Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Onların yanları (gece namazına kalkmak için) yataklarından uzaklaşır. Rablerine korku ve umutla dua edip (yaklaşır) ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak edip (ahirete hazırlanır). |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Yanları, yatak nedir, görmez, korkarak, umarak Rablerini çağırırlar ve kendilerini rızıklandırdığımız şeylerin bir kısmını yoksullara harcarlar. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Onlar, yataklarından geceleri kalkarak, korku ve ümit içinde, Rablerine yalvaranlardır ve kendilerine geçinmeleri için verdiğimizden, başkalarına harcayanlardır. |
Ahmet Tekin Meali |
Korkuyla ve umutla Rablerine kulluk ve ibadet ederlerken, yalvarırlarken, yanları yataklardan uzak kalır. Kendilerine rızık ve servet olarak verdiklerimizden Allah yolunda karşılık beklemeden, gönüllü harcarlar, insanların ihtiyaçlarını görürler. |
Ahmet Varol Meali |
Yanları (ibadete kalkmak üzere) yataklarından uzaklaşır. Korku ve ümit ile Rablerine dua ederler ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden harcarlar. |
Ali Bulaç Meali |
Onların yanları (gece namazına kalkmak için) yataklarından uzaklaşır. Rablerine korku ve umutla dua ederler ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak ederler. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
(Onlar, o kimselerdir ki, geceleyin namaz kılmak için) yataklarından kalkarlar; Rablerine, azabından korkarak ve rahmetinden ümidvar olarak dua ederler. Kendilerine verdiğimiz rızıklardan da (hayır yollarına) harcalar. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Yanları yataklardan ayrılır. (Namaza kalkarlar.) Sahipleri olan Allah’a, korkarak ve umutlanarak yalvarırlar. Ve onlara verdiğimiz rızıktan nafaka verirler. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Onlar geceleyin yataklarından kalkarlar. Korku ve ümit içinde Rabblerine dua ederler. Verdiğimiz rızıklardan da karşılıksız yardım ederler. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
(Onlar, geceleri) endişe ve ümit içinde Rablerine ibadet etmek için yataklarından kalkarlar. Kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden de Allah için harcarlar. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
15,16. Ayetlerimize ancak, kendilerine hatırlatıldığı zaman secdeye kapananlar, büyüklük taslamayarak Rablerini överek yüceltenler, vücudlarını yataklardan uzak tutup korkarak ve umarak Rablerine yalvaranlar ve verdiğimiz rızıklardan sarfedenler inanır. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Onlar, korkarak ve ümid ederek Rablerine ibadet etmek için yataklarından kalkarlar. Kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden de Allah için harcarlar. |
Diyanet Vakfı Meali |
Korkuyla ve umutla Rablerine yalvarmak üzere (ibadet ettikleri için), vücutları yataklardan uzak kalır ve kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcarlar. |
Edip Yüksel Meali |
Yataklarından kalkıp Rab'lerine saygı ve umutla yalvarırlar. Kendilerine verdiğimiz nimetlerden de verirler. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Onların yanları yataklardan uzaklaşır, korku ve ümid içinde Rablerine dua ederler ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan hayıra sarfederler. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Yanları yataklardan aralaşır korku ve ümid içinde rablarına duâ ederler ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan onlar hayra masraf yaparlar |
Hasan Basri Çantay Meali |
Yanları yataklarından uzaklaşır, korku ve ümîd ile Rablerine düâ ederler. Kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden de (hayra) harcarlar. |
Hayrat Neşriyat Meali |
(Teheccüd namazı kılmak için) yanları yataklardan uzaklaşır; korkarak ve umarak Rablerine duâ ederler ve kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden (Allah yolunda) sarf ederler. |
İlyas Yorulmaz Meali |
Yataktan kalktıklarında Rablerine ümit ve korku içerisinde dua ederler ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan da ihtiyaç sahiplerine verirler. |
Kadri Çelik Meali |
Onların yanları (gece namazına kalkmak için) yataklarından uzaklaşır. Rablerine korku ve umutla dua ederler ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak ederler. |
Mahmut Kısa Meali |
Gece vakti herkes derin uykusundayken, sıcacık yataklarını terk ederek korku ve ümit içinde Rab’lerine el açıp yalvaranlardır ve kendilerine verdiğimiz nîmetlerden bir kısmını Allah için yoksullara harcayanlardır. |
Mehmet Türk Meali |
Onların vücutları, korkuyla ve umutla Rablerine yalvarmak için, yataklardan uzak kalır1 ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden de Allah yolunda harcarlar.2* |
Muhammed Esed Meali |
[onlar,] yataklarından [geceleri] kalkarak 14 korku ve ümit içinde Rablerine yalvaranlardır ve kendilerine geçinmeleri için verdiğimizden başkalarına harcayanlardır. |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Onlar yataklarından kalkarak[3698] tarifsiz bir korku ve büyük bir iştiyakla[3699] Rablerine yalvarırlar ve verdiğimiz rızıklardan infak ederler.* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Yanları yataklarından uzaklaşır ve Rablerine korku ile ümit ile dua ederler ve kendilerini merzûk ettiğimiz şeylerden de infakta bulunurlar. |
Suat Yıldırım Meali |
Teheccüd namazı kılmak için yataklarından kalkar, cezalandırmasından endişe içinde, rahmetinden de ümitli olarak Rab'lerine dua edip yalvarırlar ve kendilerine nasib ettiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar. |
Süleyman Ateş Meali |
Yanları yataklardan uzaklaşır, (gece teheccüd namazı kılmak için yanlarını yataklardan ayırılıp kalkarlar), korkarak ve umarak Rablerine du'a ederler ve kendilerine verdiğimiz rızıktan hayır için harcarlar. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Bunlar kendilerini yataklarından kaldırır[*]; korku ve umutla Rablerine yalvarırlar. Verdiğimiz rızıktan da hayra harcarlar.* |
Şaban Piriş Meali |
Onların yanları yataklarından uzaklaşır, korku ve ümit ile Rab'lerine yalvarırlar. Kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden yoksullara verirler. |
Ümit Şimşek Meali |
Yataklarından kalkıp korku ve ümit içinde Rablerine dua ederler. Kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden de bağışta bulunurlar. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Yanları yataklarından uzaklaşır; korku ve ümitle Rablerine dua ederler. Kendilerine verdiğimiz rızıklardan da dağıtırlar. |
M. Pickthall (English) |
Who forsake their beds to cry unto their Lord in fear and hope, and spend of what we have bestowed on them. |
Yusuf Ali (English) |
Their limbs do forsake(3648) their beds of sleep, the while they call on their Lord, in Fear and Hope:(3649) and they spend (in charity) out of the sustenance which We have bestowed on them.* |