Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
(Onlar ise:) "Sen bizi ilahlarımızdan çevirmek (alışageldiğimiz hayat tarzımızı değiştirmek) için mi bize geldin? Şu halde eğer doğru söylüyorsan, tehdit ettiğin şeyi bize getir (de görelim) diye (karşı çıkmışlardı) ." |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Onlar, sen demişlerdi, bizi mabutlarımızdan vaz geçirmeye mi geldin, doğru söyleyenlerdensen bize vaadettiğini getir başımıza artık. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Onlar da: “Sen bizi ilahlarımızdan alıkoyup döndürmek için mi geldin? Eğer doğru sözlü biri isen, tehdit ettiğin azabı getir de görelim” dediler. |
Ahmet Tekin Meali |
Onlar:
“Sen, bizi, ilâhlarımızdan vazgeçirmek için mi, geldin? Eğer sözünde doğru isen, bizi tehdit ettiğin azâbı hemen getir.” dediler. |
Ahmet Varol Meali |
Dediler ki: "Sen bizi ilahlarımızdan alıkoymak için mi bize geldin? Öyleyse doğru sözlülerden isen bize vaad ettiğini getir." |
Ali Bulaç Meali |
Dediler ki: 'Sen, bizi ilahlarımızdan çevirmek için mi bize geldin? Şu halde eğer doğru söylüyorsan, tehdit ettiğin şeyi, bize getir.' |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Onlar (Hûd'a) dediler ki: “- Sen, ibadet ettiğimiz putlarımızdan bizi çevirmek için mi bize geldin? Haydi, eğer doğru söyliyenlerdensen, bize vaad edib korkuttuğun azabı, getir bize!...” |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Onlar: “Sen, bizi ilahlarımızdan saptırmak için mi geldin? Eğer doğrulardan isen, bize vaadettiğin şeyi getir” dediler. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Onlar, “Sen bizi tanrılarımızdan vazgeçirmeye mi geldin? Eğer doğru söylüyorsan haydi, uyardığın azabı getir!” dediler. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
Onlar ise: “Sen bizi ilâhlarımızdan alıkoymak için mi geldin? Doğru söyleyenlerden isen bizi tehdit ettiğin şeyi (azabı) başımıza getir” demişlerdi. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
"Bize, bizi tanrılarımızdan alıkoymak için mi geldin? Doğru sözlülerden isen, bizi tehdit ettiğin şeyi başımıza getir" dediler. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Onlar ise, “Sen bizi ilâhlarımızdan alıkoymak için mi geldin? Doğru söyleyenlerden isen bizi tehdit ettiğin şeyi başımıza getir” dediler. |
Diyanet Vakfı Meali |
«Sen bizi tanrılarımızdan çevirmek için mi bize geldin? Hadi, doğru söyleyenlerden isen, bizi tehdit ettiğin şeyi başımıza getir» dediler. |
Edip Yüksel Meali |
"Bizi tanrılarımızdan saptırmak için mi bize geldin? Doğru sözlü isen bize söz verdiğini getir bakalım," dediler. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Onlar: "Sen bizi ilâhlarımızdan çevirmek için mi geldin? Eğer doğru söyleyenlerden isen o bize vaad edip durduğun azabı haydi getir." dediler. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Sen, dediler: bizi ma'budlarımızdan çevirmek içinmi geldin bize? Haydi getir! O bize va'd edib durduğun azâbı sadıklardan isen |
Hasan Basri Çantay Meali |
Dediler ki: «Sen bize, bizi Tanrılarımız (a tapmak) dan döndürmen için mi geldin? öyleyse bizi tehdîd etmekde olduğun şey'i, eğer (iddianda) doğru söyleyenlerdensen, getir bize». |
Hayrat Neşriyat Meali |
(Onlar:) “(Sen) bizi ilâhlarımızdan çevirmek için mi geldin? Eğer (iddiâsında) doğru kimselerden isen, haydi bizi tehdîd edip durduğun (azâb)ı bize getir!” dediler. |
İlyas Yorulmaz Meali |
Kavmi “Sen bizi ilahlarımızdan vaz geçirmek için mi geldin? Eğer doğru söyleyenlerden isen, bize vaat ettiğini (hesap gününü) başımıza getir” dediler. |
Kadri Çelik Meali |
(Ona) Dediler ki: “Sen bizi ilahlarımızdan çevirmek için mi bize geldin? O halde eğer doğru söylüyorsan, vaat ettiğin şeyi bize getir!” |
Mahmut Kısa Meali |
Buna karşılık onlar, “Bizi kendimizi bildik bileli taptığımız tanrılarımızdan vazgeçirmek için mi yanımıza geldin? Eğer sözünün eriysen, haydi bizi tehdit ettiğin şeyleri gerçekleştir de görelim!” dediler. |
Mehmet Türk Meali |
Onlar da: “Sen, bizi ilâhlarımızdan vazgeçirmek için mi geldin? Eğer doğru söylüyorsan, haydi bizi tehdit ettiğin şeyi, getir (bakalım).” dediler. |
Muhammed Esed Meali |
Onlar, “Sen,” dediler, “Bizi tanrılarımızdan soğutup vazgeçirmek için mi geldin? Öyleyse, eğer hakikat erbabı isen, bizi tehdit edip durduğun şu [akibeti] gerçekleştir bakalım!” |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Onlar da, “Sen bize ilâhlarımızı yalanlatmak için mi geldin? Eğer sözüne sadıksan, haydi tehdit ettiğin şeyi getir!” dediler. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Dediler ki: «Sen bize geldin mi ki, bizi ilâhlarımızdan geri döndüresin? İmdi bize vaadettiğin şeyleri getiriver, eğer sen sâdıklardan oldu isen.» |
Suat Yıldırım Meali |
Onlar: “Sen bizi tanrılarımızdan vazgeçirmeye mi geldin! Haydi, iddianda tutarlı isen, geleceğini bildirerek bizi tehdit ettiğin azabı başımıza getir bakalım! ” dediler. |
Süleyman Ateş Meali |
Dediler: "Sen bizi tanrılarımızdan çevirmek için mi geldin? Doğrulardan isen bizi tehdidettiğin şeyi bize getir." |
Süleymaniye Vakfı Meali |
“Sen bizi ilahlarımızdan çevirmeye mi geldin? Söylediğin doğruysa tehdidini hemen yerine getir!” dediler. |
Şaban Piriş Meali |
Onlar da:-Bizi ilahlarımızdan ayırmak için mi geldin? Eğer doğru sözlülerden isen haydi bize getir, bizi tehdit ettiğin şeyi! demişlerdi. |
Ümit Şimşek Meali |
Onlar ise “Sen bizi tanrılarımızdan vazgeçirmek için mi geldin?” dediler. “Doğru söylüyorsan, bize vaad ettiğin şeyi getir.” |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Dediler: "Sen bizi, tanrılarımızdan yüz geri etmek için mi geldin? Eğer doğru sözlülerden isen, bizi tehdit ettiğin şeyi ortaya getir." |
M. Pickthall (English) |
They said; Hast come to turn us away from our gods? Then bring upon us that wherewith thou threatenest us, if thou art of the truthful. |
Yusuf Ali (English) |
They said: "Hast thou come(4800) in order to turn us aside from our gods? Then bring upon us the (calamity) with which thou dost threaten us, if thou art telling the truth?"* |