Tevbe Suresi 50. Ayet


Arapça

إِن تُصِبْكَ حَسَنَةٌ تَسُؤْهُمْ وَإِن تُصِبْكَ مُصِيبَةٌ يَقُولُواْ قَدْ أَخَذْنَا أَمْرَنَا مِن قَبْلُ وَيَتَوَلَّواْ وَّهُمْ فَرِحُونَ


Türkçe Okunuşu

İn tusıbke hasenetun tesu'hum, ve in tusıbke musîbetun yekûlû kad ehaznâ emrenâ min kablu ve yetevellev ve hum ferihûn(ferihûne).


Kelimeler

in tusıb-ke eğer sana isabet ederse
hasenetun hasene, iyilik, güzellik
tesu'-hum onları üzer
ve in tusıb-ke ve eğer sana isabet ederse
musîbetun bir musîbet
yekûlû derler
kad ehaz-nâ biz almıştık
emre-nâ işimiz (tedbirimiz)
min kablu önceden, daha önce
ve yetevellev ve dönüp giderler
ve hum ve onlar
ferihûne ferahlarlar, sevinirler

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali (O dönek ve ödlek münafıklar var ya) Sana bir hasene (iyilik ve izzet) ulaşsa, bu onları kötüleştirir (ve kederlendirir.Ama) Sana bir musibet dokunsa “Oh, iyi ki biz önceden tedbirimizi alıp (bunlardan ayrılmıştık) ” diye ferahlanarak dönüp gideceklerdir.
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Sana bir iyilik geldi mi kötüleşir onlar; bir musibete uğrarsan biz derler, daha önce tedbir aldık, ihtiyata riayet ettik ve güvenle, gururla yüz çevirip giderler.
Abdullah Parlıyan Meali Ey peygamber! Senin başına iyi bir hal gelse, onları üzüp tasalandırır. Ama sana bir kötülük ulaşsa, kendi kendilerine, “Biz önceden kendimiz için, savaşa katılmamakla gerekli tedbirleri almıştık” derler ve sevinç içinde dönüp giderler.
Ahmet Tekin Meali Eğer sana bir iyilik dokunur, zafere ulaşır, ganimet elde edersen bu onları üzer. Başına bir belâ gelirse de, “Biz, zaten planımızı önceden yapmış, tedbirimizi almıştık” derler. Sevine sevine sırtlarını dönerek halkı yönlendirmeye devam ederler.
Ahmet Varol Meali Sana bir iyilik ulaşsa onları rahatsız eder. Sana bir kötülük dokunduğunda da: "Biz önceden işimizi sağlama bağlamıştık" der ve sevinç içinde dönüp giderler.
Ali Bulaç Meali Sana iyilik dokunursa, bu onları fenalaştırır, bir musibet isabet edince ise: 'Biz önceden tedbirimizi almıştık' derler ve sevinç içinde dönüp giderler.
Ali Fikri Yavuz Meali Sana bir iyilik (ganimet ve zafer) gelirse, fenalarına gider ve eğer sana bir musibet gelirse derler ki, biz tedbirimizi önceden almıştık; ve sana isabet eden musibetten dolayı sevine sevine döner giderler.
Bahaeddin Sağlam Meali Sana bir iyilik geldiğinde, onların zoruna gider. Eğer başına bir kötülük gelse; “biz, daha önce tedbirimizi aldık” der ve sevinerek sırt çevirip giderler.
Bayraktar Bayraklı Meali Sana bir iyilik gelirse, onların ağırına gider. Eğer sana bir kötülük gelse, “Biz önceden önlemimizi aldık” deyip, sevinerek geri dönerler.
Cemal Külünkoğlu Meali Eğer sana bir iyilik erişirse; bu onları fenalaştırır. Bir kötülük erişirse: “Biz, (savaşa katılmayarak) daha önceden tedbirimizi almıştık (bizi ilgilendirmez)” derler ve böbürlenerek dönüp giderler.
Diyanet İşleri Meali (Eski) Sana bir iyilik gelince onların fenasına gider; bir kötülük gelse, "Biz önceden ihtiyatlı davrandık" derler, sevinerek dönüp giderler.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Sana bir iyilik gelirse, bu onları üzer. Eğer başına bir musîbet gelirse, “Biz tedbirimizi önceden almıştık” derler ve sevinerek dönüp giderler.
Diyanet Vakfı Meali Eğer sana bir iyilik erişirse, bu onları üzer. Ve eğer başına bir musibet gelirse, «İyi ki biz daha önce tedbirimizi almışız» derler ve böbürlenerek dönüp giderler.
Edip Yüksel Meali Sana bir iyilik dokunsa onları üzer, sana bir kötülük dokunsa, "Biz önceden önlem almıştık," derler ve sevinç içinde dönüp giderler.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Eğer sana bir iyilik dokunursa fenalarına gider. Eğer sana bir musibet gelirse "Biz zaten tedbirimizi önceden almıştık." derler ve sevine sevine dönüp giderler.
Elmalılı Meali (Orjinal) Sana bir güzellik kısmet olursa fenalarına gider ve eğer bir musîbet gelirse biz tedbirimizi önceden almıştık derler ve sevine sevine döner giderler
Hasan Basri Çantay Meali Eğer sana bir iyilik isaabet ederse bu, (müdhiş hasedlerinden dolayı) onların fenasına gider. Şâyed sana bir musîybet erişirse «Biz derler, daha önceden (ihtiyat) tedbirimizi almışızdır» ve onlar böbürlene böbürlene dönüb giderler.
Hayrat Neşriyat Meali Eğer sana bir iyilik isâbet ederse, (bu) onları üzer. Fakat sana bir musîbet gelirse: “Doğrusu (biz) önceden tedbîrimizi almıştık” derler ve onlar sevinçli kimseler olarak dönüp giderler.
İlyas Yorulmaz Meali Sana bir iyilik isabet ederse, bu onları çok üzer. Eğer senin başına kötü bir şey gelirse, “Biz önceden tedbirimizi aldık” diyerek, (onun için kötülük başımıza gelmedi diye) sevinerek çekip giderler.
Kadri Çelik Meali Sana bir iyilik gelince onların fenasına gider; bir kötülük gelse, “Biz önceden tedbirimizi almıştık” derler ve sevinerek dönüp giderler.
Mahmut Kısa Meali Sana bir zafer, ganîmet veya başarı gibi bir iyilik ulaşacak olsa, bu durum, iflah olmaz kıskançlıkları yüzünden onları üzer; eğer başına bir kötülük gelse, içlerinden, “İyi ki bunlarla savaşa katılmayıp baştan tedbirimizi almışız!” diyerek sizi sıkıntılarla baş başa bırakıp keyif içerisinde dönüp giderler.
Mehmet Türk Meali Eğer sana bir iyilik dokunursa,1 onların ağırına gider. Yok, eğer sana bir kötülük dokunursa: “İyi ki biz, önceden tedbirimizi almışız.” derler ve sevinerek (kâfirlerin tarafına) dönüverirler.*
Muhammed Esed Meali Senin başına iyi bir hal gelse, 73 (ey Peygamber), bu onları eseflendirir; ama başına bir musibet gelse, [kendi kendilerine]: “Biz önceden bizim (için gerekli) tedbirleri almıştık!” derler; ve sevinç içinde dönüp giderler.
Mustafa İslamoğlu Meali Eğer sana bir iyilik dokunsa onların canı sıkılır. Ama başına bir kötülük gelse; “İyi ki biz daha önceden önlemlerimizi almışız” derler ve şen şakrak dönüp giderler.
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Sana bir güzellik nâsip olunca onları mahzun eder. Ve eğer sana bir musibet dokunsa, «Biz muhakkak ki, tedbirimizi evvelce almış bulunduk» derler. Ve onlar sevinir bir halde geri dönerler.
Suat Yıldırım Meali Sana bir iyilik gelirse onlar üzülürler ve eğer başına bir musîbet gelirse içlerinden, “Neyse ki biz daha önce tedbirimizi almıştık. Sorununuzu nasıl çözerseniz çözünüz! ” deyip senin başına gelen felaketten dolayı keyifli keyifli arkalarını döner giderler.
Süleyman Ateş Meali Sana bir iyilik ulaşsa (bu,) onların hoşuna gitmez ve eğer sana bir kötülük ulaşsa: "Biz önceden (sefere katılmamakla) başımızın çaresine bakmışız" derler, sevinerek döner(gider)ler.
Süleymaniye Vakfı Meali Elinize bir iyilik geçse, bu onları üzer; kötü bir durumla karşılaşsanız “İyi ki önceden tedbirimizi almışız” derler ve sevinç içinde dönüp giderler.
Şaban Piriş Meali Sana bir iyilik gelirse onlar fenalık geçirirler. Sana bir musibet gelirse 'Biz tedbirimizi önceden aldık.” deyip sevinerek dönüp giderler.
Ümit Şimşek Meali Sana bir iyilik erişirse bu onları üzer. Başına bir kötülük gelirse, “İyi ki tedbirimizi önceden almışız” diye, sevinerek döner giderler.
Yaşar Nuri Öztürk Meali Sana bir iyilik isabet etse bu onları üzer. Sana bir musibet dokunsa: "İşimizi önceden sağlam tutmuşuz." derler ve kibirli bir sevinçle dönüp giderler.
M. Pickthall (English) If good befalleth thee (O Muhammad) it afflicteth them, and if calamity befalleth thee, they say: We took precaution, and they turn away well pleased.
Yusuf Ali (English) If good befalls thee, it grieves them; but if a misfortune befalls thee, they say, "We took indeed our precautions beforehand," and they turn away rejoicing.

İslam Vakti Mobil Uygulamaları