Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
(Ey Resulüm, Musa'ya) Seslendiğimiz zaman da Sen Tûr'un yanında değildin. Ancak Rabbinden bir rahmet olmak üzere Senden önce kendilerine bir uyarıcı (Peygamber) gelmemiş olan bir kavmi uyarman için (gönderildin) . Bu umulur ki öğüt alıp düşünürler diyedir. |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Nida ettiğimiz zaman Tur tarafında da değildin; fakat senden önce kendilerine bir peygamber gelmeyen topluluğu, belki ibret alırlar, öğüt dinlerler diye korkutmak için Rabbinden bir rahmet olarak gönderildin. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Evet biz Musa'ya seslendiğimiz zaman, sen Sînâ Dağı'nın yamacında da değildin. Fakat sen de, öteki elçiler gibi, senden önce kendilerine uyarıcı gelmemiş bir toplumu uyarasın diye, Rabbinden bir rahmet olarak gönderildin. Ola ki düşünüp öğüt alırlar. |
Ahmet Tekin Meali |
Mûsâ'ya seslendiğimiz zaman da Tur'un (dağın) yamacında değildin. Fakat, Rabbinden bir rahmet olarak, senden önce kendilerine sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan uyarıcılar, peygamberler gelen toplumları uyarman için, orada geçenleri sana bildirdik. Ola ki, düşünüp öğüt alırlar.* |
Ahmet Varol Meali |
(Musa'ya) seslendiğimiz zaman sen Tur'un yanında değildin. Ancak Rabbinden bir rahmet olarak, kendilerine senden önce bir uyarıcı gelmemiş olan bir kavmi uyarasın diye (gönderildin). Umulur ki düşünürler. |
Ali Bulaç Meali |
(Musa'ya) Seslendiğimiz zaman da, sen Tur'un yanında değildin. Ancak Rabbinden bir rahmet olmak üzere senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmemiş olan bir kavmi uyarman için (gönderildin). Umulur ki öğüt alıp düşünürler diye. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Mûsa'ya nida ettiğimiz vakit de Tûr dağının yanında değildin. Fakat Rabbinden bir rahmet olarak gönderildin (de bu haberleri biliyorsun). Tâ ki, senden evvel kendilerine bir peygamber gelmemiş olan bir kavmi (Kur'an'la) korkutasın. Olur ki nasihat kabul ederler. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Tur tarafında Musa’ya seslendiğimiz zaman da orada değildin. Fakat Rabbinden bir rahmet olarak bunları sana vahyediyoruz ki senden önce kendilerine hiçbir uyarıcı gelmeyen bir toplumu uyarasın. Ola ki düşünüp idrak ederler. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Sen, Mûsâ'ya seslendiğimiz zaman Tûr'un yanında da değildin. Senden önce kendilerine uyarıcı gelmeyen bir toplumu uyarman için Rabbinden bir rahmet olarak gönderildin; belki düşünürler. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
Yine biz (Musa'ya) seslendiğimiz zaman Tur'un yan tarafında da değildin. Fakat Rabbinden bir rahmet olarak, senden önce kendilerine (uzun zamandır) hiçbir uyarıcı gelmeyen bir kavmi, düşünüp öğüt alsınlar diye uyarman için (o haberleri) sana bildiriyoruz. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Sen, Musa'ya hitap ettiğimiz zaman Tur'un yanında da değildin. Senden önce kendilerine uyarıcı gelmeyen bir toplumu uyarman için, Rabbinden bir rahmet olarak gönderildin; belki düşünürler. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Yine biz (Mûsâ’ya) seslendiğimiz zaman Tûr’un yan tarafında da değildin. Fakat Rabbinden bir rahmet olarak, senden önce kendilerine hiçbir uyarıcı gelmeyen bir kavmi, düşünüp öğüt alsınlar diye uyarman için (o haberleri) sana bildiriyoruz. |
Diyanet Vakfı Meali |
(Musa'ya) seslendiğimiz zaman da, sen Tûr'un yanında değildin. Bilakis, senden önce kendilerine uyarıcı (peygamber) gelmeyen bir kavmi uyarman için Rabbinden bir rahmet olarak (orada geçenleri sana bildirdik); ola ki düşünüp öğüt alırlar. * |
Edip Yüksel Meali |
(Musa'ya) Seslendiğimizde Tur'un yamacında da bulunmuyordun. Ancak, senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmemiş bir toplumu uyarman için Rabbinden bir rahmet olarak (sana bilgi veriyoruz); belki öğüt alırlar. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
(Musa'ya) seslendiğimiz zaman da, Tûr'un yanında değildin. Bilakis senden önce kendilerine uyarıcı (peygamber) gelmeyen bir kavmi uyarman için Rabbinden bir rahmet olarak (orada geçenleri sana bildirdik), ola ki onlar düşünüp öğüt alırlar. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Hem biz o nidayı yaptığımız vakıt sen Tûrun canibinde de değildin ve lâkin rabbından bir rahmet olarak gönderildin ki senden evvel kendilerine bir nezîr gelmemiş olan bir kavmi inzar edesin gerek ki tezekkür edeler |
Hasan Basri Çantay Meali |
(Musâya) nida etdiğimiz vakit da sen «Tuur» un yanında değildin. Fakat sen Rabbinden bir rahmet olarak (gönderildin). Tâki senden evvel kendilerine inzâr edici (bir peygamber) gelmemiş olan bir kavmi sen inzâr edesin. Olur ki onlar iyice düşünüb nasıyhat (ını) kabul ederler. |
Hayrat Neşriyat Meali |
(Mûsâ'ya) seslendiğimiz zaman da Tûr'un yanında değildin; fakat senden önce kendilerine bir korkutucu gelmemiş olan bir kavmi (Allah'ın azâbı ile) korkutman için Rabbinden bir rahmet olarak (seni onlara gönderdik); olur ki onlar ibret alırlar. |
İlyas Yorulmaz Meali |
Biz (Musa'ya) seslendiğimizde sen Tur'un yanında da değildin. Ancak (bu anlatılanlar) kendilerine daha önceden bir uyarıcının gelmediği bir toplumu uyarman için Rabbinden bir rahmettir. Belki düşünürler. |
Kadri Çelik Meali |
(Musa'ya) Seslendiğimiz zaman da sen Tur'un yanında değildin. Ancak Rabbinden bir rahmet olmak üzere, senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmemiş olan bir kavimi, belki hatırlayıp kendilerine gelirler diye uyarıp korkutman için (gönderildin). |
Mahmut Kısa Meali |
Evet, Biz Mûsâ’ya seslendiğimiz sırada sen Sînâ dağının yamacında olup bitenleri gözetliyor değildin fakat Rabb’inden bir rahmet eseri olarak sana bu olayları bütün gerçekliğiyle bildiren bu ilâhî Kitap gönderildi ki, senden önce kendilerine uyarıcı bir Peygamber gelmemiş olan şu câhil toplumu uyarasın da, insanlar onun ayetlerini okuyup düşünerek öğüt alsınlar. |
Mehmet Türk Meali |
(Mûsa’ya) seslendiğimizde, sen o dağın yanında da değildin. (Ey Muhammed!) sen, düşünüp öğüt alsınlar diye, senden önce de kendilerine uyarıcı (Peygamber) gönderilen1 bir toplumu, (tekrar) uyarmak için2 Rabbinden bir rahmet olarak, gönderildin. * |
Muhammed Esed Meali |
Evet, Biz [Musa'ya] seslendiğimiz zaman sen Sina Dağı'nın yamacında değildin; 46 fakat [sen de, öteki elçiler gibi,] senden önce kendilerine uyarıcı gelmemiş bir toplumu uyarasın diye Rabbinden bir rahmet aracı olarak [gönderildin] ki böylece belki (geçmişte olup bitenleri) düşünür [de Bizi] anarlar. |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Yine sen, Biz nida ettiğimizde (Sina) Dağı’nın yamacında da değildin; ve fakat senden önce uyarıcı gelmemiş bir toplumu, ders alırlar umuduyla, uyarman için Rabbin tarafından rahmet olarak gönderildin. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Ve sen Tûr cânibinde bulunmuş olmadın, o vakit ki, Biz nidâ ettik. Velâkin Rabbinden bir rahmet olarak (seni de peygamber gönderdik) tâ ki, senden evvel kendilerine bir nezir gelmemiş olan bir kavmi sen inzar edesin. Olabilir ki, onlar güzelce düşünürler. |
Suat Yıldırım Meali |
Hem Biz Mûsa'ya seslendiğimiz zaman sen dağın yanında da değildin, fakat düşünüp ders alsınlar diye, daha önce kendilerini uyarmak üzere peygamber gelmemiş olan bir halkı uyarıp aydınlatman için, Rabbin tarafından bir rahmet eseri olarak seni resul yapıp orada cereyan eden şeyleri sana bildirdik. [26, 10; 79, 16; 19, 52] |
Süleyman Ateş Meali |
(Musa'ya) ünlediğimiz zaman sen Tur'un yanında değildin. Fakat Rabbinden bir rahmet olarak (orada geçenleri sana bildirdik) ki senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmemiş olan toplumu uyarasın; belki düşünüp öğüt alırlar. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Musa’ya seslendiğimiz sırada sen Tur tarafında da değildin. Bunları Rabbinden bir ikram olarak öğrendin ki, senden önce kendilerine uyarıcı gelmemiş olan bir toplumu uyarasın. Belki bilgilerini doğru kullanırlar. |
Şaban Piriş Meali |
(Musa'ya) seslendiğimiz zaman Tur'un yakınında da değildin. Fakat bu kendilerine senden önce bir uyarıcı gelmemiş olan bir toplumu belki düşünürler diye uyarman için Rabbinden bir rahmettir. |
Ümit Şimşek Meali |
Biz nidâ ettiğimizde sen Tur'un yanında da değildin. Fakat senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmemiş olan bir kavmi uyarman için, Rabbinden bir rahmet eseri olarak bunları sana vahyediyoruz—umulur ki, güzelce düşünüp öğüt alırlar. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Ve sen, biz seslendiğimizde, Tûr tarafında da değildin. Sen, senden önce kendilerine uyarıcı gelmemiş bir toplumu uyarmak için Rabbinden bir rahmetsin. Bu sayede onların düşünüp öğüt almaları umuluyor. |
M. Pickthall (English) |
And thou wast not beside the Mount when We did call; but (the knowledge of it is) a mercy from thy Lord that thou mayest warn a folk unto whom no warner came before thee, that haply they may give heed. |
Yusuf Ali (English) |
Nor wast thou at the side of (the Mountain of) Tur when we called (to Moses). Yet (art thou sent) as Mercy from thy Lord, to give warning to a people(3379) to whom no warner had come before thee: in order that they may receive admonition.* |