Mulk Suresi 27. Ayet


Arapça

فَلَمَّا رَأَوْهُ زُلْفَةً سِيئَتْ وُجُوهُ الَّذِينَ كَفَرُوا وَقِيلَ هَذَا الَّذِي كُنتُم بِهِ تَدَّعُونَ


Türkçe Okunuşu

Fe lemmâ reevhu zulfeten sîet vucûhullezîne keferû ve kîle hâzellezî kuntum bihî teddeûn(teddeûne).


Kelimeler

fe o zaman, böylece
lemmâ olduğu zaman
reev-hu onu gördüler
zulfeten yakın olarak
sîet karardı
vucûhu vechler, yüzler
ellezîne ki onlar
keferû inkâr ettiler
ve kîle ve denildi
hâzâ bu
ellezî o ki, ki o
kuntum siz iseniz
bi-hî onunla
teddeûne istersiniz, talep edersiniz

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali Derken (O şüphe ettikleri ve hiç beklemedikleri; Hakkın ve mazlumların galibiyetini, zalim inkârcıların ve münafıkların ise acı akıbetini) çok yakından gördüklerinde, o küfredenlerin yüzleri kötüleşip (pişmanlık ve perişanlık içinde) kararacaktır ve onlara: “İşte bu, sizlerin (hiç olmayacak diye savunduğunuz) ve davet edilip durduğunuz şeydir” denilecek (böylece, akılsızlık, haksızlık ve ahlâksızlıkları yüzlerine vurulacaktır) .
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Azabın yaklaştığını gördüler mi kafir olanların yüzleri kararır ve işte denir, bu, isteyip durduğunuz şey.
Abdullah Parlıyan Meali Azabın yaklaştığını gördüler mi, Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenlerin yüzleri bir tuhaf olup çirkinleşir ve o zaman onlara denecek ki: “Sizin aradığınız ve istediğiniz bu idi.”
Ahmet Tekin Meali Azâbı yakından gördükleri zaman, kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenlerin, kâfirlerin yüzleri fenalaşacak. Kendilerine: “İşte, inkârlarınız ve alaylarınızla isteyip durduğunuz azap budur.” denecek.
Ahmet Varol Meali Nihayet onu yakında gördüklerinde inkâr edenlerin yüzleri kötüleşir ve: "İşte bu, (gerçekleşmeyeceğini) ileri sürüp durduğunuz şeydir" denir.
Ali Bulaç Meali Nihayet onu pek yakında gördüklerinde, o inkâr edenlerin yüzleri kötüleşip-karardı. Ve: 'İşte bu, sizin (gerçekleşmeyecek diye) öne sürüp durduğunuz şeydir' denildi.
Ali Fikri Yavuz Meali Nihayet vakti gelip de o (vaad olunan) azabı yakından gördüklerinde o kâfir olanların yüzleri kötüleşivermiştir ve onlara şöyle denilmiş olacaktır: “- İşte sizin istediğiniz (ve vuku bulmaz dediğiniz) azap budur!...
Bahaeddin Sağlam Meali O vaad yakınlaştığında o kâfirlerin yüzü çirkinleşecektir. Onlara: “İşte gerçekleşmesini istediğiniz şey budur!” denilecektir.
Bayraktar Bayraklı Meali Onu yakından gördüklerinde, inkâr edenlerin suratları asılır ve kendilerine, “İşte durmadan istediğiniz azap budur!” denilir.
Cemal Külünkoğlu Meali Fakat azabı gördükleri zaman, inkârcıların yüzleri (kararır) kötüleşir ve (kendilerine): “İşte sizin arayıp durduğunuz (azap) budur” denir.
Diyanet İşleri Meali (Eski) Azabı yaklaşırken gördükleri zaman, inkar edenlerin yüzleri çirkinleşip kararır; onlara: "Sizin arayıp durduğunuz işte budur" denir.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Onu (azabı) yakından gördükleri zaman inkâr edenlerin yüzleri kötüleşir ve onlara, “İşte bu, (alaylı bir biçimde) isteyip durduğunuz şeydir” denir.
Diyanet Vakfı Meali Ama onu (azabı) yakından gördükleri zaman, inkâr edenlerin yüzleri kararacak ve (kendilerine): İşte sizin isteyip durduğunuz budur! denecektir.
Edip Yüksel Meali Onu yaklaşırken gördükleri zaman inkarcıların suratı asılır, ve onlara "İşte isteyip durduğunuz şey budur," denir.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Onu yakın görünce inkâr edenlerin yüzleri kötüleşti. Ve: "İşte çağırıp durduğunuz şey budur!" dendi.
Elmalılı Meali (Orjinal) Derken vaktı gelip de onu yakından gördüklerinde o küfredenlerin yüzleri kötüleşiverdi. Ve denildi ki işte, o sizin kendilerine da'vet edip durduğunuz budur
Hasan Basri Çantay Meali Artık onu yakında gördükleri zaman o küfredenlerin yüzleri kötü bir haale getirilmiş ve (onlara) «İşte bu, sizin (çarçabuk istediğiniz ve aksini) iddia etdiğiniz şeydir» denilmişdir (denilecek).
Hayrat Neşriyat Meali Nihâyet onu (o kıyâmeti) yakından gördüklerinde, inkâr edenlerin yüzleri kötüleşir ve (kendilerine): “İşte kendisini (acele ederek) isteyip durduğunuz (azab) budur!” denilir.
İlyas Yorulmaz Meali Vaat edilen gün ile karşılaştıklarında, o günü inkar edenlerin yüzleri çok çirkinleşir ve onlara “İşte bu çağırıp durduğunuz gün” denir.
Kadri Çelik Meali Nihayet onu (azabı) pek yakında gördüklerinde, o kâfirlerin yüzleri kötüleşip kararır ve “İşte bu, sizin (gerçekleşmeyecek diye) öne sürüp durduğunuz şeydir” denilir.
Mahmut Kısa Meali Kur’an’dan gâfil yaşayanlar, ölüm gerçeğini göz ardı ederek bir ömür sürecekler fakat sonunda, onun iyice yaklaştığını gördükleri anda, duydukları korku ve pişmanlık yüzünden inkârcıların suratları simsiyah kesilecek ve o zaman onlara, “İşte, küstahça alay ederek isteyip durduğunuz azap budur!” denilecek.
Mehmet Türk Meali Sonunda o (azabı) yakından gördükleri zaman, kâfirlerin yüzleri kapkara kesilir ve (onlara): “Sizin isteyip durduğunuz işte budur!” denilir.
Muhammed Esed Meali Ama sonunda, bu [gerçekleşme]nin yakın olduğunu gördükleri zaman, hakikati inkar edenlerin yüzleri acı ile buruşacak ve onlara: “İşte [o kadar küçümseyerek] çağırıp durduğunuz şey budur!” denilecek.
Mustafa İslamoğlu Meali Fakat onun çok yakın olduğunu gördükleri zaman, inkâra şartlanmış olanların suratları asılacak; dahası kendilerine denilecek ki: “İşte (gelmeyeceğini) iddia edip durduğunuz (gün) budur!”
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Vaktâ ki, onu (o azabı) yakın bir halde görüverdiler. Kâfir olmuş olanların yüzleri çirkinleşmiş oldu ve denildi ki: «İşte bu odur ki, siz bunu talep ettiniz.»
Suat Yıldırım Meali Onu yanıbaşlarında buldukları zaman inkâr edenlerin kederden yüzleri mosmor kesilir. Kendilerine: “İşte sizin isteyip durduğunuz şey! ” denilir.
Süleyman Ateş Meali Onu yakın görünce inkar edenlerin yüzleri kötüleşti. Ve: "İşte çağırıp durduğunuz şey budur!" dendi.
Süleymaniye Vakfı Meali O tehdidi yakından görünce ayetleri görmezlikten gelenlerin (kafirlerin) yüzleri fenalaşır ve onlara “Öğrenmek istediğiniz şey budur” denir.
Şaban Piriş Meali O'nu yakından gördükleri zaman, inkarcıların yüzleri simsiyah kesilir. Onlara denir ki:-İşte, isteyip durduğunuz şey!
Ümit Şimşek Meali Onu yakınlarında gördükleri an, o kâfirlerin yüzleri simsiyah kesilir. Onlara “İstediğiniz şey işte bu” denir.
Yaşar Nuri Öztürk Meali Onu yakından gördüklerinde, inkâr edenlerin yüzleri kötüleşti. Şöyle denildi: "O habire çağırıp durduğunuz şey budur."
M. Pickthall (English) But when they see it nigh, the faces of those who disbelieve will be awry, and it will be said (unto them): This is that for which ye used to call.
Yusuf Ali (English) At length, when they see it close at hand,(5587) grieved will be the faces of the Unbelievers, and it will be said (to them): "This is (the promise fulfilled),(5588) which ye were calling for!"*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları