Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
İman edip salih amellerde bulunanlar ve "Rablerine kalpleri tatmin bulmuş olarak bağlananlar" (ise), işte bunlar da cennetin halkıdırlar. Onda süresiz kalacaklardır. |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
İnanıp iyi işlerde bulunanlara ve Rablerine yalvarıp yakaranlara gelince: Onlardır cennet ehli ve onlar, orada ebedi kalırlar. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Buna karşılık gerçekten iman eden, dürüst ve iyi davranışlar ortaya koyan ve Rablerine gönülden boyun eğen kimselere gelince, işte onlar cennetlik olanlardır ve orada yerleşip sonsuza kadar kalacaklardır. |
Ahmet Tekin Meali |
İman ederek, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenler, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanlar, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olanlar, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenler Rablerine kemâl-i edeple gönülden boyun eğenler, işte onlar cennet ehlidirler. Onlar orada ebedî yaşayacaklar. |
Ahmet Varol Meali |
İman edip iyi işler işleyen ve Rabblerine gönülden boyun eğenlere gelince; işte onlar cennetliklerdir. Onlar orada sonsuza kadar kalacaklardır. |
Ali Bulaç Meali |
İman edip salih amellerde bulunanlar ve 'Rablerine kalbleri tatmin bulmuş olarak bağlananlar', işte bunlar da cennetin halkıdırlar. Onda süresiz kalacaklardır. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Fakat iman edip sâlih amellerde bulunanlar ve huşû ile Rablerine itaat edenler (var ya), işte bunlar cennetliktirler, orada onlar ebedî kalıcıdırlar. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
İman edip uygun işler yapanlar, yalvararak Rablerine dönenler ise, işte onlar Cennetin ehlidirler. Onlar orada ebedî olarak kalacaklardır. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
İnanıp da güzel işler yapan ve Rabblerine gönülden boyun eğenlere gelince, işte onlar cennet ehlidir. Onlar orada süreli kalırlar.[207]* |
Cemal Külünkoğlu Meali |
İnanan, dürüst ve erdemli davranışlar ortaya koyan ve Rablerine karşı alçak gönüllülükle boyun eğen kimseler; işte onlar cennetliklerdir. Onlar orada ebedi kalacaklardır. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Doğrusu inanan ve yararlı iş yapanlar ve Rablerine boyun eğenler, işte onlar cennetliklerdir; orada temellidirler. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
İman edip, salih ameller işleyen ve Rablerine gönülden bağlananlara gelince, işte onlar cennetliklerdir. Onlar orada ebedî kalacaklardır. |
Diyanet Vakfı Meali |
İnanıp da güzel işler yapan ve Rablerine gönülden boyun eğenlere gelince, işte onlar cennet ehlidir. Onlar orada ebedî kalırlar. |
Edip Yüksel Meali |
İnanıp erdemli davrananlar ve Rab'lerine gönülden boyun eğenler ise cennet halkıdır. Onlar orada ebedi kalıcıdır. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Fakat iman edip salih amel işleyenler ve Rablerine karşı edepli olanlar, güvenen ve itaat edenler var ya, işte bunlar da cennet ehlidirler. Onlar orada ebedi kalırlar. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Fakat iyman edip salih salih ameller yapanlar ve mevlâlarına edeb ve ıtmi'nan ile itaatkâr olanlar işte bunlar eshabı Cennet hep orada muhalleddirler |
Hasan Basri Çantay Meali |
Îman edib de güzel işler yapanlar (a) ve huşu ve tevaazu'la Rablerine bağlananlar (a gelince) onlar cennetin yaranıdırlar. Onun içinde ebedî kalıcıdırlar onlar. |
Hayrat Neşriyat Meali |
Muhakkak îmân edip sâlih ameller işleyenler ve Rablerine gönülden boyun eğenler var ya, işte onlar Cennet ehlidirler. Onlar orada ebedî olarak kalıcıdırlar.(1)* |
İlyas Yorulmaz Meali |
İman edip salih (doğru) işler yapanlar ve Rablerine saygılı davrananlar, işte onlar sürekli olarak cennette kalacak olanlardır. |
Kadri Çelik Meali |
Doğrusu iman edenler, salih amelde bulunanlar ve rablerine karşı güven duyanlar, işte onlar cennet yarenleridir ve onlar onda temelli kalıcılardır. |
Mahmut Kısa Meali |
Buna karşılık, Allah’ın ayetlerine yürekten iman eden, bu imana yaraşır güzel davranışlar gösteren ve Rab’lerine saygıyla boyun eğen kimselere gelince, işte onlar da cennet halkıdır ve sonsuza dek orada kalacaklardır. |
Mehmet Türk Meali |
Cennete; sadece (Allah’ın istediği gibi) îman edip, (inandığı) iyi işleri yaşayan ve rablerine karşı alçak gönüllü olanlar girecektir ve onlar oradan asla çıkarılmayacaklardır. |
Muhammed Esed Meali |
(Buna karşılık,) gerçek imana erişen, dürüst ve erdemli davranışlar ortaya koyan ve Rablerine alçak gönüllülükle boyun eğen kimseler; cennetlik olanlar, orada yerleşip sonsuza kadar yaşayacak olanlar işte böyleleridir. |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Ne var ki iman edenler, Allah’ı razı eden değerler üretenler ve Rablerine gönülden boyun eğenler de var: işte cennet ehli olanlar da bunlardır; bunlar orada ebedî kalacaklardır. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
İmân edenler, ve sâlih amellerde bulunanlar ve Rablerine kemal-i itaat ve huşû ile mutmain olanlar (yok mu) işte şüphesiz ki onlar cennet sahibidirler, onlar orada ebedîyyen kalıcılardır. |
Suat Yıldırım Meali |
Fakat iman edip makbul ve güzel işler yapanlar ve mevlâlarına gönülden bağlanıp itaat edenler ise cennetliktir. Onlar orada ebedî kalacaklardır. |
Süleyman Ateş Meali |
İnanıp iyi işler yapan ve Rablerine gönülden boyun eğenlere gelince; işte onlar da cennet halkıdır, onlar orada ebedi kalacaklardır. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
İnanıp güvenen ve iyi işler yapanlar ve Rablerine içten boyun eğenler var ya; işte onlar cennet ahalisidir; orada ölümsüzleşeceklerdir. |
Şaban Piriş Meali |
İman edip, doğru işler yapanlar ve Rab'lerine kesinkes bağlananlar, Onlar, cennet halkıdırlar. Onlar orada temelli kalacaklardır. |
Ümit Şimşek Meali |
İman eden, güzel işler yapan ve Rablerine gönülden itaat edenlere gelince, işte onlar Cennet ehlidir; orada sürekli kalacaklardır. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
İman edip hayra ve barışa yönelik işler yaparak Rablerine içten bir bağlılıkla boyun eğenlere gelince, onlar cennet halkıdırlar. Sürekli kalacaklardır orada. |
M. Pickthall (English) |
Lo! those who believe and do good works and humble themselves before their Lord: such are rightful owners of the Garden; they will abide therein. |
Yusuf Ali (English) |
But those who believe and work righteousness, and humble themselves before their Lord,-(1516) They will be companions of the gardens, to dwell therein for aye!* |