Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
İnsan, hayır istemekten bıkkınlık duymaz; fakat ona bir şer dokundu mu, artık o, hemen ye'se düşen bir ümitsiz (kesilir ve üzülüp kederlenir). |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
İnsan, hayır istemekten hiç usanmaz ve bir şerre uğrarsa da iyideniyiye yeise düşer, ümitsizliğe kapılıp gider. |
Abdullah Parlıyan Meali |
İnsan, hayatın güzel şeylerini isteyip aramaktan asla bıkmaz. Kötü bir olayla karşılaşınca da, endişeye kapılarak ümidini kaybeder. |
Ahmet Tekin Meali |
İnsan iyilik, hayır istemekten usanmaz. Kendisine bir kötülük dokununca üzülür ve ümitsizliğe düşer.* |
Ahmet Varol Meali |
İnsan iyiliği istemekten bıkmaz. Ama kendine bir kötülük dokunduğunda hemen karamsarlığa düşer, ümitsiz olur. |
Ali Bulaç Meali |
İnsan, hayır istemekten bıkkınlık duymaz; fakat ona bir şer dokundu mu, artık o, ye'se düşen bir umutsuzdur. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
(Kâfir olan) insan, hayır (mal, evlâd, zenginlik ve sıhhat) istemekten usanmaz da, kendisine bir darlık dokunuverirse, hemen ümidi keser, ye'se düşer. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
İnsan, hayır ve mal istemekten bıkmaz, usanmaz. Fakat kendisine bir şer dokunduğu zaman, bitmiş bir şekilde ümitsizliğe kapılır. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
İnsan, iyiliği istemekten usanmaz. Fakat ona bir kötülük dokunursa, bir de bakarsın ümitsizliğe düşer.[514]* |
Cemal Külünkoğlu Meali |
İnsan, hayır istemekten asla bıkmaz, kötü bir olayla karşılaşınca da endişeye kapılarak bütün ümitlerini kaybeder. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
İnsan, iyilik istemekten usanmaz da, kendisine bir kötülük gelince umutsuzluğa düşer, meyus olur. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
İnsan, hayır (mal, mülk, genişlik) istemekten usanmaz. Fakat başına bir kötülük gelince umutsuzluğa düşer, yıkılır. |
Diyanet Vakfı Meali |
İnsan hayır istemekten usanmaz. Fakat kendisine bir kötülük dokunursa hemen ümitsizliğe düşer, üzülüverir. * |
Edip Yüksel Meali |
İnsan, iyilik istemekten bıkmaz. Ancak kendisine bir kötülük dokunduğunda umutsuzdur, kötümserdir. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
İnsan hayır istemekten usanmaz, fakat kendisine bir kötülük dokununca üzülür ve ümitsizliğe düşer. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
İnsan hayır istemekten usanmaz da kendisine bir şer dokunuverirse hemen ümidi keser, ye'se düşer |
Hasan Basri Çantay Meali |
İnsan hayır taleb etmekden usanmaz. Eğer Ona bîr şer dokunursa (bakarsın ki) o, şimdi (Allahın fazl-u rahmetinden) ümîdini kesmiş, (bu) ümîdsizliği açığa (da) vurmuşdur. |
Hayrat Neşriyat Meali |
İnsan, (nefsi hesâbına) hayır istemekten usanmaz. Ama kendisine kötülük dokunsa, hemen (kalben) çok ümidsiz olur, (yüzünden de belli olacak kadar) ümidsizliğe düşen biri olur. |
İlyas Yorulmaz Meali |
İnsan mal istemekten hiç mi hiç bıkmaz, usanmaz. Eğer insana bir şer dokunursa, hemen ümitsizliğe düşer. |
Kadri Çelik Meali |
İnsan hayır istemekten bıkkınlık duymaz; fakat ona bir şer dokundu mu, hemen ümitsiz ve karamsar düşer. |
Mahmut Kısa Meali |
İnsanoğlu, iyi ve güzel olan şeyleri istemekten asla bıkıp usanmaz fakat başına bir kötülük gelince de, bunun bir imtihân olduğunu göz ardı ederek hemen endişeye kapılır, yaşama ümidini tamamen kaybeder. Sahip olduğu her şeyin kendisine Allah tarafından bağışlanan gelip geçici bir nîmet olduğunu idrâk edemediği için, onları kaybettiği anda müthiş bir sarsıntı geçirir. |
Mehmet Türk Meali |
İnsan, hayrı1 istemekten asla bıkmaz. Fakat ona bir kötülük dokununca da endişeye kapılır ve ümidini kaybeder.* |
Muhammed Esed Meali |
İNSAN, [hayatın] güzel [şeyler]ini isteyip aramaktan asla bıkmaz: kötü bir olayla karşılaşınca da endişeye kapılarak bütün ümitlerini kaybeder. 42 |
Mustafa İslamoğlu Meali |
İnsan özgül ağırlığı olan karşılıklar istemekten asla bıkıp usanmaz;[4289] ama başına kötülük bildiği[4290] (bir şey) gelecek olsa, bu kez de umudunu yitirip karamsarlığa kapılır.* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
İnsan iyilik istemekten usanmaz ve eğer kendisine bir fenalık dokunursa hemen ümidini kesmiş,ye'se düşmüş olur. |
Suat Yıldırım Meali |
İnsan mal mülk istemekten usanmaz, ama kendisine maddî sıkıntı dokununca hemen ye'se düşer, ümitsiz olur. [96, 6-7; 10, 12] |
Süleyman Ateş Meali |
İnsan hayır istemekten usanmaz (daima malının artamasını diler). Ama kendisine bir şer dokundu mu hemen üzülür, ümitsiz olur. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
İnsan iyi şeyler istemekten usanmaz. Başına bir kötülük gelince de üzülür ve umutlarını yitirir. |
Şaban Piriş Meali |
İnsan iyiliği dilemekten usanmaz. Ona bir kötülük isabet ettiği zaman hemen ümitsizliğe düşer ve boynunu büker. |
Ümit Şimşek Meali |
İnsan iyilik istemekten usanmaz. Kendisine bir kötülük dokunduğunda ise hemen ümitsizliğe düşer, karamsarlaşır. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
İnsan, hayır istemekten/hayır için dua etmekten bıkıp usanmaz. Kendisine bir şey dokunmaya görsün; hemen ümidini keser, yıkılır. |
M. Pickthall (English) |
Man tireth not of praying for good, and if all toucheth him, then he is disheartened, desperate. |
Yusuf Ali (English) |
Man does not weary(4521) of asking for good (things), but if ill touches him, he gives up all hope (and) is lost in despair.* |