Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
De ki: “(Bizim inandığımız ve sığındığımız) O Rahman’dır. İşte O’na iman (ve itaat) etmekte ve O’na tevekkül ve teslimiyet göstermekteyiz. Artık kimin açık ve kesin bir sapkınlık içinde olduğunu pek yakında (görüp) bileceksiniz!” |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
De ki: Odur rahman, ona inandık ve ona dayandık; artık yakında bilirsiniz, kimdir apaçık sapıklıkta. |
Abdullah Parlıyan Meali |
De ki: “Bizi kurtaracak olan yalnızca O Rahman olan Allah'tır. Biz O'na iman ettik ve O'na güvenip dayandık. İleride kimin açık bir sapıklık içinde olduğunu bileceksiniz.” |
Ahmet Tekin Meali |
“Onları da kurtaracak olan, rahmet sahibi, Rahman olan Allah'tır. O'na iman ettik. O'na dayanıp güvendik, işlerimizi O'na havale ettik. Kimin tamamen başına buyruk bir hayat, koyu bir cehalet, dalâlet ve bozuk düzen içinde olduğunu, yakında öğreneceksiniz.” de. |
Ahmet Varol Meali |
De ki: "O Rahman'dır. Biz O'na iman ettik ve O'na güvendik. Kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu yakında bileceksiniz." |
Ali Bulaç Meali |
De ki: 'O (Allah) Rahman olan (esirgeyen koruyan)dır; biz O'na iman ettik ve O'na tevekkül ettik. Artık kimin açık bir sapmışlık içinde olduğunu pek yakında bileceksiniz.' |
Ali Fikri Yavuz Meali |
(Ey Rasûlüm, onlara) de ki: “- (Bizi kurtaracak ve bize merhamet edecek) O Rahmân'dır; biz O'na iman ettik ve O'na tevekkül etmekteyiz. Artık yakında siz de bileceksiniz ki, apaçık bir sapıklık içinde olan kimmiş? |
Bahaeddin Sağlam Meali |
De ki: “O, Rahmandır (rahmet ve kemali sonsuzdur.) O’na inandık, O’na tevekkül ettik. Kimin açık bir sapıklık içinde olduğunu pek yakında bileceksiniz. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
De ki: “Bizim Rabbimiz Rahmân'dır. O'na inandık ve yalnız O'na güvendik. Yakında, kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu bileceksiniz.”[663]* |
Cemal Külünkoğlu Meali |
De ki: “O (Allah), Rahmandır (varlık âleminde bulunan bütün yarattıklarına merhamet edip nimet verendir). Biz O'na inanmış ve O'na güvenmişiz. Siz kimin apaçık sapıklıkta olduğunu yakında öğreneceksiniz!” |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
De ki: "Bizim inandığımız ve kendisine güvendiğimiz, Rahman olan Allah'tır. Kimin apaçık bir sapıklıkta olduğunu yakında bileceksiniz." |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
De ki: “O, Rahmân’dır. O’na iman ettik, yalnızca O’na tevekkül ettik. Siz, kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu yakında öğreneceksiniz!” |
Diyanet Vakfı Meali |
De ki: (Sizi imana davet ettiğimiz) O (Allah) çok esirgeyicidir; biz O'na iman etmiş ve sırf O'na güvenip dayanmışızdır. Siz kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu yakında öğreneceksiniz! |
Edip Yüksel Meali |
De ki, "O Rahman'dır; biz O'na inandık ve O'na güvendik. Kimin gerçekten tam bir sapıklık içinde olduğunu ileride öğreneceksiniz." |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
De ki: "O çok merhametlidir. O'na inanmış, O'na dayanmışızdır. Yakında kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu bileceksiniz." |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Deki o öyle Rahman, işte biz ona iyman ettik ve ona dayanmaktayız, ileride sizler de bileceksiniz ki o açık bir dalâl içinde bulunan kim? |
Hasan Basri Çantay Meali |
De ki: «(Sizi kendisine davet etdiğimiz) O (Zât-i ecelle ve a'lâ), rahmeti bütün yaratdıklarına şâmil olan (Allah) dır ki biz Ona îman etdik ve ancak Ona güvenib dayandık. Artık apaçık bir sapıklık içinde bulunan kimmiş? İleride siz de bileceksiniz». |
Hayrat Neşriyat Meali |
De ki: “O, Rahmândır; O'na îmân ettik ve ancak O'na tevekkül ettik. Artık kimin apaçık bir dalâlet içinde olduğunu yakında bileceksiniz!” |
İlyas Yorulmaz Meali |
Deki “O, merhametli olandır. Biz O na iman ettik, yalnızca O na güvendik ve dayandık. Açık bir sapıklık içinde olan kimseler bunu öğrenecekler. |
Kadri Çelik Meali |
De ki: “O (Allah) Rahman olandır; biz O'na iman ettik ve O'na tevekkül ettik. Artık siz kimin açıkça bir sapıklık içinde olduğunu pek yakında bilip öğreneceksiniz.” |
Mahmut Kısa Meali |
Onlara de ki: “O, sonsuz şefkat ve merhamet sahibi Rahmân’dır;bizi dünyada da, âhirette de mahcup etmeyecektir! Bu yüzden biz, yalnızca O’na inanır ve sadece O’na güveniriz! Size gelince, ey inkârcılar, kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu yakında anlayacaksınız!” |
Mehmet Türk Meali |
(Onlara yine): “Bizim inandığımız ve kendisine güvendiğimiz, ancak Rahman olan Allah’tır. Artık siz, kimin apaçık bir sapkınlık içerisinde olduğunu pek yakında öğreneceksiniz.” de. |
Muhammed Esed Meali |
De ki: “O, Rahmân'dır: biz O'na iman ettik, ve O'na güvendik; kimin açık bir sapıklıkta olduğunu zamanı geldiğinde anlayacaksınız.” |
Mustafa İslamoğlu Meali |
De ki: “(İşte kurtaracak olan) O Rahmân’dır! Biz O’na iman ettik ve O’na güvendik. (Size gelince:) kimin apaçık bir sapıklıkta olduğunu günü gelince öğreneceksiniz.” |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
De ki: «O Rahmân'dır ki, O'na imân ettik ve O'na tevekkülde bulunduk. Artık yakında bileceksiniz ki o apaçık sapıklıkta bulunan kim imiş?» |
Suat Yıldırım Meali |
De ki: “Sizi imana dâvet ettiğimiz İlah, Rahmandır. Biz O'na iman ettik. O'na dayandık. Kimin kesin bir yanlışlık içinde olduğunu yakında öğrenirsiniz. * |
Süleyman Ateş Meali |
De ki: "O, çok merhametlidir. O'na inanmış, O'na dayanmışızdır. Yakında kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu bileceksiniz." |
Süleymaniye Vakfı Meali |
De ki “İyiliği sonsuz olan O'dur; biz O'na inanıp güvendik ve O'nu kendimize vekil ettik. Açık bir sapıklık içinde olanın kim olduğunu yakında öğrenirsiniz.” |
Şaban Piriş Meali |
De ki:-Bizim kendisine iman ettiğimiz ve güvenip dayandığımız Rahman'dır. Kimin açık bir dalalette olduğunu yakında öğreneceksiniz. |
Ümit Şimşek Meali |
De ki: O Rahmân'dır; Ona inandık ve Ona tevekkül ettik. Kimin apaçık bir sapıklıkta olduğunu yakında siz de öğrenirsiniz. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
De ki: "Rahman'dır O, O'na inandık biz ve yalnız O'na güvendik. Yakında bileceksiniz kimmiş apaçık sapıklığın içinde." |
M. Pickthall (English) |
Say: He is the Beneficent. In Him we believe and in Him we put our trust. And ye will soon know who it is that is in error manifest. |
Yusuf Ali (English) |
Say: "He is ((Allah)) Most Gracious: We have believed in Him, and on Him have we put our trust: So, soon will ye know(5590) which (of us) it is that is in manifest error."* |