Kasas Suresi 43. Ayet


Arapça

وَلَقَدْ آتَيْنَا مُوسَى الْكِتَابَ مِن بَعْدِ مَا أَهْلَكْنَا الْقُرُونَ الْأُولَى بَصَائِرَ لِلنَّاسِ وَهُدًى وَرَحْمَةً لَّعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَ


Türkçe Okunuşu

Ve lekad âteynâ mûsel kitâbe min ba’di mâ ehleknel kurûnel ûlâ besâire lin nâsi ve huden ve rahmeten leallehum yetezekkerûn(yetezekkerûne).


Kelimeler

ve lekad ve andolsun
âteynâ biz verdik
mûsâ Musa
el kitâbe kitap
min ba'di mâ şey ...den sonra
ehleknâ biz helâk ettik
el kurûne asırlar, devirler, çağlar, o çağlarda yaşayan nesiller
el ûlâ ilk, önceki
besâire basiretler, kalp gözlerinin görme hassası
li en nâsi insanlar için, insanlara
ve huden ve hidayet edici, hidayet eden
ve rahmeten ve rahmet
lealle-hum umulur ki böylece onlar
yetezekkerûne tezekkür ederler

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali Andolsun, ilk nesilleri (Firavun sülalesini) yıkıma uğrattıktan sonra Musa'ya, insanlar için (gözleri hikmetle açıp aydınlatacak) basiretler, hidayet ve rahmet (vesilesi) olmak üzere Kitap verdik. Umulur ki öğüt alıp düşünürler diye (Musa’yı elçi gönderdik).
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Ve andolsun ki gelip geçen eski çağlardaki ümmetleri helak ettikten sonra öğüt alsınlar, ibret alsınlar diye insanlara cangözleri, hidayet ve rahmet olarak Musa'ya kitap verdik.
Abdullah Parlıyan Meali Ve gerçek şu ki, daha önceki günahkar nesilleri ortadan kaldırdıktan sonra, Musa'ya insanların kalp ve vicdanlarını açıp aydınlatacak, hidayet rehberi ve rahmet olarak kitabı, yani Tevrat'ı verdik ki, böylece düşünüp öğüt alırlar diye.
Ahmet Tekin Meali Andolsun biz, önceki nesilleri yok ettikten sonra, Mûsâ'ya, insanların iyiliği, kurtuluşu için önlerini aydınlatan, ufuklarını açan, güven sağlayan, basiretleriyle anlayabilecekleri âyetleri içeren, bir hidayet rehberi ve rahmet olarak kutsal kitabı vermiştik. Umulur ki, düşünüp öğüt alırlar.
Ahmet Varol Meali Andolsun ki, biz önceki nesilleri helak ettikten sonra belki düşünürler diye insanlar için (kalplerini açacak) aydınlatıcılar (basiretler) ve bir yol gösterici ve rahmet olması üzere Musa'ya kitap verdik.
Ali Bulaç Meali Andolsun, ilk nesilleri yıkıma uğrattıktan sonra, Musa'ya, insanlar için (gözleri hikmetle açıp aydınlatacak) basiretler, hidayet ve rahmet olmak üzere Kitap verdik. Umulur ki öğüt alıp-düşünürler diye.
Ali Fikri Yavuz Meali Azametim hakkı için, biz evvelki nesilleri helâk edişimizden sonra, Mûsa'ya Tevrat'ı verdik ki, insanların kalbleri için aydınlıklarla bir hidayet ve rahmet olsun. Olur ki, düşünür de iman ederler.
Bahaeddin Sağlam Meali Andolsun! İlkçağları helak ettiğimizden sonra, insanlar için sağlıklı görüşler veren, onlara hidayet ve rahmet olan o kitabı (Tevrat’ı) Musa’ya verdik. Ki o insanlar, düşünüp idrak etsinler.
Bayraktar Bayraklı Meali Andolsun ki biz, ilk nesilleri helâk ettikten sonra, insanlar düşünüp öğüt alsınlar diye Mûsâ'ya, aydınlanma kaynağı, rehber ve rahmet olarak kitabı verdik.
Cemal Külünkoğlu Meali Andolsun ki biz, ilk devir nesillerini (Nuh, Hud, Salih ve Lut kavimlerini yaptıkları kötülükler yüzünden) helak ettikten sonra Musa'ya, düşünüp ibret alsınlar diye insanların kalp gözünü açan deliller ve bir hidayet rehberi, bir rahmet olarak Kitabı (Tevrat'ı) verdik.
Diyanet İşleri Meali (Eski) And olsun ki, Musa'ya, ilk nesilleri yok ettikten sonra, insanlar düşünsünler diye Kitap'ı, açık belgeler, doğruluk rehberi ve rahmet olarak verdik.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Andolsun, ilk nesilleri yok ettikten sonra Mûsâ’ya -düşünüp ibret alsınlar diye- insanların kalp gözünü açan deliller ve bir hidayet rehberi, bir rahmet olarak Kitab’ı (Tevrat’ı) verdik.
Diyanet Vakfı Meali Andolsun biz, ilk nesilleri yok ettikten sonra Musa'ya, -düşünüp öğüt alsınlar diye- insanlar için apaçık deliller, hidayet rehberi ve rahmet olarak o Kitab'ı (Tevrat'ı) vermişizdir.
Edip Yüksel Meali İlk nesilleri (Nuh, Hud, Salih, Lut ve Şuayb'ın halklarını) yok ettikten sonra Musa'ya, halkı aydınlatan bir kılavuz ve rahmet olarak kitabı verdik; belki öğüt alırlar diye.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Andolsun ki biz, ilk nesilleri yok ettikten sonra Musa'ya olur ki düşünür, öğüt alırlar diye, insanlar için apaçık deliller, hidayet rehberi ve rahmet olarak o Kitab'ı (Tevrat'ı) vermişizdir.
Elmalılı Meali (Orjinal) Celâlim hakkı için biz Mûsâya o kitabı kurûnı ûlâyı ihlâk ettiğimizden sonra nâsın vicdanlarını tenvir edecek basîretler, ve bir hidayet-ü rahmet olmak üzere verdik, gerek ki tezekkür ederler
Hasan Basri Çantay Meali Andolsun ki biz evvelki nesilleri belâk etdiğimizden sonra Musâya — (insanlara kalb gözlerini açacak) basıyretler (vermek) ve bir hidâyet ve rahmet olmak üzere — o kitabı (Tevrâtı) vermişizdir. Olur ki onlar nasıyhat kabul ederler (diye).
Hayrat Neşriyat Meali Celâlim hakkı için, (önceki asırlarda azgınlık yapan) ilk nesilleri helâk ettikten sonra, insanlar için (hakikatleri gösteren) deliller ve bir hidâyet ve bir rahmet olmak üzere Mûsâ'ya o Kitâb'ı (Tevrât'ı) verdik; olur ki ibret alırlar.
İlyas Yorulmaz Meali Daha öncedeki şehirleri helak edip yok ettikten sonra, Musa'ya da insanlara sağlıklı düşünme ölçüsü olması için, doğru yolu gösteren ve rahmet dolu kitabı verdik. Belki düşünürler.
Kadri Çelik Meali Şüphesiz ilk kuşakları yıkıma uğrattıktan sonra, belki hatırlayıp kendilerine gelirler diye Musa'ya, insanlar için basiretler, hidayet ve rahmet olmak üzere kitap verdik.
Mahmut Kısa Meali İşte böylece Biz, ilk çağlardaki bu ve benzeri isyankâr toplumları helâk ettikten sonra, insanlık için yepyeni bir sayfa açan bir aydınlanma kaynağı, mutlak hakîkati ortaya koyan bir yol gösterici, lütuf ve rahmetimizin canlı bir göstergesi olarak Mûsâ’ya, kutsal Kitab Tevrat’ı verdik ki, onu okuyup düşünerek öğüt alsınlar.
Mehmet Türk Meali Gerçek şu ki, önceki (günâhkâr) nesilleri1 helâk ettikten sonra, insanlar öğüt alsınlar diye Biz Mûsa’ya, gönül gözlerini aydınlatan, hak yolu gösteren ve rahmet olan Kitab’ı (Tevrât’ı) verdik.*
Muhammed Esed Meali Ve gerçek şu [ki], daha önceki [günahkar] nesilleri ortadan kaldırdıktan sonra, insanlar için bir aydınlanma kaynağı, bir doğru yol bilgisi ve bir rahmet olarak Musa'ya (vahyedilmiş) kitabı 43 verdik ki, [Bizi] anıp düşünsünler.
Mustafa İslamoğlu Meali Ve doğrusu, önceki nesilleri (hak ettikleri) helâke sürükledikten sonra, insanlık için bir bilinç kaynağı,[3413] bir doğru yol rehberi ve bir rahmet membaı olarak Musa’ya Kitab’ı verdik ki belki (sorumluluklarını) hatırlayıp ders alırlar.[3414]*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Celâlim hakkı için evvelki asırlardakileri helâk ettikten sonra nâs için kalp gözleri ve bir hidâyet ve bir rahmet olmak üzere Mûsa'ya kitap verdik. Gerek ki, düşünürler (diye).
Suat Yıldırım Meali Biz daha önceki bazı nesilleri imha ettikten sonra, insanların vicdanlarını aydınlatacak, basiretlerini açacak bir delil, bir hidâyet rehberi ve bir rahmet tezahürü olmak üzere Mûsa'ya Tevrat'ı verdik ki düşünüp ibret alsınlar. Ama bunu yapmadılar.
Süleyman Ateş Meali Andolsun biz, ilk nesilleri (Nuh, Hud, Salih ve Lut kavimlerini) helak ettikten sonra Musa'ya, insanların gönül gözlerini aydınlatacak nur ve onlara yol gösterici olarak Kitabı verdik, belki düşünür, öğüt alırlar diye.
Süleymaniye Vakfı Meali Önceki nesilleri yok etmemizden sonra bu insanlar doğru bilgilerini kullansınlar diye Musa’ya Kitap verdik, insanlara gerçekleri gösteren, kılavuzluk eden ve ikram olan o Kitabı.
Şaban Piriş Meali Önceki nesilleri helak ettikten sonra, belki düşünürler diye insanlar için belgeler, doğru yolu gösterici ve rahmet olarak Musa'ya kitap vermiştik.
Ümit Şimşek Meali Biz Musa'ya, evvelki nesilleri helâk ettikten sonra, düşünüp öğüt alsınlar diye, insanlara gerçeği gösteren bir hidayet ve bir rahmet olarak, kitabı verdik.
Yaşar Nuri Öztürk Meali Yemin olsun biz, ilk nesilleri helâk ettikten sonra Mûsa'ya Kitap'ı; insanlar için basîretler, kılavuz ve rahmet olarak verdik ki, düşünüp öğüt alabilsinler.
M. Pickthall (English) And We verity gave the Scripture unto Moses after We had destroyed the generations of old; clear testimonies for mankind, and a guidance and a mercy, that haply they might reflect.
Yusuf Ali (English) We did reveal to Moses the Book after We had destroyed the earlier generations, (to give) Insight to men, and guidance and Mercy, that they might receive admonition.(3375)*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları