Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Biz her ümmete (takip ve tatbik ettikleri) bir ibadet şekli (hayat disiplinive şeriat düzeni) tayin ve takdir ettik ki; onlar buna göre ibadet ederlerdi. Bu sebeple (artık din) işlerinde asla seninle çekişmesinler. Sen Rabbinin (dinine ve prensiplerine) çağır, şüphesiz Sen en haklı ve hayırlı dosdoğru bir yol üzerindesin. |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Ve her ümmete bir din verdik, o dine göre ibadette bulunurlar, artık seninle her hususta çekişmeye kalkışmasınlar ve Rabbinin yoluna çağır, şüphe yok ki sen, doğru yolu bulmuşsun. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Biz her ümmete bir ibadet tarzı kıldık, onlar bu tarz üzere ibadet etmektedirler. Öyleyse onlar, bu ibadet tarzı meselesinde, seninle tartışmasınlar. Sen yalnızca onları, Rabbinin yoluna çağır. Çünkü sen, gerçekten dosdoğru bir yol üzerindesin. |
Ahmet Tekin Meali |
Biz, her millete kulluklarını ifa edecek ibadet tarzları belirlemiştik. Geçmişten kalan kırık dökük bilgilere sahip insanların, tebliğ ettiğin din, uyguladığın plan ve yönetim konusunda, seni faydasız münakaşalar içine çekip meşgul etmelerine izin verme. Sen bütün insanları Rabbine kulluğa ve ibadete, Rabbinin yoluna davete, teşvike, sevke devam et. Sen doğru bilgilere sahipsin, doğru, Allah'ın kitap ve peygamberle gösterdiği doğru, muhkem, güvenli hak yolda sorumluluklarına sahip çıkarak faaliyet göstermeye, görevini yapmaya, İslâm'ı yaşamaya, öğretmeye memursun.* |
Ahmet Varol Meali |
Biz her ümmet için bir ibadet tarzı koyduk, onlar buna göre ibadet ederler. Artık (din) iş(in)de seninle çekişmeye girmesinler. Sen Rabbine çağır. Şüphesiz sen dosdoğru bir hidayet üzeresin. |
Ali Bulaç Meali |
Biz her ümmete bir ibadet tarzı (mensek) kıldık, onlar bu tarz üzere ibadet etmektedirler. Öyleyse, (din) iş(in)de seninle çekişmesinler. Sen Rabbine çağır. Şüphesiz sen dosdoğru bir hidayet üzerindesin. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Biz her ümmet için bir şeriat tayin ettik ki, onlar bununla amel ederler. Bunun için (ey Rasûlüm) din işinde sana asla muhalefet etmesinler. Sen, insanları, Rabbine ibadet etmeye davet et. Çünkü sen, gerçekten hidayete götüren doğru bir yol üzerindesin. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Her toplum için, uydukları bir yol tayin etmişiz. Artık onlar, idare konusunda seninle çekişmesinler. Ve sen Rabbine çağır. Muhakkak sen çok doğru bir yol ve mesaj üzeresin. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Biz her ümmete, uygulayacakları bir ibadet şekli öğrettik. Öyle ise, onların bu konuda seninle çekişmelerine müsaade etme! Sen, Rabbine davet et! Zira sen gerçekten doğru bir yoldasın. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
Biz her ümmete, kulluklarını göstermeleri için (farklı) bir ibadet tarzı (şeriat) belirledik. O halde onlar din işinde asla seninle tartışmasınlar. Sen insanları Rabbine çağır! Hiç kuşkusuz sen doğru bir yol üzerindesin. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
67,68,69. Her ümmete, yerine getirmeleri gerekli ibadetler koyduk. Öyleyse, bu konuda seninle çekişmelerine fırsat verme; Rabbine davet et, sen şüphesiz doğru yol üzerindesin. Seninle tartışırlarsa: "Allah yaptığınızı çok iyi bilir; ayrılığa düştüğünüz şeyler hakkında, kıyamet günü aranızda Allah hükmedecektir" de. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Biz her ümmet için uygulayacağı bir ibadet yolu verdik. O hâlde, din işinde seninle asla çekişmesinler. Sen Rabbine davet et. Çünkü sen hiç şüphesiz hakka götüren dosdoğru bir yol üzerindesin. |
Diyanet Vakfı Meali |
Biz, her ümmete, uygulamakta oldukları bir ibadet tarzı gösterdik. Öyle ise onlar (ehl-i kitap) bu işte seninle çekişmesinler. Sen, Rabbine davet et. Zira sen, hakikaten dosdoğru bir yoldasın. |
Edip Yüksel Meali |
Her bir topluluğu, uygulayacakları bir dizi kural ile yükümlü kıldık. Onun için bu konuda seninle çekişmesinler. Sen Rabbine çağır. Kuşkusuz sen doğru bir yol üzerindesin. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Biz her ümmet için bir şeriat tayin ettik ki, onlar onunla amel ederler. Bunun için (ey Muhammed!) bu konuda seninle hiçbir zaman çekişmesinler. (İnsanları) Rabbine (ibadet etmeye) çağır. Şüphesiz sen gerçekten hidayete götüren doğru bir yol üzerindesin. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Biz her ümmet için bir ıbadet yolu yapmışızdır ki onlar onun âbidleridir, binaenaleyh emirde sana aslâ münazea etmesinler, ve rabbına da'vet et, çünkü sen cidden hakka götüren doğru bir yol üzerindesin |
Hasan Basri Çantay Meali |
Biz her ümmete bir ibâdet yolu (şerîat) gösterdik ki onlar bunun aamilleridir. O halde emirde seninle asla münazaa etmesinler. Sen (insanları sâdece) Rabbine da'vet et. Çünkü sen, şübhesiz dosdoğru bir hidâyetin tâ üzerindesin. |
Hayrat Neşriyat Meali |
Her ümmet için bir şeriat koyduk ki onlar onunla amel eden kimselerdir. Öyle ise bu hususta seninle aslâ mücâdele etmesinler; ve Rabbine da'vet et! Doğrusu sen, elbette dosdoğru bir hidâyet (bir din) üzerindesin. |
İlyas Yorulmaz Meali |
Her ümmet için onların yapa geldiği birtakım ibadetler var ettik. Bu ibadetler konusunda seninle asla tartışmamaları gerekir. Sen Rabbine davet et. Zira sen en doğru yol üzerindesin. |
Kadri Çelik Meali |
Biz her ümmete bir ibadet tarzı kıldık, onlar bu tarz üzere ibadet etmektedirler. Öyleyse, bu işte (din hususunda) seninle çekişmesinler. Sen, Rabbine çağır. Şüphesiz sen dosdoğru bir hidayet üzeresin. |
Mahmut Kısa Meali |
Biz her ümmete, bir tek Allah’a kulluk esasına dayalı inanç sistemini tebliğ eden elçiler göndererek, hepsini aynı inanç ilkeleri etrafında birleşen bir tek millet kıldık. Fakat ayrıntılı konularda, her ümmetin kendi özel şartlarına uygun yerel ve geçici hükümler gönderdik. Böylece her ümmete, kendilerine özgü ihtiyaç ve imkânlara uygun olarak, kulluk ve ibâdet görevini yerine getirecekleri farklı bir ibâdet biçimi ve farklı bir hukuk sistemi belirledik. İşte şimdi de, bütün kitapların özü, esası ve zirvesi olan Kur’an’ı göndererek, kıyamete kadar geçerli olacak inanç sistemini bütün açıklığıyla ortaya koyduk. Dolayısıyla, geçmiş şeriatlar bugün artık geçerliliğini kaybetmiş olup, önceki Peygamberlere iman ettiklerini söyleyenler de, herkes gibi son kitaba uymakla yükümlüdürler. O hâlde, ey Peygamber ve O’nun yolunda giden Müslüman! Hakîkati bile bile reddeden o inkârcıların, artık bu konuda seni kısır ve yararsız tartışmalara sürüklemelerine izin verme, onlar ne derlerse desinler; sen Rabb’inin yoluna çağırmaya devam et ve asla yılgınlığa kapılma, çünkü sen, gerçekten dosdoğru bir yoldasın. |
Mehmet Türk Meali |
Biz her ümmete (farklı) ibâdet şekli (ve yeri) kıldık.1 Onlar da o tarzda ibâdet ettiler. Öyleyse, (Ey Muhammed! Kâfirler senin) iş(in)i sana öğretmeye kalkmasınlar.2 Sen, (sadece) Rabbine davet et. Şüphesiz sen, dosdoğru bir yol üzerindesin.* |
Muhammed Esed Meali |
BİZ her ümmete, kulluklarını göstermeleri için [ayrı] bir ibadet tarzı 82 tayin ettik. Bunun içindir ki, [ey inanan kişi, seninkinden başka yollar tutan] kimseler bu konuda seni tartışmaya sürüklemesinler; 83 sen yalnızca [onların hepsini] Rabbine çağır: çünkü, sen gerçekten dosdoğru bir yol üzerindesin. |
Mustafa İslamoğlu Meali |
BİZ her bir ümmet için Allah’a kalben yaklaşsınlar diye bir ibadet yol ve yöntemi belirledik; şu halde (ey Rasul), kimse seni bu konuda tartışmaya çekmesin;[2878] ve sen sadece Rabbine çağır: şu bir gerçek ki sen kesinlikle dosdoğru bir yol üzeresin.* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Her bir ümmet için bir şeriat kıldık ki, onlar onunla amel ederlerdi. Artık emr-i dinde seninle münazarada bulunmasınlar. Ve Rabbine dâvet et. Şüphe yok ki, sen elbette dosdoğru vâzıh bir din üzerindesin. |
Suat Yıldırım Meali |
Biz her ümmete kendi dönemlerinde uyguladıkları özel bir ibadet yolu belirledik. Öyle ise onlar din işinde asla sana muhalefet etmesinler. Sen insanları Rabbinin yoluna dâvet et! Çünkü sen gerçekten hakka götüren dosdoğru bir yolun üzerindesin. [2, 148; 5, 48; 28, 87]* |
Süleyman Ateş Meali |
Biz her ümmete, uydukları bir mensek (ibadet yöntemi) yaptık. Bu işte seninle asla çekişmesinler. Sen Rabbine çağır, kuşkusuz sen doğru, bir yol üzerindesin. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Her toplum(ümmet) için kurban ibadeti (mensek) koyduk, onlar onu yerine getirirler. Bu konuda seninle asla çekişmemeleri gerekir. Sen onları Rabbine çağır. Çünkü sen dosdoğru bir yoldasın. |
Şaban Piriş Meali |
Her ümmete bir ibadet tarzı belirledik. Öyleyse, yerine getirmeleri gereken iş hususunda seninle tartışmasınlar. Rabbine çağır/yalvar. Hiç kuşkusuz sen, dosdoğru bir yol üzerindesin. |
Ümit Şimşek Meali |
Biz her ümmet için bir şeriat belirledik ki, onu izlerlerdi. Onun için din konusunda seninle çekişmesinler. Sen de insanları Rabbine çağır. Hiç şüphesiz sen dosdoğru hidayet üzeresin. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Her ümmet için biz, bir ibadet şekli/bir ibadet yeri belirledik; onlar, onu izlerler. Artık bu iş konusunda seninle çekişmesinler. Sen de Rabbine davet et/dua et. Sen, elbette ki şaşırtmadan yol aldıran bir kılavuzun ardındasın. |
M. Pickthall (English) |
Unto each nation have We given sacred riles which they are to perform; so let them not dispute with thee of the matter, but summon thou unto thy Lord. Lo! thou indeed followest right guidance. |
Yusuf Ali (English) |
To every People have We appointed rites and ceremonies(2848) which they must follow: let them not then dispute with thee on the matter, but do thou invite (them) to thy Lord: for thou art assuredly on the Right Way.* |