Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
(Artık) Önceden (dünyada iken) dua ve yardım umarak (bir nevi tapındıkları herkes ve her şey, sahte şeyhler ve hoca efendiler ahirette) onlardan kaybolup (defolup) gideceklerdir ve onlar (Siyonist Yahudilerin ve Hristiyan emperyalistlerin peşine takılanlar ve bu hıyanetlerine Kur’ani hikmet ve mazeret uyduranlar) kaçıp kurtulacak hiçbir yerleri olmadığını da anlayıvereceklerdir. |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Ve önceden çağırdıkları putlar, gözlerinden kaybolup gitmiştir ve onlar, kaçıp sığınacakları bir yerleri olmadığını da iyideniyiye anlamışlardır. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Böylece onların önceden ilahlaştırıp yalvardıkları bütün güçler, kendilerini terk etmiş olacak ve kendileri için de, kaçacak bir yer olmadığını anlamış olacaklardır. |
Ahmet Tekin Meali |
Onların önceden taptıkları, yalvardıkları şeyler kendilerinden uzaklaşıp kaybolmuştur. Onlar, kendileri için kaçacak bir yer olmadığını da anlamışlardır. |
Ahmet Varol Meali |
Daha önce ibadet etmekte oldukları onlardan kaybolur ve kendileri için hiçbir sığınılacak yer olmadığını anlarlar. |
Ali Bulaç Meali |
Önceden kendilerine taptıkları (bugün) onlardan kaybolup gitti ve onlar kaçacak hiç bir yerleri olmadığını anlamışlardır. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Önceden ibadet edib durdukları putlar, kendilerinden kaybolup gideceklerdir; ve onlar kendilerine hiç bir kaçamak kalmadığını anlıyacaklardır. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Daha önce yalvarıp çağırdıkları şeyler, onlardan kaybolur gider ve kendilerine hiçbir kurtuluş olmadığını anlarlar. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Daha önce taptıkları tanrılar uzaklaşıp kaybolacaktır. Sığınacak hiçbir yerleri olmadığını anlayacaklardır. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
Böylece daha önceden kulluk ettikleri putlar kendilerini terk eder, müşrikler de kaçacak yer kalmadığını anlarlar. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Önceden yalvarıp durdukları şeyler onlardan uzaklaşmıştır. Kendilerinin kaçacak yerleri olmadığını anlamışlardır. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Daha önce yalvardıkları (tanrılar) onları yüzüstü bırakıp uzaklaşmıştır. Kendileri için kaçacak bir yer olmadığını anlamışlardır. |
Diyanet Vakfı Meali |
Böylece önceden yalvarıp durdukları onlardan uzaklaşmıştır. Kendilerinin kaçacak yerleri olmadığını anlamışlardır. |
Edip Yüksel Meali |
Daha önce yardım için çağırdıkları (dine ortak koştukları kişiler) onlardan uzaklaşmıştır. Artık kaçacak bir yerleri olmadığını anlarlar. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Önceden tapmakta oldukları şeyler, kendilerinden uzaklaşıp kaybolmuştur. Onlar da kendileri için kaçacak bir yer olmadığını anlamışlardır. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Önceden tapıp durdukları şeyler onlardan gayb olup gitmişler ve onlar kendilerine hiç bir kaçamak kalmadığını anlamışlardır |
Hasan Basri Çantay Meali |
Önceden tapdıkları nesneler onlardan uzaklaşıb gaaib olmuşdur (olacakdır). Onlar kendilerine (azâbdan) kaç (ıb kurtul) acak hiçbir yer olmadığını anlamışlardır (anlayacaklardır). |
Hayrat Neşriyat Meali |
Daha önce (kendisine) yalvarmakta oldukları şeyler ise, onlardan kaybolmuş ve kendileri için kaçacak bir yer bulunmadığını anlamışlardır. |
İlyas Yorulmaz Meali |
Daha önce dünyada iken yalvardıkları ve ilah zannettikleri ortadan kayboldular. Artık onların, bugün kaçacak hiçbir yerleri yoktur. |
Kadri Çelik Meali |
Önceden kendilerine taptıkları, (o gün) onlardan kaybolup gider ve onlar kaçacak hiç bir yerleri olmadığını anlamış olurlar. |
Mahmut Kısa Meali |
Ve böylece, vaktiyle yalvarıp yakardıkları bütün hayalî varlıklar, sahte ilâhlar kendilerini yüzüstü bırakıp terk etmiş olacak ve artık hiçbir kurtuluş çarelerinin kalmadığını anlayacaklar. İşte bu fecî âkıbetle yüz yüze gelmek istemiyorsanız, insan denen varlığın ruh dünyasını iyi çözümlemeli, onu inkâra sürükleyen psikolojik sebepleri doğru tespit etmelisiniz: |
Mehmet Türk Meali |
Böylece, önceden kendilerine taptıkları şeyler onlardan uzaklaşacak ve onlar, (cehennemden) kurtuluş imkânının olmadığını da anlayacaklar. |
Muhammed Esed Meali |
Böylece, onların önceden yalvarıp durdukları bütün güçler, kendilerini terk etmiş olacak: ve kendileri için bir kaçış imkanı olmadığını kesinlikle öğreneceklerdir. |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Artık onların daha önceden yalvarıp yakardıkları şeyler kendilerini yalnız bırakmıştır: kendileri için kaçacak bir yer olmadığına iyice kanaat getirirler. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Ve onlardan evvelce tapıp, durdukları şeyler gaib oluvermişlerdir ve kendileri için sığınılacak yer olmadığını anlamışlardır. |
Suat Yıldırım Meali |
Böylece daha önce ibadet ettikleri putlar kendilerini terk eder, müşrikler de kaçacak yer kalmadığını anlarlar. |
Süleyman Ateş Meali |
Önceden yalvarıp durdukları şeyler, onlardan sapıp gitmiş ve onlar, kendileri için kaçacak bir yer olmadığını anlamışlardır. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Önceleri yardıma çağırıp durdukları kaybolur ve kendileri için bir kurtuluş yolu olmadığını anlarlar. |
Şaban Piriş Meali |
Daha önce ibadet ettikleri şeyler onlardan kaybolup gitmiştir. Bir kaçış yolu olmadığını anlamışlardır. |
Ümit Şimşek Meali |
Daha önce yakardıkları şeyler onları öylece bırakıp kaybolmuş; onlar da sığınacak bir yerleri olmadığını anlamışlardır. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Daha önce yakarıp durdukları, onlardan uzaklaşıp kaybolmuştur. Kaçacak hiçbir yerleri olmadığını anlamışlardır. |
M. Pickthall (English) |
And those to whom they used to cry of old have failed them, and they perceive they have no place of refuge. |
Yusuf Ali (English) |
The (deities) they used to invoke aforetime will leave them in the lurch, and they will perceive that they have no way of escape. |