Fâtır Suresi 35. Ayet


Arapça

الَّذِي أَحَلَّنَا دَارَ الْمُقَامَةِ مِن فَضْلِهِ لَا يَمَسُّنَا فِيهَا نَصَبٌ وَلَا يَمَسُّنَا فِيهَا لُغُوبٌ


Türkçe Okunuşu

Ellezî ehallenâ dârel mukâmeti min fadlih(fadlihî), lâ yemessunâ fîhâ nasabun ve lâ yemessunâ fîhâ lugûb(lugûbun).


Kelimeler

ellezî o ki, ki o
ehalle-nâ bizi yerleştirdi
dâre yurt
el mukâmeti ikâmet edilen yer, kalınacak yer
min fadli-hi onun fazlından
lâ yemessu-nâ bize dokunmaz
fî-hâ orada
nasabun yorgunluk, bitkinlik
ve lâ yemessu-nâ ve bize dokunmaz
fî-hâ orada
lugûbun (açlık ve meşakkatten dolayı) bir bıkkınlık ve usanç

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali “Ki O, bizi Kendi fazlından (ebedi olarak) kalınacak bir yurda yerleştirdi; artık burada bize ne bir yorgunluk isabet edecektir ve ne de burada bize bir bıkkınlık usanç gelecektir” (diye sevineceklerdir).
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Öyle bir mabuttur ki bizi, tam konaklanacak yurda kondurdu lütfüyle; burada bize ne bir yorgunluk gelir, ne bir usanç gelir.
Abdullah Parlıyan Meali O lütfuyla, bizi tam konaklanacak yurda yerleştirdi, orada bize ne yorgunluk gelir, ne de bir bıkkınlık.”
Ahmet Tekin Meali “Lütfuyla bizi asıl oturulacak yere, Cennete yerleştiren Allah'a hamdolsun. Burada bize yorgunluk çektirilmeyecek, açlık hissetmeyeceğiz, zafiyete düşmeyeceğiz usanmanın adı anılmayacak” derler.*
Ahmet Varol Meali Ki O, bizi kendi lütfuyla kalınacak yurda yerleştirdi. Burada bize ne bir yorgunluk dokunur, ne de bir bıkkınlık dokunur.*
Ali Bulaç Meali 'Ki O, bizi kendi fazlından (ebedi olarak) kalınacak bir yurda yerleştirdi; burada bize bir yorgunluk dokunmaz ve burada bize bir bıkkınlık da dokunmaz.'
Ali Fikri Yavuz Meali O Rab ki, fazlından bizi durulacak yurda (cennete) kondurdu. Burada bize yorgunluk değmiyecek, burada bize usanç gelmiyecek.”
Bahaeddin Sağlam Meali “O Allah ki, fazl ve ihsanından bizi, kalınmaya değer bir yurda indirdi. Orada bize ne yorgunluk dokunur, ne de bize bıkkınlık gelir.”
Bayraktar Bayraklı Meali “Yine O, bizi kendi lütfuyla, süreli nimet yurduna indirdi. Orada bize ne bir yorgunluk, ne de bitkinlik gelecektir.”
Cemal Külünkoğlu Meali “O, bizi lütfuyla, içinde sürekli kalacağımız bir yurda yerleştirdi. Burada bize bir yorgunluk dokunmayacak ve bir bıkkınlık da gelmeyecek.”
Diyanet İşleri Meali (Eski) "Bizi lütfuyla, temelli kalınacak cennete O yerleştirdi. Orada bize ne bir yorgunluk gelecek ve ne de usanç gelecektir."
Diyanet İşleri Meali (Yeni) “O, lütfuyla bizi kalınacak yurda yerleştirendir. Bize orada bir yorgunluk dokunmaz. Bize orada usanç da gelmez.”
Diyanet Vakfı Meali O (Rab) ki lütfuyla bizi asıl oturulacak yurda (cennete) yerleştirdi. Artık orada bize ne bir yorgunluk dokunacak ne de orada bize bir usanç gelecektir.
Edip Yüksel Meali "O ki lütfuyla bizi durulacak yurda yerleştirdi. Orada ne bir yorulma ne de bir bıkkınlık duyarız."
Elmalılı Hamdi Yazır Meali "Lütfundan bizi durulacak bir yurda kondurdu. Burada bize yorgunluk gelmeyecek, burada bize usanç gelmeyecektir."
Elmalılı Meali (Orjinal) Fadlında bizi durulacak yurda kondurdu, burada bize yorgunluk gelmiyecek, burada bize usanç gelmiyecek»
Hasan Basri Çantay Meali «Ki fazl (-u inayet) inden bizi (ebedî) durulacak bir yurda kondurdu O. Burada bize hiçbir yorgunluk değmeyecek burada bize hiçbir usanç dokunmayacak».
Hayrat Neşriyat Meali “O (Rab) ki, lütfundan bizi (asıl) oturulacak yurda (Cennete) yerleştirdi. (Artık)orada bize ne bir yorgunluk dokunur, ne de orada bize bir usanç dokunur.”
İlyas Yorulmaz Meali “Bize lütfundan, hiçbir sıkıntının dokunmayacağı ve gereksiz boş şeylerinde uğramayacağı kalınacak yurtları veren (Allah yüceler yücesidir)” derler.
Kadri Çelik Meali “O, bizi kendi lütfünden (ebedi olarak) kalınacak bir yurda yerleştirdi. Burada artık bize bir yorgunluk dokunmaz ve burada bize bir bıkkınlık da değmez.”
Mahmut Kısa Meali “İşte bizi, sonsuz lütuf ve keremi sayesinde ebedî kalacağımız yurda yerleştirdi. Dünya hayatı bir imtihândı, onu aştık; mahşer bir merhale idi, onu da geçtik. Artık burada bize ne bir yorgunluk dokunacak, ne de bir bıkkınlık!”
Mehmet Türk Meali (Ve devamla); “(Rabbimiz,) bizi kendi lütfu olarak asla yorgunluk dokunmayan ve bıkkınlık gelmeyen ebedî kalınacak bir yurda yerleştirdi.” (derler.)
Muhammed Esed Meali O, lütfuyla bu konak yerine bizi yerleştirdi: orada bize ne bir çatışma ve gerginlik bulaşır, ne de yorgunluk ya da bıkkınlık!”
Mustafa İslamoğlu Meali O lütfuyla bizi bu (varlığı ve güzelliği) kalıcı vatana yerleştirdi: burada semtimize ne yorgunluk ve bezginlik, ne de can sıkıntısı ve bıkkınlık uğrayacak!”[3917]*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali «Öyle (bir Rabb-i Kerîm) ki, bizi fazlından bir ikametgâh olan yurda kondurdu. Burada bize bir yorgunluk dokunmayacaktır ve burada bize hiçbir usanç dokunmayacaktır.»
Suat Yıldırım Meali Çünkü O, lütfu ile bizi devamlı kalınacak olan yerde yerleştirdi. Burada artık bize ne yorgunluk dokunacak, ne de usanç gelecek.
Süleyman Ateş Meali O (Rab) ki lutfuyla bizi durulacak yurda kondurdu. Orada bize ne bir yorgunluk dokunur ve ne de orada bize bir usanç dokunur.
Süleymaniye Vakfı Meali "İkramıyla bizi, kalınacak yere yerleştiren odur. Orada bize bir yorgunluk değmeyecek. Bir bıkkınlıkla da karşılaşmayacağız."
Şaban Piriş Meali Çünkü lütfu ile bizi kalıcı yurda yerleştirdi. Bize orada ne bir yorgunluk ne de bir bıkkınlık gelir.
Ümit Şimşek Meali “O Rabbimiz ki, ebediyen kalınacak bu yurda lûtfuyla bizi yerleştirdi. Artık burada ne usanır, ne de yoruluruz.”
Yaşar Nuri Öztürk Meali Lütfuyla bizi durulacak yurda kondurdu. Orada bize hiçbir yorgunluk dokunmaz. Orada bize hiçbir usanç da dokunmaz.
M. Pickthall (English) Who, of His grace, hath installed us in the mansion of eternity, where toil toucheth us not nor can weariness affect us.
Yusuf Ali (English) "Who has, out of His Bounty, settled us in a Home that will last: no toil nor sense of weariness(3924) shall touch us therein."*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları