Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Şüphesiz Biz Seni, Hakk ile bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik. Hiçbir ümmet yoktur ki, içinde bir uyarıcı gelip-geçmiş olmasın. |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Şüphe yok ki biz seni gerçek üzere bir müjdeci ve bir korkutucu olarak gönderdik ve hiçbir ümmet yoktur ki içlerinden bir korkutucu çıkmasın. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Ey Muhammed! Hakikaten biz seni gerçek din olan İslâm ile; mü'minler için bir müjdeci, kâfirler için ise bir uyarıcı olarak gönderdik. Çünkü hiçbir topluluk yoktur ki, içlerinden bir uyarıcı gelip geçmemiş olsun. |
Ahmet Tekin Meali |
Biz seni, gerekçeli, hikmete dayalı, toplumda hakça düzeni gerçekleştirecek hak kitap Kur'ân ile rahmetimizi, merhametimizi, ihsanımızı, sevgimizi müjdeleyici ve sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan bir uyarıcı olarak özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere görevlendirdik. Her milletten kendi içinde, vazifelerini ifa eden uyarıcılar mutlaka var olagelmiştir.* |
Ahmet Varol Meali |
Biz seni hak üzere müjdeleyici ve korkutucu olarak gönderdik. Hiç bir ümmet yoktur ki içinde bir uyarıcı geçmiş olmasın. |
Ali Bulaç Meali |
Şüphesiz biz seni, hak ile bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik. Hiç bir ümmet yoktur ki, içinde bir uyarıcı gelip-geçmiş olmasın. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
(Ey Rasûlüm), muhakkak ki, biz seni cennetle müjdeleyici, cehennemle korkutucu bir peygamber olarak Kur'an ile gönderdik. Hiç bir ümmet de yoktur ki, içlerinde cehennem ile korkutucu bir peygamber geçmiş olmasın. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Şüphesiz Biz seni, doğru bir müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Ve hiçbir toplum yoktur ki, kendisine bir uyarıcı gelip, içlerinde kalmış olmasın. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
23,24. Sen, sadece bir uyarıcısın. Biz seni müjdeleyici ve uyarıcı olarak hak ile gönderdik. Her millet için mutlaka bir uyarıcı olmuştur. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
Şüphesiz biz, seni müjdeleyici ve uyarıcı olarak hak ile gönderdik. Hiçbir ümmet yoktur ki, aralarında bir uyarıcı gelip geçmiş olmasın. * |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Şüphesiz Biz seni, müjdeci ve uyarıcı olarak, gerçekle gönderdik. Geçmiş her ümmet içinde de mutlaka bir uyarıcı bulunagelmiştir. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Şüphesiz biz, seni müjdeleyici ve uyarıcı olarak hak ile gönderdik. Hiçbir ümmet yoktur ki, aralarında bir uyarıcı gelip geçmiş olmasın. |
Diyanet Vakfı Meali |
Biz seni müjdeleyici ve uyarıcı olarak hak ile gönderdik. Her millet için mutlaka bir uyarıcı (peygamber) bulunmuştur. |
Edip Yüksel Meali |
Seni bir müjdeci ve uyarıcı olarak gerçekle gönderdik. Her toplum içinde mutlaka bir uyarıcı gelmiştir. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Muhakkak ki biz seni hak ile hem bir müjdeci, hem bir uyarıcı olarak gönderdik. Hiçbir ümmet de yoktur ki, içlerinde bir uyarıcı geçmiş olmasın. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Muhakkak ki seni hakk ile hem bir beşîr hem bir nezîr gönderdik, hiç bir ümmet de yoktur ki içlerinde bir nezîr geçmiş olmasın |
Hasan Basri Çantay Meali |
Şübhesiz ki biz seni (rahmetimizin) müjdeci (si,) (azabımızın) korkutucu (su) olarak hidâyetle gönderdik. Hiçbir ümmet müstesna olmamak üzere mutlakaa içinde (azâbdan) bir korkutucu (peygamber gelib) geçmişdir. |
Hayrat Neşriyat Meali |
Muhakkak ki biz seni, bir müjdeleyici ve bir korkutucu olarak hak ile gönderdik. Ve hiçbir ümmet yoktur ki, içlerinde bir korkutucu gelip geçmiş olmasın. |
İlyas Yorulmaz Meali |
Gelip geçmiş her toplumun mutlaka bir uyarıcısı olduğu gibi, Biz, seni de Kur'an (kendi toplumuna Hak) ile müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. |
Kadri Çelik Meali |
Hiç şüphesiz biz seni müjdeleyici ve uyarıcı olarak hak ile gönderdik. İçinde bir uyarıp korkutucu gelip geçmemiş hiç bir ümmet yoktur. |
Mahmut Kısa Meali |
Şüphesiz Biz, doğruyu ve gerçeği ortaya koymak için, seni en yakın çevrenden başlamak üzere, tüm insanlığa seslenen bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. Zaten hiçbirmedeniyet ve hiçbir ümmet yoktur ki, içlerinden bir zamanlar bir uyarıcı gelip geçmiş olmasın. |
Mehmet Türk Meali |
Şüphesiz Biz, seni hak ile müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Bütün ümmetlerin içerisinden mutlaka bir uyarıcı (Peygamber) gelip geçmiştir.1* |
Muhammed Esed Meali |
Biz seni hakikat ehli bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik: çünkü hiçbir topluluk yoktur ki içlerinden bir uyarıcı gelip geçmemiş olsun. 18 |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Şüphe yok ki Biz seni hakikate sadık bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik: zira hiçbir toplum yoktur ki içlerinden bir uyarıcı çıkmamış olsun.[3906]* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Şüphe yok ki, Biz seni bir müjdeleyici ve bir korkutucu olarak gönderdik ve hiçbir ümmet yoktur ki illâ içlerinde bir korkutucu gelip geçmiştir. |
Suat Yıldırım Meali |
Evet, Biz seni gerçeğin ta kendisine malik olarak, rahmetle müjdeleyen ve kâfirleri azapla uyaran bir elçi olarak gönderdik. Zaten uyaran bir peygamber gelmiş olmayan hiçbir millet yoktur. [16, 36; 13, 7] |
Süleyman Ateş Meali |
Biz seni gerçek ile birlikte müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Her millet içinde mutlaka bir uyarıcı (peygamber gelip) geçmiştir. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Bu gerçeği seninle birlikte gönderdik ki, müjdeler veresin ve uyarılarda bulunasın. Her toplumun(ümmetin) geçmişinde mutlaka bir uyarıcı bulunmuştur. |
Şaban Piriş Meali |
Biz seni müjdeci ve uyarıcı olman için, hak ile gönderdik. İçinde uyarıcı olmayan hiç bir ümmet yoktur. |
Ümit Şimşek Meali |
Biz seni bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak hak ile gönderdik. Hiçbir ümmet yoktur ki, onda bir uyarıcı gelip geçmiş olmasın. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Şu bir gerçek ki, biz seni hak ile bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. Hiçbir ümmet yoktur ki, içinden bir uyarıcı gelip geçmemiş olsun. |
M. Pickthall (English) |
Lo! We have sent thee with the Truth, a bearer of glad tidings and a warner; and there is not a nation but a warner hath passed among them. |
Yusuf Ali (English) |
Verily We have sent thee in truth, as a bearer of glad tidings,(3907) and as a warner: and there never was a people, without a warner having lived among them (in the past).* |