Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
(Ey Nebim!) Bu nedenle Sen sabret; şüphesiz Allah'ın va'adi Hakk’tır; kesin bilgiyle ve vicdani kanaatle (yakinen) inanmayanlar(ın itiraz ve inkârları ve ahireti değil dünyayı öne alanların sapkınlıkları) sakın Seni (telaşa kaptırıp) hafifliğe (veya gevşekliğe) sürüklemesin (çünkü intikam vakti yakındır). |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Dayan, şüphe yok ki Allah'ın vaadi gerçektir ve adamakıllı inanmayanlar, sakın senin gayretini hafifletip gevşetmesin. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Öyleyse her türlü sıkıntı ve zorluklara karşı göğüs ger. Allah'ın her konudaki verdiği söz gerçek olup, mutlaka yerine gelecektir. Öyleyse adamakıllı inanmayanlar; senin zihnine şüphe tohumları ekerek, gayretini hafifletip, seni gevşetip, üzüntüye düşürmesinler. |
Ahmet Tekin Meali |
Sen sabrederek mücadeleye devam et. Allah'ın va'di elbette haktır, doğrudur. Bunu ilmen kavrayamayanların, buna kesinlikle iman etmeyenlerin, imanı sağlam olmayanların seni hafife almalarına asla fırsat verme, onlar seni gevşekliğe sevketmesin. |
Ahmet Varol Meali |
O halde sen sabret. Şüphesiz Allah'ın vaadi gerçektir. Kesin bir şekilde inanmayanlar sakın seni hafifliğe yöneltmesinler. |
Ali Bulaç Meali |
Öyleyse sen sabret; şüphesiz Allah'ın va'di haktır; kesin bilgiyle inanmayanlar sakın seni telaşa kaptırıp-hafifliğe (veya gevşekliğe) sürüklemesinler. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
(Ey Rasûlüm, o kâfirlerin eziyetlerine ve düşmanlıklarına karşı) şimdi sen sabret, zira Allah'ın (zafer) vaadi muhakkak tahakkuk edecektir. Sakın ahirete imanları olmıyanlar, (sabrı terk etmek suretiyle) seni hafifliğe götürmesinler. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Artık sabret! Çünkü Allah’ın verdiği söz haktır. Ve Ahirete inanmayanlar, sakın seni telaşlandırmasınlar. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Sen şimdi sabret! Şüphesiz Allah'ın vaadi gerçektir. Kesin inanca sahip olmayanlar, sakın seni gevşekliğe sevketmesin![423]* |
Cemal Külünkoğlu Meali |
O halde (Ey Resulüm! O inkârcıların eziyetlerine karşı) sen sabret! Allah'ın (kıyamet günü ile ilgili) vaadi kesinlikle doğrudur. İmanı kemale ermemiş olanlar sakın seni gevşekliğe (ve tedirginliğe) sürüklemesin! |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Sabret ki, Allah'ın sözü şüphesiz gerçektir. Kesin olarak inanmayanlar seni hafife almasınlar.* |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Sabret. Şüphesiz, Allah’ın va’di gerçektir. Kesin imana sahip olmayanlar sakın seni gevşekliğe (ve tedirginliğe) sürüklemesinler. |
Diyanet Vakfı Meali |
(Resûlüm!) Sen şimdi sabret. Bil ki Allah'ın vâdi gerçektir. (Buna) iyice inanmamış olanlar, sakın seni gevşekliğe sevketmesin!* |
Edip Yüksel Meali |
Öyleyse sabret. ALLAH'ın sözü gerçektir. Kesin inanca sahip olmayanlar seni gevşekliğe sürüklemesin. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Şimdi sen sabret. Çünkü Allah'ın vaadi mutlaka haktır. Sakın imanı sağlam olmayanlar seni hafifliğe sevketmesinler. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Şimdi sen sabret, çünkü Allahın va'di muhakkak haktır ve sakın iykanı olmıyanlar seni hafifliğe sevk etmesinler |
Hasan Basri Çantay Meali |
Sen (habîbim) şimdi sabret. Şübhe yok ki Allahın va'di hakdır. (Buna) kat'î inan beslememekde olanlar zinhar seni (sabırsızlıkla) hafifliğe götürmesin (ler). |
Hayrat Neşriyat Meali |
(Ey Resûlüm!) Artık sabret! Çünki Allah'ın va'di haktır. Öyle ise kat'î olarak îmân etmemiş olanlar, sakın seni gevşekliğe sevk etmesin! |
İlyas Yorulmaz Meali |
Sen onların yalanlamalarına sabret. Allah'ın vaat ettikleri gerçekleşecektir. Kalpleri tam ikna olmamış olanlar seni küçük görmesinler. |
Kadri Çelik Meali |
Öyleyse sen sabret. Hiç şüphesiz Allah'ın vaadi haktır; sakın yakini olmayanlar seni hafifliğe (gevşekliğe) sevk etmesinler. |
Mahmut Kısa Meali |
O hâlde, ey Müslüman! Allah yolunda gösterdiğin mücâdelede başına gelebilecek sıkıntılara sabırla göğüs ger! Zâlimler karşısında o denli sağlam durmalısın ki, ne tehditleri seni korkutabilmeli, ne de seni satın almaya, kandırmaya veya seninle din konusunda pazarlığa girişmeye cesaret edebilmelidirler! Hiç kuşkun olmasın ki, Allah’ın vaadi gerçektir! Öyleyse, bu vaade gereğince inanmayanların tavır ve davranışları, sakın seni ümitsizliğe düşürüp yılgınlığa sürüklemesin! |
Mehmet Türk Meali |
(Ey Muhammed!) Sabret, şüphesiz Allah’ın sana verdiği söz gerçektir ve hakka gerçekten inanmayanlar seni kesinlikle, gevşekliğe sürükleyemezler. |
Muhammed Esed Meali |
O halde sıkıntılara göğüs ger: Allah'ın [Kıyamet Günü ile ilgili] vaadi kesinlikle doğrudur. Öyleyse, tam bir iç tatminine ulaşamayanların senin zihnine şüphe tohumları ekmelerine izin verme! |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Artık sabret;[3625] unutma ki Allah’ın vaadi mutlaka gerçekleşecektir. (Kendi söylediklerine dahi) yürekten inanmayanlar,[3626] tahrikleriyle sakın seni fevrî ve tepkisel bir davranışa sürüklemesinler.[3627]* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Sen sabret. Şüphe yok ki, Allah'ın vaadi haktır ve kat'i sûrette imânı olmayanlar, seni hafif görecek olmasınlar. |
Suat Yıldırım Meali |
O halde sabret! Çünkü Allah'ın vâdi kesindir. Sakın ona inanmayanlar seni paniğe düşürmesin, seni dayanıksız bulmasın ve seni endişelendirmesinler. |
Süleyman Ateş Meali |
Sabret, Allah'ın va'di haktır (o mutlaka yerine gelecektir). İnanmayanlar seni telaşa düşürmesin. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Sen sabırlı ol. Allah’ın verdiği söz doğrudur. Bunu içine sindiremeyenler seni hafife alamayacaklardır. |
Şaban Piriş Meali |
Öyleyse sen, sabret, kuşkusuz Allah'ın vaadi haktır. Gerçeği göremeyenler sakın seni hafife almasınlar. |
Ümit Şimşek Meali |
Sabret; Allah'ın vaadi gerçektir. Tam ve kesin bir imanı olmayanlar seni gevşekliğe düşürmesin. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
O halde, sabret! Kuşkun olmasın ki, Allah'ın vaadi haktır. İmanı kemale ermemişler seni hafifliğe sevk etmesinler/seni küçümseyemeyeceklerdir. |
M. Pickthall (English) |
So have patience (O Muhammad)! Allah's promise is the very truth, and let not those who have no certainty make thee impatient. |
Yusuf Ali (English) |
So patiently persevere: for verily the promise of Allah is true: nor let those(3578) shake thy firmness, who have (themselves) no certainty of faith.* |