Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Ancak razı olduğu (dilediği ve seçtiği) elçi hariç. (Onlara gaybi bilgilerden bir kısmını ulaştırır.) Çünkü O (Allah), bunun (gaybının, gizli kader programının ve elçi yaptıklarının) önüne ve arkasına izleyici (gözetleyici) ler dizer (meleklerle koruma altına alır). |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Ancak peygamberlerden seçtiği müstesna; onların da önlerinde, artlarında gözetleyiciler yollar. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Ancak bu tür bilgileri seçip, razı olduğu bir peygambere bildirebilir. Bu bilgileri bildirme esnasında o bilginin cin ve şeytanlar tarafından çalınmaması için getiren meleklerin önünden ve ardından muhafızlık yapacak melekler gönderir. |
Ahmet Tekin Meali |
Ancak, kendisinden razı olduğu Rasulü sırlarına vâkıf olabilir. Çünkü, onun önüne arkasına, sağına soluna, gözeteci, koruyucu melekler dizer. |
Ahmet Varol Meali |
Ancak elçilerinden hoşnud oldukları müstesna. Çünkü O, bunun önüne ve arkasına gözetleyiciler koyar. |
Ali Bulaç Meali |
Ancak elçileri içinde razı olduğu (seçtikleri kimseler) başka. Çünkü O, bunun önüne ve arkasına izleyici (gözetleyici)ler dizer. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Ancak bir peygamber olarak seçtiği müstesnadır; (O'na gaybe dair bazı ilimleri açıklar ve bunlar mucize olur). Çünkü Allah, peygamberin önünden ve ardından muhafız melekler tayin eder (de O'nu korurlar). |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Meğer o kişi, O’nun razı olduğu bir elçi ise. Çünkü Allah, o elçinin önüne ve arkasına, onu (şeytanlardan) koruyacak gözetleyiciler koyar. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
27,28. Ancak hoşnut olduğu peygamber hariçtir. Çünkü O, peygamberinin önünden ve ardından gözetleyiciler gönderir ki Rablerinin emirlerini tebliğ ettiklerini bilsin. Allah onları çepeçevre kuşatmıştır ve her şeyi bir bir saymıştır.[686]* |
Cemal Külünkoğlu Meali |
Bu sırları sadece seçtiği peygamberine açar. Çünkü Allah, peygamberin önünden ve arkasından muhafız melekler tayin eder (de onu korurlar). |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
27,28. Ancak peygamberlerden, bildirmek istediği bunun dışındadır. Rablerinin bildirilerini tebliğ etmelerini ortaya koymak için her peygamberin önünden ve ardından gözcüler salar; onların yaptıklarını ilmiyle kuşatır ve herşeyi bir bir sayar.* |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
27,28. Ancak seçtiği resûller başka. (Onlara bildirir.) Fakat O, Resûlün önünde ve arkasında gözetleyici (melek)ler yürütür ki resûllerin, Rablerinin vahiylerini tebliğ ettiklerini bilsin. Allah, onların her hâlini kuşatmış ve her şeyi inceden inceye sayıp dökmüştür. |
Diyanet Vakfı Meali |
Ancak, (bildirmeyi) dilediği peygamber bunun dışındadır. Çünkü O, bunun önünden ve ardından gözcüler salar, |
Edip Yüksel Meali |
Ancak seçtiği bir elçi hariç; nitekim O, o elçiden önceye ve sonraya ait bir gözlem sunar. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Ancak seçtiği elçiye açar. Çünkü onun önünden ve ardından gözetleyiciler salar. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
İhtiyar buyurduğu bir Resulden başka, çünkü onun önünden ve ardından râsıdler dizer |
Hasan Basri Çantay Meali |
Meğer ki beğenib seçdiği bir peygamber ola. Çünkü O, bunun önünden, ardından gözetleyiciler dizer, |
Hayrat Neşriyat Meali |
Ancak peygamber(lerin)den (gaybın bir kısmını bildirmeye) râzı olduğu kimseler müstesnâdır;(2) çünki O (Allah), onun (o peygamberin) önünden ve arkasından gözetleyici(melek)ler gönderir.* |
İlyas Yorulmaz Meali |
Ancak razı olduğu elçisine gaybını bildirir. Sonra o elçinin önünde ve arkasında sürekli bir gözetleyici takip eder. |
Kadri Çelik Meali |
Ancak elçileri içinde razı olduğu başka. Çünkü O, bunun (elçinin) önüne ve arkasına gözcüler koyar.* |
Mahmut Kısa Meali |
Ancak, dilediği Peygamber hariç.Çünkü Allah, ihtiyacınız kadar gayb bilgisini size öğretmek üzere, elçilerinden dilediğini seçer ve bu bilgileri sadece ona vahyeder. İşte Kur’an, böyle vahiy ürünü bir kitaptır.
Allah bir Peygambere gaybı bildirirken, onu şeytanın dürtülerine ve ayartma girişimlerine karşı korumak için, önüne ve arkasına meleklerden gözcüler diker. Bu gözcüler, görev ihmâline yol açabilecek her türlü tehlikelere karşı Peygamberleri korurlar. |
Mehmet Türk Meali |
26,27. Çünkü ğaybı ancak O, bilir ve Peygamberlerinden seçtikleri dışında, ğay-bını kimseye açıklamaz.1 Çünkü O, elçisinin önüne ve arkasına koruyucular koyar.* |
Muhammed Esed Meali |
seçmekten hoşnutluk duyduğu elçisi hariç: 21 o zaman Allah hem o'nun gözü önüne serilmiş olan her konuda, hem de aklının ermeyeceği her alanda 22 o'nu gözetlemek için [semavî güçler] gönderir; |
Mustafa İslamoğlu Meali |
razı olduğu elçi[5370] müstesna… Bu takdirde de O, önünden ve arkasından o (vahyi)[5371] koruma altına alarak hedefine ulaştırır.[5372]* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
İhtiyar buyurduğu bir resûl müstesna, çünkü o, bunun önünden ve ardından muhafızlar sevkeder. |
Suat Yıldırım Meali |
26, 27, 28. O bütün gaybı bilir. Fakat gayplarını kimseye açmaz. Ancak, bildirmeyi dilediği bir elçiye bildirir. Bu durumda (mesajı korumak için) o elçisinin önüne ve arkasına gözetleyiciler yerleştirir. Böylece (Allah) elçilerinin, Rab'lerinin mesajlarını gereğince tebliğ ettiklerini bilmek (yani fiilen görmek) ister. Doğrusu Allah, kullarının nezdinde ne var, ne yoksa her şeyi ilmiyle ihata etmiş, her şeyi bir bir kaydetmiştir. [2, 255]* |
Süleyman Ateş Meali |
Ancak razı olduğu elçiye gösterir. Çünkü O, elçisinin önüne ve arkasına gözetleyiciler (koruyucular) koyar. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
uygun bulduğu bir elçi olursa başka. Onun da önüne ve arkasına gözcüler diker[*].* |
Şaban Piriş Meali |
26,27. -Gaybı bilen, gaybını elçisinden razı olduğu dışında hiç kimseye açıklamaz. Çünkü o, onun önünden ve arkasından gözcüler koyar. |
Ümit Şimşek Meali |
Ancak bildirmek istediği peygamberler müstesna. Onun da önüne ve arkasına bekçiler koyar. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Seçtiği bir elçi müstesna. Çünkü O, resulünün önünden ve arkasından gözetleyiciler yürütür. |
M. Pickthall (English) |
Save unto every messenger whom he hath chosen, and then He maketh a guard to go before him and a guard behind him |
Yusuf Ali (English) |
"Except a messenger(5750) whom He has chosen: and then He makes a band of watchers(5751) march before him and behind him,* |