Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Ve andolsun ki (insan) eğer kendisine dokunan bir sıkıntıdan sonra (tekrar eski nimet ve faziletine döndürülecek olsa) yine kesinlikle; “Kötülükler benden (uzaklaşıp) gitti, (kendi bilgim ve becerimle bunu başarıp kurtuldum) ” diyerek (gaflet ve cehalete dalacaktır) . Çünkü o, şımarık (bir şaşkındır ve boş yere) böbürlenen ve gururlanandır. |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Fakat ona, bir dertten, bir musibetten sonra nimeti tattırırsak benden bütün kötülükler gitti der. Şüphe yok ki o şımarır, böbürlenmeye övünmeye koyulur. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Yine başına gelen bir darlık ve sıkıntıdan sonra, bir bolluk bir genişlik tattıracak olursak, hemen “Musibetler yakamı bıraktı” diyerek çokca sevinir ve böbürlenir. |
Ahmet Tekin Meali |
Eğer bir zarar, bir sıkıntı dokunduktan sonra ona bir nimet tattırırsak,
“Artık felâketler yakamı bıraktı.” der. Ne kadar gururlu, ne kadar şımarık biridir. |
Ahmet Varol Meali |
Kendisine dokunan bir darlıktan sonra ona bir nimet tattırırsak mutlaka: "Kötülükler artık benden gitti" der, şımarık ve böbürlenen biri oluverir. |
Ali Bulaç Meali |
Ve andolsun, kendisine dokunan bir sıkıntıdan sonra, ona bir nimet taddırsak, kuşkusuz; 'Kötülükler benden gidiverdi' der. Çünkü o, şımarıktır, böbürlenendir. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Fakat ona dokunan bir dertten sonra, kendisine bir nimet taddırırsak, “ - Doğrusu benden bütün fenalıklar gitti.” der ve şüphesiz sevinir, öğünür. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Şayet kendisine dokunan bir zarardan sonra ona bir nimet tattırsak, işte o zaman, “kötülükler beni bıraktı” der, böbürlenerek sevinir ve övünür. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Eğer kendisine dokunan bir zarardan sonra ona bir nimet tattırırsak, “Elbette kötülükler benden gitti” der. Çünkü o şımarıktır; kibirlidir. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
Ve Andolsun ki, kendisine dokunan bir sıkıntıdan sonra, ona bir nimet tattırsak, kuşkusuz: “Kötülükler benden gidiverdi” der. Çünkü o, şımarıktır, kibirlidir. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Başına gelen sıkıntıdan sonra, ona bir nimet tattırırsak, "Musibetler başımdan gitti" der; doğrusu o, şımarıp böbürlenen biridir. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Ama kendisine dokunan bir sıkıntıdan sonra, ona bir nimet tattırırsak mutlaka, “Kötülükler benden gitti” diyecektir. Çünkü o, şımarık ve böbürlenen biridir. |
Diyanet Vakfı Meali |
Eğer kendisine dokunan bir zarardan sonra ona bir nimet tattırırsak, elbette «Kötülükler benden gitti» der. Çünkü o (bunu derken) şımarıktır, kibirlidir. |
Edip Yüksel Meali |
Kendisine dokunan zararlardan sonra ona nimetler tattırsak, "Kötülükler benden gitti," der. Bu kez sevinçlidir, kibirlidir. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Ve şayet ona dokunan bir sıkıntıdan sonra bir nimet tattırırsak, "Artık benden bütün kötülükler silinip gitti." der, mutlaka böbürlenir ve şımarır. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Ve şâyed ona dokunan bir zarruretten sonra bir saadet tattırıverirsek, her halde benden bütün seyyiat gitti der ve şüphesiz sevinir öğünür |
Hasan Basri Çantay Meali |
Şâyed kendisine dokunan bir derdden sonra ona ni'meti tatdırırsak andolsun diyecek ki: «Benden kötülükler (bir daha gelmemek üzere) uzaklaşıb gitdi». Çünkü o (bu anda) şımarıkdır, (halka karşı) böbürlenendir. |
Hayrat Neşriyat Meali |
Hem muhakkak ki, kendisine dokunan bir zarardan sonra ona (o insana) bir ni'met tattırsak, mutlaka: “Kötülükler benden gitti” der. Çünki o gerçekten çok şımarık, çok böbürlenen kimsedir. |
İlyas Yorulmaz Meali |
Yine, ona isabet eden bir zarardan sonra nimetleri tattırırsak “Zarar benden uzaklaştı (gitti)” diye hemen övünerek sevinir. |
Kadri Çelik Meali |
Başına gelen sıkıntıdan sonra, ona bir nimet tattırırsak “Musibetler başımdan gitti” der. Doğrusu o, sevinerek şımaran ve böbürlenen biridir. |
Mahmut Kısa Meali |
Ve yine, eğer kendisine dokunan bir sıkıntının ardındanbaşındaki belâyı giderip ona bir nîmet tattıracak olsak, o zaman da, “Nasıl olsa belâlardan kurtuldum!” der ve bir daha hiç sıkıntıya düşmeyecekmiş gibi hemen şımarmaya, o nîmetleri kendisine veren yaratıcıyı unutarak kibirlenmeye, büyüklük taslamaya başlar. Nîmetleri düşünür de, onları bahşeden yüce kudreti düşünmez; belâlardan ödü kopar, fakat o belâlarla insanları imtihan Allah’a karşı gelmekten çekinmez. |
Mehmet Türk Meali |
Ve (yine) yemin olsun ki; kendisine dokunan bir sıkıntıdan sonra, ona bir nîmet tattırırsak (o zaman da) kesinlikle: “kötülükler benden gidiverdi”1 der ve mutlaka böbürlenerek şımarır.* |
Muhammed Esed Meali |
Yine, başına gelen bir darlıktan, sıkıntıdan sonra bir bolluk, bir genişlik 18 tattıracak olsak hemen “Musibetler yakamı bıraktı!” di-yerek, kendinden bilir, kurumlu boş bir sevince kaptırır kendini. 19 |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Yok eğer kendisine dokunan bir sıkıntı ve darlığın ardından ona esenlik ve bolluk tattırmış olsak, o vakit der ki: “kötülük(veren güç)ler benden uzaklaştı”;[1699] (ve) bir anda küstahça bir şımarıklığa kapılır.* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Ve eğer ona isabet eden bir zahmetten sonra bir nîmet tattırırsak elbette der ki: «Benden bütün kötülükler gidiverdi.» Şüphe yok ki, O bu halde pek sevinen, çok öğünendir. |
Suat Yıldırım Meali |
Fakat başına gelen bir dertten sonra kendisine bir nimet tattırırsak: “Artık bütün dertler ve belalar bir daha gelmemek üzere bitti gitti! ” der, sevinir, övünür durur. |
Süleyman Ateş Meali |
Ve eğer kendisine dokunan bir zarardan sonra ona bir ni'met taddırsak, mutlaka: "Kötülükler benden gitti" der, sevinir, övünür. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Çektiği darlıktan sonra ona bir mutluluk tattırsak bu defa da “Sıkıntılar geride kaldı.” der. Artık o, şımarığın ve kendini beğenmişin tekidir. |
Şaban Piriş Meali |
Eğer ona, kendisine dokunan sıkıntıdan sonra nimetler verirsek şöyle söyleyecektir:-Kötülükler benden uzaklaştı. O, gerçekten şımaracak ve övüncektir. |
Ümit Şimşek Meali |
Eğer başına gelen bir sıkıntıdan sonra ona nimetler tattıracak olsak, bu defa da “Bütün kötülükler benden uzaklaştı” deyiverir; şımarıp böbürlenir. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Ve eğer ona, kendisine gelip çatan bir zorluk ve kederden sonra bolluk ve nimet tattırırsak, hiç kuşkusuz şöyle diyecektir: "Tüm sıkıntı ve kötülükler benden uzaklaşmıştır." Bu durumda o, bir sevinç şımarığı, bir kendini beğenmiş olur. |
M. Pickthall (English) |
And if We cause him to taste grace after some misfortune that had befallen him, he saith : The ills have gone from me. Lo! he is exultant, boastful; |
Yusuf Ali (English) |
But if We give him a taste of (Our) favours after adversity hath touched him, he is sure to say, "All evil has departed from me:"(1507) Behold! he falls into exultation and pride.* |