Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
(Gerçek mü’minler;) Büyük günahlardan ve çirkin utanmazlıklardan (fuhşiyattan) kaçınıp çekinenlerdir ve kızdıkları-gazaplandıkları zaman da affedip bağışlayabilen (kimse) lerdir. |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Ve suçların büyüklerinden ve çirkin şeylerden kaçınanlara ve kızdıkları zaman, suçları örtenlere. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Onlar büyük günahlardan ve her türlü kötülükten kaçınırlar, öfkelendiklerinde kolayca affederler. |
Ahmet Tekin Meali |
İman edenler, bilerek işlenen büyük günahlardan, meşrû olmayan şehevî fiillerden, gayri meşrû ilişkilerden, zinadan ve hayâsızlıktan, cimrilikten, haddi aşmaktan ve ahlâksızlıktan kaçınanlardır. Öfkelendikleri zaman kusurları bağışlayanlardır.* |
Ahmet Varol Meali |
Onlar ki, büyük günahlardan ve çirkin işlerden kaçınırlar. Kızdıkları zaman bağışlarlar. |
Ali Bulaç Meali |
(Bunlar,) Büyük günahlardan ve çirkin -utanmazlıklardan kaçınanlar ve gazablandıkları zaman bağışlayanlar, |
Ali Fikri Yavuz Meali |
O kimselerdir ki, büyük günahlardan ve açık rezaletlerden kaçınırlar, öfkelendikleri zaman da, onlar kusur bağışlarlar; |
Bahaeddin Sağlam Meali |
O müminler ki; büyük günahlardan ve fahiş şeylerden kaçınırlar, kızdıkları zaman da bağışlarlar. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Onlar, büyük günahlardan ve hayâsızlıktan kaçınırlar; kızdıklarında da hataları bağışlarlar.[522]* |
Cemal Külünkoğlu Meali |
(O inananlar,) büyük günahlardan ve çirkin işlerden kaçınırlar; kızdıkları zaman da affederler. * |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
36,37,38. Size verilen herhangi bir şey, sadece dünya hayatının bir geçimliğidir. Allah katında olan; inanıp Rablerine güvenen, büyük günahlardan ve hayasızlıklardan çekinen, öfkelendiklerinde bile bağışlayanlar, Rablerinin çağrısına cevap verenler ve namaz kılanlar için daha iyi ve daha süreklidir. Onların işleri aralarında danışma iledir. Kendilerine verdiğimiz rızıktan da sarfederler. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
36,37,38,39. (Dünyalık olarak) size her ne verilmişse, bu dünya hayatının geçimliğidir. Allah’ın yanında bulunanlar ise daha hayırlı ve kalıcıdır. Bu mükâfat, inananlar ve Rablerine tevekkül edenler, büyük günahlardan ve çirkin işlerden kaçınanlar, öfkelendikleri zaman bağışlayanlar, Rablerinin çağrısına cevap verenler ve namazı dosdoğru kılanlar; işleri, aralarında şûrâ (danışma) ile olanlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcayanlar, bir saldırıya uğradıkları zaman, aralarında yardımlaşanlar içindir. |
Diyanet Vakfı Meali |
Onlar, büyük günahlardan ve hayasızlıktan kaçınırlar; kızdıkları zaman da kusurları bağışlarlar. |
Edip Yüksel Meali |
Onlar ki büyük günahlardan çirkin işlerden kaçınırlar ve kızdıkları zaman bağışlarlar. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
O iman edenler, büyük günahlardan ve hayasızlıktan kaçınırlar. Onlar öfkelendikleri zaman da kusurları bağışlarlar. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Ve onlar ki günahın büyüklerine ve açık çirkinliklere uzak bulunurlar ve her gadablandıkları vakıt da onlar kusur örterler |
Hasan Basri Çantay Meali |
36,37,38,39. Size verilen şey dünyâ hayaatının (geçici birer) fâidesidir. Allah indinde olan (sevab) ise daha hayırlı, daha süreklidir. (Bu sevablar) îman edib de ancak Rablerine güvenib dayanmakda, büyük günâhlardan ve faahiş kötülüklerden kaçınmakda, öfkelendikleri zaman bizzat (kusurları) örtmekde (bağışlamakda) olanlara, Rablerinin (tevhîd ve ibâdete âid da'vetine) icabet edenlere, namaz (ların) ı dosdoğru kılanlara — ki bunların işleri aralarında müşavere (ile) dir—, kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden (Allaha tâat uğrunda) harcamakda bulunanlara, kendilerine tağallüb ve zulüm vaaki olduğu zaman elbirlik (mazluma) yardım eyleyenlere mahsusdur. |
Hayrat Neşriyat Meali |
Hem onlar ki, günahın büyüklerinden ve fuhşiyâttan kaçınırlar; onlar öfkelendikleri zaman da (kusurları) bağışlarlar. |
İlyas Yorulmaz Meali |
Büyük günahlardan ve çirkin davranışlardan kaçanlar, öfkelendikleri şeyleri hemen (yutarlar) bağışlarlar. |
Kadri Çelik Meali |
Onlar büyük günahlardan ve çirkinliklerden kaçınırlar ve gazaplandıkları zaman bağışlarlar. |
Mahmut Kısa Meali |
Onlar, cinâyet, hırsızlık, yalancı şâhitlik, dolandırıcılık ve benzeri büyük günahlardan ve özellikle de zina, fuhuş gibi yüz kızartıcı suç işlemekten kaçınan ve öfkeye kapıldıkları zaman, haklı bile olsalar affetmesini bilenlerdir. |
Mehmet Türk Meali |
(İşte bu kimseler) büyük günâhlardan1 ve hayâsızlıklardan2 kaçınır ve öfkelendikleri zaman da bağışlarlar.* |
Muhammed Esed Meali |
bağışlanmaz günahlardan ve hayasızlıktan kaçınanlar ve öfke bastığında da kolayca affedenler [için]; |
Mustafa İslamoğlu Meali |
İşte onlar, büyük günahlardan ve hayasızca davranışlardan kaçınırlar,[4349] dahası öfkeli zamanlarında bile affetme (erdemini) gösterirler.[4350]* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Ve o kimseler için ki, günahın büyüklerinden ve fâhiş kötülüklerden kaçınırlar. Ve gazaba geldikleri zaman onlar bağışlarlar. |
Suat Yıldırım Meali |
Onlar öyle kimselerdir ki büyük günahlardan ve hayasız çirkin işlerden kaçınırlar, kızdıkları zaman öfkelerini yutar, karşıdakinin kusurlarını affederler. [3, 134] |
Süleyman Ateş Meali |
Onlar büyük günahlardan ve çirkin işlerden kaçınırlar; kızdıkları zaman da onlar, affederler. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Onlar, büyük günahlardan ve fuhuş çeşitlerinden[*] uzak duran kimselerdir. Öfkelendikleri zaman da affederler.* |
Şaban Piriş Meali |
Günahın büyüğünden ve ahlaksızlıklardan kaçınanlar, öfkelendikleri zaman bağışlarlar. |
Ümit Şimşek Meali |
Onlar büyük günahlardan ve fuhşiyattan(16) kaçınırlar; öfkelendiklerinde ise kusurları bağışlarlar.* |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Onlar, günahın büyüklerinden ve tüm iğrençliklerinden uzak dururlar. Öfkelendikleri zamansa, affedenler onlar olur. |
M. Pickthall (English) |
And those who shun the worst of sins and indecencies and, when they are wroth, forgive, |
Yusuf Ali (English) |
Those who avoid the greater(4577) crimes and shameful deeds, and, when they are angry even then forgive;* |