Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Şüphesiz O (Kur'an, Hakkı bâtıldan, helâli haramdan, mü’mini münafıktan, dostu düşmandan fasl ile) ayırt eden bir sözdür (İlahi bir kelâmdır). |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Şüphe yok ki o, her şeyi ayırt eden kesin bir söz elbet. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Bu Kur'ân hakkı batıldan ayırt eden bir sözdür. |
Ahmet Tekin Meali |
Kesinlikle Kur'ân hak ile bâtılı ayıran bir kelâmdır. |
Ahmet Varol Meali |
Şüphesiz o, (hakkı batıldan) ayırıcı bir sözdür. |
Ali Bulaç Meali |
Şüphesiz o (Kur'an), ayırdeden bir sözdür. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Muhakkak o Kur'an (hak ile batıl arasını) ayırd eden kesin bir hükümdür. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Bu Kur’an, her şeyi açıklayan bir sözdür. (Dönüşümlü göğü yaratıp yeri bitkilerle süslendiren rahmet, insanlara vahyin gönderilmesini gerektiriyor.) |
Bayraktar Bayraklı Meali |
11,12,13,14,15,16,17. Andolsun o dönüşlü göğe, o yarılıp çatlayan yeryüzüne. Şüphesiz Kur'ân, hak ile bâtılı ayıran bir sözdür. O asla bir şaka değildir. Kafirler hep hile/tuzak kuruyorlar. Ben de hilelerine karşılık veririm. Onun için sen kâfirlere mühlet ver, onlara az bir zaman tanı![747]* |
Cemal Külünkoğlu Meali |
13,14. Muhakkak, o (Kur'an) doğruyu yanlıştan ayıran bir kelamdır. O, bir şaka değildir. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Doğrusu bu Kuran kesin bir sözdür. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Şüphesiz o Kur’an, hak ile batılı ayırd eden bir sözdür. |
Diyanet Vakfı Meali |
11, 12, 13, 14, 15, 16, 17. Dönüş sahibi olan (yağmur yağdıran) göğe, (nebat ile) yarılan yere yemin ederim ki Kur'an, (hak ile bâtılı) ayıran bir sözdür. O, asla bir şaka değildir. Onlar bir tuzak kurarlar, ben de bir tuzak kurarım. Kâfirlere mühlet ver, onları biraz kendi hallerine bırak (pek yakında desteğimiz sana gelecek). |
Edip Yüksel Meali |
Bu, ayırdedici bir sözdür. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Kuşkusuz Kur'ân, ayırıcı bir sözdür. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Ki o her halde bir keskin hukümdür |
Hasan Basri Çantay Meali |
Hakıykaten o (Kur'an) hak ile (baatılı ayırd eden) kat'î bir kelâmdır. |
Hayrat Neşriyat Meali |
13,14. Şübhesiz ki o (Kur'ân), elbet (hak ile bâtılı) ayıran bir sözdür. Ve o, şaka değildir! |
İlyas Yorulmaz Meali |
Şüphesiz O Kur'an, doğrularla yanlışları ayıran (Allah'ın) sözüdür. |
Kadri Çelik Meali |
Ki hiç şüphesiz o (Kur'an, hakla batılı) kesin ayırıcı bir sözdür. |
Mahmut Kısa Meali |
Gerçekten bu Kur’an, her konuda son sözü söyleyen, en mükemmel hükümleri veren ve iyi ile kötüyü, güzel ile çirkini birbirinden ayırt eden bir ilâhî sözdür! |
Mehmet Türk Meali |
13,14. Şüphesiz o (Kur’an hak ve bâtılı) ayırt edici bir sözdür ve o asla bir şaka değildir. |
Muhammed Esed Meali |
BAKIN, bu [ilahî kelâm] doğruyu yanlıştan ayıran bir sözdür, 5 |
Mustafa İslamoğlu Meali |
elbet bu (vahiy) hakkı bâtıldan ayıran bir sözdür, |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Şüphe yok ki, o elbette bir ayırt eden kelâmdır. |
Suat Yıldırım Meali |
Bu Kur'ân, kesin bir sözdür, hakla batılı ayırt eden bir sözdür! |
Süleyman Ateş Meali |
O (Kur'an), elbette (hak ile batılı) ayırdedici bir sözdür. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
O (Kur’ân), tartışmayı bitiren sözdür. |
Şaban Piriş Meali |
Kesinlikle o ayırdedici bir sözdür. |
Ümit Şimşek Meali |
Bu Kur'ân, hiç şüphesiz, hak ile bâtılı ayırt eden sözdür. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Ki o, tam bir biçimde ayırt eden bir sözdür; |
M. Pickthall (English) |
Lo! this (Qur’an) is a conclusive word, |
Yusuf Ali (English) |
Behold this is the Word that distinguishes (Good from Evil):(6076)* |