Ahkâf Suresi 16. Ayet


Arapça

أُوْلَئِكَ الَّذِينَ نَتَقَبَّلُ عَنْهُمْ أَحْسَنَ مَا عَمِلُوا وَنَتَجاوَزُ عَن سَيِّئَاتِهِمْ فِي أَصْحَابِ الْجَنَّةِ وَعْدَ الصِّدْقِ الَّذِي كَانُوا يُوعَدُونَ


Türkçe Okunuşu

Ulâikellezîne netekabbelu anhum ahsene mâ amilû ve netecâvezu an seyyiâtihim fî ashâbil cenneh(cenneti), va’des sıdkıllezî kânû yûadûn(yûadûne).


Kelimeler

ulâike ellezîne işte o kimseler, onlar
netekabbelu kabul ederiz
an hum onlardan
ahsene ahsen olan
mâ amilû yaptıkları, amel ettikleri şeyler
ve netecâvezu ve cevaz veririz, vazgeçeriz
an seyyiâti-him günahlarından
fî ashâbi el cenneti cennet ehli (halkı) arasında
va'de vaad
es sıdkı doğru, gerçek, hakikat
ellezî o ki, ki o
kânû oldular
yûadûne vaadolunuyor

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali İşte bunlar; yaptıklarının en güzelini (ve en güzel biçimde) kabul ettiğimiz ve kötülüklerinden vazgeçtiğimiz; cennet ehli içindeki kimselerdir. (İşte bu,) Onlara va’ad olunan doğru bir va’addir. (Yakında gerçekleşmiş olacaktır.)
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Öyle kişilerdir onlar ki yaptıklarının en güzelini kabul ederiz ve kötülüklerinden geçeriz, cennet ehlinin içindedir bunlar; dosdoğru bir vaittir ki vaadedilmiştir onlara.
Abdullah Parlıyan Meali Onlar öyle kişilerdir ki, yaptıklarının en güzelini kabul ederiz veya yaptıklarının en iyisine göre ödüllendiririz ve işledikleri kötülükleri de görmezden geliriz. İşte bunlar cennetlikler arasında olacaklardır. Bu dünyada kendilerine vaadedilen doğru sözün gerçekleşmesidir.
Ahmet Tekin Meali İşte onlar, işlemeye devam ettikleri amaçla örtüşen niyete dayalı, bilinçli amellerin en güzelini, en değerlisini ölçü alarak mükâfatlandıracağımız, günahlarını bağışlayacağımız Cennet ehli arasında olan kimselerdir. Bu kendilerine va'dedilen doğru bir sözdür.
Ahmet Varol Meali İşte bunlar, yaptıklarının en güzelini kabul edeceğimiz ve kötülüklerinden de geçeceğimiz, cennet halkı içinde yer alan kimselerdir. Bu kendilerine vaad olunan doğru vaaddir.
Ali Bulaç Meali İşte bunlar; yaptıklarının en güzelini kabul ederiz ve kötülüklerinden geçeriz; (bunlar) cennet halkı içindedirler. (İşte bu,) Onlara va'dolunan doğru bir vaaddir.
Ali Fikri Yavuz Meali İşte bu sözü söyliyenler, cennetliklerle beraber (cennette) o seçkinlerdir ki, kendilerinden işledikleri güzel ameli kabul edeceğiz ve günahlarını bağışlayacağız. Bu, onların vaad edilmiş bulundukları gerçek bir vaaddir.
Bahaeddin Sağlam Meali İşte yaptıklarının en güzelini bunlardan kabul ederiz ve Cennet ehli içinde (onların mevcut) kötülüklerini onlarda sileriz. Bu, kendilerine daha önce vaadedilen doğru bir söz olarak gerçekleşecektir.
Bayraktar Bayraklı Meali İşte onlar öyle kişilerdir ki, yaptıklarının en iyisini onlardan kabul ederiz ve onların kötülüklerini bağışlarız; onlar cennet halkı arasındadırlar. Bu, kendilerine verilen doğru sözün gerçekleşmesidir.
Cemal Külünkoğlu Meali İşte, yaptıklarının iyisini kabul edeceğimiz ve günahlarını bağışlayacağımız bu kimseler cennetlikler arasındadırlar. Bu da, (dünyada) kendilerine vaadedilen doğru sözün gerçekleşmesidir.
Diyanet İşleri Meali (Eski) İşte, işlediklerini en güzel şekilde kabul ettiğimiz ve kötülüklerini geçtiğimiz bu kimseler, cennetlikler içindedirler. Bu, verilen doğru bir sözdür.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) İşte, yaptıklarının iyisini kabul edeceğimiz ve günahlarını bağışlayacağımız bu kimseler cennetlikler arasındadırlar. Bu, onlara öteden beri yapılagelen doğru bir va’ddir.
Diyanet Vakfı Meali İşte, yaptıklarının iyisini kabul edeceğimiz ve günahlarını bağışlayacağımız bu kimseler cennetlikler arasındadırlar. Bu, kendilerine verilen doğru bir sözdür.  *
Edip Yüksel Meali İşlediklerinin en iyisini kabul ettiğimiz ve kötülüklerini geçtiğimiz bu kimseler cennet halkı arasındadırlar. Bu, kendilerine verilen doğru sözdür.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali İşte yaptıklarının en güzelini kendilerinden kabul edeceğimiz ve günahlarını bağışlayacağımız bu kimseler cennetlikler arasındadırlar. Bu onlara vaad edilmiş olan dosdoğru bir sözdür.
Elmalılı Meali (Orjinal) İşte bunlar Eshabı Cennet içinde o mumtazlardır ki kendilerinden yaptıkları amellerin en güzelini kabullanacağız ve günahlarından geçeceğiz, bu şaşmaz doğru va'd iledir ki va'd olunmakta bulunuyorlar
Hasan Basri Çantay Meali İşte bunlar —ki cennet yârânı içindedirler— işlediklerinin en güzel (ler) ini kabul edeceğimiz, günâhlarından geçeceğimiz kimselerdir. (Bu), onların va'd olunageldikleri dosdoğru bir söz vermedir.
Hayrat Neşriyat Meali İşte onlar, kendilerinden yaptıklarının en güzelini kabûl edeceğimiz (mükâfatlarını buna göre vereceğimiz) ve kötülüklerinden vazgeçeceğimiz, Cennet ehli arasında bulunan kimselerdir. (Bu, dünyada iken) söz verilmekte oldukları sâdık va'ddir.
İlyas Yorulmaz Meali Onlar, yaptıklarını en güzel şekilde kabul ettiğimiz ve işledikleri hataları örtüp affederek, cennet ashabı içerisine gireceklere vaat olunmuş en doğru vaatlere kavuşan kimselerdir.
Kadri Çelik Meali İşte, işlediklerini en güzel şekilde kabul ettiğimiz ve kötülüklerini geçtiğimiz (görmezlikten geldiğimiz) bu kimseler, cennetlikler içindedirler. Bu onlara vaat edilmiş olan dosdoğru bir sözdür.
Mahmut Kısa Meali İşte onlar, yaptıkları iyiliklerin en güzellerini kabul edip günahlarını bağışlayacağımız ve kendilerine verilmiş olan gerçek vaade göre, cennet halkı arasına katacağımız kimselerdir.
Mehmet Türk Meali İşte yaptıklarının iyisini kabul edeceğimiz ve günâhlarını bağışlayacağımız bu kimseler,1 cennetlikler arasındadırlar. İşte bu onlara (dünyada) verilen dosdoğru bir sözdür.*
Muhammed Esed Meali Onlar [öyle] kişilerdir ki Biz yaptıklarının iyilerini kabul ederiz 20 ve kötü fiillerini de görmezden geliriz: [onlar,] kendilerine [bu dünyada] verilen doğru sözün tutulmasıyla cennet sakinleri arasına katılacaklardır.
Mustafa İslamoğlu Meali İşte bunlar, yaptıklarının en iyilerini kabul edip kötülüklerinin de üstünü çizeceğimiz kimselerdir: Verilmiş olan söze sadâkatin bir gereği olarak, cennet ehli arasındaki yerlerini alacaklar.
Ömer Nasuhi Bilmen Meali İşte onlar, o kimselerdir ki, onlardan işlediklerinin en güzelini kabul ederiz ve onların günahlarından geçeriz, cennet ashâbı arasındadırlar. (Bu) Bir sâdık vaad iledir ki, onlar vaadolunmuş bulunmaktadırlar.
Suat Yıldırım Meali İşte Biz, onların yaptıkları en güzel işlerini, taatlerini kabul edip, günahlarını affedeceğiz. Bunlar cennetlikler arasındadırlar. Bu, onlara söz verilen gerçek bir vaaddir.
Süleyman Ateş Meali Onlar öyle kişilerdir ki, yaptıklarının en iyisini onlardan kabul ederiz ve onların kötülüklerinden geçeriz, cennet halkı arasındadırlar. Bu, (dünyada) kendilerine söylenen doğru söz(ün gerçekleşmesi)dir.
Süleymaniye Vakfı Meali İşte bunlar, kendilerine verilen söz gereği[*], kabahatlerine bakmayıp yaptıklarının en güzelini esas alarak Cennet ahalisi arasına soktuğumuz kimselerdir.*
Şaban Piriş Meali İşte onlar, yaptıklarını en iyi şekilde kabul ettiğimiz, günahlarını geçtiğimiz, cennet halkı içinde olanlardır. Kendilerine yapılan vaad, dosdoğru bir vaaddir.
Ümit Şimşek Meali Onlar, Cennet ehli içinde olan ve yaptıklarının en güzelini kabul edip günahlarını bağışladığımız kimselerdir. Bu, kendilerine verilmiş olan dosdoğru bir sözdür.
Yaşar Nuri Öztürk Meali Bunlar, cennet halkı arasında o kimselerdir ki, yaptıklarının en güzelini kabul ederiz, çirkinliklerini görmezlikten geliriz. Bu onlara verilmiş olan şaşmaz vaattir.
M. Pickthall (English) Those are they from whom We accept the best of what they do, and overlook their evil deeds. (They are) among the owners of the Garden. This is the true promise which they were promised (in the world).
Yusuf Ali (English) Such are they from whom We shall accept the best(4792) of their deeds and pass by their ill deeds: (They shall be) among the Companions of the Garden: a promise! of truth, which was made to them (in this life).*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları