Fussilet Suresi 25. Ayet


Arapça

وَقَيَّضْنَا لَهُمْ قُرَنَاء فَزَيَّنُوا لَهُم مَّا بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ وَحَقَّ عَلَيْهِمُ الْقَوْلُ فِي أُمَمٍ قَدْ خَلَتْ مِن قَبْلِهِم مِّنَ الْجِنِّ وَالْإِنسِ إِنَّهُمْ كَانُوا خَاسِرِينَ


Türkçe Okunuşu

Ve kayyadnâ lehum kurenâe fe zeyyenû lehum mâ beyne eydîhim ve mâ halfehum ve hakka aleyhimul kavlu fî umemin kad halet min kablihim minel cinni vel ins(insi), innehum kânû hâsirîn(hâsirîne).


Kelimeler

ve kayyadnâ ve hazırladık, musallat ettik
lehum onlarındır, onlar için vardır
kurenâe karinler, yakın arkadaşlar
fe o zaman, böylece
zeyyenû süslediler
lehum onlarındır, onlar için vardır
olmadı
beyne eydî-him onların elleri arasındaki, önlerindeki
ve mâ ve şey
halfe-hum onların arkalarında
ve hakka ve hak oldu, hakettiler
aleyhim onlara, onların üzerine
el kavlu söz
fî umemin ümmetlerde
kad oldu, olmuştu
halet gelip geçti
min den
kabli-him onlardan önce
min den
el cinni cinler
ve el insi ve insan
inne-hum muhakkak ki onlar, gerçekten onlar
kânû oldular
hâsirîne hüsrana uğramış olanlar

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali Biz onlara birtakım yakın-arkadaşları (şeytanı ve şeytanileşmiş insanları) 'kabuk gibi üzerlerine kaplattık,' onlar da, önlerinde ve arkalarında olanları (önceki hatalarını ve gelecekteki yanlışlarını) kendilerine süslü gösterip (aldatmışlardı. Sonunda) cinnlerden ve insanlardan kendilerinden önce gelip-geçmiş ümmetler için de (yürürlükte tutulan azap) sözü onların üzerine de hak olmuştu. Artık onlar, hüsrana uğrayan (insan) lardı.
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Ve onlara öyle arkadaşlar hazırladık ve verdik ki önlerindeki dünya işlerini ve artlarındaki ahireti inkar etmeyi bezediler onlara ve onlardan önce, cinlerden ve insanlardan gelip geçmiş ümmetler arasında azap hükmünü hakettiler, şüphe yok ki onlar, ziyana uğrayanlardandı.
Abdullah Parlıyan Meali Biz onlara birtakım kötü arkadaşlar ve yandaşlar sardırdık, onların önlerindeki dünya işlerini ve arkalarında ahireti inkâr etme adına ne varsa hepsini onlara güzel gösterdiler veya yapmak istediklerini ve geçmişte yaptıklarını, kendilerine çok çekici ve süslü gösterdiler. Ve böylece kendilerinden önce gelip geçmiş olan diğer günahkar insan ve cin toplulukları için geçerli olan ceza sözü, yani “Şanıma yemin olsun ki, cehennemi cinlerle ve insanlarla dolduracağım” hükmü geçerli oldu. Şüphe yok ki, onlar ziyana uğrayanlardı.
Ahmet Tekin Meali Biz onlara bir takım arkadaşlar musallat ettik. Onlar, hür iradeye, özgürce seçme hakkına sahipken, peygamberlere ve kutsal kitaplara itibar etmedikleri, ellerinde değer ölçüleri olmadığı için yaptıkları, yapacakları ne varsa, hepsini kendilerine süsleyip güzel gösterdiler. Kendilerinden önce yaşayıp geçip gitmiş olan cin ve insan topluluklarına uygulanan haklı, gerekçeli ceza hükümleri böylece onlara da uygulandı. Şüphesiz onlar hüsrana uğrayanlardır.*
Ahmet Varol Meali Biz onlara birtakım yakınlar musallat ettik. Onlar, kendilerine önlerindekini ve arkalarındakini süslü gösterdiler. Kendilerinden önce geçmiş olan cin ve insan toplulukları içinde (uygulanan) söz, onlar için de hak oldu. Çünkü onlar hüsrana uğrayanlardı.
Ali Bulaç Meali Biz onlara birtakım yakın-kimseleri 'kabuk gibi üzerlerine kaplattık,' onlar da, önlerinde ve arkalarında olanları kendilerine süslü gösterdiler. Cinlerden ve insanlardan kendilerinden önce gelip-geçmiş ümmetlerde (yürürlükte tutulan azab) sözü onların üzerine hak oldu. Çünkü onlar, hüsrana uğrayan kimselerdi.
Ali Fikri Yavuz Meali Biz onlara, (o Mekke müşriklerine) bir takım (şeytanlardan ibaret) dostlar musallat kıldık da bunlar, onlara, hem önlerindeki ahiret işini, hem arkalarındaki dünya işini süsleyi vermişlerdir. Cin ve insanladan kendilerinden önce geçmiş (ve kâfir olmuş) ümmetlerle beraber bunlara da azab vaadi gerçekleşmiştir. Çünkü onlar kendilerine yazık etmişlerdi.
Bahaeddin Sağlam Meali Biz onlara birtakım arkadaşlar ayarladık. Onlar, kendilerine geçmiş ve geleceklerini güzel gösterdiler. Kendilerinden önce gelip geçmiş cin ve insan toplumlarında geçerli olan bir söz (yasa,) onlar aleyhinde gerçekleşti. (Azaba uğradılar.) Çünkü onlar, daima zararlı işler yaparlardı.
Bayraktar Bayraklı Meali Onlara birtakım arkadaşlar hazırlarız da onlar, bunların yaptıkları ve yapacakları bütün işleri kendilerine güzel gösterirler. Kendilerinden önce gelip geçmiş olan cinler ve insanlar için uygulanan ceza, onlara da gerekli olmuştur. Şüphesiz bunlar tamamen kaybeden bir topluluktur.
Cemal Külünkoğlu Meali Biz onlara (kendi arzularına göre) birtakım arkadaşlar kattık. Bu arkadaşlar onlara hem önlerindeki (dünya zevklerini) ve hem de arkalarındaki (ahiretin inkarı)nı süslü gösterdiler. Bu yüzden kendilerinden önce gelip geçmiş olan cin ve insan toplulukları hakkındaki, azap sözü onlar için de hak oldu. Böylece onların hepsi de ziyana uğrayanlardan olmuşlardır.
Diyanet İşleri Meali (Eski) Onların yanına bir takım yardakçılar koyarız da geçmişlerini geleceklerini onlara güzel gösterirler. Verilen söz, gerek cinlerden ve gerekse insanlardan, gelip geçmiş ümmetler içinde, onların aleyhine gerçekleşmiştir. Doğrusu onlar hüsranda idiler.*
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Biz onların başına birtakım arkadaşlar sardık da bu arkadaşlar onlara geçmişlerini ve geleceklerini süslü gösterdiler. Böylece kendilerinden önce gelip geçmiş olan cin ve insan toplulukları ile ilgili o söz (azap), onlar için de gerçekleşti. Çünkü onlar ziyana uğrayanlardı.
Diyanet Vakfı Meali Biz onlara birtakım arkadaşlar musallat ettik de onlar önlerinde ve arkalarında ne varsa hepsini bunlara süslü gösterdiler. Kendilerinden önce gelip geçmiş olan cinler ve insanlar için (uygulanan) azap onlara da gerekli olmuştur. Kuşkusuz onlar hüsrana düşenlerdi.  *
Edip Yüksel Meali Geçmişlerini ve geleceklerini onlara güzel gösteren birtakım arkadaşları onlara atadık. Kendilerinden önce gelip geçmiş cin ve insan toplumları için gerçekleşen o söz kendileri için de geçerli oldu. Onlar kaybetmişlerdi.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Biz onlara birtakım arkadaşlar musallat ettik de onlar kendilerine önlerinde ve arkalarında ne varsa hepsini güzel gösterdiler. Böylece kendilerinden önce gelip, geçmiş olan cin ve insan toplulukları hakkındaki, azab sözü onlar için de hak oldu. Doğrusu onların hepsi de kendilerine yazık etmişlerdir.
Elmalılı Meali (Orjinal) Hem onlara bir takım yanaşıklar saldırmışızdır da onlar, onlara önlerindekini ve arkalarındakini ziynetleyivermişlerdir, Cin ve İnsten önlerinden geçen ümmetler içinde onların aleyhine de söz hakk olmuştur, çünkü hep kendilerine yazık etmişlerdir
Hasan Basri Çantay Meali Biz onlara bir takım yanaşmaları sebeb yapdık da önlerinde ne var, ardlarında ne varsa onlar bunları süslü gösterdiler. Cinden, insandan kendilerinden evvel geçmiş (ve helak olmuş) ümmetler içinde (işte) bunlara karşı da o söz hak olmuşdur. Çünkü onlar (ın hepsi) hüsrana düşenlerdi.
Hayrat Neşriyat Meali Onlara (birtakım) arkadaşlar (şeytanlar) musallat ettik de önlerinde ve arkalarında bulunan şeyleri kendilerine süslü gösterdiler;(2) böylece kendilerinden önce gelip geçen cin ve insan toplulukları hakkındaki (azâba dâir) söz, kendi üzerlerine hak oldu. Çünki onlar hüsrâna uğrayanlardı.*
İlyas Yorulmaz Meali Bundan sonra onların kendileri gibi yakın arkadaşlarının olmasını sağladık. Arkadaşları daha önceki yaptıklarını ve daha sonra yapacaklarını onlara süslü ve güzel gösterdiler. Onlardan önce gelip geçmiş, gerek tanımadıkları (cin), gerekse tanıdıkları (ins) topluluklar için geçerli olan (Allah'ın yok etme vaadi) sözü, onlar içinde hak olmuş ve onlarda kaybedenlerden olmuşlardır.
Kadri Çelik Meali Ve onlar için (şeytanlardan ve şeytan sıfatlı insanlardan) birtakım dostlar takdir ettik. Bunlar, onların önlerinde ve arkalarında ne varsa yaptıkları her türlü işi süsleyip bezediler. Böylece cinlerden ve insanlardan gelmiş geçmiş toplumlar hakkında gerçekleşen söz, onlar hakkında da gerçekleşti. Şüphesiz onlar hüsrana uğramış kimseler oldular.
Mahmut Kısa Meali Biz de bu yüzden onlara, kendilerini yoldan çıkaran şeytanî arkadaşlar musallat ettik. Böylecebu şeytanlar, yaptıkları her şeyi kendilerine cazip göstererek onları iyice azgınlığa sürükledi ve sonunda, kendilerinden önce gelip geçmiş cin ve insan toplulukları için geçerli olan azap sözü, onlar için de kaçınılmaz oldu. Gerçekten onlar, büyük bir hüsrana uğramışlardır. Hal böyleyken:
Mehmet Türk Meali Biz onlara birtakım dostlar musallat ettik. Onlar da yaptıkları ve yapacakları her şeyi kendilerine süslü gösterdiler. Böylece kendilerinden önce gelip geçmiş olan cin ve insan toplulukları hakkındaki azap sözü, onlar için de hak oldu. Doğrusu onların hepsi kendilerine yazık etmiş oldular.
Muhammed Esed Meali ve [Bize karşı isyankar olduklarından,] onlara [şeytanî dürtülerini] öteki kişilikleri 24 [olarak] musallat ettik; ve bunlar, önlerine serilmiş olan ile, bilgi alanlarının dışında kalanı 25 kendilerine güzel gösterdi. Ve böylece, kendilerinden önce gelip geçmiş olan diğer [günahkar] insan ve görünmeyen varlık 26 toplulukları için geçerli olan [ceza] vaadi onlar için de geçerli olacak: kuşkusuz onlar[ın hepsi] hüsrana uğrayacaktır!
Mustafa İslamoğlu Meali Zira onların başına güdümüne girecekleri yoldaşlar musallat ettik;[4257] bunlar, önlerinde olanı da arkalarında kalanı da kendilerine süslü gösterdiler;[4258] işte böylece, kendilerinden önce gelip geçmiş olan görünür görünmez[4259] varlıklardan nice topluluklar hakkındaki vaad onlar için de gerçekleşmiş oldu: şüphe yok ki onlar, daima kaybeden taraf oldular.*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Ve onlar için birtakım karinleri musallat ettik. Artık onlar için önlerindekini ve arkalarındakini bezemiş oldular ve onların üzerine de kendilerinden evvel gelip geçen cinden ve insden olan ümmetler arasında o (azaba dair) söz hak olmuş oldu. Şüphe yok ki, onlar hüsrâna uğramış kimseler oldular.
Suat Yıldırım Meali Biz onların yanına birtakım arkadaşlar katarız. Bunlar, onların önlerinde ve arkalarında ne varsa yaptıkları her türlü işi süsler, cazip gösterirler. Böylece cinlerden ve insanlardan gelmiş geçmiş toplumlar hakkında yürürlükte olan cezalandırma hükmü, onlar hakkında da gerekli olur. Çünkü onların hepsi kendilerini hüsrana atmışlardı. [43, 36-37]
Süleyman Ateş Meali Biz onlara birtakım (kötü) arkadaşlar sardırdık. Onların önlerinde ve arkalarında bulunan herşeyi onlara süslü gösterdiler (yaptıkları işlerin güzel olduğunu söylediler). Kendilerinden önce gelip geçmiş olan cin ve insan topluluklarına (uygulanan) söz, kendilerine de gerekli oldu (bunlar da azabı hak ettiler), çünkü hep ziyanda idiler.*
Süleymaniye Vakfı Meali Başlarına bir takım dostlar sardık; yaptıklarını ve geriye bıraktıklarını (yapmaları gerekip yapmadıklarını) onlara süslü gösterdiler. Daha önce gelmiş insan ve cin toplumlarından olanlar da (tehdit edildikleri şey) başlarına gelince o sözün gerçek olduğunu anladılar ve elbette kaybedenlere dönüştüler.
Şaban Piriş Meali Onlara yakın arkadaşlar musallat etmiştik de onlara önlerindekini ve arkalarındakini süslü göstermişlerdi. Kendilerinden önce geçmiş cin ve insan toplumlarına gerçekleşen azap sözü, bunlar üzerine de gerçekleşmişti de, onlar, hüsrana uğrayanlar olmuşlardı.
Ümit Şimşek Meali Biz onlara öyle arkadaşlar musallat ettik ki, yaptıkları ve yapacakları ne varsa hepsini onlara hoş gösterdiler. Böylece, kendilerinden önceki cin ve insan topluluklarının başına gelen azap vaadi onlar için de gerçek oldu. Çünkü öncekiler de bunlar gibi hüsrana düşmüş kimselerdi.
Yaşar Nuri Öztürk Meali Biz onları birtakım yakınlarla/dostlarla çevreleyip sardık da onlar, önlerinde ve arkalarında ne varsa bunlara süslü gösterdiler. Kendilerinden önceki cin ve insan ümmetleri için hak olan söz, bunlar aleyhine de hak oldu. Çünkü bunlar, hüsrana uğrayanlardı.
M. Pickthall (English) And We assigned them comrades (in the world), who made their present and their past fair seeming unto them. And the Word concerning nations of the jinn and humankind who passed away before them hath effect for them. Verily they are the losers.
Yusuf Ali (English) And We have destined for them intimate companions(4492) (of like nature), who made alluring to them what was before them and behind them;(4493) and the sentence among the previous generations of Jinns(4494) and men, who have passed away, is proved against them; for they are utterly lost.(4495) T h e N o b l e Q u r ’ a n*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları