Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
(Bunun üzerine Musa:) “Rabbim, gerçekten, ben kendi nefsime zulmettim (istemeyerek ve ölmesini kastetmeyerek, ama hızla vurup itelediğim kişinin ölümüne sebebiyet verdim), artık beni bağışla” demişti. Böylece (Allah) onu bağışlayıvermişti. Şüphesiz O, Bağışlayandır, Esirgeyendir. |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Rabbim dedi, ben kendime zulmettim, sen yarlıga beni ve mabudu, onu yarlıgadı; şüphe yok ki o, suçları örter, rahimdir. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Ve “Ey Rabbim!” diye dua etti. “Ben kendime yazık ettim! Beni bağışla.” Ve Allah da O'nu bağışladı. Çünkü O çok acıyıp esirgeyen gerçek bağışlayıcıdır. |
Ahmet Tekin Meali |
Mûsâ:
“Rabbim, bir insan öldürmekle kendime zulmettim, kendime haksızlık ettim. Beni bağışla” dedi. Allah Mûsâ'yı bağışladı, affetti. O çok bağışlayıcı, engin merhamet sahibidir. |
Ahmet Varol Meali |
"Rabbim! Ben kendime haksızlık ettim, beni bağışla!" dedi. (Allah) da onu bağışladı. Şüphesiz O çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir. |
Ali Bulaç Meali |
Dedi ki: 'Rabbim, gerçekten, kendi nefsime zulmettim, artık beni bağışla.' Böylece (Allah) onu bağışladı. Şüphesiz. O, bağışlayandır, esirgeyendir. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
(Mûsa yaptığına pişman olarak Allah'dan afv diledi ve şöyle) dedi: “- Ey Rabbim! Doğrusu ben nefsime (onu öldürmekle) yazık ettim. Artık günahımı bağışla.” Bunun üzerine Allah da onu bağışladı. Çünkü O, Gafûr'dur= çok bağışlayıcıdır, Rahîm'dir= çok merhametlidir. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
“Ey Rabbim! Şüphesiz ben kendime zulmettim. Sen beni bağışla!” dedi. O’nun terbiyecisi ve sahibi olan Allah da onu affetti. Şüphesiz O, çok bağışlayan ve çok acıyandır. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Mûsâ, “Ey Rabbim! Kendime haksızlık ettim, beni bağışla!” dedi. Allah da onu bağışladı. Çünkü Allah, bağışlayandır; çok merhamet edendir. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
(Musa:) “Rabbim! Şüphesiz ben nefsime zulmettim. Beni affet!” diye dua etti. Allah da onu affetti. Şüphesiz O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Musa: "Rabbim! Doğrusu kendime yazık ettim, beni bağışla" dedi. Allah da onu bağışladı. O, şüphesiz bağışlayandır, merhamet edendir. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Mûsâ, “Rabbim! Şüphesiz ben nefsime zulmettim. Beni affet” dedi. Allah da onu affetti. Şüphesiz O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. |
Diyanet Vakfı Meali |
Musa: Rabbim! Doğrusu kendime zulmettim (başıma iş açtım). Beni bağışla dedi, Allah da onu bağışladı. Çünkü, çok bağışlayıcı, çok esirgeyici olan ancak O'dur. |
Edip Yüksel Meali |
"Rabbim," dedi, "ben kendime haksızlık ettim, beni bağışla." O da onu bağışladı. Çünkü O Bağışlayandır, Rahimdir. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Musa, "Rabbim! Doğrusu kendimi ziyana uğrattım. Beni bağışla!" dedi; Allah da, onu bağışladı. Çünkü, çok bağışlayıcı, çok merhamet edici olan ancak O'dur. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Ya rabb dedi: doğrusu ben nefsime yazık ettim, artık mağrifetinle benim suçumu ört: o da mağrifet buyurdu, hakıkat o, öyle ğafur öyle rahîmdir |
Hasan Basri Çantay Meali |
Dedi: «Rabbim, ben cidden kendime yazık etdim. Artık beni yarlığa». Bunun üzerine (Allah) onu yarlığadı. Çünkü O, çok yarlığayıcı, çok esirgeyici olanın ta kendisidir. |
Hayrat Neşriyat Meali |
(Mûsâ:) “Rabbim! Doğrusu ben nefsime zulmettim; artık beni bağışla!” dedi. Bunun üzerine (Allah da) onu bağışladı. Çünki Gafûr (çok bağışlayan), Rahîm (çok merhamet eden) ancak O'dur.(1)* |
İlyas Yorulmaz Meali |
“Rabbim kendime zulmettim beni bağışla” diye dua etti. Rabbi onu bağışladı. Çünkü O bağışlayan ve merhamet edendir. |
Kadri Çelik Meali |
Dedi ki: “Rabbim! Şüphesiz ben kendi nefsime zulmettim, artık beni bağışla.” Böylece (Allah) onu bağışladı. Hiç şüphe yok O, bağışlayandır, esirgeyendir. |
Mahmut Kısa Meali |
Ve “Ey Rabb’im!” diye yalvardı, “Doğrusu ben, bu suçu işlemekle kendime gerçekten yazık ettim fakat senin merhametinden asla ümit kesilmez, o hâlde beni bağışla Allah’ım!” İçtenlikle yaptığı bu tövbeden dolayı, Allah da onu bağışladı; çünkü O çok bağışlayıcı, çok merhametlidir. |
Mehmet Türk Meali |
Mûsa: “Ey Rabbim! Doğrusu ben, kendime zulmettim. Beni bağışla” dedi. Allah da onu bağışladı. Çünkü çok bağışlayıcı, gerçekten merhametli olan ancak O (Allah)’tır. |
Muhammed Esed Meali |
[Ve] “Ey Rabbim!” diye dua etti, “Ben kendime yazık ettim! Beni ba-ğışla.” Ve [Allah] da o'nu bağışladı. Çünkü O çok acıyıp esirgeyen gerçek bağışlayıcıdır. |
Mustafa İslamoğlu Meali |
(Ardından) “Rabbim!” dedi, “Ben kendime kötülük ettim! Ne olur beni affet!”[3384] Bunun üzerine Allah onu affetti: çünkü O, evet O’dur mutlak bağış sahibi, sonsuz merhametin kaynağı da O’dur.[3385]* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Dedi ki: «Yarabbi! Ben şüphe yok ki, nefsime zulmettim, artık bana mağfiret buyur.» Bunun üzerine ona mağfiret buyurdu. Muhakkak ki, çok bağışlayan, çok merhamet buyuran O'dur, O. |
Suat Yıldırım Meali |
“Ya Rabbî, ben kendime yazık ettim, affeyle beni? ” dedi. Allah da onu bağışladı. Çünkü O gafurdur, rahîmdir. |
Süleyman Ateş Meali |
Rabbim, ben nefsime zulmettim, beni bağışla! dedi. (Allah) onu bağışladı. Çünkü O, çok bağışlayan, çok esirgeyendir. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
“Rabbim! Ben kendimi kötü duruma soktum; suçumu ört, beni bağışla” dedi. Allah da onu bağışladı. Çünkü onun bağışlaması çok, ikramı boldur. |
Şaban Piriş Meali |
Rabbim, ben kendime zulmettim, Beni bağışla dedi. Allah da onu bağışladı. Nitekim O, bağışlayan ve merhamet edendir. |
Ümit Şimşek Meali |
Musa “Rabbim, ben kendime yazık ettim; Sen beni bağışla” dedi ve Rabbi onu bağışladı. Çünkü O çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
"Rabbim, öz benliğime zulmettim, beni affet" diye yakardı da Allah onu affetti. Gafûr O'dur, Rahîm O'dur. |
M. Pickthall (English) |
He said: My Lord! Lo! I have wronged my soul, so forgive me. Then He forgave him. Lo! He is the Forgiving, the Merciful. |
Yusuf Ali (English) |
He prayed: "O my Lord! I have indeed wronged my soul! Do Thou then forgive me!" So ((Allah)) forgave him: for He is the Oft-Forgiving, Most Merciful. |