Fâtır Suresi 37. Ayet


Arapça

وَهُمْ يَصْطَرِخُونَ فِيهَا رَبَّنَا أَخْرِجْنَا نَعْمَلْ صَالِحًا غَيْرَ الَّذِي كُنَّا نَعْمَلُ أَوَلَمْ نُعَمِّرْكُم مَّا يَتَذَكَّرُ فِيهِ مَن تَذَكَّرَ وَجَاءكُمُ النَّذِيرُ فَذُوقُوا فَمَا لِلظَّالِمِينَ مِن نَّصِيرٍ


Türkçe Okunuşu

Ve hum yastarihûne fîhâ, rabbenâ ahricnâ na’mel sâlihan gayrellezî kunnâ na’mel(na’melu), e ve lem nuammirkum mâ yetezekkeru fîhi men tezekkere ve câekumun nezîr(nezîru), fe zûkû fe mâ liz zâlimîne min nasîr(nasîrin).


Kelimeler

ve hum ve onlar
yastarihûne feryat ederler
fî-hâ orada
rabbe-nâ Rabbimiz
ahric-nâ bizi çıkar
na'mel el sâlihan biz salih amel yapalım
gayre ellezî ondan başka
kun-nâ na'melu biz yapmış olduk
e
ve lem nuammir-kum ve size ömür vermedik
mâ yetezekkeru tezekkür edebileceğiniz şey
fî-hi onun hakkında, onun içinde, onda
men tezekkere tezekkür edecek kimse
ve câe-kum ve size geldi
en nezîru nezir, uyarıcı
fe zûkû o zaman, öyleyse tadın
fe mâ artık değil
li ez zâlimîne zalimler için
min nasîrin bir yardımcı

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali (Cehennemin) İçinde onlar (şöyle) feryat edip: "Rabbimiz bizi çıkar, (şimdiye kadar) yaptığımızdan başka salih bir amelde bulunalım" diyeceklerdir. (Onlara:) “Size orada (dünyada), öğüt alabilecek olanın düşünüp ders alabileceği kadar ömür vermedik mi? Üstelik size uyarıcı (elçiler ve davetçiler de) gelmişti. Öyleyse (azabı) tadın; artık zalimler için bir yardımcı yoktur” (denilip istekleri reddedilecektir).
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Ve onlar bağrışırlar orada: Rabbimiz, bizi çıkar da yaptığımız işlerden başka işlerde bulunalım. Size, düşünenin düşünüp öğüt alanın öğüt alacağı kadar ömür vermedik mi ve size korkutucu da gelmişti; artık tadın azabı, zalimlere bir yardım eden de yoktur.
Abdullah Parlıyan Meali Onlar cehennemde: “Rabbimiz bizi buradan çıkar, önce yaptığımızdan başka iyi ve yararlı işler yapalım” diye feryat ederler. O zaman onlara şöyle cevap verilir: “Size düşünmek isteyen herkesin düşünebileceği kadar uzun bir ömür vermedik mi? Ve üstelik size uyarıcı da gelmişti, öyleyse yaptığınız kötülüklerin meyvelerini şimdi tadın bakalım. Yaratılış gayesi dışında yaşayanlar, hiçbir yardımcı bulamayacakladır.”
Ahmet Tekin Meali Onlar orada feryâd ederler: “- Ey Rabbimiz, bizi buradan çıkar. Daha önce yapmış olduğumuz hataları bırakıp İman ederek, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirelim, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayalım, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olalım, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyelim.” derler. Allah: “- Size, düşünebilecek olanın, akıllı bir kimsenin düşünüp Allah'ı bulabileceği kadar bir ömür vermedik mi? Üstelik size sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan uyarıcı da, peygamber de gelmişti, ihtiyarlık da kapıya dayanmıştı. O halde azâbı tadın. İnkar ile, isyan ile, şirk ile, baskı, zulüm ve işkence ile temel hak hürriyetleri, Allah yolunu, Allah yolundaki faaliyetleri engelleyen zâlimlere bir yardım eden bulunmayacaktır.”*
Ahmet Varol Meali Onlar orada: "Rabbimiz! Bizi çıkar da yapmakta olduklarımızdan farklı olarak salih amel işleyelim" diye feryad ederler. Size öğüt alacak olanın öğüt alabileceği kadar bir ömür vermemiş miydik? Size uyarıcı gelmişti. Artık tadın (azabı); zalimler için hiçbir yardımcı yoktur.
Ali Bulaç Meali İçinde onlar (şöyle) çığlık atarlar: 'Rabbimiz, bizi çıkar, yaptığımızdan başka salih bir amelde bulunalım.' Size orada (dünyada), öğüt alabilecek olanın öğüt alabileceği kadar ömür vermedik mi? Size uyaran da gelmişti. Öyleyse (azabı) tadın; artık zalimler için bir yardımcı yoktur.
Ali Fikri Yavuz Meali O kâfirler cehennemde şöyle derler: “-Ey Rabbimiz! Bizleri çıkar, (dünyada şirk gibi) yapa geldiklerimizden başka salih bir amel yapalım.” (Allah onlara şöyle buyurur): “- Size, düşünecek kimsenin düşüneceği kadar ömür vermedik mi? Hem size peygamber de geldi. O halde tadın (ateşin azabını)!... Çünkü zalimleri (Allah'ın azabından) kurtaracak yoktur?”
Bahaeddin Sağlam Meali Onlar orada feryad u figan ederler: “Ey Rabbimiz! Daha önce yaptıklarımızın tersini yapmak için bizi buradan çıkar.” derler. Biz de: “Öğüt alacak olanın öğüt alacağı kadar bir süre sizi yaşatmadık mı? Ve size uyarıcı da gelmişti. Artık azabı tadın! Çünkü zalimler için hiçbir yardımcı olmaz.” (deriz.)
Bayraktar Bayraklı Meali Onlar orada, “Ey Rabbimiz! Bizi çıkar. Daha önce yaptıklarımızın aksine iyi işler yapalım” diye feryat ederler. Kendilerine, “Size, düşünecek kimsenin düşünebileceği kadar bir ömür vermedik mi? Size uyarıcı da gelmedi mi? Şimdi tadın azabı! Zâlimlerin yardımcısı yoktur” denir.
Cemal Külünkoğlu Meali Onlar cehennemde şöyle feryat ederler: “Ey Rabbimiz! Bizi buradan çıkar da daha önce yaptıklarımızdan farklı, iyi işler yapalım!” (Bu isteklerine karşı onlara şöyle denir:) “Düşünmek isteyenlerin düşünmelerine yetecek kadar uzun bir süre sizi (dünyada) yaşatmadık mı? Ayrıca size uyarıcı da gelmişti. Şimdi azabı tadınız bakalım! Zalimlerin hiçbir zaman yardımcısı olmayacaktır.” *
Diyanet İşleri Meali (Eski) Orada; "Rabbimiz! Bizi çıkar; yaptığımızdan başka, yararlı iş işleyelim" diye bağrışırlar. O zaman onlara şöyle deriz: "Öğüt alacak kişinin öğüt alabileceği kadar bir süre sizi yaşatmadık mi? Size uyarıcı da gelmişti. Artık azabı tadınız, zalimlerin yardımcısı olmaz."*
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Onlar cehennemde, “Ey Rabbimiz! Bizi buradan çıkar ki dünyada iken işlemekte olduğumuzdan başka ameller, salih ameller işleyelim” diye bağrışırlar. (Onlara şöyle denilir:) “Sizi, düşünüp öğüt alacak kimsenin düşünüp öğüt alabileceği kadar yaşatmadık mı? Size uyarıcı da gelmişti. Öyle ise tadın azabı. Çünkü zalimler için hiçbir yardımcı yoktur.”
Diyanet Vakfı Meali Onlar orada: Rabbimiz! Bizi çıkar, (önce) yaptığımızın yerine iyi işler yapalım! diye feryad ederler. Size düşünecek kimsenin düşünebileceği kadar bir ömür vermedik mi? Size uyarıcı da gelmedi mi? (Niçin inanmadınız?) Şimdi tadın (azabı)! Zalimlerin yardımcısı yoktur.  *
Edip Yüksel Meali Orada, "Rabbimiz, bizi çıkar da yapmış olduğumuzdan farklı işler yapalım," diye feryat ederler. Öğüt alabilecek bir kişinin öğüt alabileceği kadar uzun bir süre sizi yaşatmadık mı? Size uyarıcı da gelmişti. Öyleyse tadın. Zalimlerin yardımcısı yoktur.*
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Onlar, orada şöyle feryad ederler: "Ey Rabbimiz! Bizleri çıkar, yapageldiklerimizden başka salih bir amel yapalım." (Onlara): "Size düşünecek olanın düşüneceği kadar bir ömür vermedik mi? Hem size uyarıcı da gelmişti. O halde azabı tadın. Çünkü zalimleri kurtaracak yoktur." (denir).
Elmalılı Meali (Orjinal) Ve onlar orada şöyle feryad ederler: «ya rabbenâ, bizleri çıkar, yapa geldiklerimiz gayri yarar bir amel yapalım» ya size düşünecek olanın düşüneceği kadar ömür vermedik mi ki, hem size Peygamber de geldi, o halde tadın, çünkü zalimleri kurtaracak yoktur
Hasan Basri Çantay Meali Onlar orada (şöyle) bağrışırlar. «Ey Rabbimiz, bizi çıkar. Yapmış olduğumuzdan bambaşka iyi amel (ve hareketler) de bulunacağız». Size iyice düşünecek kimsenin düşünebileceği, öğüt kabul edebileceği kadar ömür vermedik mi? Size (azâb ile) korkutan da gelmişdi. Şimdi tadın (o azâbı)! Artık zaalimler için hiç bir yardımcı yokdur.
Hayrat Neşriyat Meali Onlar orada şöyle feryâd ederler: “Rabbimiz! Bizi (bu Cehennemden) çıkar ki(dünyada) işlemekte olduğumuz (günahlar)dan başka, sâlih bir amel işleyelim!” (Onlara:)“Sizi, ibret alacak bir kimsenin, kendisinde ibret alacağı (bir süre) kadar yaşatmadık mı? Size(bu günün dehşetinden haber veren) korkutucu da geldi. Öyle ise tadın (azâbı)! Artık zâlimler için hiçbir yardımcı yoktur” (denilir).(3)*
İlyas Yorulmaz Meali Onlar ateşin içinde “Rabbimiz bizi buradan çıkar, daha önce yapmış olduklarımızın dışında, iyi ve doğru ameller yapalım” diye bağırarak yardım isterler. Sizi uyaran ve öğüt verenin gelmesinden sonra, düşünüp öğüt alacak kadar ömür verilmedi mi? Azabı tadın. Zalimlerin hiç bir yardımcısı yoktur.
Kadri Çelik Meali Onlar orada, “Rabbimiz! Bizi çıkar, (önce) yaptığımızın yerine salih bir amelde bulunalım!” diye feryat ederler. Hatırlayıp kendine gelecek kimsenin hatırlayıp kendine gelebileceği kadar bir ömür vermedik mi size? Size uyarıcı da gelmedi mi? (O halde niçin inanmadınız?) Şimdi tadın (bakalım azabı)! Zalimlerin yardımcısı yoktur.
Mahmut Kısa Meali Orada, “Ey Rabb’imiz!” diye feryat edecekler, “Ne olur, bizi buradan çıkar; sana söz veriyoruz, daha önceyaptıklarımızdan bambaşka güzel işler yapacağız!” Buna karşılık, Allah onlara diyecek ki: “Ben size, düşünüp ibret almak isteyen birinin düşünebileceği kadar uzun bir ömür vermedim mi? Ayrıca, size bu günün gelip çatacağını haber veren uyarıcılar gelmemiş miydi? Geldi, fakat siz bile bile kötülüğü tercih ettiniz! Öyleyse yaptıklarınızın cezasını tadın bakalım; bugün zâlimlere hiç kimse yardım edemeyecek!” O hâlde, ey insanlar, bu gün gelip çatmadan önce Rabb’inize kulluk edin! Unutmayın ki:
Mehmet Türk Meali Onlar orada: “Ey Rabbimiz! Bizi buradan çıkart da (dünyada) yaptıklarımızın tersine iyi işler yapalım.” diye feryat ederler. (O zaman onlara): “Size orada, düşünüp anlayacak kimsenin düşüneceği kadar bir ömür vermedik mi?1 Ve size uyarıcı da gelmişti. Öyleyse (azabınızı) tadın bakalım. Artık burada, zâlimler için bir yardımcı yoktur.” denilir. *
Muhammed Esed Meali Onlar orada, [cehennemde,]: “Rabbimiz! Bizi bu [azap]tan kurtar! Bundan sonra artık [eskiden] yaptıklarımızdan farklı iyi şeyler yapacağız!” diye feryad ederler. [O zaman onlara şöyle cevap vereceğiz:] “Size (orada,) düşünmek isteyen herkesin düşünebileceği kadar uzun bir ömür vermedik mi? Ve [üstelik] size bir uyarıcı da gelmişti. Öyleyse, [yaptığınız kötülüklerin meyvelerini] şimdi tadın bakalım: zalimler hiçbir yardımcı bulamayacaklardır!”
Mustafa İslamoğlu Meali Ve onlar orada şöyle feryat figan ederler: “Rabbimiz! Buradan çıkar bizi! (Sana söz), daha önce yaptıklarımızdan daha farklı, daha iyi şeyler yapacağız!” (Şöyle cevap verilecek): “Size aklını başına almaya gönüllü birine yetecek kadar uzun bir ömür vermemiş miydik?[3918] Üstelik bir de uyarıcı gelmişti! Şu halde (elinizin ürünlerini) tadın; ama kendini kaybedenlerin hiçbir yardımcısı olmayacağını da unutmayın!”*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Ve onlar orada feryat ederler ki, «Ey Rabbimiz! Bizi çıkar, yapar olduğumuzdan başka sâlih amelde bulunalım.» Onlara denilir ki, «Ya sizi düşünüp anlayacak kimsenin kendisinde düşünebileceği (bir müddet) kadar yaşatmadık mı? Ve size korkutucu geldi, şimdi (azabı) tadın, artık zalimler için hiçbir yardımcı yoktur.»
Suat Yıldırım Meali Onlar orada imdad istemek için şöyle feryad ederler: “Ey Ulu Rabbimiz! Ne olur, çıkar bizi buradan, dünyaya geri gönder de, daha önce yaptıklarımızdan başka, güzel ve makbul işler yapalım! ”Allah onlara şöyle buyurur: “Biz, size, düşünüp ibret alacak, gerçeği görecek kimsenin düşüneceği kadar bir ömür vermedik mi? Hem size peygamber de gelip uyardı. Öyleyse tadın azabı! Zalimlerin hiç bir yardımcısı yoktur! ” [40, 11-12] [43, 77-78; 17, 15; 67, 8-9]*
Süleyman Ateş Meali Onlar orada: "Rabbimiz, bizi çıkar, (önce) yaptığımızdan başkasını yapalım?" diye feryadederler. "Sizi, öğüt alacak olanın, öğüt alacağı kadar bir süre yaşatmadık mı? Size uyarıcı da geldi (fakat inanmadınız). Öyle ise (azabı) tadın artık. Zalimlerin yardımcısı yoktur."
Süleymaniye Vakfı Meali Orada avazları çıktığınca bağırırlar; "Rabbimiz! Bizi çıkar; yaptığımızdan başka, yararlı iş işleyelim" diye bağrışırlar. O zaman onlara şöyle deriz: Ders alacak kişinin ders alabileceği kadar bir süre sizi yaşatmadık mı? Size uyarıcı da gelmişti. Artık azabı tadın. Yanlış yapanlara yardım edecek biri olmaz"
Şaban Piriş Meali Orada var güçleriyle feryat ederler:-Rabbimiz, bizi çıkar da daha önce yaptıklarımızdan başka iyi şeyler yapalım.-Biz size öğüt alacağınız kadar bir ömür vermedik mi, size uyarıcı gelmedi mi? Şimdi azabı tadın. Zalimler için hiç bir yardımcı yoktur.
Ümit Şimşek Meali Orada bağrışıp durmaktadırlar, “Rabbimiz, bizi buradan çıkar ki, daha önce yaptıklarımızın yerine güzel işler yapalım” diye. Düşünüp de ibret alacak olan kimseye yetecek kadar bir ömrü Biz size vermedik mi? Üstelik size uyarıcı da geldi. Şimdi tadın azabı; zalimlerin yardımcısı yoktur.
Yaşar Nuri Öztürk Meali Feryat edip dururlar orada: "Rabbimiz, çıkar bizi de önceden yaptığımızdan başka şey yapalım. Barışa ve hayra yönelik iyi bir iş yapalım." Sizi biz, öğüt alanın öğüt alacağı bir süre ömürlendirmedik mi? Uyarıcı da geldi size. Hadi, tadın bakalım azabı! Zalimler için hiçbir yardımcı yok artık.
M. Pickthall (English) And they cry for help there, (saying): Our Lord! Release us; we will do right, not (the wrong) that we used to do. Did not We grant you a life long enough for who reflected to reflect therein? And the warner came unto you. Now taste (the flavour of your deeds), for evil doers have no helper.
Yusuf Ali (English) Therein will they cry aloud (for assistance): "Our Lord! Bring us out:(3926) we shall work righteousness,(3927) not the (deeds) we used to do!" - "Did We not give you long enough life so that he that would should receive admonition? and (moreover) the warner came to you. So taste ye(3928) (the fruits of your deeds): for the wrong-doers there is no helper."*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları