Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Ne ticaretin, (ne siyasetin) ne de alışverişin kendilerini Allah’ı zikretmekten (Onun hükümlerini yerine getirmekten), namazını eda etmekten ve zekâtını vermekten asla alıkoymadığı (ve Rabbini hiçbir zaman unutmayan) öyle adamlar vardır ki; onlar, kalplerin ve gözlerin inkılâba uğrayacağı (dehşetten allak bullak olacağı) günden korkup (çekinerek hayatlarını sürdürmektedirler). |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Öyle erler vardır ki onları ne ticaret, ne alımsatım, Allah'ı anmaktan ve namaz kılmaktan ve zekat vermekten alıkoymaz, gönüllerin ve gözlerin döneceği günden korkar onlar. |
Abdullah Parlıyan Meali |
öyle kimseler vardır ki, bunları ne ticaret, ne de kazanma hırsı, Allah'ı anmaktan, namaza devamlı ve duyarlı olmaktan ve zekat vermekten alıkoyabilir. Onlar, kalplerle gözlerin dehşetle ters döneceği günden korkarlar. |
Ahmet Tekin Meali |
Toptan alım-satımların, ithalat ve ihracatın ve çarşılarda, pazarlardaki alışverişlerin, ticarî muamelelerin, kendilerini Allah'ı zikirden, Allah'ın övünç kaynağı kelâmını okumaktan, namazı erkanına, şartlarına, vaktine riayet ederek âşikâre kılmaktan, vicdanlarını, servetlerini, sosyal bünyelerini arındıran, berekete vesile olan zekâtı vermekten alıkoyamayacağı yiğit, samimi dindar insanlar, Allah'ı tesbih ederler. Onlar akılların, kalplerin ve gözlerin allak bullak olduğu bir günden endişe ederler.* |
Ahmet Varol Meali |
Kendilerini ne ticaretin, ne de alışverişin Allah'ı anmaktan, namaz kılmaktan ve zekat vermekten alıkoymadığı adamlar (O'nu tesbih ederler). Onlar kalplerin ve gözlerin döneceği günden korkarlar. |
Ali Bulaç Meali |
(Öyle) Adamlar ki, ne ticaret, ne alış-veriş onları Allah'ı zikretmekten, dosdoğru namazı kılmaktan ve zekatı vermekten 'tutkuya kaptırıp alıkoymaz'; onlar, kalplerin ve gözlerin inkılaba uğrayacağı (dehşetten allak bullak olacağı) günden korkarlar. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Nice adamlar vardır ki, ne bir ticaret, ne de bir alış-veriş, Allah'ı anmaktan (O'na ibadet etmekten ve emirlerine bağlanmaktan), namazı gereği üzre kılmaktan ve zekât vermekten kendilerini alıkoymaz. Onlar, bir günden (kıyametten) korkarlar ki, o günde kalbler ve gözler korkudan halden hale döner kıvranır. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Ne bir ticaret ne de alışveriş, onları Allah’ı zikretmekten, namaz kılmaktan, zekât vermekten alıkoymaz. Onlar kalplerin ve gözlerin döndürüldüğü bir günden korkarlar. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Ticaretin ve alış verişin kendilerini Allah'ı anmaktan, namazı kılmaktan ve zekâtı vermekten alıkoymadığı delikanlı mü'minler, kalplerin ve gözlerin allak bullak olduğu bir günden korkarlar. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
(Öyle kimseler vardır ki) bu kimseleri ne ticaret, ne alışveriş Allah'ı anmaktan, namazı kılmaktan ve zekâtı vermekten alıkoymaz. Onlar kalplerin ve gözlerin donakalacağı bir günün dehşetinden sakınırlar. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Bunları ne ticaret ve ne de alışveriş Allah'ı anmaktan, namaz kılmaktan, zekat vermekten alıkoyar. Bunlar, gönüllerin ve gözlerin döneceği günden korkarlar. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
36,37. Allah’ın, yüceltilmesine ve içlerinde adının anılmasına izin verdiği evlerde hiçbir ticaretin ve hiçbir alışverişin kendilerini, Allah’ı anmaktan, namazı kılmaktan, zekâtı vermekten alıkoymadığı birtakım adamlar, buralarda sabah akşam O’nu tesbih ederler. Onlar, kalplerin ve gözlerin dikilip kalacağı bir günden korkarlar. |
Diyanet Vakfı Meali |
Onlar, ne ticaret ne de alış-verişin kendilerini Allah'ı anmaktan, namaz kılmaktan ve zekât vermekten alıkoyamadığı insanlardır. Onlar, kalplerin ve gözlerin allak bullak olduğu bir günden korkarlar. |
Edip Yüksel Meali |
Kişiler vardır. Onları, ALLAH'ı anmaktan, namazı gözetmekten ve zekatı vermekten ne bir iş ne de bir ticaret alıkoymaz. Onlar, kalplerin ve gözlerin ters döneceği günden korkarlar. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Birtakım insanlar (Allahı tesbih ederler) ki, ne ticaret ne de alış veriş onları Allah'ı anmaktan, namaz kılmaktan ve zekat vermekten alıkoymaz. Onlar, kalplerin ve gözlerin allak bullak olduğu bir günden korkarlar. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Nice erler ki ne ticaret ne beyi' kendilerini zikrullahtan, namaz kılmaktan, zekât vermekten alıkoymaz, kalblerin ve gözlerin kıvranacağı günden korkarlar |
Hasan Basri Çantay Meali |
(Öyle) adamlar (vardır ki) onları ne bir ticâret, ne bir alış veriş Allâhı zikretmeliden, dosdoğru namaz kılmakdan, zekâtı vermekden alıkoymaz. Onlar kalblerin ve gözlerin (dehşetle) döneceği gönden korkarlar. |
Hayrat Neşriyat Meali |
(Onlar) ne bir ticâretin, ne de bir alış-verişin kendilerini Allah'ı anmaktan, namazı dosdoğru kılmaktan ve zekât vermekten alıkoymadığı erlerdir! (Onlar, dehşetten) kalblerin ve gözlerin kendisinde döneceği bir günden korkarlar. |
İlyas Yorulmaz Meali |
Ticaretin ve alış verişin Allah'ı anmaktan, namazı kılmaktan ve zekâtı vermekten alı koyamadığı adamlar var. Onlar kalplerin ve gözlerin yerinden fırladığı bir (kıyamet) günden korkarlar. |
Kadri Çelik Meali |
Bu kimseleri ne ticaret, ne de alış-veriş Allah'ı zikretmekten, dosdoğru namazı kılmaktan ve zekâtı vermekten meşgul edip alıkoymaz; onlar kalplerin ve gözlerin (dehşetten) dönüp değişeceği günden korkarlar. |
Mahmut Kısa Meali |
Ne geçimlerini kazanmak için yaptıkları bir ticaret, ne de alım satım gibi dünyevî kazanç getiren başka bir meşguliyet, onları Allah’ı anmaktan, namazı dosdoğru kılmaktan ve zekâtı vermekten alıkoymaz; çünkü onlar, gönüllerin ve gözlerin dehşetten allak bullak olacağı Günden korkarlar. |
Mehmet Türk Meali |
Kendilerini ticaretin de alışverişin de Allah’ı anmaktan, namaz kılmaktan, zekât vermekten alıkoyamadığı erkekler var ya (onlar,) yüreklerin ve gözlerin (dehşetten) ters döneceği1 günden korkarlar.* |
Muhammed Esed Meali |
kimseler [vardır ki,] bunları ne ticaret ne de kazanma hırsı 57 Allah'ı anmaktan, salâtta devamlı ve duyarlı olmaktan, arınmak için verilmesi gerekeni vermekten 58 alıkoyabilir; böyleleri kalplerin ve gözlerin dehşetle döneceği Gün'den korkarlar; |
Mustafa İslamoğlu Meali |
nice[3025] yiğitler vardır ki, onları ne ticaret ne bir (başka) kazanç kapısı Allah’ı anmaktan, namazı hakkını vererek eda etmekten[3026] ve arınmak için verilmesi gerekeni vermekten alıkoyabilir; onlar kalplerin ve gözlerin dehşetle döndüğü günden korkarlar.[3027]* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Birçok erler ki, onları ne bir ticaret ve ne de bir ticaret Allah Teâlânın zikrinden ve namazı hakkıyla kılmaktan ve zekâtı vermekten alıkoyamaz. Onlar, kalplerin ve gözlerin muzdarip olacağı bir günden korkarlar. |
Suat Yıldırım Meali |
36, 37. O nûra, Allah'ın yükseltilmesine ve içlerinde kutlu isminin zikredilmesine izin verdiği evlerde (mescidlerde) kavuşulur. Oralarda, sabah akşam O'nun şanını yücelterek tenzih eden öyle yiğitler vardır ki, ne ticaretler, ne alım ve satımlar onları Allah'ı zikretmekten, namazı hakkıyla ifa etmekten, zekâtı vermekten alıkoymaz. Onlar kalplerin ve gözlerin dehşetten halden hale döneceği, alt üst olacağı bir günden endişe ederler. [39, 47; 73, 40; 18, 14, 42; 76, 10; 62, 9; 63, 9; 72, 18]* |
Süleyman Ateş Meali |
Kendilerini ne ticaretin, ne de alışverişin Allah'ı anmaktan, namaz kılmaktan, zekat vermekten alıkoymadığı erkekler. (Onlar), yüreklerin ve gözlerin (dehşetten) ters döneceği günden korkarlar. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
(O ışıktan yararlananlar) Öyle adamlardır ki, onları ne ticaret, ne alış veriş onları Allah’ın zikrinden (Kur’ân’dan), namazı tam kılmaktan ve zekatı vermekten alıkoyabilir. Onlar, kalplerin ve gözlerin döneceği bir günden korkarlar. |
Şaban Piriş Meali |
Ticaretin, alışverişin, kendilerini Allah'ın zikrinden, namaz kılmaktan, zekat vermekten alıkoyamadığı adamlar... Onlar, gönüllerin ve gözlerin ters döneceği bir günden korkarlar. |
Ümit Şimşek Meali |
O evlerde öyle adamlar vardır ki, ne bir ticaret, ne de bir alışveriş, onları Allah'ın zikrinden, dosdoğru namaz kılmaktan ve zekât vermekten alıkoymaz. Onlar, kalplerin ve gözlerin döneceği bir günden korkmaktadırlar.(10)* |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Öyle erler vardır ki, bir ticaret de bir alış-veriş de onları Allah'ın zikrinden/Kur'an'ından, namazı/duayı yerine getirmekten, zekât vermekten alıkoyamaz. Onlar, kalplerle gözlerin döneceği/yer değiştireceği günden korkarlar. |
M. Pickthall (English) |
Men whom neither merchandise nor sale beguileth from remembrance of Allah and constancy in prayer and paying to the poor their due; who fear a day when hearts and eyeballs will be overturned; |
Yusuf Ali (English) |
By men whom neither traffic nor merchandise can divert from the Remembrance(3007) of Allah, nor from regular Prayer, nor from the practice of regular Charity: Their (only) fear is for the Day when hearts and eyes will be transformed(3008) (in a world wholly new),-* |