Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
(Bunların üzerine Hz.) Nuh’a vahyedildi ki: “(Artık) Senin kavminden (ciddiyet ve samimiyetle) iman edenlerin dışında, kesinlikle hiç kimse inanacak değildir. O halde, sakın onların davranışlarına üzülme!” |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Nuh'a, kavminden inananlardan başkaları kesin olarak inanmayacak, artık sen de onların yaptıkları işler yüzünden kederlenme diye vahyedildi. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Ve Nuh'a “Senin kavminden şimdiye kadar inanmış olanların dışında kimse inanmayacak” diye vahyettik. Bu yüzden onların yapageldikleri şeylerden dolayı sakın tasalanma. |
Ahmet Tekin Meali |
Nuh'a:
“Kavminden iman etmiş olanlardan başkası artık asla sana iman etmeyecek. Öyleyse onların sergilemeye devam ettikleri günahkâr, isyankâr davranışlarından dolayı üzülme.” diye vahyedildi. |
Ahmet Varol Meali |
Nuh'a vahyolundu ki: "Kavminden şimdiye kadar iman etmiş olanların dışında artık kimse iman etmeyecek. Onların yaptıklarından dolayı üzülme! |
Ali Bulaç Meali |
Nuh'a vahyedildi: 'Gerçekten iman edenlerin dışında, kesin olarak kimse inanmayacak. Şu halde onların yaptıklarından dolayı üzülme.' |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Nûh'a şöyle vahyolunmuştu: “- Haberin olsun, önceden iman edenlerden başka, kavminden hiç biri asla iman etmiyecek. O halde yaptıkları şeylerden (eziyet ve tekziplerden ) ötürü kederlenme. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Ve Nuh’a vahyedildi ki: “Bu mevcut inananlardan başka daha kimse inanmayacaktır. Artık onların yaptıklarından dolayı sıkıntı çekme, üzülme! |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Nûh'a, “Senin toplumundan inanmış olanların dışında başka kimse inanmayacaktır. Onların yaptıklarına üzülme!” |
Cemal Külünkoğlu Meali |
Nuh'a vahyolundu ki: “Kavminden (şimdiye kadar sana) iman etmiş kimselerden başkası, (artık asla sana) inanmayacak. O halde sen, onların yaptıklarından dolayı üzülme!” (dedik). |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
36,37. Nuh'a, "Senin milletinden, inanmış olanlardan başkası inanmayacaktır; onların yapageldiklerine üzülme; nezaretimiz altında, sana bildirdiğimiz gibi gemiyi yap. Haksızlık yapanlar için Bana baş vurma, çünkü onlar suda boğulacaklardır" diye Allah tarafından vahyolundu. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Nûh’a vahyolundu ki: “Kavminden daha önce iman etmiş olanlardan başka, artık hiç kimse iman etmeyecek. O hâlde, onların yapmakta oldukları şeylerden dolayı üzülme.” |
Diyanet Vakfı Meali |
Nuh'a vahyolundu ki: Kavminden iman etmiş olanlardan başkası artık (sana) asla inanmayacak. Öyle ise onların işlemekte olduklarından (günahlardan) dolayı üzülme. |
Edip Yüksel Meali |
Nuh'a vahyedildi: "Şu ana kadar inanmış olanların dışında artık halkından hiç kimse inanmıyacaktır. Onların tavırları seni üzmesin." |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Ayrıca Nuh'a şöyle vahyettik: "Bil ki kavminden şimdiye kadar iman etmiş olanlardan başka artık kimse iman etmeyecektir. Onun için yaptıkları şeylerden dolayı kederlenme." |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Bir de Nuha vahyolunmuştu ki haberin olsun kavminden iyman etmiş olanlardan maada hiç biri iyman etmiyecek, onun için her ne yaparlarsa gam yeme de |
Hasan Basri Çantay Meali |
Nuha şu hakıykat vahy olundu: «Kavminden gerçek îman etmiş olanlardan başkası asla îman etmeyecekdir. O halde (bîhûde üzülüb de) işleyegeldikleri şeylerden (tecâvüzlerden) dolayı tasalanma». |
Hayrat Neşriyat Meali |
Nûh'a da şübhesiz şöyle vahyolundu: “Kavminden, gerçekten îmân etmiş olanlardan başka kimse aslâ îmân etmeyecek; öyle ise onların yapmakta olduklarından dolayı üzülme!” |
İlyas Yorulmaz Meali |
Nuh'a “Şu ana kadar inananlardan başka, kavminden hiçbir kimse sana inanmayacak. Onların yaptıklarına sakın ola ki üzülme” diye vahy olundu. |
Kadri Çelik Meali |
Nuh'a, “Senin kavminden, gerçekten iman etmiş olanlardan başkası artık iman etmeyecektir; o halde yaptıkları şeylerden dolayı üzülme” diye vahyolundu. |
Mahmut Kısa Meali |
Uzun ve meşakkatli bir mücâdelenin ardından, Nûh’a şu talimatlar bildirildi: “Şu ana kadar sana inanmış olanların dışında, artık kavminden hiç kimse iman etmeyecek fakat sen, onların yapageldikleri çirkin davranışlardan dolayı üzülme sakın! Ve asla umutsuzluğa, karamsarlığa kapılma!” |
Mehmet Türk Meali |
Nûh’a: “(Şimdiye kadar) îman edenlerin dışında artık (bundan sonra) sana kimse kesinlikle inanmayacak. Sakın onların yaptıkları şeylerden dolayı üzülme...” |
Muhammed Esed Meali |
VE NÛH'A: “Senin kavminden, şimdiye kadar inanmış olanların dışında kimse inanmayacak” diye vahyettik, “Bu yüzden, onların yapabilecekleri şeylerden ötürü sakın tasalanma, |
Mustafa İslamoğlu Meali |
DERKEN Nûh’a şöyle vahyettik: “Şu kesin ki, daha önce inanmış olanlar dışında bundan böyle toplumundan kimse sana inanmayacak:[1725] Artık, onların yapageldikleri şeylerden dolayı sakın üzüleyim deme![1726]* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Ve Nûh'a vahyolundu ki, «Muhakkak kavminden imân etmeyecektir, ancak cidden imân etmiş olanlar müstesna. Artık yapar oldukları şey ile mahzun olma.» |
Suat Yıldırım Meali |
36, 37. Nuh'a şöyle vahyolundu ki: “Artık halkından, daha önce iman etmiş olanlar dışında, hiç kimse iman etmeyecek. Öyleyse o kâfirlerin yaptıklarından dolayı kederlenme de, Bizim gözetimimiz altında ve vahyimiz doğrultusunda, gemiyi yap ve o zalimler lehinde Ben'den hiçbir ricada bulunma. Çünkü onlar suda boğulacaklardır. ” [23, 27; 71, 26; 54, 10] |
Süleyman Ateş Meali |
Nuh'a vahyolundu ki: "Kavminden, inanmış olanlardan başka kimse inanmayacak, onların yaptıklarından dolayı üzülme!" |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Nuh’a şu vahyedildi: “Şimdiye kadar inanmış olanlar bir yana, artık halkından kimse inanmayacaktır. Onların yaptıkları yüzünden sakın kendini harap etme.” |
Şaban Piriş Meali |
Nuh'a: “Gerçekten iman edenlerin dışında, kesin olarak konumdan kimse inanmayacak. O halde, onların yaptıklarına üzülme.” diye vahyedildi. |
Ümit Şimşek Meali |
Derken Nuh'a “Şimdiye kadar iman edenlerden başka, kavminden sana iman eden olmayacak,” diye vahyolundu. “Artık onların yaptıkları için tasalanma. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Nûh'a şöyle vahyolundu: "Toplumundan, daha önce inanmış olanlar dışında hiç kimse iman etmeyecektir. Artık onların yaptıkları yüzünden tasalanıp durma." |
M. Pickthall (English) |
And it was inspired in Noah, (saying) : No one of the folk will believe save him who hath believed already. Be not distressed because of what they do. |
Yusuf Ali (English) |
It was revealed to Noah: "None of thy people will believe(1529) except those who have believed already! So grieve no longer over their (evil) deeds.* |