Fussilet Suresi 22. Ayet


Arapça

وَمَا كُنتُمْ تَسْتَتِرُونَ أَنْ يَشْهَدَ عَلَيْكُمْ سَمْعُكُمْ وَلَا أَبْصَارُكُمْ وَلَا جُلُودُكُمْ وَلَكِن ظَنَنتُمْ أَنَّ اللَّهَ لَا يَعْلَمُ كَثِيرًا مِّمَّا تَعْمَلُونَ


Türkçe Okunuşu

Ve mâ kuntum testetirûne en yeşhede aleykum sem’ukum ve lâ ebsârukum ve lâ culûdukum ve lâkin zanentum ennellâhe lâ ya’lemu kesîren mimmâ ta’melûn(ta’melûne).


Kelimeler

ve ve
mâ kuntum siz olursunuz, bulunursunuz
testetirûne setrediyorsunuz, gizliyorsunuz, saklıyorsunuz, sakınıyorsunuz
en yeşhede şahitlik etmesi
aleykum size, sizi
sem'u-kum kulaklarınız
ve lâ ve olmaz, olmasın
ebsâru-kum gözleriniz
ve lâ ve olmaz, olmasın
culûdu-kum ciltleriniz, derileriniz
ve lâkin ve lâkin, fakat
zanentum siz zannettiniz, sandınız
enne olduğunu
allâhe Allah
lâ ya'lemu bilmiyor
kesîren çok
mimmâ (min mâ) şeyden
ta'melûne yaptıklarınız şeylerden

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali “Siz (uyarıldığınız halde) ; işitme, görme (duyularınız) ve derileriniz kendi aleyhinize şahitlik eder diye (hiç) sakınmıyordunuz. Aksine, yaptıklarınızın birçoğunu Allah'ın bilmeyeceğini (ve sizi hesaba çekmeyeceğini) sanıyordunuz” (denilecektir.)
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Ve siz, kulaklarınızın, gözlerinizin, derilerinizin, aleyhinizde tanıklık edeceklerini ummuyor, onlardan hiçbir şeyinizi gizlemiyordunuz ve hatta sanıyordunuz ki yaptıklarınızın çoğunu Allah bile, şüphe yok ki bilmez.
Abdullah Parlıyan Meali Ve siz günahları işlerken kulaklarınızın, gözlerinizin, derilerinizin aleyhinizde şahitlik edeceklerini ümit etmiyor, onlardan hiçbir şeyinizi gizlemiyordunuz ve hatta sanıyordunuz ki, yaptıklarınızın pek çoğunu Allah bile bilmez.
Ahmet Tekin Meali Siz, kulaklarınızın, gözlerinizin, tenlerinizin, tenasül organlarınızın, aleyhinize şâhitlik edeceğini hesaba katarak gizlenme ihtiyacı duymadınız. Sorumluluğunuzu gerektirecek birçok amelinizi de Allah'ın bilmeyeceğini zannettiniz.
Ahmet Varol Meali Siz kulaklarınızın, gözlerinizin ve derilerinizin aleyhinize şahitlik edeceğini (düşünüp onlardan) sakınmıyordunuz. Aksine yaptıklarınızın çoğunu Allah'ın bilmediğini sanıyordunuz.
Ali Bulaç Meali 'Siz, işitme, görme (duyularınız) ve derileriniz aleyhinize şahitlik eder diye sakınmıyordunuz. Aksine, yaptıklarınızın birçoğunu Allah'ın bilmeyeceğini sanıyordunuz.'
Ali Fikri Yavuz Meali Kulaklarınız, gözleriniz ve derileriniz aleyhinize şahidlik eder diye sakınmamıştınız ve muhakkak zannetmiştiniz ki, Allah, yaptıklarınızdan bir çoğunu bilmez.
Bahaeddin Sağlam Meali Siz (günahları işlerken) kulaklarınızın, gözlerinizin ve derilerinizin, aleyhinize şahitlik etmesinden gizlenmiyordunuz. Üstelik yaptıklarınızın çoğunu Allah bilmez sanıyordunuz.
Bayraktar Bayraklı Meali Siz ne kulaklarınızın, ne gözlerinizin, ne de derilerinizin aleyhinize şahitlik etmesinden sakınıyordunuz. Yaptıklarınızdan çoğunu Allah'ın bilemeyeceğini sanıyordunuz.
Cemal Külünkoğlu Meali “Siz (günahları işlerken) kulaklarınızın, gözlerinizin ve derilerinizin, aleyhinize şahitlik etmesinden sakınmıyordunuz. Yaptıklarınızın çoğunu Allah'ın bilmediğini sanıyordunuz.” *
Diyanet İşleri Meali (Eski) Siz, gözleriniz, kulaklarınız ve derilerinizin aleyhinize şahidlik edeceğinden korkarak kötü iş işlemekten çekinmiyordunuz. Hayır; Allah'ın, yaptıklarınızın çoğunu bilmediğini sanıyordunuz.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) “Siz (günahları işlerken) kulaklarınızın, gözlerinizin ve derilerinizin, aleyhinize şâhitlik etmesinden sakınmıyordunuz. Lâkin, yaptıklarınızın çoğunu Allah’ın bilmediğini sanıyordunuz.”
Diyanet Vakfı Meali Siz ne kulaklarınızın, ne gözlerinizin, ne de derilerinizin aleyhinize şahitlik etmesinden sakınmıyordunuz, yaptıklarınızdan çoğunu Allah'ın bilmeyeceğini sanıyordunuz.
Edip Yüksel Meali Ne işitme ve görme organlarınızın, ne de derilerinizin aleyhinizdeki tanıklığını gizlemeye gücünüz yetmez. Buna rağmen siz yaptıklarınızın çoğunu ALLAH'ın bilemiyeceğini sanıyordunuz.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Siz kulaklarınızın, gözlerinizin ve derilerinizin aleyhinizde şahitlik edeceğinden korkarak kötülükten sakınmıyordunuz. Fakat yaptıklarınızdan birçoğunu Allah'ın bilmeyeceğini zannediyordunuz.
Elmalılı Meali (Orjinal) Evvel kulaklarınız ve gözleriniz ve derileriniz aleyhinize şahadet eder diye sakınmaz idiniz ve lâkin zannetmiş idiniz ki Allah yaptıklarınızdan bir çoğunu bilmez
Hasan Basri Çantay Meali «Siz, ne kulaklarınız, ne gözleriniz, ne de derileriniz kendi aleyhinize şâhidlik eder diye (düşünüb) sakınmadınız. Bil'akis Allah yapmakda olduklarınızın bir çoğunu bilmez sandınız».
Hayrat Neşriyat Meali (Hâlbuki siz, günah işlerken) ne kulaklarınızın, ne gözlerinizin, ne de derilerinizin aleyhinize şâhidlik etmesinden sakınıyordunuz;(1) fakat zannetmiştiniz ki, gerçekten Allah yapmakta olduklarınızın birçoğunu bilmiyor!*
İlyas Yorulmaz Meali Kulaklarınızın, gözlerinizin ve derilerinizin o gün sizin aleyhinizde şahitlik yapmasına engel olamazsınız (saklayamazsınız). Ancak siz, Allah'ın yaptıklarınızın pek çoğunu bilmediğini zannediyordunuz.
Kadri Çelik Meali “Siz işitme, görme (duyularınız) ve derileriniz aleyhinizde şahitlik eder diye sakınıp korunmuyordunuz. Aksine, yapmakta olduklarınızın birçoğunu Allah'ın bilmeyeceğini sanıyordunuz.”
Mahmut Kısa Meali “Oysa siz dünyada zulüm ve haksızlık peşinde koşarken, kulaklarınızın, gözlerinizin ve derilerinizin bir gün size karşı şâhitlik edeceğinden korkup da günahlardan sakınmıyordunuz. Üstelik, yaptıklarınızın çoğunu Allah’ın bilmediğini ve sizi hiçbir zaman hesaba çekmeyeceğini sanıyordunuz.”
Mehmet Türk Meali (Ve devamla): “Siz (dünyada iken) kulaklarınız, gözleriniz ve derilerinizin aleyhinizde şâhitlik edeceğinden sakınmıyordunuz. Üstelik yaptıklarınızın birçoğunu Allah’ın bilmeyeceğini sanıyordunuz.”
Muhammed Esed Meali Ve kulaklarınız, gözleriniz yahut deriniz size karşı tanıklık yapmasın diye [günahlarınızı] gizlemeye çalışanlardan olmadınız: üstelik, Allah'ın yaptıklarınız hakkında fazla bir şey bilmediğini sandınız.
Mustafa İslamoğlu Meali Bir zamanlar siz kulaklarınızın, gözlerinizin ve derilerinizin size karşı şahitlik yapmasından sakınmazdınız; üstelik Allah’ın yaptıklarınız hakkında fazla bir şey bilmediği zannına kapılırdınız.[4256]*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Ve sizin aleyhinize ne kulaklarınızın ve ne gözlerinizin ve ne de derilerinizin şehâdet etmesinden saklanır olmadınız. Velâkin zannetmiş idiniz ki, şüphe yok Allah, sizin yaptıklarınızdan birçoğunu bilmez.
Suat Yıldırım Meali Siz, kulaklarınızın, gözlerinizin, derilerinizin, aleyhinizde şahitlik edecekleri bir günün geleceğine inanmıyor ve ondan sakınmıyordunuz, ayrıca siz, yaptıklarınızın çoğunu, Allah'ın bilmediğini sanıyordunuz.
Süleyman Ateş Meali Siz (günah işlerken) kulaklarınızın, gözlerinizin ve derilerinizin, aleyhinize şahidlik etmesinden gizlenmiyordunuz, yaptıklarınızın çoğunu Allah'ın bilmeyeceğini sanıyordunuz.
Süleymaniye Vakfı Meali Kulaklarınızın, gözlerinizin ve derilerinizin aleyhinizde şahitlik etmesine karşı önlem almıyordunuz. Sanıyordunuz ki Allah, yaptıklarınızın bir çoğunu bilmez.
Şaban Piriş Meali -Siz, kulaklarınızın, gözlerinizin, derilerinizin kendi aleyhinizde şahitlik etmesini beklemiyordunuz. Oysa Allah'ın, sizin yaptığınız şeylerin çoğunu bilmediğini zannediyordunuz.
Ümit Şimşek Meali Oysa siz daha önce ne kulaklarınızın, ne gözlerinizin, ne de derilerinizin tanıklığından çekinmiyor, Allah'ı ise yaptıklarınızdan birçoğunu bilmez sanıyordunuz.
Yaşar Nuri Öztürk Meali Siz, işitme gücünüzün, gözlerinizin, derilerinizin aleyhinize yapacağı tanıklıktan gizlenmiyordunuz. Tam aksine siz, yaptıklarınızdan birçoğunu Allah'ın bilmeyeceğini sanıyordunuz.
M. Pickthall (English) Ye did not hide yourselves lest your ears and your eyes and your skins should testify against you, but ye deemed that Allah knew riot much of what ye did.
Yusuf Ali (English) "Ye did not seek(4489) to hide yourselves, lest your hearing, your sight, and your skins should bear witness against you! But ye did think that Allah knew not many of the things that ye used to do!*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları