Câsiye Suresi 18. Ayet


Arapça

ثُمَّ جَعَلْنَاكَ عَلَى شَرِيعَةٍ مِّنَ الْأَمْرِ فَاتَّبِعْهَا وَلَا تَتَّبِعْ أَهْوَاء الَّذِينَ لَا يَعْلَمُونَ


Türkçe Okunuşu

Summe cealnâke alâ şerîatin minel emri fettebi’ hâ ve lâ tettebi’ ehvâellezîne lâ ya’lemûn(ya’lemûne).


Kelimeler

summe sonra
cealnâ-ke seni kıldık, yaptık
alâ şerîatin şeriat üzere
min el emri emirden, işten
fe o zaman, böylece
ittebi'-hâ ona tâbî ol
ve lâ tettebi' ve tâbi olma, uyma
ehvâ hevesler
ellezîne ki onlar
lâ ya'lemûne bilmiyorlar, bilmezler

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali (Ey Resulüm!) Sonra Seni de (Hakk Dini ve huzur prensipleri) işinden bir şeriat üzere (memur) kıldık (görevlendirdik). Sen (her hususta) ona (İslam Şeriatına) tâbi ol ve asla bilmeyenlerin (cahillerin) nefsü hevâsına tâbi olma! (Ki İslam Dini Allah’ın adalet ve saadet hükümleridir.)
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Sonra seni, dine ait bir şeriata sahip ettik, artık uy ona ve bilmeyenlerin dileklerine uyma.
Abdullah Parlıyan Meali Sonra da ey Muhammed! Seni her türlü iş ve yönetimde bir yol ve hakhukuk düzeni üzere görevlendirdik. Artık sen de o düzene uy, gerçekleri bilmeyenlerin boş arzu ve heveslerine uyma.
Ahmet Tekin Meali Bir de, seni, din, devlet, ekonomi, sosyal ve ferdî hayat ile ilgili bir şeriatı öğretmeye, yaşamaya, uygulamaya, benimsetmeye memur olarak hazırlayıp görevlendirdik. Bilmeyenlerin, bilgi toplumu olmayanların şahsî arzu ve ihtiraslarına, bâtıla uyma.*
Ahmet Varol Meali Sonra seni de bu işte bir şeriat üzere kıldık. Ona uy ve bilmeyenlerin arzularına uyma.
Ali Bulaç Meali Sonra seni bu emirden bir şeriat üzerine kıldık; öyleyse sen ona uy ve bilmeyenlerin heva (istek ve tutku)larına uyma.
Ali Fikri Yavuz Meali Sonra (Ey Rasûlüm), seni dinden bir yol (şeriat) üzere görevli kıldık. Onun için sen o şeriata uy da, ilmi olmıyanların arzu ve isteklerine tabi olma.
Bahaeddin Sağlam Meali Sonra seni vahiyden gelen bir şeriat (yasa) üzere koyduk. Sen artık o şeriata uy ve bilmeyen o cahillerin heva ve heveslerine uyma!
Bayraktar Bayraklı Meali Sonra sana da emrimizden bir yasa belirledik; artık ona uy, bilmeyenlerin arzularına uyma!
Cemal Külünkoğlu Meali Sonra (Ey Muhammed!) Sana da insanların uyacakları bir hayat sistemi (şeriat) verdik. O halde bu (yolu) izle ve (hakikati) bilmeyenlerin boş arzu ve heveslerine uyma! *
Diyanet İşleri Meali (Eski) Sonra seni de din konusunda bir şeriat sahibi kıldık, ona uy; bilmeyenlerin heveslerine uyma.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Sonra da seni din işi konusunda açık bir yola koyduk. Sen ona uy, bilmeyenlerin heva ve heveslerine uyma.
Diyanet Vakfı Meali Sonra da seni din konusunda bir şeriat sahibi kıldık. Sen ona uy; bilmeyenlerin isteklerine uyma.  *
Edip Yüksel Meali Sonra sana da din konusunda bir yasa verdik; sen ona uymalısın, bilmeyenlerin keyfine uyma.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Sonra (Ey Muhammed) seni din hususunda apaçık bir şeriat sahibi kıldık. Sen ona uy, bilmeyenlerin hevâ ve heveslerine uyma.
Elmalılı Meali (Orjinal) Sonra emirden bir şerîat üzere seni me'mur kıldık, onun için sen o şerîate ittiba' eyle de ılmi olmıyanların hevalarına uyma
Hasan Basri Çantay Meali Sonra (Habîbim) seni de (dîn) emr (in) den bir şeriatın üstüne me'mur kıldık. O halde sen ona tâbi' ol. Bilmezlerin hevâ (ve heves) lerine uyma.
Hayrat Neşriyat Meali Sonra da seni o emir hakkında (din husûsunda) bir şeriat (bir yol ve usûl) üzerinde kıldık.(1) Artık (sen) ona tâbi' ol; ve bilmeyenlerin (nefsânî) arzularına uyma!*
İlyas Yorulmaz Meali Sonra sana da (yeryüzünde) yapacağın işlerde takip edeceğin bir yol (şeriat) belirledik. O yola uy. Bilmeyenlerin arzularına uyma.
Kadri Çelik Meali Sonra seni de bu emirden (dinden) bir şeriat üzerinde kıldık; öyleyse sen ona uy ve bilmeyenlerin hevalarına uyma.
Mahmut Kısa Meali Sonra ey Muhammed, seni de bütün Peygamberlerin insanlığa getirdikleri bu dinde yeni bir hukuk düzeni, bir şeriat ile görevlendirdik ve hepinizi, kıyâmete kadar insanlığı aydınlatacak bu yasalara itaat etmekle yükümlü kıldık; o hâlde, ona uy, ilâhî hükümleri reddeden câhillerin arzu ve heveslerine uyma!
Mehmet Türk Meali Sonunda seni de buyruğumuzdan bir şeriat1 sahibi kıldık. Sen sadece ona uy ve sakın (hakkı) bilmeyenlerin arzularına uyma.2*
Muhammed Esed Meali Ve son olarak 17 [ey Muhammed,] seni [imanın] hedefini gerçekleştireceğin bir yola 18 koyduk: O halde bu [yolu] izle ve [hakikati] bilmeyenlerin 19 boş arzu ve heveslerine uyma.
Mustafa İslamoğlu Meali Son olarak seni de, (değişmeyen) evrensel buyruğun parçası olan (değişken) bir şeriat üzere kıldık:[4483] o yolu izle, sakın ha (kendini) bilmezlerin keyfî yargılarına uyma!*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Sonra seni (din) emrinden bir şeriat üzerine (memur) kıldık. Artık sen ona tâbi ol, bilmezler olanların hevâlarına tâbi olma.
Suat Yıldırım Meali Sonra din işinde, seni ayrı bir şeriat yoluna koyduk. Sen ona tâbi ol, gerçeği bilmeyenlerin keyiflerine uyma. [42, 13-15]*
Süleyman Ateş Meali Sonra seni de buyruk(umuz)dan bir şeriate (bir hukuk düzenine) koyduk. Sen ona uy, bilmeyenlerin keyiflerine uyma.
Süleymaniye Vakfı Meali Sonra seni bir kurala (şeriata) göre görevlendirdik; sen ona uy; kendini bilmezlerin arzularına uyma.
Şaban Piriş Meali Sonra sana da, emrimiz ile bir yol gösterdik. Ona uy. Bilmeyenlerin heveslerine uyma.
Ümit Şimşek Meali Biz seni dinde geniş bir yol üzere kıldık. Artık ona tâbi ol; bilmeyenlerin heveslerine uyma.
Yaşar Nuri Öztürk Meali Daha sonra seni, iş ve yönetimde bir şerîat/bir yol-yöntem üzerine koyduk. Artık ona uy! Bilmeyenlerin keyifleri ardınca gitme!
M. Pickthall (English) And now have We set thee (O Muhammad) on a clear road of (Our) commandment; so follow it, and follow not the whims of those who know not.
Yusuf Ali (English) Then We put thee on the (right) Way(4756) of Religion: so follow thou that (Way), and follow not the desires of those who know not.*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları