Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
"O (Kur'an), 'gerçeğe ve doğruya' yöneltip-iletmektedir. Bu yüzden Ona iman ettik. Bundan böyle Rabbimize hiç kimseyi ortak koşmayacağız" (diye söz vermişlerdir). |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Doğru yolu göstermede, derken inandık ona ve kesin olarak hiçbir kimseyi, Rabbimize ortak saymayacağız. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Doğru ile eğriyi ayırt etme bilincine ulaştıran bir Kur'ân ve böylece O'na iman ettik ve artık Rabbimizden başka kimseye ilahlık yakıştırmayacağız. |
Ahmet Tekin Meali |
“Doğru, huzurlu ve aydınlık yola ileten bir kitap. Biz o kitaba, Kur'ân'a iman ettik. Hiç kimseyi, ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Rabbimize asla ortak koşmayacağız.” |
Ahmet Varol Meali |
O (Kur'an) doğruluğa iletiyor. Biz de ona iman ettik. Artık Rabbimize hiç kimseyi ortak koşmayacağız. |
Ali Bulaç Meali |
'O (Kur'an), 'gerçeğe ve doğruya' yöneltip-iletiyor. Bu yüzden ona iman ettik. Bundan böyle Rabbimize hiç kimseyi ortak koşmayacağız.' |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Hidayete erdiriyor, biz de ona iman ettik. Bundan böyle Rabbimize asla hiç kimseyi ortak koşmıyacağız. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
“O Kur’an, doğru kararlara iletir. Biz ona inandık ve Rabbimize hiç kimseyi ortak koşmayacağız” |
Bayraktar Bayraklı Meali |
1,2. De ki: Cinlerden bir grubun, Kur'ân'ı dinleyip toplumlarına şöyle dedikleri bana vahyolundu: “Biz, doğru yola ileten eşsiz bir Kur'ân dinledik. Bu yüzden ona inandık. Artık Rabbimize hiçbir şeyi ortak koşmayacağız.” [683][684] |
Cemal Külünkoğlu Meali |
1,2. (Ey Resulüm!) De ki: “Cinlerden bir topluluğun (Kur'an'ı) dinleyip şöyle dedikleri bana vahyedildi: ‘Şüphesiz biz doğru yola ileten hayranlık verici bir Kur'an dinledik de ona inandık. Artık, Rabbimize hiç kimseyi asla ortak koşmayacağız.'” |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
1,2. De ki: "Cinlerden bir topluluğun Kuran'ı dinlediği bana vahyolundu; onlar şöyle demişlerdir;" "Doğrusu biz, doğru yola götüren, hayrete düşüren bir Kuran dinledik de ona inandık; biz, Rabbimize hiçbir şeyi ortak koşmayacağız." |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
1,2. (Ey Muhammed!) De ki: “Bana cinlerden bir topluluğun (Kur’an’ı) dinleyip şöyle dedikleri vahyedildi: “Şüphesiz biz doğruya ileten hayranlık verici bir Kur’an dinledik de ona inandık. Artık, Rabbimize hiç kimseyi asla ortak koşmayacağız.” |
Diyanet Vakfı Meali |
1, 2. (Resûlüm!) De ki: Cinlerden bir topluluğun (benim okuduğum Kur'an'ı) dinleyip de şöyle söyledikleri bana vahyolunmuştur: Gerçekten biz, doğru yola ileten hârikulâde güzel bir Kur'an dinledik de ona iman ettik. (Artık) kimseyi Rabbimize asla ortak koşmayacağız. * |
Edip Yüksel Meali |
"O doğruya iletiyor ve biz ona inandık; bundan böyle Rabbimize hiç kimseyi ortak koşmayacağız." |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
O Kur'ân hidayete erdiriyor, biz de ona iman ettik. Rabbimize hiçbir şeyi ortak koşmayacağız. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Rüşde irdiriyor, biz de ona iyman eyledik, rabbımıza hiç kimseyi şerik koşmıyacağız |
Hasan Basri Çantay Meali |
«ki o, Hakka ve doğruya götürüyor. Bundan dolayı biz de ona îman etdik. Rabbimize (bundan sonra) hiçbir (şey') i asla ortak tutmayacağız». |
Hayrat Neşriyat Meali |
(Ve demişler ki:) “(O Kur'ân) doğru yola götürüyor; artık (biz de) ona îmân ettik. Ve Rabbimize hiçbir şeyi aslâ ortak koşmayacağız!” |
İlyas Yorulmaz Meali |
“Doğru ile yanlış olanı ayıran bir anlayışa iletiyor. Bizde ona inandık ve Rabbimize hiçbir kimseyi ortak koşmayacağız.” |
Kadri Çelik Meali |
(O cinler dediler ki:) “O (Kur'an), kemale hidayet eder. Bu yüzden biz ona iman ettik. Bundan böyle Rabbimize hiç kimseyi ortak koşmayacağız.” |
Mahmut Kısa Meali |
“Ve derhal ona iman ettik! O hâlde söz veriyoruz: Artık Allah’tan başka hiçbir varlığı ilâhî niteliklerle yüceltmeyecek, O’ndan başka hiçbir güce kayıtsız şartsız boyun eğmeyecek; hiç kimseyi ve hiçbir şeyi Rabb’imize ortak koşmayacağız!” |
Mehmet Türk Meali |
1,2. (Ey Muhammed!): “Gerçekten bana, cinlerden1 bir grubun2 beni dinleyip de: ‘Doğrusu biz benzeri görülmedik güzellikte ve en doğru yola ileten bir Kur’an dinledik ve biz ona îman ettik. (Artık) Rabbimize hiç kimseyi asla ortak koşmayacağız.’ dedikleri, vahyolundu.” de.* |
Muhammed Esed Meali |
doğru ile eğriyi ayırd etme bilincine bizi ulaştıran (bir hitabe); ve böylece ona iman ettik. Ve artık Rabbimizden başka kimseye asla ilahlık yakıştırmayacağız, |
Mustafa İslamoğlu Meali |
doğru bir bilinç İnşâ eden (bir hitab)… Böylece ona iman ettik: artık asla Rabbimizden başkasına ilâhlık yakıştırmayacağız; |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
«Doğru yola rehberlik ediyor, artık biz ona imân ettik ve Rabbimize hiç bir kimseyi ortak tutmayacağız.» |
Suat Yıldırım Meali |
1, 2, 3, 4, 5, 6, 7. De ki: Bana vahyolunduğuna göre bir cin cemaati Kur'ân'ı dinledikten sonra şöyle dediler: “Biz gerçekten, doğru yolu gösteren harikulade bir Kur'ân dinledik. Bundan böyle Rabbimize asla bir şerik tanımayacağız. Rabbimizin şanı çok yücedir, O ne eş, ne de çocuk edinmiştir. Meğer içimizden birtakım cahiller, Allah hakkında gerçek olmayan sözler söylüyormuş! Biz de saf saf, insanları ve cinleri, Allah hakkında yalan söylemez sanmışız! Meğer bir kısım insanlar cinlerden bazılarına sığınıp, böylece onları daha da azgın hale getirmişler! Onlar da, sizin zannettiğiniz gibi, Allah'ın ölen hiçbir kimseyi diriltmeyeceğini zannetmişler. [37, 1;46, 29-33]* |
Süleyman Ateş Meali |
Doğru yola iletiyor, ona inandık. Artık Rabbimize hiç kimseyi ortak koşmayacağız. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Olgunlaşmanın[1] yolunu gösteriyor. Ona inanıp güvendik; artık kimseyi Rabbimize[2] ortak sayamayız.* |
Şaban Piriş Meali |
Doğru yolu gösteriyor. Biz ona iman ettik. Rabbimiz'e hiç kimseyi ortak tutmayacağız. |
Ümit Şimşek Meali |
“O doğru yola iletiyor; biz de ona iman ettik. Artık Rabbimize hiçbir şeyi ortak koşmayacağız. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
"Doğruya ve hayra kılavuzluyor. Biz de inandık ona. Artık Rabbimize hiç kimseyi asla ortak koşmayacağız." |
M. Pickthall (English) |
Which guideth unto righteousness, so we believe in it and we ascribe unto our Lord no partner. |
Yusuf Ali (English) |
´It gives guidance to the Right, and we have believed therein: we shall not join (in worship) any (gods) with our Lord. |