Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
“(Kader programının günlük görev taksimatı sırasında bilgi hırsızlığı yapmak ve gelip insanları azdırmak için) Doğrusu biz göğü (dokunup) yokladık; fakat onu güçlü koruyucular ve şihablarla (ateş alevleri olan kovalayıcı toplarla) kaplı (doldurulmuş) bulduk.” |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Ve gerçekten de biz, göğü yokladık da orasını, kuvvetli bekçilerle ve şihaplarla dolu bulduk. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Cinler devamla: “Gerçekten biz gök yüzünü yokladık ama onu güçlü muhafızlar ve alevlerle dolu bulduk. |
Ahmet Tekin Meali |
“- Doğrusu biz göğü yokladık. Fakat onu güçlü koruyucular ve kor halinde akan alev yalımlarıyla dolu gördük.” |
Ahmet Varol Meali |
Doğrusu biz göğü yokladık da onu güçlü bekçiler ve parlak ateşlerle doldurulmuş bulduk. |
Ali Bulaç Meali |
'Doğrusu biz göğü yokladık; fakat onu güçlü koruyucular ve şihablarla kaplı (doldurulmuş) bulduk.' |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Doğrusu biz (cinler topluluğu, meleklerin sözünü dinlemek için) semayı yokladık da, onu (meleklerden ibaret) çok kuvvetli bekçiler ve şihaplarla (akan yakıcı yıldızlarla) doldurulmuş bulduk. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Ve (bana bildirildi ki: Onlar şöyle demişler.) “Gerçekten biz göğü yokladık, baktık, şiddetli nöbetçilerle ve ışık saçan yıldızlarla (ateş mermileri ile) doldurulmuştur.” |
Bayraktar Bayraklı Meali |
“Doğrusu biz cinler, göğü yokladık, fakat onu sert bekçilerle, alev hüzmeleri ile doldurulmuş bulduk.” |
Cemal Külünkoğlu Meali |
“Doğrusu biz (cinler topluluğu, meleklerin sözünü dinlemek için) semayı yokladık. Fakat onu çetin bekçilerle ve yakıcı ışınlarla dolu bulduk.”* |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
"Doğrusu biz göğü yokladık; onu sert bekçiler ve kayan ateşlerle (ışınlarla) doldurulmuş bulduk." |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
“Kuşkusuz biz göğe ulaşmak istedik, fakat onu çetin bekçilerle ve yakıcı ışıklarla dolu bulduk.” |
Diyanet Vakfı Meali |
Doğrusu biz (cinler), göğü yokladık, fakat onu sert bekçilerle, alev huzmeleriyle doldurulmuş bulduk. |
Edip Yüksel Meali |
"Biz göğe dokunduk ve onu güçlü bekçilerle ve ateş toplarıyla korunmuş bulduk." |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
(Cinler, dediler ki): "Biz göğe dokunduk, onu kuvvetli bekçiler ve alevlerle dolu bulduk." |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Ve doğrusu biz o Semayı yokladık da onu öyle bulduk ki şiddetli muhafızlar ve şihablarla doldurulmuş |
Hasan Basri Çantay Meali |
(Cin devamla:) «Biz ciddî bir suretde göğe erişmek istedik. Fakat onu sert bekçilerle ve (yakıcı) şihablarla doldurulmuş bulduk». |
Hayrat Neşriyat Meali |
“Doğrusu biz, (melâikeleri dinlemek için) göğe dokunduk (orayı yokladık) da onu(artık), kuvvetli bekçiler ve alevli yıldızlarla doldurulmuş bulduk.” |
İlyas Yorulmaz Meali |
Biz göğe yöneldiğimizde, gökyüzünü çok güçlü bekçiler ve ateş parçaları ile doldurulmuş bulduk. |
Kadri Çelik Meali |
“Doğrusu biz göğü yokladık; fakat onu güçlü koruyucular ve akanyıldızlarla doldurulmuş bulduk.” |
Mahmut Kısa Meali |
“Zatengöğü gezip yokladığımızda gördük ki, bütün gökyüzü, uzayda gezip dolaşmayı bizim için neredeyse imkânsız hâle getiren güçlü bekçilerle ve ateş toplarıyla doldurulmuş. İşte bunu görünce, tarihin akışını değiştiren çok önemli bir olayın gerçekleştiğini anladık.” |
Mehmet Türk Meali |
“Doğrusu biz (cinler) göğü yokladık, fakat onu güçlü koruyucular ve parlak bir ateşle doldurulmuş bulduk.” |
Muhammed Esed Meali |
Ve [zaman oldu] biz göğe uzandık: 6 ama onu güçlü muhafızlar ve alevlerle dolu bulduk, 7 |
Mustafa İslamoğlu Meali |
(Yine cinler şöyle dediler): “Gerçek şu ki biz göğü yokladık, ama onu tam donanımlı bir koruma ordusu ve tarifsiz bir göktaşı sağanağıyla dopdolu bulduk;[5352]* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
«Ve muhakkak ki, biz göze dokundukta hemen onu şiddetli bekçiler ile ve şihaplar ile doldurulmuş bulduk.» |
Suat Yıldırım Meali |
“Biz göğe çıkmak istedik: Bir de ne görelim: orası sert ve kuvvetli bekçiler, şihablar, alevler, (roket gibi mermiler)le dolu! |
Süleyman Ateş Meali |
Biz göğe dokunduk, onu kuvvetli bekçilerle ve ışınlarla doldurulmuş bulduk. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Bir gün göğe[*] vardık; orayı koruyucularla ve ateş parçalarıyla doldurulmuş bulduk.* |
Şaban Piriş Meali |
-Biz, göğü yokladık ve onun şiddetli bir koruma ve alevle dolu bulduk. |
Ümit Şimşek Meali |
“Biz göğü yokladık; fakat onu güçlü bekçiler ve alevlerle(2) dolu bulduk.* |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
"Biz göğe gerçekten dokunduk da onu titiz ve güçlü bekçilerle ve kayıp giden ışınlarla/alevlerle doldurulmuş bulduk." |
M. Pickthall (English) |
And (the Jinn who had listened to the Qur’an said): We had sought the heaven but had found it filled with strong warders and meteors. |
Yusuf Ali (English) |
´And we pried into the secrets of heaven; but we found it filled with stern guards and flaming fires.(5733)* |