Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
(Bunun üzerine) “Ey Nuh” denildi… “Sana ve seninle birlikte olan ümmetlere Bizden selamet ve bereket (verilmiş olarak gemiden) inin… (Kıyamete kadar; sizin gibi iman ve itaat ehli olup hidayet davetine uyan ve selamet gemisine oturan bütün topluluklar da barış, bereket ve emniyet içinde olacaktır. Ama küfre ve nankörlüğe düşen) Diğer ümmetleri de (dünyada bir müddet) yararlandıracağız. Sonra (hidayet gemisine binmeyenlere, yine) Bizden çok acı (ve alçaltıcı) bir azap dokunacaktır.” (Bu Allah’ın sünnetidir.) |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Dendi ki: Nuh, sana ve seninle beraber bulunanlardan türeyecek ümmetlere bizden gönderilen esenlikler ve bereketlerle in gemiden. Onlardan türeyecek ümmetler içinde öyleleri de var ki onları da bir müddet faydalandıracak, geçindireceğiz de sonra bizden elemli bir azaba uğrayacaktır onlar. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Ey Nuh! denildi. Sana ve seninle beraber olanlardan meydana gelecek ümmetlere, bizden bir selamet ve bereketlerle gemiden in. Fakat senin ve onların soyundan gelecek olan, zalim ve inkârcı insanlara gelince, biz onların bu dünyada belli bir süre yaşayıp geçinmelerine fırsat verecek, sonra da katımızdan bir azaba çarptıracağız. |
Ahmet Tekin Meali |
“Ey Nuh, sana, seninle beraber olanlardan türeyen milletlere katımızdan barış, güvenlik, bolluk ve bereket va'dimizle gemidekilerle birlikte gemiden in. Onların neslinden yoldan çıkmış milletler de türeyecek, onlara da dünyada zevk ü sefa tattıracağız. Sonra onlara, tarafımızdan verilen can yakıp inleten müthiş bir azap dokunacak.” denildi.* |
Ahmet Varol Meali |
"Ey Nuh! Sana ve seninle birlikte olanlardan (türeyecek) ümmetlere bizden selam ve bereketlerle in. Ancak öyle ümmetler de olacak ki onları bir süre yararlandıracağız. Sonra kendilerine bizden acıklı bir azap dokunacaktır" denildi. |
Ali Bulaç Meali |
'Ey Nuh' denildi. 'Sana ve seninle birlikte olan ümmetler üzerine bizden selam ve bereketlerle (gemiden) in. (Sizden türeyecek diğer kâfir) Ümmetleri de yararlandıracağız, sonra onlara bizden acı bir azab dokunacaktır.' |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Şöyle denildi: “- Ey Nûh! Sana ve gemide seninle beraber bulunan müminlere (veya soylarına) bizden bir selâmet ve bereketlerle (gemiden) in. Onlardan bir takım kâfir ümmetler olacak ki, biz onları dünyada rızıklarla faydalandıracağız. Sonra da, âhirette kendilerine, bizden acıklı bir azâp dokunacaktır. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Denildi ki: “Ey Nuh! Bizden sana ve seninle beraber olan toplumlara selam ve bereketlerle in. (Diğer) toplumlar ise, onları yaşatacağız. Sonra bizim tarafımızdan, onlara elem verici bir azap dokunacaktır. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
“Ey Nûh! Sana ve seninle beraber olan topluluklara, bizden bir esenlik ve bereket olmak üzere gemiden in!” denildi. Ama birçok topluluğun geçimini de sağlayacağız. Sonra onlara, bizden acıklı bir azap değecektir. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
(Ona) denildi ki: “Ey Nuh! Sana ve seninle birlikte bulunanlardan birçok ümmete bizden esenlik ve bereketlerle (gemiden) in. Daha birtakım ümmetler de olacak ki, biz onları (dünyada) yararlandıracağız. Sonra da bizden kendilerine (inanmayanlara) elem dolu bir azap dokunacak.” |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
"Ey Nuh! Sana ve seninle beraber olan topluluklara bizden bir selamet ve bereketle gemiden in. Ama birçok toplulukları da geçindireceğiz, sonra onlara can yakıcı bir azab vereceğiz" denildi. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Ona denildi ki: “Ey Nûh! Sana ve seninle birlikte bulunanlardan birçok ümmete bizden esenlik ve bereketlerle (gemiden) in. Daha birtakım ümmetler de olacak ki, biz onları (dünyada) yararlandıracağız. Sonra da bizden kendilerine elem dolu bir azap dokunacak.” |
Diyanet Vakfı Meali |
Denildi ki: Ey Nuh! Sana ve seninle beraber olan ümmetlere bizden selam ve bereketlerle (gemiden) in! Kendilerini (dünyada) faydalandıracağımız, sonra da bizden kendilerine elem verici bir azabın dokunacağı ümmetler de olacaktır. |
Edip Yüksel Meali |
Dendi ki: "Ey Nuh, sana ve seninle birlikte olan uluslara bizden barış ve bereketlerle in. Ayrıca öyle uluslar var ki onları bir süre yaşatacağız ve sonra onlara bizden acı bir azap dokunacaktır." |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
"Ey Nuh!" denildi, " Bizden bir selâm sana ve seninle birlikte olanlardan gelecek ümmetlere, kutluluk dileğiyle gemiden in. İlerde kendilerini bir çok nimetten faydalandıracağımız, sonra da bu yüzden kendilerine tarafımızdan acıklı bir azap dokunacaknice ümmetler olacaktır." |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Ya Nuh! Denildi: in bizden bir selâm ve bir çok berekât ile sana ve beraberindeki kimselerden bir çok ümmetlere, daha bir çok ümmetler; ileride onları da müstefid edeceğiz, sonra onlara bizden bir elîm azâb dokunacak |
Hasan Basri Çantay Meali |
Denildi ki: «Yâ Nuh, sana ve (gemide) maiyyetinde bulunanlardan (gelecek mü'min) ümmetlere bizden selâm (-ü selâmet) ve bereketlerle in (gemiden. Onlardan türeyecek diğer kâfir) ümmetler de vardır ki biz onları dahi (dünyâda bol rızıklarla) fâidelendireceğiz. Sonra ise (âhiretde) onları bizden acıklı bir azâb çarpacakdır.. |
Hayrat Neşriyat Meali |
(Tarafımızdan) buyuruldu ki: “Ey Nûh! Sana ve berâberindekilerden (çoğalarak tüm dünyaya yayılacak) olan ümmetlere bizden selâm ve bereketlerle (gemiden) in!(Onlardan ileride) öyle ümmetler de olacaktır ki, kendilerini yakında (dünyada)faydalandıracağız, sonra (inkâr etmelerinden dolayı) bizden onlara (yine pek) elemli bir azab dokunacaktır.” |
İlyas Yorulmaz Meali |
Rabbi “Ey Nuh! Benim güvencem ve bereketim (bolluk) içerisinde sen ve seninle birlikte aynı şekilde inananlar gemiden inin. (İçinizden inkar ve isyan eden) Topluluğa yaşamaları ve geçinmeleri için belirli bir süre vereceğiz, sonra bizden acıklı bir azap onları yakalayıverir” dedi. |
Kadri Çelik Meali |
“Ey Nuh! Sana ve seninle birlikte olan ümmetler üzerine bizden bir esenlik ve bereketle gemiden in. (Elbette sizden türeyecek olan diğer kâfir) Ümmetleri de yararlandıracağız, sonra onlara bizden acıklı bir azap dokunacaktır” denildi. |
Mahmut Kısa Meali |
Ve derken, “Ey Nûh!” denildi, “Sana ve seninle birlikte olanlardan türeyecek tertemiz nesillere bizim tarafımızdan bağışlanan esenlik ve bereketlerle, suların çekildiği vadilere doğru in!Şunu da bil ki, zamanla onların arasından da kötü insanlar türeyecek. Öyle nesiller gelecek ki, onları bu dünyada kısa bir süre nîmetler içinde yaşatacağız, fakat sonunda, tarafımızdan gelecek can yakıcı bir azap hepsini perişan edecek! Böylece, iyilerle kötüler arasındaki mücâdele, kıyâmete kadar sürüp gidecek.” |
Mehmet Türk Meali |
(Allah tarafından Nûh’a): “Ey Nûh! Sana ve seninle birlikte olan ümmetler üzerine Bizden (verilecek) bir güven ve bereketlerle (gemiden) in. (İleride sizden nice inkârcı) ümmetler de olacak ki1 onları (dünyadan) yararlandıracağız sonra da onlara (âhirette) Bizden acıklı bir azap dokunacaktır.” Denildi* |
Muhammed Esed Meali |
Bunun üzerine [Nûh'a] “Ey Nûh!” denildi, “Sana ve seninle beraber [olanlara; senin ve] onlar(ın soyun)dan gelecek olan [iyi] insanlara katımızdan bir barış ve güvenlik, 71 bir bolluk bereket (vaadi) ile gemiden in. Fakat [senin ve onların soyundan gelecek olan zalim ve inkarcı] insanlara gelince, 72 Biz onların [bu dünyada belli bir süre] tutunup geçinmelerine fırsat verecek, sonra da başlarına katımızdan bir azap saracağız.” |
Mustafa İslamoğlu Meali |
(Nûh’a) “Ey Nûh! Senin ve seninle birlikte olanların nesillerinden (gelecek) olanlara, katımızdan bir esenlik ve mutluluk, bir bereket ve bolluk (muştusuyla) inip yerleş. Ama (gelecek) kuşaklar (arasında öyleleri) bulunacak ki; (önce) onlara geçici zevkleri tattıracağız, sonra tarafımızdan elem verici bir azaba çarptıracağız!” denildi. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Denildi ki: «Ey Nûh! Bizden bir selâm ile ve senin üzerine ve seninle beraber olanlardan neş'et edecek ümmetler üzerine birçok bereketler ile (gemiden) in. Ve birtakım milletleri de ileride faidelendireceğiz, sonra onlara Bizden acıklı bir azap dokunacaktır.» |
Suat Yıldırım Meali |
“Ey Nuh! denildi, sana ve beraberinde bulunan mümin topluluklara Bizim tarafımızdan bir selâmet ve çok bereketlerle gemiden in! Gelecek nesiller içinde niceleri de olacak ki onları dünyada bir müddet yaşatacağız, sonra da Biz den onlara gayet acı bir azap dokunacaktır. ” [2, 38] |
Süleyman Ateş Meali |
Ey Nuh, denildi, sana ve seninle beraber bulunan ümmetlerden bir bölüme bizden selamet ve bolluklarla (gemiden) in. Ama öyle ümmetler de var ki, onları bir süre yaşatacağız, sonra onlara bizden acı bir azab dokunacaktır! |
Süleymaniye Vakfı Meali |
“Ey Nuh! İn artık” dendi. “Sana ve seninle birlikte olanların soyundan gelecek toplumların (ümmetlerin) üzerinde, bizden esenlik, güvenlik ve bereketler olacak; öyle toplumlar (ümmetler) da var ki önce onlara nimet vereceğiz, sonra acıklı azabımız onları çarpacaktır. |
Şaban Piriş Meali |
-Ey Nuh, sana ve seninle birlikte olan topluluklara, bizden bir esenlik ve bereketle in. Ve daha sonraki toplumlara da geçimlikler vereceğiz. Sonra onlara katımızdan can yakıcı bir azap dokunacaktır, denildi. |
Ümit Şimşek Meali |
“Ey Nuh,” denildi. “Sana ve beraberindekilerden gelecek topluluklara Bizim katımızdan bir esenlik ve bereketle in. Onlardan gelen daha başka topluluklar da olacak ki, onları bir müddet nasiplendireceğiz; sonra da tarafımızdan onlara acı bir azap dokunacak.” |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Şöyle denildi: "Ey Nûh! Sana ve seninle beraber olanlardan diğer gruplara bizden bereketler ve bir selamla aşağıya in. Bazı ümmetler de var, kendilerini önce nimetlendireceğiz sonra bizden acıklı bir azap hepsini kucaklayacak." |
M. Pickthall (English) |
It was said (unto him) : O Noah! Go thou down (from the mountain ) with peace from Us and blessings upon thee and some nations (that will spring) from those with thee. (There will be other) nations unto whom We shall give enjoyment a long while and then a painful doom from Us will overtake them. |
Yusuf Ali (English) |
The word came: "O Noah! Come down (from the Ark) with peace from Us, and blessing on thee and on some of the peoples (who will spring) from those with thee: but (there will be other) peoples to whom We shall grant their pleasures(1542) (for a time), but in the end will a grievous penalty reach them from Us."(1543)* |