Tevbe Suresi 58. Ayet


Arapça

وَمِنْهُم مَّن يَلْمِزُكَ فِي الصَّدَقَاتِ فَإِنْ أُعْطُواْ مِنْهَا رَضُواْ وَإِن لَّمْ يُعْطَوْاْ مِنهَا إِذَا هُمْ يَسْخَطُونَ


Türkçe Okunuşu

Ve minhum men yelmizuke fîs sadakât(sadakâti), fe in u’tû minhâ radû ve in lem yu’tav minhâ îzâ hum yeshatûn(yeshatûne).


Kelimeler

ve min-hum ve onlardan (onların bir kısmı)
men kimse, kişi
yelmizu-ke seni ayıplar
fî es sadakâti ganimetler, sadakalar hakkında, konusunda
fe in fakat eğer
u'tû verildi
min-hâ on(lar)dan, oradan (orada)
radû razı oldular
ve in ve ise, sadece, doğrusu
lem yu'tav verilmez
min-hâ on(lar)dan, oradan (orada)
îzâ o zaman
hum onlar
yeshatûne öfkelenirler, kızarlar

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali (Ey Nebim!) Onlardan (münafıklardan, dağıttığın) sadakalar konusunda Seni yadırgayacaklar (dedikodu yapacaklar) vardır. Ondan kendilerine verilirse hoşlanırlar, kendilerine verilmediği zaman bu sefer gazaplanırlar.
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Onlardan, sadakaları vermede seni ayıplayan da var. O maldan diledikleri verilseydi hoşlanırlardı, verilmeyince de hemen kızarlar.*
Abdullah Parlıyan Meali Onlardan kimi de, sadakaların bölüştürülmesi hususunda sana dil uzatır. Eğer o sadakalardan kendilerine, diledikleri bir şey verilirse hoşlanırlar, verilmezse de bakarsın kızıp öfkelenirler.
Ahmet Tekin Meali İçlerinde, beytülmalde, hazinede topladığın sadakaların, gelirlerin dağıtımı ile ilgili sana imalı söz söyleyenler, dil uzatanlar var. Eğer bu gelirlerden onlara pay verirsen hoşnut olurlar. Hazineden onlara bir pay vermezsen, hemen öfkelenirler.
Ahmet Varol Meali Onların kimileri de sadakalar konusunda sana dil uzatırlar. Ondan kendilerine verilirse hoşnut olurlar ama kendilerine verilmezse o zaman hemen öfkelenirler.*
Ali Bulaç Meali Onlardan sadakalar konusunda seni yadırgayacaklar vardır. Ondan kendilerine verilirse hoşlanırlar, kendilerine verilmediği zaman bu sefer gazablanırlar.
Ali Fikri Yavuz Meali Münafıklardan bir kısmı, sadakaların (ganimetlerin) bölünmesini sana târiz ediyorlar (seni adâletsizlikle ithama kalkışıyorlar) Çünkü, o sadakalardan istedikleri şey kendilerine verilirse razı olurlar, verilmezse hemen kızarlar.
Bahaeddin Sağlam Meali Onlardan bazıları, senin zekâtı ve sadakaları dağıtmana dil uzatırlar. Eğer onlara o zekât ve sadakadan verilse razı olurlar, eğer bir şey verilmezse, işte o zaman kızgınlaşırlar.
Bayraktar Bayraklı Meali Onlardan sadakaların taksimi hususunda seni ayıplayanlar da vardır. Sadakalardan onlara da verilirse razı olurlar, şayet bunlardan kendilerine verilmezse hemen kızarlar.
Cemal Külünkoğlu Meali İçlerinden kimi de sadakalar(ın taksimi) hakkında sana dil uzatırlar. Eğer onlardan kendilerine verilirse hoşlanırlar, verilmezse hemen kızarlar.
Diyanet İşleri Meali (Eski) Sadakalar hakkında sana dil uzatanlar vardır. Onlara verilirse hoşnut olurlar, verilmezse, hemen öfkeleniverirler.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) İçlerinden sadakalar konusunda sana dil uzatanlar da var. Kendilerine ondan bir pay verilirse, hoşnut olurlar; eğer kendilerine ondan bir pay verilmezse, hemen kızarlar.
Diyanet Vakfı Meali Onlardan sadakaların (taksimi) hususunda seni ayıplayanlar da vardır. Sadakalardan onlara da (bir pay) verilirse razı olurlar, şayet onlara sadakalardan verilmezse hemen kızarlar.
Edip Yüksel Meali Onların bir kısmı, sadakaların dağıtımı konusunda seni eleştiriyor; kendilerine ondan verilince razı oluyorlar, ancak ondan kendilerine verilmeyince öfkeleniyorlar.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali İçlerinde (topladığın) sadakalar hakkında sana tariz eden (dil uzatan) ler de var. Eğer o sadakalardan kendilerine verilmişse hoşnut olurlar, verilmemişse hemen kızarlar.
Elmalılı Meali (Orjinal) İçlerinden sadakalar hakkında sana ta'rız eden de var, çünkü, ondan kendilerine verilmişse hoşnud olurlar, verilmemişse derhal kızarlar
Hasan Basri Çantay Meali İçlerinden sadakalar (ın taksimi) hususunda seni ayıblayacaklar da var. Çünkü eğer içlerinden kendilerine (diledikleri bir şey) verilirse hoşlanırlar. Şâyed yine kendilerinden olanlara (diledikleri şey) verilmezse derhal kızarlar.
Hayrat Neşriyat Meali Onlardan öylesi de vardır ki, sadakalar (ve ganîmetlerin taksîmi) husûsunda seni ayıplar. Artık onlardan kendilerine verilirse hoşnûd olurlar; fakat onlardan (o arzu ettikleri şeylerden) kendilerine verilmezse hemen kızarlar.
İlyas Yorulmaz Meali Onların içinde senin sadakaları dağıtmandan rahatsız olup, seni çekiştirenler var. Eğer sadakalardan onlara da verirsen, ondan hoşnut olurlar. Yok eğer vermezsen, birden bire çılgına dönerler.
Kadri Çelik Meali Sadakalar (zekâtlar) hakkında seni ayıplayanlar vardır. Onlara verilirse hoşnut olurlar, verilmezse, hemen öfkeleniverirler.
Mahmut Kısa Meali Onlar arasında, zekât gelirlerinin paylaşımı konusunda —devlet malını kendilerine peşkeş çekmediğin için— birilerinin kayrıldığını öne sürerek seni iğneleyici sözlerle ayıplayanlar da var. Acaba amaçları gerçekten adâleti sağlamak mı? Hayır! Çünkü kendilerine bu mallardan yüklü bir pay verilse, dağıtımdan son derece memnun kalırlar, fakat zaten zengin oldukları için bu mallardan kendilerine bir pay verilmeyecek olsa, hemen kızarlar. Hâlbuki:
Mehmet Türk Meali (Ey Muhammed!) Onlardan ganîmetlerin dağıtımı hakkında sana dil uzatanlar da var. Onlar, eğer o sadakalardan kendilerine bir pay verilirse hoşlanırlar, onlardan kendilerine bir pay verilmeyince de hemen kızarlar.1 *
Muhammed Esed Meali Ve onların arasında [ey Peygamber,] Allah için sunulan şeylerin [dağıtımında] sana dil uzatanlar var: 81 onlardan kendilerine verilmediğini görseler, işte o zaman öfkeden neredeyse deliye dönerler.
Mustafa İslamoğlu Meali Onlar arasında, sadaka ve zekâtların (dağıtımı) konusunda sana dil uzatanlar var: eğer kendilerine ondan bir pay verirsen seslerini keserler, yok eğer kendilerine ondan bir pay vermezsen, o zaman da öfkelerini kusarlar.
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Ve onlardandır, sadakalar hususunda seni ayıplar olan şahıs da. İmdi kendilerine onlardan verilmiş olunca hoşnut olurlar ve eğer onlardan verilmezse o vakit kızarlar.
Suat Yıldırım Meali Onlardan bazıları da senin zekât ve sadakaları taksim edişine dil uzatırlar. Bu mallardan kendilerine pay verilirse memnun olurlar, verilmeyince hemen kızıp öfkelenirler. *
Süleyman Ateş Meali Onlardan kimi de sadakalar(ın bölüştürülmesi hususun)da sana dil uzatır. Eğer o sadakalardan kendilerine pay verilse hoşlanırlar, onlardan kendilerine pay verilmezse hemen kızarlar.
Süleymaniye Vakfı Meali İçlerinde sadakalar konusunda sende kusur arayanlar vardır. Kendilerine verilse hoşlarına gider, verilmezse anında sinirlenirler.
Şaban Piriş Meali Onlardan sadakalar konusunda sana dil uzatanlar vardır. Onlara verilirse hoşnut olurlar; verilmezse hemen öfkeleniverirler.
Ümit Şimşek Meali Onlardan, sadakalar konusunda sana dil uzatanlar da vardır. Onlara da sadakalardan birşey verdiğinde bundan hoşlanırlar; vermediğin zaman öfkelenirler.
Yaşar Nuri Öztürk Meali İçlerinden bir kısmı da sadakalar konusunda sana laf dokundurur. Ondan kendilerine verilmişse memnun olurlar. Verilmemişse hemen öfkelenirler.
M. Pickthall (English) And of them is he who defameth thee in the matter of the alms. If they are given thereof they are content, and if they are not given thereof, behold! they are enraged.
Yusuf Ali (English) And among them are men who slander thee in the matter of (the distribution of) the alms:(1318) if they are given part thereof, they are pleased, but if not, behold! they are indignant!*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları