Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
“Ki O, bizi Kendi fazlından (ebedi olarak) kalınacak bir yurda yerleştirdi; artık burada bize ne bir yorgunluk isabet edecektir ve ne de burada bize bir bıkkınlık usanç gelecektir” (diye sevineceklerdir). |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Öyle bir mabuttur ki bizi, tam konaklanacak yurda kondurdu lütfüyle; burada bize ne bir yorgunluk gelir, ne bir usanç gelir. |
Abdullah Parlıyan Meali |
O lütfuyla, bizi tam konaklanacak yurda yerleştirdi, orada bize ne yorgunluk gelir, ne de bir bıkkınlık.” |
Ahmet Tekin Meali |
“Lütfuyla bizi asıl oturulacak yere, Cennete yerleştiren Allah'a hamdolsun. Burada bize yorgunluk çektirilmeyecek, açlık hissetmeyeceğiz, zafiyete düşmeyeceğiz usanmanın adı anılmayacak” derler.* |
Ahmet Varol Meali |
Ki O, bizi kendi lütfuyla kalınacak yurda yerleştirdi. Burada bize ne bir yorgunluk dokunur, ne de bir bıkkınlık dokunur.* |
Ali Bulaç Meali |
'Ki O, bizi kendi fazlından (ebedi olarak) kalınacak bir yurda yerleştirdi; burada bize bir yorgunluk dokunmaz ve burada bize bir bıkkınlık da dokunmaz.' |
Ali Fikri Yavuz Meali |
O Rab ki, fazlından bizi durulacak yurda (cennete) kondurdu. Burada bize yorgunluk değmiyecek, burada bize usanç gelmiyecek.” |
Bahaeddin Sağlam Meali |
“O Allah ki, fazl ve ihsanından bizi, kalınmaya değer bir yurda indirdi. Orada bize ne yorgunluk dokunur, ne de bize bıkkınlık gelir.” |
Bayraktar Bayraklı Meali |
“Yine O, bizi kendi lütfuyla, süreli nimet yurduna indirdi. Orada bize ne bir yorgunluk, ne de bitkinlik gelecektir.” |
Cemal Külünkoğlu Meali |
“O, bizi lütfuyla, içinde sürekli kalacağımız bir yurda yerleştirdi. Burada bize bir yorgunluk dokunmayacak ve bir bıkkınlık da gelmeyecek.” |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
"Bizi lütfuyla, temelli kalınacak cennete O yerleştirdi. Orada bize ne bir yorgunluk gelecek ve ne de usanç gelecektir." |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
“O, lütfuyla bizi kalınacak yurda yerleştirendir. Bize orada bir yorgunluk dokunmaz. Bize orada usanç da gelmez.” |
Diyanet Vakfı Meali |
O (Rab) ki lütfuyla bizi asıl oturulacak yurda (cennete) yerleştirdi. Artık orada bize ne bir yorgunluk dokunacak ne de orada bize bir usanç gelecektir. |
Edip Yüksel Meali |
"O ki lütfuyla bizi durulacak yurda yerleştirdi. Orada ne bir yorulma ne de bir bıkkınlık duyarız." |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
"Lütfundan bizi durulacak bir yurda kondurdu. Burada bize yorgunluk gelmeyecek, burada bize usanç gelmeyecektir." |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Fadlında bizi durulacak yurda kondurdu, burada bize yorgunluk gelmiyecek, burada bize usanç gelmiyecek» |
Hasan Basri Çantay Meali |
«Ki fazl (-u inayet) inden bizi (ebedî) durulacak bir yurda kondurdu O. Burada bize hiçbir yorgunluk değmeyecek burada bize hiçbir usanç dokunmayacak». |
Hayrat Neşriyat Meali |
“O (Rab) ki, lütfundan bizi (asıl) oturulacak yurda (Cennete) yerleştirdi. (Artık)orada bize ne bir yorgunluk dokunur, ne de orada bize bir usanç dokunur.” |
İlyas Yorulmaz Meali |
“Bize lütfundan, hiçbir sıkıntının dokunmayacağı ve gereksiz boş şeylerinde uğramayacağı kalınacak yurtları veren (Allah yüceler yücesidir)” derler. |
Kadri Çelik Meali |
“O, bizi kendi lütfünden (ebedi olarak) kalınacak bir yurda yerleştirdi. Burada artık bize bir yorgunluk dokunmaz ve burada bize bir bıkkınlık da değmez.” |
Mahmut Kısa Meali |
“İşte bizi, sonsuz lütuf ve keremi sayesinde ebedî kalacağımız yurda yerleştirdi. Dünya hayatı bir imtihândı, onu aştık; mahşer bir merhale idi, onu da geçtik. Artık burada bize ne bir yorgunluk dokunacak, ne de bir bıkkınlık!” |
Mehmet Türk Meali |
(Ve devamla); “(Rabbimiz,) bizi kendi lütfu olarak asla yorgunluk dokunmayan ve bıkkınlık gelmeyen ebedî kalınacak bir yurda yerleştirdi.” (derler.) |
Muhammed Esed Meali |
O, lütfuyla bu konak yerine bizi yerleştirdi: orada bize ne bir çatışma ve gerginlik bulaşır, ne de yorgunluk ya da bıkkınlık!” |
Mustafa İslamoğlu Meali |
O lütfuyla bizi bu (varlığı ve güzelliği) kalıcı vatana yerleştirdi: burada semtimize ne yorgunluk ve bezginlik, ne de can sıkıntısı ve bıkkınlık uğrayacak!”[3917]* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
«Öyle (bir Rabb-i Kerîm) ki, bizi fazlından bir ikametgâh olan yurda kondurdu. Burada bize bir yorgunluk dokunmayacaktır ve burada bize hiçbir usanç dokunmayacaktır.» |
Suat Yıldırım Meali |
Çünkü O, lütfu ile bizi devamlı kalınacak olan yerde yerleştirdi. Burada artık bize ne yorgunluk dokunacak, ne de usanç gelecek. |
Süleyman Ateş Meali |
O (Rab) ki lutfuyla bizi durulacak yurda kondurdu. Orada bize ne bir yorgunluk dokunur ve ne de orada bize bir usanç dokunur. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
"İkramıyla bizi, kalınacak yere yerleştiren odur. Orada bize bir yorgunluk değmeyecek. Bir bıkkınlıkla da karşılaşmayacağız." |
Şaban Piriş Meali |
Çünkü lütfu ile bizi kalıcı yurda yerleştirdi. Bize orada ne bir yorgunluk ne de bir bıkkınlık gelir. |
Ümit Şimşek Meali |
“O Rabbimiz ki, ebediyen kalınacak bu yurda lûtfuyla bizi yerleştirdi. Artık burada ne usanır, ne de yoruluruz.” |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Lütfuyla bizi durulacak yurda kondurdu. Orada bize hiçbir yorgunluk dokunmaz. Orada bize hiçbir usanç da dokunmaz. |
M. Pickthall (English) |
Who, of His grace, hath installed us in the mansion of eternity, where toil toucheth us not nor can weariness affect us. |
Yusuf Ali (English) |
"Who has, out of His Bounty, settled us in a Home that will last: no toil nor sense of weariness(3924) shall touch us therein."* |