Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
“Ve (sonunuzu) gözleyin bakalım. Çünkü Biz de (başınıza gelecekleri merakla ve umutla) bekleyip durmaktayız.” |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Ve bekleyin, şüphe yok ki biz de beklemedeyiz. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Ve olacak olanı bekleyin bakalım; doğrusu, biz de bekleyeceğiz.” |
Ahmet Tekin Meali |
“Davranışlarınızın âkıbetini bekleyin, biz de ilâhî tecellinin gerçekleşeceği günü bekleyeceğiz” de. |
Ahmet Varol Meali |
Bekleyin. Biz de beklemekteyiz." |
Ali Bulaç Meali |
Ve gözleyip durun; gerçekten biz de gözleyip duruyoruz.' |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Gözetleyin akıbetinizi, biz de bunu gözetleyiciyiz.” |
Bahaeddin Sağlam Meali |
121, 122. İnanmayanlara de ki: “Kendi yerinizde çalışın, biz de çalışıyoruz. Bekleyin, biz de bekliyoruz. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
“Bekleyiniz! Biz de beklemekteyiz.” |
Cemal Külünkoğlu Meali |
“Bekleyin, biz de bekliyoruz.” |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
121,122. İnanmayanlara: "Durumunuzun gerektirdiğini yapın, doğrusu biz de yapıyoruz; bekleyin, biz de bekliyoruz" de. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
“Bekleyin, biz de bekleyeceğiz.” |
Diyanet Vakfı Meali |
Bekleyin! Şüphesiz biz de beklemekteyiz! |
Edip Yüksel Meali |
"Sonra bekleyin, biz de beklemekteyiz." |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Siz bekleyin görün, biz de bekleyip göreceğiz. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Ve gözetin herhalde biz göetiyoruz |
Hasan Basri Çantay Meali |
«Siz gözetleyin, biz de her halde gözetleyiciyiz». |
Hayrat Neşriyat Meali |
“Ve (siz bizim âkıbetimizi) bekleyin; doğrusu biz de (sizin âkıbetinizi)bekleyenleriz.” |
İlyas Yorulmaz Meali |
“Bekleyip görün, bende bekleyenlerdenim” de. |
Kadri Çelik Meali |
Bekleyin! Şüphesiz biz de bekleyicileriz. |
Mahmut Kısa Meali |
“Ve zulüm ve haksızlıkta direttiğiniz takdirde, başınıza gelecek belâları bekleyin artık! İşte, biz de Rabb’imizin vereceği hükmü bekliyoruz!” Çünkü biz, şu hakîkate yürekten inanmışız: |
Mehmet Türk Meali |
“...Siz bekleyin (bakalım) biz de bekleyip göreceğiz.” de. |
Muhammed Esed Meali |
Ve [olacak olanı] bekleyin bakalım; doğrusu, biz de bekleyeceğiz!” |
Mustafa İslamoğlu Meali |
ve bekleyiniz, iyi bilin ki biz zaten beklemekteyiz.” |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
«Ve siz gözetiniz, şüphesiz ki biz de gözetenleriz.» |
Suat Yıldırım Meali |
121, 122. İman etmeyenlere de de ki: “Siz yerinizde sayarak elinizden geleni yapın, ama biz de çalışacağız, gerekeni yapacağız. Siz bizim için felaket gözleyin bakalım, biz de eski ümmetlerin başına gelen felaketlerin size gelmesini gözleyip bekliyoruz. |
Süleyman Ateş Meali |
Bekleyin, biz de bekliyoruz! |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Bir de neler olacağını gözleyin, biz de gözlüyoruz.” |
Şaban Piriş Meali |
Bekleyin, biz de bekliyoruz. |
Ümit Şimşek Meali |
Bekleyin; biz de bekliyoruz. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
"Bekleyin, biz de bekliyoruz!" |
M. Pickthall (English) |
And wait! Lo! we (too) are waiting. |
Yusuf Ali (English) |
"And wait ye! We too shall wait."(1625)* |