Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
(Ey Resulüm!) İşte Biz Sana böyle Arapça bir Kur’an vahyettik; şehirlerin anası (olan Mekke halkı) nı ve çevresinde olanları (tüm insanlığı) uyarman için ve kendisinde şüphe olmayan (mahşerde) toplanma gününü (haber verip onları) korkutman için de (Seni gönderdik. O gün onların) bir bölümü cennette, bir bölümü çılgınca yanan ateşin içerisindelerdir. |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Ve işte sana, böylece Arapça Kur'an'ı vahyettik, şehirlerin aslı ve temeli olan Mekke'yi ve çevresindeki bütün şehirleri korkutman ve geleceğinde şüphe olmayan topluluk gününü haber vererek o günün dehşetiyle korkutman için; halkın bir bölüğü cennettedir ve bir bölüğü yakıp kavuran cehennemde.* |
Abdullah Parlıyan Meali |
Şehirlerin anası olan Mekke'lileri ve etrafında bulunan insanları uyarman ve meydana geleceğinde hiç şüphe olmayan, o toplanma gününü hatırlatıp korkutasın diye, sana böyle Arapça bir Kur'ân vahyettik. O gün insanların bir kısmı cennette, bir kısmı da yakıp kavuran cehennemdedir. |
Ahmet Tekin Meali |
Senin sorumluluk sınırlarını belirlediğimiz gibi, görevlerini de hatırlatarak biz sana bütün ilâhî kitaplardaki dinî-ilmî esasları içeren, açık, edebî, Arapça, okunan bir kitap, Kur'ân vahyettik. Manevî merkez Mekke'yi ve çevresindeki bütün dünyayı, bütün insanları uyarasın, gerçekleşeceği ve hesap sorulacağı konusunda şüphe olmayan toplanma günü, hesap günü ile ilgili insanları ikaz edesin diye vahyettik. Buna rağmen insanların bir kısmı cennette, bir kısmı körüklenen alev püsküren dehşetli Cehennem ateşindedir.* |
Ahmet Varol Meali |
İşte biz sana böyle Arapça bir Kur'an vahyettik ki şehirlerin anası (Mekke halkı)nı ve etrafında olanları uyarasın. Hakkında hiçbir şüphe olmayan toplanış günü konusunda uyarıda bulunasın. (O gün) bir grup cennette bir grup da alevli ateştedir. |
Ali Bulaç Meali |
İşte biz sana, böyle Arapça bir Kur'an vahyettik; şehirlerin anası (olan Mekke halkı)nı ve çevresinde olanları uyarman için ve kendisinde şüphe olmayan toplanma gününü (haber verip onları) uyarman için de. (O gün onların) Bir bölümü cennette, bir bölümü çılgınca yanan ateşin içerisindedirler. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Şehirlerin esası olan Mekke halkını ve bütün etrafındaki memleketler halkını sakındırasın ve hakkında şübhe olmıyan o kıyamet gününün dehşetini haber veresin diye, sana böyle Arabca bir Kur'an vahyettik. O kıyamet gününde toplananlardan bir kısmı (müminler) cennettedir, bir kısmı (kâfirler) de cehennemdedir. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
İşte böylece sana Arapça bir Kur’an vahyettik ki ana şehri ve etrafındakileri uyarasın, kendisinde hiçbir şüphe olmayan toplanma (kıyamet) gününü de hatırlatasın. (O gün) bir grup Cennette, bir grup da şiddetli ateş içindedirler. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
İşte böylece şehirlerin anası Mekke ve çevresindekileri uyarman ve gerçekleşmesinde şüphe bulunmayan toplanma günü hakkında korkutman için sana Arapça bir Kur'ân indirdik. O gün insanların bir kısmı cennette, bir kısmı da alevli ateşte olacaktır. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
(Ey Muhammed!) Şehirlerin anası (durumunda olan) Mekke'de ve onun çevresinde bulunanları uyarman ve hakkında asla şüphe olmayan toplanma gününün dehşeti hakkında bilgi vermen için sana Arapça bir Kur'an vahyettik. O gün onların bir kısmı cennette, bir kısmı da alevli ateştedir. * |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Böylece şehirlerin anası olan Mekke'de ve çevresinde bulunanları uyarman, şüphe götürmeyen toplanma günü ile uyarman için sana Arapça okunan bir Kitap vahyettik. İnsanların bir takımı cennete, bir takımı da çılgın alevli cehenneme girer. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Böylece biz sana Arapça bir Kur’an vahyettik ki, şehirlerin anası olan Mekke’de ve çevresinde bulunanları uyarasın. Hakkında asla şüphe olmayan toplanma günüyle onları uyarasın. Bir grup cennette, bir grup ise cehennemdedir. |
Diyanet Vakfı Meali |
Şehirlerin anası (olan Mekke'de) ve onun çevresinde bulunanları uyarman ve asla şüphe olmayan toplanma günüyle onları korkutman için, sana böyle Arapça bir Kur'an vahyettik. (İnsanların) bir bölümü cennette, bir bölümü de çılgın alevli cehennemdedir. * |
Edip Yüksel Meali |
Başkent ve çevresini uyarman için ve gerçekleşecek olan Toplanma Gününe karşı uyarman için biz kusursuz bir dile sahip olan bir Kuran'ı böylece sana vahyediyoruz. Onlardan bir kısmı cennete, bir kısmı da cehenneme girecektir.* |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Böylece biz sana Arapça bir Kur'ân indirdik ki, şehirlerin anası (olan Mekke) halkını ve etrafındakileri uyarasın ve hakkında hiç şüphe olmayan kıyamet gününün dehşetinden onları korkutasın. Bir grup cennettedir, bir grup da cehennemdedir. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Ve işte böyle sana Arabî bir Kur'an vahiyetmekteyiz ki Ümmülkurayı ve çevresindekileri sakındırasın ve o toplama gününün dehşetini haber veresin onda şübhe yok, bir fırka Cennette, bir fırka saîrde |
Hasan Basri Çantay Meali |
Şehirlerin anası (halkı) na ve etrafında bulunanlara gelecek tehlikeleri haber vermen için ve hakkında hiçbir şübhe bulunmayan o toplanma gününün dehşetiyle korkutman için sana böyle Arabca bir Kur'an vahyetdik. (Onlardan) bir takımı cennetde, bir takımı cehennemdedir. |
Hayrat Neşriyat Meali |
İşte sana böyle Arabca bir Kur'ân vahyettik ki, şehirlerin anasını (Mekke'yi) ve onun etrâfındaki (bütün yeryüzü belde)leri(ni) korkutasın ve (geleceği) hakkında hiç şübhe olmayan o toplanma günü (kıyâmet) ile (onları) korkutasın! (O gün) bir kısım (insanlar) Cennette, bir kısım (insanlar) da alevli ateştedir. |
İlyas Yorulmaz Meali |
Böylece sana, Mekke halkını ve Mekke civarında yaşayanları, geleceğinde hiçbir şüphenin olmadığı toplanma (hesap) günü ile uyarman için, Arapça bir Kur'an olarak vahyettik. Onlardan bir gurup cennete girecekler ve yine onlardan bir gurupta, yakıcı ateşin içine girecek. |
Kadri Çelik Meali |
Böylece şehirlerin anasını (Mekke halkını) ve çevresinde olanları uyarman ve kendisinden şüphe olmayan toplanma günü ile uyarıp korkutman için sana Arapça bir Kur'an vahyettik. (O gün onların) Bir bölümü cennette, bir bölümü de çılgınca yanan ateşin içindedir. |
Mahmut Kısa Meali |
Ey şanlı Elçi! Daha önceki Peygamberlere nasıl kendi halkının konuştuğu dilde kitap gönderdiysek, işte sana da Arapça okunan bir hitabe olan bu Kur’an’ı gönderdik ki, asıl adı Mekke olan ve dünya kentlerinin merkezi konumunda bulunan Anakent halkını ve aşama aşama çevresindeki diğer bütün şehirleri, toplumları, ülkeleri ve tüm dünyayı uyarasın ve böylece, gerçekleşeceğinde asla şüphe olmayan okıyamet günü, o Toplanma Gününe karşı onları ikaz etmiş olasın.Çünkü O Gün gelip çatınca, insanların bir kısmı cennete girecek, bir kısmı da çılgın bir ateşe! |
Mehmet Türk Meali |
Böylece Biz, sana şehirlerin anası (olan Mekke)1 ve onun çevresinde bulunanları uyarman ve (insanların) bir bölümünün cennette, bir bölümünün de çılgın alevli cehennemde olacağı ve hakkında asla şüphe olmayan toplanma günüyle, onları korkutman için Arapça bir Kur’an vahyettik.* |
Muhammed Esed Meali |
[Sana sadece Bizim mesajımız emanet edilmiştir:] işte Biz sana Arap dilinde 4 bir hitabe gönderdik ki, bütün kentlerin atasını ve çevresinde oturanları 5 uyarabilesin; yani, [varlığı] her türlü şüphenin üstünde olan Toplanma Günü'ne karşı [onları] uyarasın: [O Gün] bazısı cennete girecek, bazısı da yakıcı ateşe. |
Mustafa İslamoğlu Meali |
İşte Biz sana, hem Şehirlerin Anası’nı ve onun çevresindekileri[4305] uyarman hem de kendisinde asla kuşku bulunmayan Toplanma Günü’ne karşı (insanlığı) ikaz etmen için Arapça bir Kur’an vahyettik: (Sonuçta) bir kısmı cennete girecek, bir kısmı da ateşe.* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Ve işte sana böyle Arapça bir Kur'an vahyettik ki, Ümmü'lKurâ'yı ve onun çevresinde bulunanları korkutasın ve kendinde şüphe olmayan o toplanma gününden korkutasın. Bir fırka cennettedir ve bir fırka da cehennemdedir. |
Suat Yıldırım Meali |
Böylece sana Arapça bir Kur'ân vahyettik ki sen Anakent olan Mekke ile bütün etrafını uyarıp irşad edesin ve gerçekleşeceğinde hiç şüphe olmayan mahşer günündeki büyük buluşmayı haber veresin. O ne müthiş manzara: Bir kısım cennette… bir kısım alevli cehennemde! [64, 9; 11, 103-105] |
Süleyman Ateş Meali |
Biz sana böyle Arapça bir Kur'an vahyettik ki Anakent(Mekke'y)i ve çevresinde bulunanları ikaz edip; (vukuunda) asla kuşku bulunmayan toplanma gününe karşı uyarasın. (O gün), bir bölük cennette, bir bölük ateştedir. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
İşte böyle. Bunu sana, Arapça kur’anlar (ayet kümeleri) halinde vahyettik ki Anakent’te (Mekke’de) ve çevresinde olanları uyarasın. Geleceğinden şüphe olmayan toplanma günü konusunda da uyarasın. Bir kesim Cennette, bir kesim de alevli ateşin içinde olacaktır. |
Şaban Piriş Meali |
Mekke ve çevresindekileri uyarman için, hakkında hiç bir kuşkunun bulunmadığı toplanma günü ile uyarasın diye; işte sana, böyle Arapça bir Kur'an vahyettik. O gün insanların bir takımı cennettedir, bir takımı da çılgın alevler içinde! |
Ümit Şimşek Meali |
Beldelerin anası ile onun çevresindekileri(3) uyarman ve geleceğinde kuşku olmayan toplanma gününden sakındırman için, sana böylece Arapça bir Kur'ân vahyetmiş bulunuyoruz. O gün insanların bir kısmı Cennette, bir kısmı da çılgın alevlerin içindedir.* |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
İşte böyle! Biz sana Arapça bir Kur'an vahyettik ki, ülke ve medeniyetlerin anasını ve çevresindekileri uyarasın. Ve toplanma günü konusunda da uyarıda bulunasın. Hiç kuşku yok o günde. Bir bölük cennettedir, bir bölük ateşte. |
M. Pickthall (English) |
And thus we have inspired in thee a Lecture in Arabic, that thou mayest warn the mother town and those around it, and mayest warn of a day of assembling whereof there is no doubt. A host will be in the Garden, and a host of them in the Flame. |
Yusuf Ali (English) |
Thus have We sent by inspiration to thee an Arabic Qur´an:(4533) that thou mayest warn the Mother of Cities(4534) and all around her,- and warn (them) of the Day of Assembly, of which there is no doubt: (when) some will be(4535) in the Garden, and some in the Blazing Fire.* |