Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
(Ey Resulüm!) İman etmiş kullarıma söyle: “Alış-verişin ve dostluğun olmadığı (paranın ve arkadaşlığın fayda sağlamadığı) o gün gelmezden evvel, dosdoğru (huşû ve şuurla ve İslam’ın tamamına teslimiyet huzuruyla) namazı kılsınlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden gizli ve açık infakta bulunsunlar (helâl kazançlarını hayırda harcasınlarki kurtuluş bundadır) .” |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
İman eden kullarıma söyle: Namaz kılsınlar ve onları rızıklandırdığımız şeylerin bir kısmını yoksullara harcasınlar o gün gelip çatmadan ki ne alışveriş var o günde ne karşılıklı dostluk. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Ve iman eden kullarıma da söyle; hiçbir alışverişin, dostluğun, arkadaşlığın olmayacağı bir gün gelip çatmadan önce, namazlarına devamlı ve duyarlı olsunlar, kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden, bizim yolumuzda gizli ve açık harcasınlar. |
Ahmet Tekin Meali |
İman eden, benim ilâhlığımı tanıyan, candan müslüman olarak bana bağlanan, saygılı kullarıma söyle:
“Namazları erkanına, şartlarına, vaktine riayet ederek âşikâre kılsınlar. Kendilerine verdiğimiz rızık ve servetten, bedel ödeyerek kendinizi kurtaracak pazarlığın olmayacağı, dostlukların fayda sağlamayacağı bir günün gelmesinden önce, mallarından gizli ve açık, Allah yolunda, karşılık beklemeden, gönüllü harcasınlar.”* |
Ahmet Varol Meali |
İman eden kullarıma söyle: Namazı kılsınlar ve ne alışverişin ne de dostluğun olmayacağı gün gelmeden önce kendilerine rızık olarak verdiğimizden gizli ve açık infak etsinler. |
Ali Bulaç Meali |
İman etmiş kullarıma söyle: 'Alış-verişin ve dostluğun olmadığı o gün gelmezden evvel, dosdoğru namazı kılsınlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden gizli ve açık infak etsinler.' |
Ali Fikri Yavuz Meali |
İman eden kullarıma de ki: Namazı gereği üzere kılsınlar; ve kendinde ne bir alış veriş, ne de bir dostluk olmıyan (hiç bir fayda umulmıyan) bir kıyamet günü gelmezden önce, kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden gizli ve aşikâr (yerli yerinde zekât verip hayırlara) harcasınlar. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
İman eden kullarıma de ki: İçinde dostluk ve alışveriş olmayan bir gün gelmeden doğruca namazı kılsınlar, gizli ve açık olarak onlara verdiğimiz rızıktan nafaka versinler. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
İnanan kullarıma söyle! “Namazı kılsınlar; kendilerine verdiğimiz rızıklardan, hiçbir alış verişin, hiçbir dostluğun olmadığı gün gelmeden önce gizli ve âşikâr infak etsinler.” |
Cemal Külünkoğlu Meali |
(Ve) inananlara söyle: Hiçbir pazarlığın, dostluğun, arkadaşlığın olmayacağı o gün gelip çatmadan önce, namaza devamlı ve duyarlı olsunlar; kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden gizli açık harcasınlar. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
İnanan kullarıma söyle, namazı kılsınlar; alışveriş ve dostluğun olmayacağı günün gelmesinden önce, kendilerine verdiğimiz rızıktan açık ve gizli sarfetsinler. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
İnanan kullarıma söyle, namazı dosdoğru kılsınlar, hiçbir alışveriş ve dostluğun bulunmadığı bir gün gelmeden önce kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda gizlice ve açıktan harcasınlar. |
Diyanet Vakfı Meali |
İman eden kullarıma söyle: Namazlarını dosdoğru kılsınlar, kendisinde ne alış-veriş, ne de dostluk bulunan bir gün gelmeden önce, kendilerine verdiğimiz rızıklardan (Allah için) gizli-açık harcasınlar. |
Edip Yüksel Meali |
İnanan kullarıma söyle, alış-verişin ve dostluğun olmadığı gün gelmeden önce namazı gözetsinler, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli ve açık yardım için versinler. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
(Ey Muhammed!) İman eden kullarıma söyle: "Namazı dosdoğru kılsınlar, alışveriş ve dostluğun olmadığı bir günün gelmesinden önce, kendilerine verdiğimiz rızıktan açık ve gizli (Allah için) harcasınlar." |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Söyle: o iyman etmiş olan kullarıma: namazı kılsınlar ve kendilerini merzuk kıldığımız şeylerden gizli ve açık infak etsinler, öyle bir gün gelmeden evvel ki onda ne alım satım var, ne dostluk |
Hasan Basri Çantay Meali |
Îman eden kullarıma de ki: «Namaz (lar) ınızı dosdoğru kılın, ne bir alış veriş, ne de bir dostluk (carî ve nafiz) olmayan birgün gelmezden evvel rızk olarak size verdiğimiz şeylerden gizli ve aşikâr infaak edin». |
Hayrat Neşriyat Meali |
(Ey Resûlüm!) Îmân eden kullarıma söyle, namazı hakkıyla edâ etsinler ve içinde ne bir alış-verişin, ne de bir dostluğun olmadığı bir gün gelmeden önce, kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden, gizlice ve açıkça (Allah yolunda) sarf etsinler!(1)* |
İlyas Yorulmaz Meali |
İman eden kullarıma deki “Alışverişin ve dostluğun olmadığı bir gün gelmezden önce, namazı kılsınlar, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gerek gizli, gerekse açıkça ihtiyaç sahiplerine versinler.” |
Kadri Çelik Meali |
İman etmiş kullarıma söyle: “Alış verişin ve dostluğun olmadığı o gün gelmeden önce, namazı dosdoğru kılsınlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden gizli ve açık infakta bulunsunlar.” |
Mahmut Kısa Meali |
İman eden kullarıma da söyle: Hiçbir pazarlığın, hiçbir kayırmanın olmayacağı o büyük Gün gelip çatmadan önce, namazı gereği gibi dosdoğru ve aksatmadan kılsınlar, kendilerine bahşettiğimiz güzel nîmetlerden bir kısmını toplum yararına fedâkârca paylaşarak, çoğu zaman gizlice ve bazen de, başkalarını buna teşvik etmek için açık olarak Allah yolunda yoksullara harcasınlar. |
Mehmet Türk Meali |
(Ey Muhammed!) Benim îmanlı (has) kullarıma1 söyle: “Fidye vererek ve adamını bularak kurtuluşun olmadığı o (hesap) günü gelmeden önce namazlarını dosdoğru ve devamlı kılsınlar2 ve rızık3 olarak ver-diklerimizden, gizli ve açık infak4 etsinler.”* |
Muhammed Esed Meali |
[Ve] imana erişen kullarıma da söyle, hiçbir pazarlığın, dostluğun-arkadaşlığın olmayacağı 44 o Gün gelip çatmadan önce, salâtta devamlı ve duyarlı olsunlar; kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden [Bizim yolumuzda] gizli açık harcasınlar. 45 |
Mustafa İslamoğlu Meali |
İmanda sebat gösteren kimselere söyle: hiçbir pazarlığın, hiçbir dostluğun fayda vermediği gün gelip çatmazdan önce hakkını vererek namaz kılsınlar, kendilerine verdiğimiz nimetlerden -gizli ya da açık- infâk etsinler. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
İmân etmiş olan kullarıma söyle, namazı kılsınlar ve kendilerini merzûk etmiş olduğumuz şeylerden gizlice ve âşikâre infakta bulunsunlar, bir günün gelmesinden evvelki, onda ne satış vardır, ne de dostluk. |
Suat Yıldırım Meali |
Söyle o iman etmiş kullarıma: Namazı tam gerektiği şekilde kılsınlar ve ne alış verişin, ne de dostluğun olmadığı gün gelmeden önce, gizli ve açık şekilde, kendilerine ihsan ettiğimiz rızıklardan, nimetlerden bağışta bulunsunlar. [2, 254; 57, 15] |
Süleyman Ateş Meali |
İnanan kullarıma söyle: Namazı kılsınlar, ne alışverişin, ne de dostluğun olmadığı bir gün gelmeden önce, kendilerine verdiğimiz rızıktan gizli ve açık sarfetsinler. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
İnanmış kullarıma de ki namazlarını tam kılsınlar ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeyden gizli-açık (hayra) harcasınlar[*]. Bunu öyle bir gün gelmeden yapsınlar ki o günde ne alış veriş, ne de dostluk olacaktır.* |
Şaban Piriş Meali |
İman eden kullarıma söyle, namazı dosdoğru kılsınlar; alış verişin ve dostluğun olmadığı bir gün gelmeden önce, kendilerine verdiğimiz rızıktan açık ve gizli olarak sarfetsinler. |
Ümit Şimşek Meali |
İman eden kullarıma şunu söyle: Namazı dosdoğru kılsınlar; kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden gizli ve açık bağışta bulunsunlar—öyle bir gün gelmeden önce ki, onda ne bir alışveriş geçer, ne de bir dostluk. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
İnanan kullarıma söyle: Namazı/duayı yerine getirsinler, kendilerine verdiğimiz rızıklardan, hiçbir alışverişin, hiçbir dostluğun olmadığı o gün gelmeden önce, gizli ve açık infak etsinler. |
M. Pickthall (English) |
Tell My bondmen who believe to establish worship and spend of that which We have given them, secretly and publicly, before a day cometh wherein there will be neither traffic nor befriending. |
Yusuf Ali (English) |
Speak to my servants who have believed,(1905) that they may establish regular prayers, and spend (in charity) out of the Sustenance(1906) we have given them, secretly and openly, before the coming of a Day in which there will be neither mutual bargaining(1907) nor befriending.* |