Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
(Oysa) Onu işittiğiniz zaman: “Bu konuda söz söylemek (ve münafık iftiracıları haklı görmek) bize yakışmaz. (Allah'ım) Sen Yücesin; (hâşâ!) bu, büyük bir iftiradır” demeniz gerekmez miydi? |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Duyduğunuz vakit, buna dair bir söz söylemek, bize düşmez; haşa, bu, pek büyük bir iftira deseydiniz. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Duyduğunuz zaman, bu konuda konuşmak bize düşmez, kudret ve yüceliğinde sınırsız olan sensin ey Rabbimiz! “Bu büyük ve çok kötü bir iftiradır” demeniz gerekmezmiydi? |
Ahmet Tekin Meali |
Onu duyduğunuzda:
“Bunu konuşup yaymamız bize yakışmaz. Hâşâ! Bu çok büyük bir iftiradır.” demeli değil miydiniz? |
Ahmet Varol Meali |
Onu duyduğunuzda: "Bize bunu konuşmak yakışmaz. (Ey Rabbimiz!) Sen yücesin! Bu büyük bir iftiradır" demeli değil miydiniz? |
Ali Bulaç Meali |
Onu işittiğiniz zaman: 'Bu konuda söz söylemek bize yakışmaz. (Allah'ım) Sen yücesin; bu, büyük bir iftiradır' demeniz gerekmez miydi? |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Onu (Hz. Aişe'ye iftirayı) işittiğiniz zaman: “- Bunu söylemek bize caiz olmaz. Haşa! Bu büyük bir iftiradır.” desenizdi ya... |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Neden, bu hadiseyi işittiğiniz zaman; “Böyle konuşmak bize yakışmaz. Seni tenzih ederiz. Bu, apaçık bir iftiradır” demediniz? |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Bu iftirayı duyduğunuzda, “Bunu dilimize dolamak bize yakışmaz; bu, büyük bir iftiradır” demeliydiniz. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
Bu iftirayı işittiğiniz zaman: “Bu konuda söz söylemek bize yakışmaz. (Allah'ım) sen yücesin! Bu, büyük bir iftiradır” demeniz gerekmez miydi? |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
O'nu işittiğinizde: "Bu konuda konuşmamız yakışık almaz; haşa, bu büyük bir iftiradır" demeniz gerekmez miydi? |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Bu iftirayı işittiğiniz vakit, “Böyle sözleri ağzımıza almamız bize yaraşmaz. Seni eksikliklerden uzak tutarız Allah’ım! Bu, çok büyük bir iftiradır” deseydiniz ya! |
Diyanet Vakfı Meali |
Onu duyduğunuzda: «Bunu konuşup yaymamız bize yakışmaz. Hâşâ! Bu, çok büyük bir iftiradır» demeli değil miydiniz? |
Edip Yüksel Meali |
Onu işittiğinizde, "Bunu konuşmamız doğru değil. Sen Yücesin. Bu büyük bir iftiradır," demeniz gerekmez miydi? |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Onu duyduğunuzda "Bunu konuşup yaymamız bize yakışmaz. Haşâ! Bu, çok büyük bir iftiradır..." demeli değil miydiniz? |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Onu işittiğiniz vakıt: bunu söylemek bize gerekmez, hâşâ bu bir büyük bühtandır deseniz ya |
Hasan Basri Çantay Meali |
Onu duyduğunuz zaman: «Bunu söylememiz bize yakışmaz. Haaşâ. Bu, büyük bir iftiradır» demeniz (lâzım) değil miydi? |
Hayrat Neşriyat Meali |
Hem onu duyduğunuz zaman: “Bu hususta konuşmamız bize yakışmaz! Hâşâ! Bu büyük bir iftirâdır!” demeniz gerekmez miydi? |
İlyas Yorulmaz Meali |
Siz bu iftirayı işittiğinizde “Bu olay karşısında bizim konuşmamızı gerektirecek bir delil yok. Sen bu kötülüğü yapmazsın, bu büyük bir iftiradır” demeliydiniz. |
Kadri Çelik Meali |
Onu işittiğiniz zaman, “Bu konuda söz söylemek bize yakışmaz. (Allahım!) Sen münezzehsin! Bu, büyük bir iftiradır” demeniz gerekmez miydi? |
Mahmut Kısa Meali |
Bunu işittiğiniz anda, derhal mümine yaraşan tavrı takınmalı ve “Bu konuda öyle ileri geri konuşmak bize yakışmaz; aman Allah’ım, bu gerçekten büyük bir iftiradır!” demeniz gerekmez miydi? |
Mehmet Türk Meali |
(Sizin o iftirayı) işittiğiniz zaman: “bu konuda konuşmamız bize yakışmaz. Hâşâ kesinlikle olmaz. Bu, büyük bir iftiradır” demeniz gerekmez miydi? |
Muhammed Esed Meali |
Ve [bir kez daha]: Böyle bir [söylentiyi] işittiğiniz zaman “Bu konuda konuşmak bize düşmez; kudret ve yüceliğinde sınırsız olan Sensin; şüphesiz bu çok kötü bir iftiradır!” demeniz gerekmez miydi? 19 |
Mustafa İslamoğlu Meali |
İşte bu yüzden, onu işitir işitmez: “Bu konuda konuşmak bize düşmez! (Allah’ım, böyle bir iftiradan) Senin yüce zâtına sığınırız! Bu dehşet bir iftiradır!” demeniz gerekmez miydi?[2989]* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Onu işittiğiniz zaman, «Bunu söylemek bize layık olmaz, hâşâ bu, pek büyük bir iftiradır,» demeli değil mi idiniz? |
Suat Yıldırım Meali |
Nasıl oldu da onu işitir işitmez: “Böylesi iftiraları ağzımıza alamayız, böyle şeyler bize yakışmaz. Hâşa! Bu pek büyük, pek çirkin bir bühtandır. ” demediniz! |
Süleyman Ateş Meali |
Onu işittiğiniz zaman, "Bunu konuşmamız bize yakışmaz, haşa, bu, büyük bir iftiradır." demeniz gerekmez miydi? |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Onu duyduğunuzda şöyle deseydiniz olmaz mıydı: “Bu konuda konuşmaya hakkımız yoktur. Biz sana içten boyun eğeriz ey Sahip, bu büyük bir iftiradır!” |
Şaban Piriş Meali |
Onu duyduğunuz zaman “Bu konuda konuşmak bize yakışmaz. Haşa, bu büyük bir iftiradır.” demeniz gerekmez miydi? |
Ümit Şimşek Meali |
Onu işittiğiniz zaman “Bunu söylemek bize yakışmaz; hâşâ, bu büyük bir iftiradır” deseydiniz ne olurdu! |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Onu duyduğunuzda, "Bu konuda söz söylememiz bize yakışmaz; hâşâ, bu büyük bir iftiradır" demeniz gerekmez miydi? |
M. Pickthall (English) |
Wherefore, when ye heard it, said ye not: It is not for us to speak of this. Glory be to Thee (O Allah) ; This is awful calumny. |
Yusuf Ali (English) |
And why did ye not, when ye heard it, say? - "It is not right of us to speak of this: Glory to Allah. this is a most serious slander!"(2969)* |