Hacc Suresi 9. Ayet


Arapça

ثَانِيَ عِطْفِهِ لِيُضِلَّ عَن سَبِيلِ اللَّهِ لَهُ فِي الدُّنْيَا خِزْيٌ وَنُذِيقُهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ عَذَابَ الْحَرِيقِ


Türkçe Okunuşu

Sâniye ıtfihî li yudılle an sebîlillâh(sebîlillâhi), lehu fid dunyâ hızyun ve nuzîkuhu yevmel kıyâmeti azâbel harîk(harîkı).


Kelimeler

sâniye ıtfi-hî ona yan çizer, kibirlenip onu eğip büker
li yudılle saptıracak, dalâlette bırakacak
an sebîli allâhi Allah'ın yolundan
lehu ona ait, onun
fî ed dunyâ dünyada
hızyun rezillik
ve nuzîku-hu ve ona tattıracağız
yevme el kıyâmeti kıyâmet günü
azâbe azap
el harîkı yakıcı

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali (Böyleleri insanları) Allah'ın yolundan saptırmak amacıyla 'gururla salınıp-kasılarak' yanını büküp çevirmekte (hainlik ve cahillikle hareket etmektedir) . Dünyada (her türlü) rezillik onun içindir, kıyamet günü de yakıcı azabı ona tattırıvereceğiz.
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Halkı Allah yolundan saptırmak için kendi kendine ululanır durur. Ona, dünyada aşağılık bir durum var ve kıyamet günü de yakıp kavurucu azabı tattırırız ona.
Abdullah Parlıyan Meali Allah'ın yolundan saptırmak amacıyla, gururla salınıp kasılarak tartışmasını sürdürür. Dünyada onun için aşağılık bir durum var, kıyamet günü de yakıcı azabı ona tattıracağız.
Ahmet Tekin Meali Bunlar sırf insanları başına buyruk hale getirerek, Allah yolundan, İslâm'dan uzaklaştırıp dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercihlerine imkân sağlamak için, yanını eğip bükerek, tavırdan tavıra girerek Allah hakkında tartışırlar. Onlar için dünyada rezillik vardır. Kıyamet gününde ise, onlara harlı ateş azâbını tattıracağız.
Ahmet Varol Meali Allah'ın yolundan saptırmak için (kibirle) kasılarak (bunu yapar). Dünyada onun için rezillik vardır; kıyamet gününde de ona yakıcı ateşin azabını tattıracağız.
Ali Bulaç Meali Allah'ın yolundan saptırmak amacıyla 'gururla salınıp-kasılarak' (bunu yapar); dünyada onun için aşağılanma vardır, kıyamet günü de yakıcı azabı ona taddıracağız.
Ali Fikri Yavuz Meali Allah yolundan şaşırtmak için (azamet ve kibirle) boynunu bükerek de bunu yapar. Dünyada ona bir rüsvaylık vardır. Kıyamet günü ise, ona cehennem azabını taddıracağız.
Bahaeddin Sağlam Meali Sırf Allah yolundan saptırmak için kibir ve gurur içinde gelir, tartışır. Dünyada ona alçaltıcı bir azap vardır. Kıyamette de yakıcı bir azabı ona tattıracağız.
Bayraktar Bayraklı Meali 8,9. İnsanlardan bazısı, bir bilgisi, bir rehberi ve aydınlatıcı bir kitabı olmadığı halde, sırf Allah yolundan saptırmak için yanını eğip bükerek Allah hakkında tartışmaya kalkar. Onun için dünyada bir rezillik vardır; kıyamet gününde ise ona yakıcı azabı tattıracağız.
Cemal Külünkoğlu Meali 8,9. Hal böyleyken öyle insanlar vardır ki hiç bir bilgiye, hiç bir delile ve hiç bir aydınlatıcı kitaba dayanmaksızın Allah hakkında tartışır durur. (İnsanları) Allah yolundan saptırmak için gururla salınıp, kasılır. Ona dünya hayatında rezillik vardır. Kıyamet günü de ona (cehennemin) can yakıcı azabını tattırırız.
Diyanet İşleri Meali (Eski) 8,9. Bilmeden, doğruya götüren bir rehberi olmadan, aydınlatıcı bir kitabı da bulunmadan Allah yolundan saptırmak için büyüklük taslayarak Allah hakkında tartışan insan vardır. Dünyada rezillik onadır; ona kıyamet günü yakıcı azabı tattırırız.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) 8,9. İnsanlardan öylesi de vardır ki, bir ilmi, bir yol göstericisi, aydınlatıcı bir kitabı olmadığı hâlde kibirlenerek insanları Allah’ın yolundan saptırmak için, Allah hakkında tartışmaya kalkar. Ona dünyada bir rezillik vardır. Ona kıyamet gününde de yangın azabını tattıracağız.
Diyanet Vakfı Meali 8, 9. İnsanlardan bazısı, bir bilgisi, bir rehberi ve (vahye dayanan) aydınlatıcı bir kitabı olmadığı halde, sırf Allah yolundan saptırmak için yanını eğip bükerek (kibir ve azamet içinde) Allah hakkında tartışmaya kalkar. Onun için dünyada bir rezillik vardır; kıyamet gününde ise ona yakıcı azabı tattıracağız.
Edip Yüksel Meali ALLAH'ın yolundan saptırmak için kibirle kasılarak gayret eder. Bu dünya hayatında onun için rezillik vardır. Diriliş gününde de ona yakıcı azabı tattırırız.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Allah yolundan şaşırtmak (saptırmak) için büyüklük taslayarak (tartışır). Dünyada ona bir rezillik vardır. Kıyamet gününde ise ona cehennem azabını tattıracağız
Elmalılı Meali (Orjinal) Allah yolundan şaşırtmak için yanını bükerek ki: Dünyada ona bir rüsvalık vardır, Kıyamet günü de kendisine o yangın azâbını tattıracağızdır
Hasan Basri Çantay Meali 8,9. İnsanlar içinde öyle kişi vardır ki ne bir bilgisi, ne istidlal edeceği bir senedi, ne de aydınlatıcı bir kitabı olmaksızın, (sırf insanları) Allah yolundan sapdırmak için, (kibir ve azametle) yanını eğib bükerek Allah hakkında kavga eder durur. Dünyâda rüsvaylık onundur. Biz ona kıyamet gününde de yangın (cehennem) azabını tatdıracağız.
Hayrat Neşriyat Meali 8,9. İnsanlardan bazısı ne bir bilgi, ne bir yol gösteren, ne de aydınlatıcı bir kitab olmadan, Allah yolundan saptırmak için (kibirinden) yanını büküp çevirerek, Allah hakkında mücâdele eder. Ona dünyada bir rezillik vardır; kıyâmet günü ise ona o yakıcı azâbı tattıracağız!
İlyas Yorulmaz Meali Tartışan insanların ikinci amacı, insanları Allah'ın yolundan saptırmaktır. Böylesi için dünyada küçük düşürülmek var ve kıyamet gününde de ona tutuşturulmuş ateşin azabını tattırırız.
Kadri Çelik Meali Allah'ın yolundan saptırmak amacıyla yanını bükerek (büyüklük taslayarak bunu yapar); dünyada onun için aşağılanma vardır, kıyamet günü de ona yakıcı azabı tattıracağız.
Mahmut Kısa Meali Ve insanları Allah’ın yolundan saptırmak için, koltuklarını kabarta kabarta tartışmasını sürdürür. İşte onun hakkı, bu dünyada yenilgiye uğrayıp aşağılanmaktır ve Diriliş Gününde ona, o yakıp kavurucu azâbı tattıracağız!
Mehmet Türk Meali (İnsanları) Allah’ın yolundan saptırmak amacıyla (bu işi) yalpalayarak yapar.1 Ona dünyada rezillik vardır ve kıyamet günü de ona yakıcı (cehennem) azabı(nı) tattıracağız.*
Muhammed Esed Meali [başkalarını] Allah yolundan saptırmak için [hakka] sırt çevirmektedir. Böyle birinin bu dünyadaki payı [manen] gözden düşmedir; 7 Kıyamet Günü'nde ise ona yakıcı azabı tattıracağız;
Mustafa İslamoğlu Meali Bunların tek derdi, Allah yolundan çevirebilmek için (hakikati) eğip bükmektir.[2802] Bu tipin dünyadaki payı onursuzluktur;[2803] ama Kıyamet Günü’nde ona yakıp kavurucu bir azabı tattıracak (ve diyeceğiz ki):*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Boynunu böbürlenip bükerek, Allah yolundan şaşırtmak için (öyle mücadelede bulunur). Onun için dünyada zillet vardır ve ona Kıyamet gününde yangın azabını tattırırız.
Suat Yıldırım Meali Allah yolundan saptırmak için kibirle kabararak tartışmasını sürdürür. Onun hakkı dünyada bir rüsvaylık olduğu gibi, kıyamet günü de ona can yakıcı azap tattıracağız. *
Süleyman Ateş Meali Allah'ın yolundan şaşırtmak için boynunu öteye döndürerek (kabara kabara tartışmasını sürdürür), dünyada onun için bir kepazelik vardır. Kıyamet günü de ona yangın azabını taddıracağız:
Süleymaniye Vakfı Meali Allah’ın yolundan saptırmak için kendilerini büyük gösterirler. Onların hakkı bu dünyada alçalmaktır. (Mezardan) kalkış gününde de onlara yangın azabını tattıracağız.
Şaban Piriş Meali Allah yolundan saptırmak için gururla salınıp, kasılır. Ona dünya hayatında rezillik vardır. Kıyamet günü de ona yakıcı azabı tattırırız.
Ümit Şimşek Meali Halkı Allah yolundan saptırmak için de büyüklük taslar. Onun için dünyada bir rezillik vardır; kıyamet gününde ise ona yakıcı azabı tattırırız.
Yaşar Nuri Öztürk Meali Yanını eğip bükerek uğraşır ki, Allah yolundan saptırıversin. Böyle kişiye dünyada bir yüz karası öngörülmüştür. Ve kıyamet günü biz ona, o kasıp kavuran yangının azabını tattıracağız.
M. Pickthall (English) Turning away in pride to beguile (men) from the way of Allah. For him in this world is ignominy, and on the Day of Resurrection We make him taste the doom of burning.
Yusuf Ali (English) (Disdainfully) bending his side, in order to lead (men) astray from the Path of Allah. for him there is disgrace(2780) in this life, and on the Day of Judgment We shall make him taste the Penalty of burning (Fire).*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları