tarafa yayan O'dur. Övülmeye layık olan gerçek veli de O'dur. |
Mahmut Kısa Meali |
Yağmura susamış gönüller tamamen ümitsizliğe düştükleri bir anda, gökten sağanak sağanak yağmur yağdıran ve böylece, yemyeşil bitkilerle, çeşit çeşit, rengârenk meyvelerle rahmetini her yana yayan O’dur. Evet, her türlü teşekküre, övgüye lâyık olan gerçek koruyucu, gerçek dost O’dur! |
Mehmet Türk Meali |
İnsanlar, tam ümitlerini kestikten sonra yağmuru indiren ve rahmetini her tarafa yayan Odur. Övülmeye layık olan gerçek dost da Odur. |
Muhammed Esed Meali |
O, [insanlar] bütün ümitlerini yitirdikten sonra yağmuru indiren ve [bu suretle] rahmetini sergileyendir: 32 çünkü [insanların] koruyucusu yalnız O'dur, hamd O'na mahsustur. |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Ve O, (insanlar) tüm umutlarını yitirdikten sonra imdada yetişir, yağmuru indirir ve rahmetini yayar:[4340] zira O’dur (insanların) gerçek velisi, hamd O’na mahsustur.* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Ve O, o (Hâlık-i Azîm)dir ki, ümitsizliğe düştüklerinden sonra, yağmuru indirir ve rahmetini neşreder ve O'dur velî, hamîd olan O'dur. |
Suat Yıldırım Meali |
O'dur ki insanlar artık ümitlerini kestikten sonra yağmur indirir, rahmetini her tarafa yayar. O, gerçek dost ve hâmidir, bütün övgülere ve hamdlere lâyıktır. |
Süleyman Ateş Meali |
O'dur ki (kulları) umutlarını kestikten sonra yağmuru indirir, rahmetini yayar. O velidir, övülmüştür. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Herkes ümidini kesmişken yağmuru indiren ve ikramını yayan O’dur. O, asıl dosttur ve yaptığını güzel yapar. |
Şaban Piriş Meali |
(Kulları) umutlarını kestikten sonra yağmur indirip, rahmetini yayan O'dur. Koruyup gözeten O'dur. Ham de layık olan da O'dur. |
Ümit Şimşek Meali |
İnsanlar ümitlerini kesmişken yağmuru indiren ve rahmetini yayan da Odur. O her türlü övgüye lâyık olan gerçek dost ve gözeticidir. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
O O'dur ki, kulları umutlarını kestikten sonra yağmuru indirir ve rahmetini yayar. Velî'dir O, Hamîd'dir. |
M. Pickthall (English) |
And He it is Who sendeth down the saving rain after they have despaired, and spreadeth out His mercy. He is the Protecting Friend, the Praiseworthy. |
Yusuf Ali (English) |
He is the One that sends down rain (even) after (men) have given up all hope,(4567) and scatters His Mercy (far and wide). And He is the Protector, Worthy of all Praise.* |