Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Onlar ki iman ettiler, hicret ettiler, Allah yolunda cihad ettiler ve onlar ki (hicret edenleri) barındırdılar ve yardım ettiler. İşte onlar (Muhacirin ve Ensar) gerçek (hakkıyla) mü'minlerdir ve onlar için (günahlardan) bağışlanma ve (cennette) bol ve üstün rızık vardır. (Büyük nimet ve faziletlere erişeceklerdir.) |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
İnananlar ve yurtlarından göçenler, Allah yolunda savaşanlar ve bir de bunları yeryurt sahibi edenler ve yardımda bulunanlarsa onlardır gerçekten inanmış olanlar. Onların hakkıdır yarlıganmak ve sayısız, tükenmez rızık. |
Abdullah Parlıyan Meali |
İman edip hicret eden ve Allah yolunda elinden gelen her türlü çabayı sarfeden kimselerle, onlara kol kanat gerip yardım eden kimseler: İşte bunlardır gerçekten inanan kimseler, onlar için bağışlanma ve bereketli rızıklar vardır. |
Ahmet Tekin Meali |
İman edip, hicret edenler, Allah yolunda, İslâm uğrunda hayatlarını ortaya koyarak, konuşarak, yazarak, hesapsız servet harcayarak cihâd edenler, muhacirleri bağırlarına basanlar ve yardım edenler, onlar işte onlar hâlis mü'mindirler. Koruma kalkanına alınırlar. Onlara bağışlanma ve bol rızık vardır. |
Ahmet Varol Meali |
İman edenler, hicret edenler ve Allah yolunda cihad edenler ile (hicret eden mü'minleri) barındırıp onlara yardım edenler işte bunlar gerçek mü'minlerdirler. Onlara mağfiret ve bolca rızık vardır. |
Ali Bulaç Meali |
İman edenler, hicret edenler ve Allah yolunda cihad edenler ile (hicret edenleri) barındıranlar ve yardım edenler, işte gerçek mü'min olanlar bunlardır. Onlar için bir bağışlanma ve üstün bir rızık vardır. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
İman edip hicret edenler ve Allah yolunda cihad yapanlarla (Muhacirlerle), bir de onları barındırıp yardım edenler (Ensar) var ya, işte onlar, gerçek müminlerdir. Bunlara, bir mağfiret ve kerîm bir rızık vardır. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
İman eden, hicret eden ve Allah yolunda cihad edenler ile onları barındıran, onlara yardım edenler, işte onlar gerçekten müminlerdir. Onlara bağışlanmak ve güzel bir rızık vardır. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
İman edip de Allah yolunda hicret ve cihad edenler, muhacirleri barındırıp onlara yardım edenler var ya, işte gerçek müminler onlardır. Onlar için af ve bol rızık vardır. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
İman edip (Medine'ye) göçenler ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad edenler ile bu göçmenlere barınak sağlayanlar ve yardım edenler var ya; işte bunlar gerçek mü'minlerdir ve onlar için bağışlanma ve bol rızık vardır. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
İnanıp hicret eden, Allah yolunda savaşanlar ve muhacirleri barındırıp onlara yardım edenler, işte onlar gerçekten inanmış olanlardır. Onlara mağfiret ve cömertçe verilmiş rızıklar vardır. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
İman edip hicret eden ve Allah yolunda cihad edenler ve (muhacirleri) barındırıp (onlara) yardım edenler var ya; işte onlar gerçek mü’minlerdir. Onlar için bir bağışlanma ve bol bir rızık vardır. |
Diyanet Vakfı Meali |
İman edip de Allah yolunda hicret ve cihad edenler, (muhacirleri) barındıran ve yardım edenler var ya, işte gerçek müminler onlardır. Onlar için mağfiret ve bol rızık vardır. |
Edip Yüksel Meali |
İnananlar, ALLAH yolunda göç edip çaba gösterenler ve onları barındırıp yardım edenler, işte bunlar gerçek inananlardır. Onlar için bağışlanma ve bol rızık vardır. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
O kimseler ki, iman ettiler, hicret ettiler ve Allah yolunda cihada katıldılar, bir kısımları da onları barındırıp yer, yurt sahibi yaptılar ve yardıma koştular, işte bunlar hakkıyla mümin olanlardır. Bunlara bir mağfiret ve cömertçe bir rızık vardır. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
O kimseler ki iyman edib hicret ettiler ve Allah yolunda cihada gittiler, ve o kimseler ki iyvâ ettiler, yardıma koştular, işte bunlar hakkâ mü'minlerdir, bunlara bir mağfiret var ve kerîm bir rızîk var |
Hasan Basri Çantay Meali |
İman edib de Allah yolunda hicret ve cihâd edenler, barındıranlar, yardım edenler: İşte gerçek mü'min olanlar bunlardır. Mağfiret ve uçsuz bucaksız rızık da onlarındır. |
Hayrat Neşriyat Meali |
Îmân edip hicret edenler ve Allah yolunda cihâd eden (Muhâcir)ler ve (onları)barındırıp yardım edenler (Ensâr) var ya, işte gerçek mü'minler, ancak onlardır! Kendileri için (Rablerinden) bir mağfiret ve dâimî bir rızık vardır. |
İlyas Yorulmaz Meali |
İman edenler, hicret edip yurtlarını terk edenler ve Allah yolunda mücadele edenlerle, (muhacirlere) sığınma hakkı verip onlara yardım edenler var ya, işte gerçekten iman etmiş olanlar onlardır. Onlar için (ahirette Rablerinden) bağışlanma ve tertemiz rızıklar var. |
Kadri Çelik Meali |
İman edenler, hicret edenler, Allah yolunda savaşanlar ve hicret edenleri barındıranlar ve onlara yardım edenler (var ya), işte onlar gerçekten iman etmiş olanlardır. Onlar için bir bağışlanma ve yüce bir rızık vardır. |
Mahmut Kısa Meali |
Allah’a ve Elçisine yürekten inanan, sonra zulmün egemen olduğu ülkelerini terk ederek İslâm diyarına hicret eden, ardından da üstün bir gayret göstererek mallarıyla, canlarıyla Allah yolunda cihâd edenler ve onlara kucak açarak yardımcı olan Medîneli fedâkâr Müslümanlar var ya; işte gerçek anlamda inananlar onlardır. Onlar için, Rab’leri tarafından bağışlanma ve cömertçe bahşedilen nîmetler vardır!
Ve bu ilâhî müjde, yalnızca ilk Müslümanları değil, kıyâmete kadar gelecek bütün müminleri kucaklıyor: |
Mehmet Türk Meali |
Îman edip hicret edenler, Allah yolunda cihad edenler ve onları barındırıp yardım edenler var ya işte gerçek mü’minler onlardır. Onlara Rablerinin katında, büyük bir af ve tükenmez bir rızık vardır. |
Muhammed Esed Meali |
Ve o imana erişen, zulmün hüküm sürdüğü diyardan göç eden ve Allah yolunda elinden gelen her türlü çabayı gösteren kimselerle [onlara] kol kanat gerip yardım eden kimseler; işte bunlardır, gerçekten inanan kimseler! Günahlarından bağışlanma ve çok kutlu bir rızık beklemektedir onları. 83 |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Hani o imanda sebat eden, zulüm diyarından göç eden, Allah yolunda var gücüyle çaba gösteren ve onlara kucak açıp yardım edenler var ya: onlar gerçek birer mü’mindirler: Onları, engin bir bağış ve görkemli bir rızık beklemektedir. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Ve o kimseler ki, imân ettiler ve muhâcerette bulundular ve Allah yolunda cihada atıldılar. Ve o kimseler ki, (muhacirleri) barındırdılar ve yardım ettiler. İşte bihakkın mü'min olanlar onlardır. Onlar için bir mağfiret vardır ve bir kerîm rızık vardır. |
Suat Yıldırım Meali |
İman edip hicret edenler, Allah yolunda cihad edenlerle onlara kucak açıp yardım eden Ensar var ya, İşte gerçek müminler bunlardır. Bunlara bir mağfiret, pek değerli bir nasip vardır. |
Süleyman Ateş Meali |
Onlar ki, inandılar, hicret ettiler, Allah yolunda savaştılar ve onlar ki, (göçmenleri) barındırdılar ve (onlara) yardım ettiler, işte gerçek mü'minler onlardır. Onlar için bağış ve bol rızık vardır. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
İnanıp güvenerek hicret eden ve Allah yolunda mücadele (cihad) edenler ile bunları barındırıp yardım edenler (ensar) var ya; işte onlar gerçek müminlerdir. Onlar için bağışlama ve bol rızık vardır. |
Şaban Piriş Meali |
İman edip, hicret eden, Allah yolunda cihat eden, barındıran ve yardım edenler, işte onlar gerçek müminlerdir. Onlara bağış ve bol rızıklar vardır. |
Ümit Şimşek Meali |
İman edip hicret edenler, Allah yolunda cihad edenler ve onları barındırıp onlara yardım edenler—işte onlar hakkıyla mü'min olanlardır. Onlar için bir bağışlanma ve pek bol bir rızık vardır. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
O inanıp hicret edenler, Allah yolunda cihat edenler, o barındırıp yardımcı olanlar var ya, gerçek müminler işte onlardır! Bir bağışlanma var onlar için, bol bir rızık var. |
M. Pickthall (English) |
Those who believed and left their homes and strove for the cause of Allah, and those who took them in and helped them these are the believers in truth. For them is pardon, and a bountiful provision. |
Yusuf Ali (English) |
Those who believe, and adopt exile, and fight for the Faith, in the cause of Allah as well as those who give (them) asylum and aid,- these are (all) in very truth the Believers: for them is the forgiveness of sins and a provision most generous.(1243)* |